hesabın var mı? giriş yap

  • yüzümde bir tebessümle izlediğim video.*

    sınıf buram buram eşit ağırlık kokuyor, zaten sayısal hocalarının yüksek egoları böyle sınıftayken şarkı söylenmesine falan izin vermezdi. sayısallar olarak her zaman kıskanırdık eşit ağırlık rahatlığını.*

    acaba videoyu çeken kişi şu an nerdedir ne yapıyordur, merak ettim doğrusu. ellerine sağlık.

  • gazinolar devrinin meşhur assolistlerinden sevim tuna anlatıyor:

    "izmir'den ankara ’ya geldim. çok da gencim. bir gazinoda programa çıkıyorum. bayanlar matinesinde bazı bayanlar beni evlerine çaya davet ettiler. çıktım yola, aaa !.. adresi almayı unutmuşum. sadece 17 no'lu apartman olduğunu biliyorum. bir de dere lafı aklımda kalmış... nasıl olsa şöför bilir diye atladım taksiye...

    - şeye gidicem, dedim, hani dereli falan bir semt var ya... şöför babacan bir adam... şöyle bir baktı aynadan gülümsedi.

    - bentderesine mi?

    - evet oraya 17 numaraya gidicem.

    şöför yine aynadan bakarak konuştu.

    - yeni mi geldin sen ?

    bende gazinoyu kasdediyor diye cevapladım.

    - evet bir ay oldu başlayalı.

    - daha önce neredeydin ?

    - daha önce izmir de çalışıyordum.

    biraz daha gittik, yine sordu.

    - müşteri nasıl, kalabalık oluyor mu ?

    gazinodaki program tuttuğu için bende hevesli hevesli anlattım.

    - oooo, müşteri kum gibi kaynıyor... herkes çok memnun...

    - memnun, iyi haaa ?

    - eee tabii bütün kadro müşteriyi memnun etmek için uğraşıyoruz.

    - ben epeydir gitmedim , fiyatlar nasıl ?...

    - ucuz ucuz... ucuz iyi yani.

    - sen çok kalıyor musun ?

    - ben yirmi dakika kalıp iniyorum.

    - yirmi dakika haaa... epeyce... bari geleyim bu akşam...

    - aaaa, gel bu akşam beklerim...

    söför şaşkın , ben geveze , anlata anlata geldik... aaaa bir de baktım ki acaip bir yerdeyiz.

    - neresi burası, dedim şöföre ?

    - bentderesi, dedi ...

    o zaman anladım ki ben aslında bülbülderesi'ne gidecekmişim ..."

  • yavrum z kuşağı zaten konuşarak iletişim kurmayı becerebilen bir kuşak değil ki. muhatabının yaşıyla alakası yok olayın.

    baştan sona anlamlı, özne-yüklem uyumu olan ve an az 10 kelime içeren bir cümleyi tek seferde kurabilen z kuşağı mensubu sayısı toplam 15 falandır.
    yormayın kendinizi böyle şeylerle kuzum.

    haydi tiktok'a, youtube'a falan devam edin siz.

    not: yspor

  • kalkıpta taliban gibi diğer insanlara musallat olmadıkları sürece damacanaya bile tapsalar, 10 kat elbisenin içinde bile yaşasalar umurumda olmaz.

    ama hepimiz biliyoruz bunların eline fırsat geçerse herkesi kendileri gibi yapmak isterler. bizim onlara gösterdiğimiz hoşgürüyü onlar bize göstermez çünkü hepimiz kafir ve cehennemlik insanlarız onlara göre.

    edit: özelden öyle şey yapmazlar diye yazanlar oluyor. alın size daha taze yeni olay.
    (bkz: cubbeli ahmetin ebrar karakurt tweetleri)

    edit2: kimseye zararı olmayan caferi grupları diyorlar. kimseye zararı olmayan adamlar ne hakla son sesle arapça birşey açıyorlar. (not: türkçe olsada öyle son ses vererek kimseyi rahatsız etmeye hakları yok.)

    edit3: cübbelinin bunlarla ne alakası var diyorlar. ben bunlarla alakası var demiyorum. cübbeli gibiler kendilerine saygı beklerken aynı görüşte olmayanlara tahammül edemiyorlar. gidin fatihte bir lgbt yürüyüşü yapın bakalım oradakiler sessiz sakın izleyecekler mi?

    edit4: anlaşılan ortalama iq seviyesi düşük, millet anlamıyor yazdıklarımı. hala kalkmış cübbeliyi veya bunları bana savunuyorlar. en kısa hali ile mezhebleri farklı olsa bile aynı kitaba inanıyorlar ve bu kitapta kendilerinden olmayanlara sevgi pütürcüğü gibi davranın yazmıyor. daha kötü şeyler yazıyor. ılla test etmek isterseniz gidin ben geyim deyin bakalım size nasıl davranacaklar.

    son edit: anlaşılan millet fetöden ders çıkarmamış. bu tarzda oluşumların eline fırsat geçse fetö gibi ülkenin içine ederler.

  • aylar öncesinde trol olduğu onaylanmış bir kişi tarafından açılmış başlıktır.

    lütfen artık bu tür provokasyonlara prim vermeyin ve bu başlığa başka entry girmeyin. trol ordusu muhtemelen gelip kendi kendine gelin güvey olacaktır kısa süre içinde.

  • ne zaman düşünsem tüylerim diken diken..

    geçen hafta dolan otuz beş yıldan beri otuz beş kuruşla ev geçindiriyorlar. üç çocuk büyütmüşler, okutup adam etmişler. üç çocuklarına da aynı sevgi ile bakmışlar hep, gözlerinde hala o sevgi. hani olmaz da, göstermek istemeseler bile ele verecekler kendilerini, naif bir sevgi sızıyor gözlerinden. işe gitmek için evden çıkarken, arkamdan usulca aralanan perdenin arkasındaki annemin gözünde görüyorum, her sabah.

    nasıl başladığı değil nasıl yaşandığı önemli; onca yıl nasıl büyüdüğü, bizi büyüttüğü. onlar dolu dolu da yaşamışlar, damdan düşer gibi de. tepeden tırnağa sevdalılar, sevda nedir biliyorlar çünkü.

    çünkü yaşamışlar, yaşıyorlar bu hayatı. tüpsüz kalmışlar, vesikayla ekmek almışlar, kuru üzümle çay içmişler herkes gibi. kaç ihtilal kaç kriz görmüşler. ve hala, sabahın yedisinden gecenin körüne kadar haberlerde gördükleri "dünyaya" üzülüyorlar. yirmi dokuz yıldır onları sabır ve umut ederken gördükçe tüylerim diken diken oluyor benim.

    keyif almasını da bilmişler. uğrak lokantası’nda kızarmış yarım piliç ve haydari ile içmişler rakıyı, tam cam kenarındaki masada hem de. bizim gibi rakının yanına pırasa getiren, fasıl diye taverna müziği çalan, damsız girilemeyen yerlere, olmadığı gibi görünen insanların arasındaki masada birkaç arkadaş mahkum kalmamışlar. en son ne zaman sinemaya gitmişler hatırlamıyorlar, dilleri dönmüyor hatırlayınca da zaten filmin adını. o akşam televizyonda ne varsa, bir bardak da çay yanına, en seyredilir eser oluyor o akşam.

    bu sevgiyi anlamak istiyorsanız, görmeniz lazım. birbirine güzel söz söylemez, çarçur etmezler iltifatlarını. sevgilim, bir tanem bunlar sahte laflar, yer yok onların lugatında. her gün milyonlarcası gırla giden gerçek sevgi sözleriniz gerçek kıymetini biliyorlar.

    yıllarca işten gelirken kesik ankara soğuğunda yüzü kızaran emekli memur babam gibi yüzüm, aşk hakkında düşünürken, utancımdan. hayat bana daha ne öğretebilir? onlarla karşılaştırınca, hokkabazın ağzındaki yalancı alev gibi yabancıyım aşka. oysa onlar, birbirlerine sarılıp kenetlenmişler. ve kalbime bıçak sokar gibi kirpikleri bana, bize doğru dönmüş soruyorlar:

    "ya siz?"

  • -padişahların tılsımlı gömlekleri

    -pek çoğumuz tılsımlı gömleği hakan muhafız dizisiyle öğrendik. giyenlere ölümsüzlük ve süper güç sağlayan bir gömlek. aslında bizim geçmişimizde gerçekten kullanılan tılsımlı gömlekler var. özellikle osmanlı padişahlarını düşmandan, hastalıklardan ve çeşitli büyülerden korumak için tılsımlı gömlekler yapılmıştır. bu gömleklerin üzerine çeşitli semboller, dualar, şifreli harfler sayılar yazılırdı. padişah bu gömleği giyince kendisine adeta manevi bir kalkan oluştururdu.

    -tılsımlı gömlekler aslında muskanın değişik bir uygulamasıdır. sonuçta muska da çeşitli amaçlar için kâğıt, kumaş, deri üzerine bazı şeylerin yazılmasıdır. muska yaparken amaç muskadan medet ummak değildir. tılsımlı gömlekte de amaç, allah’ın yardımını yanında hissetmektir.

    -tılsımlı gömleği ilk kimin kullandığıyla ilgili kesin bilgi olmamakla beraber şaman ayinlerinde bunun izleri görülebilir. şamanın ayin sırasında giydiği kıyafetler üzerine yerleştirdiği çeşitli semboller ve işaretler onun manevi yolculuğunda yardımcılarıydı. benzer bir şekilde üzerinde buda resmi işlenmiş, uzakdoğu menşei bir gömlek olması, farklı kültürlerde benzer uygulamaların olduğunu göstermektedir. dede korkut hikayelerinde de kurşun ya da kılıç işlemeyen, görünmezlik veren gömleklerden bahsedilmektedir. hatta bizans’ta da bu tarz gömleklerin olduğu, osmanlılar’a da bizans’tan bu kültürün geçtiği söylenmektedir.

    -ilk hangi padişah bu tılsımlı gömleklerden giymiştir tam olarak bilemiyoruz. ancak eldeki örneklere baktığımızda en eski gömleğin 1477 tarihli cem sultan’a ait olduğunu söyleyebiliriz. bir de yedinci yüzyıldan kalma veysel karani’ye ait olduğu düşünülen gömlek var. bu gömleğin üzerinde de çeşitli yazılar bulunuyor.

    -tılsımlı gömlek nasıl hazırlanırdı?
    saray müneccim başı sultanın doğum tarihine göre bir eşref saat belirler. belirlenen bu saatte gömleğin yapımına başlanır. gömleğin hazırlanma amacına göre üzerinde kullanılacak harflere ve sayılara ebced hesabı kullanılarak karar verilir. daha sonra ayetler ve dualar belirlenirdi. bu süreç planlı bir şekilde yürütülürdü. çünkü her ayet ve duanın amacı birbirinden farklıydı.

    -gömleğin amacına ve hazırlanma zamanına göre dualar seçilirdi. tılsımlı gömlekler üzerinde en çok kullanılan sureler fetih, ihlas, felak, nas sureleridir.

    -gömlek hazırlanırken her aşamaya uygun görülen, hesaplanan zamanda başlanırdı. bu yüzden bir gömleğin tamamlanması üç-dört yıl sürerdi.

    -gömleklerin üzerinde çokça hz.süleyman’ın mührü, hz.ali’nin kılıcı zülfikar sembolleri kullanılmıştır. bazı gömleklere peygamberin ayak izi, sandaleti, kabe resmi de işlenmiştir. gömleklerin üzerindeki öğelerin çoğu hurufilik denilen akımdan esinlenilmiştir. hurufilik akımı özellikle mevlevi ve bektaşi tarikatları içinde etkili olmuştur. gömleklerin tılsımını yapanlarda bu tarikatların şeyhleri, dedeleri veya dervişleri olmuştur.

    -tılsımlı gömlek örnekleri
    tılsımlı gömleklerden topkapı sarayı’nda 87 tane bulunmaktadır. bu gömleklerden 13 tanesinin kime ait olduğu biliniyor. diğerlerinin kim için hazırlandığına dair bilgi bulunmamaktadır. 6 gömleğin hiç giyilmediği, 2 tanesinin kesin olarak giyildiği biliniyor. diğerleriyle ilgili kesin konuşmak oldukça güç. 14. yüzyıldan 19.yüzyılla kadar farklı yıllarda yapılmış gömlekler bulunmaktadır. ancak çoğunluğu 16.yüzyıla aittir.

    -ııı. murat manisa’da sancakbeyi iken iki kız ve iki oğlu olmuştu. iki oğlundan en küçük olanı vefat edince annesi nurbanu sultan ııı.murat için bir tılsımlı gömlek hazırlatmıştır. gömleğin hazırlanma amacı tekrardan erkek çocuk sahibi olmasıdır. gömleğin ön tarafında hz. ali’nin kılıcı zülfikar resmedilmiş ve kur’an’dan ihlas suresi tekrarlı bir şekilde yazılmıştır. zülfikar’ın savaşlarda galibiyet isteği, ihlas suresi ise dileklerinin kabul edilmesi amacıyla seçilmiştir.

    -cem sultan’ın tılsımlı gömleği ise dört yılda hazırlanmıştır. 30 mart 1477 tarihinde güneş koç burcundayken başlanan gömlek 29 mart 1480 tarihinde güneş koç burcundayken bitirilmiştir. cem sultan’ın gömleğinde şans getireceğine inanılan ayetler, bu ayetlerin sayısal hesaplamaları olan rakamlar, hz.süleyman’ın mührü ve dört büyük meleğin adı yazmaktadır.

    -tılsımlı gömleklerin çoğu padişahlar için yapılmıştır. ancak aziz mahmut hüdai ve mevlana türbelerinde de bu gömleklerden bulunmaktadır. ayrıca ıı.mustafa’nın veziri hasan paşa’nın, merzifonlu kara mustafa paşa’nın da tılsımlı gömlekleri vardı.

    entry daha iyi görmek için video
    tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum. amacım güzel vakit geçirirken bir şeyler öğrenmek/öğretmek. youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

    kaynakça
    • cafer erdal, türk kültüründe büyüler (konya örneği).
    • fatih aytekin, topkapı sarayı koleksiyonlarındaki şifalı gömleklerin şifrelerinin değerlendirilmesi ve yeni bir tasarım.
    • ege gökçe demir, embodyıng belıefs through desıgn: ottoman talısmanıc shırts.
    • şükran üneş, osmanlı padişahlarının kullandığı tılsımlı gömleklerdeki görsel unsurların grafik tasarım açısından incelenmesi ve serigrafi baskı tekniği ile uygulamaları.