ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
barış manço şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
ağızda bazen kekremsi bir tat bırakan sözler.
"kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok"
112 personelinin eve ayakkabı ile girmesi
-
çok acayip insanlarsınız vesselam. arkadaşım o kadar aciliyeti yoksa ambulansı çağırma!
tanım: milletin can, yazarın ev derdinde olduğu hede.
olası iç savaş sonrası türkleri kabul edecek ülke
passolig
-
stadyumlara medeniyet getirdiğini iddia eden oluşum. geçen sezon tribünde katır sikip dinozor eti yiyorduk biz.
yerin çektiğini kim görmüş belki gök itiyor
-
uzay-zaman elmayı yere düşürmüyor güzel kardeşim. elmayı yere düşüren çekim kuvveti aynı zamanda uzay-zamanı bükebiliyor da.
bu çekim kuvveti ne kadar güçlü ise, o kadar etki ediyor uzay-zaman dediğimiz boyutlara. ınterstellar filminin finalindeki anlatım da buradan çıkıyor.
taksim'in ortasında dayak yemek
-
maalesef, hiç beklemediğimiz bir anda, hiç olmadık bir nedenle başımıza gelebilecek ve hayatımızda hiç hesaplanmamış bir tehdit olarak önümüze dikilebilecek olaydır.
8 kasım gecesi, model grubunun müzisyenlerinin de başına gelmiş olaydır.
çoğunluk isterse laik düzen değişir
-
akp hukumeti'nin basbakan yardimcisi bulent arinc'in fikri.
kendisine gore anayasa'daki değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri nitelikli çoğunluk ile degistirmek mümkün olmali.
konsensus kelimesini duysa eli silahina giden bu ulkenin nitelikli çoğunluktan anladigi sey de, meclis'te 367 tane sandalye ve onlarin uzerinde oturanlardir.
değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler arasinda ulkenin demokratik, laik bir hukuk devleti oldugu, insan haklarina saygili oldugu gibi temel ifadeler var.
sayin arinc'a gore 367 tane el oyle isterse bunlari degistirmek mumkun.
mesela yarin obur gun teror azarsa "bu insan haklari nanesi de cok ayak bagi oluyor" diyerek insan haklari kavrami tamamen anayasa'dan silinebilir.
367 tane elin kalkmasi yeter.
"bu zindiklar yuzunden hepimiz cehennemlik olucaz" diyerek islam'a aykiri kanun yapilmasi yasaklanabilir.
367 tane elin kalkmasi yeter.
"hukuk devleti de nedir ulan; hakliyi haksizi halkin sectigi meclis belirler" diyerek yargiclar savcilar dogrudan meclise baglanabilir.
367 tane elin kalkmasi yeter.
ki bu secim sisteminde, o 367 tane eli secmek icin, secmenlerin yalnizca %35'inin oy vermesi dahi yetecektir!
"cogunlugun tahakkumu nasil kurgulanir" filmini rusya'da ortadogu'da vizyondayken goremediyseniz, gec kalmadiniz!
trt ekranlarindan canli yayinlaniyor su siralarda.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : başbakan millilere 28 milyon verene kadar
entry : milli olmayanlara adam başı 30 lira vereydi karaköy ekonomisine de hareketlilik gelir, millet de milli olurdu. türkiye kazanırdı.
güldükçe düşündüm, düşündükçe yarıldım lan. adam haklı ve özet geçerek güldürmüş amk.
insanın boğazını düğümleyen şeyler
-
sabahin 4unde, taksimde soguktan buz tutmak uzere evine yuruyen seyyar cayci amcaya yardim amacli seslenip "amca 2 cay" dendikten sonra gozleri yorgunluktan cokmus amcanin cay termosunu gostererek ve utanarak "..ama cay soguk" demesi.. o seref ve o onur isitir o cayi amca.. ver de icelim
the ultimate kezban
-
özellikleri şunlardır:
- fiziksel cazibeye ters orantılı özgüven
- 1000 metreye kadar trip atma kabiliyeti
- atmosfer olaylarını etkileyebilecek güçte pöfleme
- evlendikten sonra dahi 7 aya kadar vermeyebilme
- 1 dakikada 42 bin karaktere kadar mesaj yazabilme
- ikili kimlik (evde yarılana kadar açık çay, dışarda cafe latte)
- bele yönelmiş kızılötesi ışınları engelleyebilen alttan çıtçıtlı body
- her erkeğin taşıyamayacağı çelik gövde
- saçın üzerine sabitlenmiş anti serpinti güneş gözlüğü
- 54 metre ötedeki hava akıntısını algılayıp üşüyebilme
mahalli yerleştirme sistemi
ilk uçak yolculuğu
-
2 sene önce istanbul-stockholm arasıydı benimki. uçuş boyunca en korktuğum an tuvalette işimi hallettikten sonra sifona benzeyen bir şeye basmam sonrası kopan gürültüydü. o kadar derinden, o kadar dehşet vericiydi ki "uçağı düşür düğmesine mi bastım lan!!!?" diye sırtımdan kıçımın arasına doğru anında bir ter süzülmüştü. gürültünün sürdüğü o 5,6 saniye içerisinde national geographic'deki "uçak kazası raporu" programının bizim uçağın düşüşünü konu alan bölümünü bile kafamda canlandırmıştım. hem bok yoluna gidecek, hem de uçağı benim düşürdüğüm ortaya çıkınca "dünyanın en gerzek uçak yolcusu" olarak anılacaktım. sesler kesildiğinde yanlış bir şey yapmadığımı anlayıp, 40 yıllık uçak yolcusu gibi gözüm kapalı sifona basabildiğim için övündüm kendimle. tuvaletten çıkıp koltuğuma doğru yürürken de herkesin suratına "işte bu iş böyle yapılır. tuvaleti yaptıysan sifonu çekecen abi." gibisinden bakarak gururlu bir tavır takındım.