ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
77+33'ün 100 yapmaması
-
hayatımın en eski hayal kırıklığıdır. halbuki şartlar o kadar hazır ki şu işlemin 100 olması için, matematik bu güzelliğe engel oluyor.
yıllardır bu iki sayının toplamının 110 olduğunu kabullenemedim. bir şeyler yapılabilmeliydi. bugün itibariyle bu konuda ülkedeki en yetkili kurum olan tübitak'a başvurumu gerçekleştirdim. dosyamın iki ayrı heyetçe incelendiğini, ancak iki heyetin de aynı sonuca ulaştığını söylediler.
araya adam koyalım dedim, benim dosyayı yeniden gönderelim, direnelim dedim. dosyayı geri gönderdi içerideki torpilim, yapılacak her şeyi yaptığını, sonucun olumsuz olduğunu söyledi.
bu konuda tüm yasal haklarımı sonuna kadar kullanacağım. bireysel başvurudan aihm'ye kadar yolum var. uzun sürer mahkeme kapılarında sürünürsün dediler. vazgeçmeyelim arkadaşlar. eğer sonuç olumlu olmazsa bütün yollar sivil itaatsizliğe çıkıyor. korkmayalım, küsüratı reddedelim.
muhafazakarların kemalistlere zeytin dalı uzatması
-
düşüncesini ifade eden tutuklu gazetecileri serbest bıracaksınız.
toplumda ayrışmayı körükleyici şeyler yapmayacaksınız.
hep kendiniz yemeyeceksiniz.
yakınlarınızı işe almayacaksınız.
bütün ihaleleri yandaşlarınıza vermeyeceksiniz.
insanların giyimleri hakkında infial yaratacak yaralayıcı açıklama yapmayacaksınız.
başı açık insanları tecavüz edilebilir şeklinde yaftalamayacaksınız.
halkı kin ve nefrete sürüklemeyeceksiniz.
devletin içine sızıp bütünlüğüne kasteden ve onu yıkmak isteyen terör örgütlerine yardım etmeyeceksiniz.
forloop der ki; memlekette imam hatip merkezli değil akıl tabanlı eğitim vereceksiniz.
carlosspicywiener der ki; görüşlerini begenmediginiz memurlara mobbing uygulamayacaksiniz.
camiden adidas caldim bol geldi der ki; sayistay raporlarinin akibetini, örtülü odenekleri, deprem vergilerinin nereye gittigini ve mit tırlarını aciklayacaksiniz.
bütün bu yaptıklarınız için 'bağımsız yargı' önüne çıkacaksınız.
kalanlarınız olursa oturup konuşuruz.
arkadaşlığın bir üstü sevgililiğin bir altı
-
ömür tüketen bir durumdur, iki taraf da kendi kaypaklığının farkında olduğundan karşı tarafı üzmek istememektedir. iki taraf da kendinden emin değildir. amaaan boşver yormayalım kafaları denilir, gidişata bırakılır. hayatının insanını arayan umutsuz insanlarda daha sık görülen durumdur. karşıdaki hayatınızın insanı değildir o yüzden hiçbir zaman ona evet diyemezsiniz ama bu hayatınızın insanı olacak it oğlu it hala karşınıza çıkmamıştır ve iyi vakit geçirdiğiniz bir adet karşı cinsten arkadaşınız mevcuttur. sonra bir bakmışsınız arkadaşlığın bir üstü sevgililiğin bir altı durumundasınız. zaten ben çok çok iyi anlaşan farklı cinsiyetteki insanların arkadaş kalabilme ihtimalini sıfıra yakın bulmuşumdur hep. en azından taraflardan biri aşık olur diğeri istemez arkadaşlık yine bok olur. günlük yaşamda sıklıkla rastlanır. yapacak bir şey yoktur, kasmamak lazımdır.
yürüyen merdivenin sol tarafında dikilen insanlar
-
bu insanları da anlamaya çalıştım, ne bileyim ilk kez metroya biniyordur, böyle bir görünmez kuralın varlığından haberi yoktur vesaire. bir sağda dikilen olarak daima solda dikilenin en az üç-dört basamak gerisinde durdum ki geçmek isteyenlere manevra alanı kalsın.
dün akşam bu solda dikilen arkadaşlar yüzünden, kalkmak üzere olan metroma yetişeyim diye (orası benim süzme salaklığım, ayrı mesele) "sağ"layayım derken ayağım kaydı yürüyen merdivenden 5 basamak birden filan düştüm. dikilen arkadaşlar sadece bir "aman aman" filan dediler arkamdan, ben de "siz şurada dikilmeseniz bu olmayacaktı" dedim yüzlerine bakmadan kalkıp yürürken. neyse. pantolonum dizden aşağı yırtılmış, onu bir şekilde kamufle ettim. dizle bilek arasında da boydan boya derin sıyrıklar oluşmuş. akşamdan beri acısı dinmedi meretin. gene bin defa şükrettim, bu kadarla kurtardım diye.
yani demem o ki şu kuralı biliyorsanız yapmayın güzel kardeşim. benim gibi salakların başına iş açmamak için yapmayın bari.
ibb'nin piknik alanında tüpü bile yasaklaması
-
müthiş bir karardır.
imamoğlu farkıdır.
bu gözler her haftasonu caddebostan sahilde kızartma yapıp arkasından yağını çimlere döken şoparlar görüyor.
bir de o tavaların etrafını tüp sönmesin diye kartonla çevirmezler mi...
ilber ortaylı'nın ilginç evlilik yorumu
-
türklerin yalnız kalamaması hakkında söyledikleri çok doğru. bu platformda bile yalnızlık kötü bir şeymiş gibi lanse ediliyor.
dünyada internetin bir aylığına çökmesi
-
ttnet hiçbir şey yokmuş gibi parasını almaya devam eder.
tuncay şanlı
-
fenerbahçede 50 sene oynayıp anca volkan demirel kadar efsane olacakken futbolcu olarak bol para kazanmış, ingiltere, almanya, katar ve hindistan görmüş. deli paralar kazanırken harika kültürler tecrübe etmiş, gençliğinde hayatını yaşamıştır.
emekliliğinde de gelir televizyon efsanesi olur çok lazımsa. ne sikime yarıyorsa efsane olunca.
ttnet'e arıza kaydı bırakmak
-
şaman adetlerinden biridir. aileler çocuklarının kısmeti açılsın diye yaparlar. bir şey olacağından değil de batıl inanç işte napacaksın.