hesabın var mı? giriş yap

  • marketler, sokaklar, dükkanlar en azından süslenirdi hatta kapılara noel süsleri asılırdı. her evden en az birisi piyango bileti alırdı. her halde türkiye için en sönük yılbaşı olacak. dev enflasyon, adaletsizlik, açlık psikolojiyi bozdu. artık 2023'e girmekle birlikte asgari ücret artışının da tetikleyeceği zam furyasını yılgın bir kanıksamayla bekliyoruz. ülke sanırım giderek neşesini kaybetti.

  • evliya çelebi’nin anlattığına göre 1. viyana kuşatması sırasında surlarda açılan bir gedikten şehre dalan osmanlı askeri çerkes dayı, sonrasında içeride tek başına olduğunu fark eder ve şehit olana kadar çarpışır. kral ferdinand bu büyük kahramanı şehit olduğu eve defnettirir. gâvur sokağı’ndaki (strauchgasse) bu evin köşesinde çerkes dayı’nın kılıç sallayan bir heykeli bulunmaktadır: görsel
    görsel

    bu heykel viyana'nın heidenschuss meydanı ile strauchgasse'nin kesiştiği 1 numaralı montenuovo sarayı olarak bilinen binanın birinci katında yer almaktadır.

    ekleme: heykelin bulunduğu yerin google haritalar üzerinden tam konumu: adres

    konum bilgisi için mr scary nickli yazara teşekkür ediyorum.

  • banka mail atmış "rafet el roman'la romantik bir gece geçirmek istermisin?” eskiden kredi kartı borcunu ödemeyince sadece icraya verirlerdi. iyice çirkinleştiler
    *

  • ustama sordum bigün damdan düşer gibi, "abi aldatmadın hiç di mi yengeyi?"
    haza efendiden bi adamdır. evine barkına düşkün, çocuklarına tapan modeldir. dükkan-ev yaşar.

    "yok" dedi.
    "neden" dedim.

    "delfi, şimdi ben 38 yaşındayım, hanım 34. şimdi tabi bakıyosun etrafta gencecik kızlar dolanıyo. çok da güzeller. canı çekmiyo mu bi erkeğin? valla çekiyo bazen. inkar edemem.
    ama sonra düşünüyorum, hanımım da öyleydi eskiden. 16 yaşındaydı bana geldiğinde. bıcır bıcırdı, çok güzeldi. ben onu aldığımda, o da etrafta dolananlar gibiydi.
    şimdi bakıyorum , tabii 2 çocuk doğurdu, vücudu filan deforme oldu haliyle.
    ama bu çocukları bana doğurdu hanımım. biz beraber bi yola çıktık, o bana güzel çocuklar, sıcak bi yuva verdi. sevgisini, ilgisini, ömrünü verdi.
    ben de o 20 yaşındaki delikanlı değilim. bak benim de saçlarım ağardı, ben de kilo aldım. ben de artık geçtim o yaşları.

    yapmadım. bi tarafa eşimi koydum, onun verdiği yılları, feda ettiği şeyleri, emeğini, sadakatini, ona duyduğum sevgiyi.
    öbür tarafa 3 dakkalık zevki koydum.
    'değmez' dedim sonra."

    ...

    çirkin de bi adam değildir bu arada. ama "adam" işte zaten. çirkin olsa noolur.
    yuvaları daim olsun.

    edit. fb da paylaşılmış, yayılmış. yorumlardan anladığım, baya yanlış anlaşılmış konu.
    https://www.facebook.com/…630314012/?type=3&theater

    1. bu metni yazan bi kadın evet. ben yani. bi kadının ustası olamaz mı? niye erkek sandınız ki?
    2. ustam 20, eşi 16 yaşında başlamışlar flörte. görücü usulü değil, arkadaş ortamında tanışıyorlar. izmirliyiz, biz pek bilmeyiz görücü filan... neyse 4 yıl içinde ustam çalışa çabalaya para biriktirip bi ev yapmış ailesinin verdiği arsaya. evleri bitince evlenmişler. kız 20, erkek 24 yaşında evlendiklerinde. pedofili yok.
    3. "fırsat geçmemiştir eline" diyenler, atölyenin yanında rusların filan çalıştığı pavyonlar zinciri var. en basitinden... dadanan çok usta var, hepsi bilinir. benim ustam gibi bikaç usta daha var böyle, gitmez karıya kıza. bunlar da bilinir.
    4. "38 yaşında adam neden 75 yaşında gibi konuşuyor?"... çünkü soran kardeşinin aldatmalarla ilgili kafası karışık şu ara. feyz için sorduğunu biliyor. ondan dolayı kalbini açıyor.
    5. "20 lik kızları canının çekmesi filan ne demek? aldatmış sayılır!" diyenler... okuyun pls:
    (bkz: erkeklerin aldatmama sebepleri/@demesi kolay tabii)
    6. bu adamla 5 yıldır bazen günde 16 saate varan sürelerde çalışıyorum. dükkanı kapatıp eve nasıl koştuğunu bizzat biliyorum. eşiyle nasıl konuştuğunu, saygısını, sevgisini... ona yaptığı süprizleri, şevkatini.. o yüzden lütfen genellemeyin. aile babasıdır, bu adam düzgün bi adamdır hakkaten.
    bu soruyu başkasına değil de, ona sormamın sebebi budur zaten..

  • fransızca "bana yardım et" anlamına gelen "venez m’aider" deki "m'aider" kelimesinden türetilmiş imdat çagri sinyali. kökeni fransızca olmasına rağmen fransızlar amerikalı ve ingilizlerden farklı olarak çok acil durumlarda bu kelimeyi kullanmazlar. "au secours!" veya "à l'aide!" derler.

  • ders:diferansiyel denklemler
    alınan not:02

    valla ben almadım hoca verdi.

    hocanın not gerekçesi: 01 versem adını yazıp çıktın falan diye sen artist olacaktın ondan 02 verdim. hem böyle daha ezik görünüyorsun. hani yapmış da anca 2 puanlık yapmış gibi.

  • türkiye cumhuriyeti'nin ilk kadın kimyageri; fransız sorbonne üniversitesi'nden mezun ilk türk kadını. 1902 yılında üsküp'te doğdu. 3 senelik istanbul nazperver kalfa mekteb-i iptidaisi'ni 1 senede bitirdi.

    fen derslerinin zayıf olduğunu gördüğü dar ül muallimat'tan sonra darülfünun kimya bölümüne girdi ve burdan mezun oldu. bakü'de bir erkek okulunda çok zor koşullar altında öğretmenlik yaptı. bu dönemde eşi reşit süreyya gürsey ile tanıştı ve onunla beraber istanbul'a döndü. adana'ya tayin olduktan bir süre sonra eşi ile birlikte paris'e giderek sorbonne'da kimya öğrenimi görmeye başladı.

    sorbonne'da langevin ve madam curie gibi hocalardan ders aldı. biyokimya sertifikası alan hisar, doktorasının başlayacağı dönemde bursu kesildiği için türkiye'ye döndü ve öğretmenliğe devam etti. 1930 yılında çok zorlu çabalarla tekrar parise gitti ve doktorasını tamamladı. istanbul üniversitesi ve itü'de kimya doçentliği yaptı. 1959 yılında profesör oldu.

    remziye hisar dünyaca ünlü fizikçi feza gürsey ve milletlerarası psikoloji cemiyeti'nin tek türk üyesi psikiyatrist deha gürsey'in annesidir. 1992 yılında -enteresandır- oğluyla aynı yıl içinde vefat etmiştir.

    * *

  • senin şehrinde kafede oturmandan ne farkı var? suçluyu yanlış yerde aramayın.

    edit: insanların hangi ruh halinde olduklarını bu açıdan nasıl anladınız?