hesabın var mı? giriş yap

  • edit: diyen gitti arkadaşlar, uçuruldu.

    böyle olunca bize de tanım yapmak düştü. bi hikaye var bilen var mı? o geldi başlığı görünce aklıma, durun anlatayım;

    amerika’da hala öldürülmemiş olan iki tane kızılderili çok sıkılmışlar itilip kakılmaktan, barbar/hor görülmekten. düşünmüşler taşınmışlar amerikan olmaya karar vermişler. böylelikle artık aşağılanmayacaklarmış. ama nasıl amerikan olacaklarını bilmiyorlarmış. başlamışlar her önlerine gelene sormaya 'nasıl amerikan oluruz' diye. en son biri bakmış bunlar saf, dalga geçmek için almış bunları karşısına, başlamış sallamaya;

    - bakın demiş, şu dağı görüyor musunuz? adamlar görüyoruz deyince devam etmiş. işte o dağın tepesindeki büyük kayayı görüyor musunuz? görüyoruz deyince adamlar, yine devam etmiş bizimki. bakın demiş o kayanın tepesine çıkıp 3 kez 'ben amerikanım' diye bağırırsanız amerikan olursunuz.

    bizimkiler daha adamın lafı bitmeden fırlamışlar dağa. tırmanmışlar, tırmanmışlar kayanın dibine kadar gelmişler. bakmışlar bu kayaya birbirlerinin yardımı olmadan çıkmanın imkanı yok, biri demiş ki sen eğil, ben senin üstüne basıp çıkayım, sonra da seni yukarı çekerim. peki demiş öbürü ve eğilmiş. ilki basmış alttakinin sırtına ve çıkmış kayanın tepesine. ve hemen 3 kere bağırmış ben amerikanım diye. aşağıdaki heyecandan duramaz olmuş, hadi demiş kardeş beni de asıl yukarı, ben de amerikan olayım deyip uzanmış yukarı doğru. yukarıdaki buna tekmeyi bastığı gibi ''de amina goduumun amerikanı'' deyip yuvarlamış arkadaşını aşağı.

    şimdi bunu niye anlattım. başlığı açıp giden arkadaş da yazar olunca kendisini adam oldu saymış ve çaylaklara basmış bu başlıkla tekmeyi. ama bu sefer kayadan uçan kendisi olmuş.

    vayy bea ne bağladım amma!!!

    edit: orjinali türk/kürt şeklinde idi ve çok ırkçıydı. değiştirdim…

  • bu konuda merak edilen sorular ve yanıtlarım şu şekildedir:

    1) araçlar yokuşu viteste inerken mi yoksa boşta inerken mi daha az yakıt yakar?

    araçlar yokuşu viteste inerken daha az yakıt yakar. hatta eğer eğim yeterli derecede dik ise, vitesle inerken araç hiç yakıt yakmaz. aynı yokuş boş vitesle inilseydi, motor kendisini rolantide çalıştırabilmek için yakıt tüketecekti.

    yokuşu viteste inerken motor, aracın sahip olduğu kinetik enerji ile dönmektedir. bu sisteme fuel cut off ya da cut off denilmektedir.

    eğer inilen yokuş motoru sıfır yakıt ile döndürecek kadar dik değilse, motor kendisini döndürmek için gerekli olan enerjinin bir kısmını kinetik enerjiden karşılayacağından, araç yine boşta inmekten daha az yakıt tüketir. aynı şey hızlı giderken ve araç vitesteyken birden ayağımızı gazdan çektiğimizde de olur. her iki durumda da araç kinetik enerjisinin bir kısmını motoru döndürmek için harcar. bu sebeple araç viteste iken yokuş aşağı inerken çok fazla hızlanmaz. motoru döndürmek için gerekli olan enerji aracın hızını sabit tutar ya da aracı yavaşlatır (bkz: motor freni).

    2) sabit hız, farklı devirlerde (viteslerde) yakıt tüketimi (l/100km) nasıl değişir?

    bunun için şu adreste bulunan "tab.1: ıncluded gears, vehicle velocity and fuel consumption" başlıklı tablo incelenebilir.

    testler seat ibiza 1.9 tdi 77 kw (~ 105 ps) model araç için yapılmış olup, değerler gerçektir. tablodaki testler 70 ve 50 km/saat sabit hız ile yapılmış, ıı., ııı. ve ıv. vitesleri, "average consumption l/100km" de 100 km'de litre cinsinden ortalama yakıt tüketimini ifade etmektedir.

    özetle araç;

    70 km/saat sabit hızı:
    2. vites ile giderken devir 4000 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 6,46 l/100km olmakta.
    3. vites ile giderken devir 2450 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 4,12 l/100km olmakta.
    4. vites ile giderken devir 1650 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 3,26 l/100km olmakta.

    50 km/saat sabit hızı:
    2. vites ile giderken devir 2900 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 5,8 l/100km olmakta.
    3. vites ile giderken devir 1750 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 3,675 l/100km olmakta.
    4. vites ile giderken devir 1200 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 2,6 l/100km olmakta.

    3) sabit devir, farklı viteslerde (hızlarda) yakıt tüketimi (l/100km) nasıl değişir?

    bu sorunun yanıtı için de, aynı adresteki "tab. 2 fuel consumption in l/100km with different gear and speed" başlıklı tablo incelenebilir.

    şöyle ki:

    1500 rpm devirde araç 2. viteste 26 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 4,4 l/100 km yakıt tüketmekte.
    1500 rpm devirde araç 3. viteste 44 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 3,3 l/100 km yakıt tüketmekte.
    1500 rpm devirde araç 4. viteste 63 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 2,5 l/100 km yakıt tüketmekte.

    2000 rpm devirde araç 2. viteste 35 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5 l/100 km yakıt tüketmekte.
    2000 rpm devirde araç 3. viteste 58 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 3,7 l/100 km yakıt tüketmekte.
    2000 rpm devirde araç 4. viteste 85 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 3,4 l/100 km yakıt tüketmekte.

    2500 rpm devirde araç 2. viteste 45 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5,4 l/100 km yakıt tüketmekte.
    2500 rpm devirde araç 3. viteste 71 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 4 l/100 km yakıt tüketmekte.
    2500 rpm devirde araç 4. viteste 105 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 4,5 l/100 km yakıt tüketmekte.

    3000 rpm devirde araç 2. viteste 52 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5,7 l/100 km yakıt tüketmekte.
    3000 rpm devirde araç 3. viteste 85 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 4,4 l/100 km yakıt tüketmekte.
    3000 rpm devirde araç 4. viteste 125 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5,7 l/100 km yakıt tüketmekte.

    3500 rpm devirde araç 2. viteste 60 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 6 l/100 km yakıt tüketmekte.
    3500 rpm devirde araç 3. viteste 100 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5,2 l/100 km yakıt tüketmekte.
    3500 rpm devirde araç 4. viteste 145 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 6,8 l/100 km yakıt tüketmekte.

  • türkiye halklarının giderek muhafazakarlaşmasının sonucudur.

    bugün ht gazetesinde ali ağaoğlu röportajı vardı ki sorsak, sokaktaki 10 yurdum delikanlısının (atıyorum) 7'si bu adamı örnek olarak kabul ediyordur.adam diyor ki röportajda "6 evim var ama tek kitap sahibiyim !!" "hatunun tazesini severim (bu esnada ismi hazal ....... olan sevgilisi sigara içerek röportajı izliyormuş)" vs.vs.vs.

    '80 darbesinin bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük, böyle salak tiplere kol kanat gerip embesil bir nesil (ki yeşil kuşak projesiymiş bunun ismi) yetişmesine uygun zemin yaratmaktı.bunu da başardılar zaten.sorsan hepsi ahlak ve kişilik sahibi ama yolda oturup "taze mala bak !!" "hacı asgari ücret alıyorum ama ayfon siksplas ya da en olmadı ayfon siks almazsam olmaaaaaaz" muhabbetindeler.bu tayfanın idolleri belli, niyetleri belli.kimisi de "....... elitizmi" diye ayar kasmaya çabalar aldığı entelektüel eğitimin olmazsa olmazı bir tavırla.ve evet kardeşim bilgisiz adamı, öküz adamı, cahil kalmakta ısrar eden adamı, o cahilliğini her yere yaymayı görev edineni aşağılıyorum !!!

    gerçi ülkeye tercüman mı seçiyoruz, cumhurun reisini mi seçiyoruz? değil mi.sikmişim bilgiyi, bilimi, kültürü afedersin.

    not : "...... elitizmi" cümlesinde genel tavır kastedilmiş olup, hiçbir entry ve kişi ile ilgisi yoktur.

  • --- spoiler ---

    "ne mal bıraksın, ne mülk bıraksın, hepsini değeri varken, hepsini satsın gitsin"

    --- spoiler ---

    kime satalım hocam? ölmesini istediğimiz birisine mi?

  • kyk’da kalırken oda arkadaşım yurtta kendi yemek hakkıyla aldığı meyve sularını biriktirmişti sırf memlekette mevlüt okutacakları için. en büyük boy valize zor sığdırmıştı.

  • pazar günü içimden, geldi, kahvaltıyla akşam yemeğini ben hazırladım. normal zamanlarda, mutfaktaki yardımım üst raflardan bir şeyler almakla sınırlı. aslında fena değilim yemek yapmakta ama işime gelmiyor hazır yapan varken.

    kız arkadaş - napıyorsun?
    ben - yemek hazırlıyorum.
    kız arkadaş - e kahvaltıyı da hazırladın.
    ben - olsun sen hep hazırlıyon.
    kız arkadaş - ben de içeri gidip, bağıra çağıra küfrederek fifa oynayayım bari.
    ben- ...

  • abla tam ülkeye başbakan olacak cinsten. kendisini siyasete sokup tayyipin üstüne salsak max 3 ay içinde alaşağı eder gibime geliyor. çoğu it kopuklardan oluşan minibüsçü tayfasından birini bu kadar tahrik edip bi de arabadan inerek karşısına dikilmeye nasıl cesaret ediyorsun ablacım kadın başına? yaptığı şeye değil ama cesaretine hayran kaldım. helal olsun valla.

  • dengesiz davranın. bi "eşşek kadarsın bunu akıl edemiyo musun" diyin bi "el kadar sıpa bana laf öğretiyo".
    kardeşler arasında ayrım yapın. köfteyi diğerine ayırın misal. ve kız olanı erkeğin ayak işçisi yapın. erkek hep çocuk, beceremez olsun. kız da "koskoca kızsın öyle oturma!".
    gereksiz panikleriniz olsun. okuldan yarım saat geç gelirse karakola başvurun.
    onun önceliklerini önemsemeyin. evde koltuk yokken/ fabrikada makina yokken 23 nisan kostümü de ne allaşkına?
    babasını/ annesini ona kötüleyin. e insan çocuğuyla da dertleşemeyecekse artık...
    eşinizi karşınıza alıp onun yanında kana kana kavga edin. hayatla yüzleşsin.
    yaptığı yaratıcı çalışmaları, ödevleri ucuzlaştırın. onu bıraksın da matematik çalışsın sıpa!
    en önemli madde; sizin önceliklerinizi yaşamasında diretin. siz oku! dediğinizde okusun. çalış! dediğinizde çalışsın. evlen diyin evlensin. evlenmesi gerekirken hala okuması şüphesiz ki bize aykırıdır.

  • biz muhabbet kuşumuzu almak için uzunca bir süre bekledik. zira, yumurtadan yeni cıkmış olsun istedik. aldığımızda tüyleri bile yeni yeni çıkıyordu. alıp eve getirdik ve resmen bir evlat gibi baktık. uçmayı bilmiyordu, yemleri kıramıyordu velhasıl baya uğraştık.

    uçmayı öğrendi, sabahları kahvaltı soframızı işgal etti hatta. yemek yerken görünce hemen atlayıp dudaklarımızı ısırırdı ağzınızdaki yemeği yemek için. velhasıl çook cana yakındı. pencereye sineklik taktırmıştık kafeste durmak istemiyordu çünkü.

    babannem bir gün çok daralmış, ona defalarca tembih ettiğimiz halde sinekliği açmış, güzelim hayvan çekip gitmişti. nasıl ağladığımızı unutamıyorum. babam akşam eve geldiğince çok üzüldü. babanneme kızdı haliyle. zira bu evde babamın şefkatini o kuştan başka kimse görememişti. hatta sinirden sinekliği söküp kırdı. (abartı gelebilir ama o acı çok başka inanın)

    her boktan işte olduğu gibi anneme söyleme işi de bana devredildi. '' sen bağrımı yaktın kızım benim. onun senden tek farkı, onu doğurmamış olmamdı.'' üzüldü baya ağladı. gece hiç uyuyamadık. erkek kardeşimi kendiyle konuşurken yakaladım. ''uyu uyu, belki rüyana gelir. hemen uyu'' yavrum benim nasılda üzülmüş.

    1 aylık muhabbet kuşu ne adam gibi uçabilir, diğer kuşlardan kaçabilir ne de kediye yem olmaktan kurtulabilirdi. gece hiç uyuyamadım, bir ara dalacak gibi oldum 10 - 15 dakika. rüya gördüm hemencecik. kuşumuz geri dönüyormuş-da ben kafese koyuyormuşum-da yoh yea...

    sabah pencereleri açıp evi havalandıracak gibi oldum.

    kafamın üstünde kanat çırpıyordu. çığlıklar atıp evi ayağa kaldırdım. hepsi başıma üşüştü.

    inanın bana gidişinden çok, gelişine ağladım. inanılmaz duygulandım. hiç bilmediği halde gece dışarda kalmış, sağ salim dönebilmiş. üstelik daha önce balkona hiç çıkarmadığımız için çevreyi de tanımıyordu. evin dışını bilmeden, daha evde konacak yer bulamayıp yere çakılan miniğimiz geri gelmişti. inanılacak şey değildi.

    kafamın tepesinde ötüyor hınzır şimdi :)

    not: yeniden bir sineklik alınıp takıldı.

    ekleme: sonrası için #58067255

  • her ne kadar spielberg bu kızı filme katarken gerçek bir karakterden esinlenmese de schindler's list gösterime girdiğinde roma ligocka adında bir kadın o tarihlerde toplama kampında olduğunu ve üzerinde de her zaman kırmızı bir manto bulunduğunu söylemiş, çeşitli tanıklarca da olay doğrulanınca the girl in the red coat: a memoir adlı kitabı yazmıştır. kitap türkçeye de çevrilmiş ve kirmizi mantolu küçük kiz adıyla altın yayınlarından çıkmıştır.

    kalbinde insanlık için yeterince yer olanlar hem kırmızı mantolu küçük kızlara hem filistinli ya da lübnanlı çocuklara üzülebilir. ne de olsa savaşları onlar çıkarmıyor.

    ne gavura kızar oruç bozarım ne de bu saatten sonra sağa sola gamalı haç çizer heil hitler diye bağırırım.