hesabın var mı? giriş yap

  • en çok mudur bilemem ancak kelimenin gerçek anlamıyla türkiye'de en çok iz bırakan ermenilerden biri de hagop vahram çerçiyan'dır. kendisi bugün devlet kurumlarında, tişörtlerin üstünde, anahtarlıklarda, bazen de dövme olarak karşımıza çıkan mustafa kemal atatürk'ün imzasını tasarlamıştır.

    çerçiyan'ın oğlu dikran çerçiyan bu imzanın hazırlanış hikayesini şöyle anlatmıştı:

    “galiba mart ayıydı. o zaman on dört yaşında olduğum için, bunları çok iyi hatırlıyorum. bir gece, bebek’te oturduğumuz evin kapısı çalındı. mamam gidip açınca bir polis bir sivil iki kişiyi görmüş. heyecanla içeri gelip ‘vahram, okulda bir hadise oldu mu?’ diye sordu. babam da ‘yok bir hadise olmadı’ diye cevap verdi. insanın aklına birçok şey geliyor tabii. gidersin karakola, çıkana kadar neler olur. allah bilir! babam gelenlerle konuşup, iki dakika sonra, elinde bir kağıtla içeri geldi. ‘bana bir emirname var. atatürk’e bir imza numunesi hazırlayacağım’ dedi. imza ertesi sabah 8:30’da alınacak. o gece babam hiç uyumadan ve de çok memnun olarak gece boyunca çalıştı. kağıtları buruşturup attı. yaptıklarını beğenmedi. babamı saat ona kadar seyrettim. ama daha fazla dayanamadım uyumaya çıktım. ertesi gün aşağı indiğim zaman, masanın üstünde beş tane imza numunesi hazır duruyordu. atatürk, o beş numunenin en basit olanını seçmiştir.”

  • oxford-astrazeneca covıd-19 aşısının arkasındaki ekip, kanser tedavisinde "devrim yaratabilecek" bir aşı oluşturmak için aynı teknikleri kullandı.

    araştırmacılar, farelerde anti-tümör t hücrelerinin seviyelerini artırmak ve tümörleri küçültmek için oxford covid-19 aşısında kullanılan viral vektör teknolojisini kullanarak iki dozluk bir kanser aşısı tasarladılar. aşı, birçok kanserin yüzeyinde bulunan mage proteinleri (melanoma antijeni) olarak bilinen spesifik yapıları hedef alıyor.

    oxford üniversitesi'nde tümör immünolojisi profesörü benoit van den eynde;

    "önceki araştırmamızdan, mage tipi proteinlerin, tümörleri yok eden bağışıklık hücrelerini çekmek için kanser hücrelerinin yüzeyinde kırmızı bayraklar gibi davrandığını biliyorduk. mage proteinleri birçok kanser/tümör tipince mevcut olduklarından, aşı hedefi olarak diğer kanser antijenlerine göre bir avantaj oluşturuyor.

    sağlıklı dokuların yüzeyinde mage tipi antijenler bulunmaz, bu da tedavinin bağışıklık sisteminin sağlıklı hücrelere saldırmasına neden olan yan etki oluşturması riskini azaltır." diyor.

    mevcut anti-pd-1 immünoterapi tedavileri ile birleştirildiğinde aşı, tümör boyutunda daha büyük bir azalma sağlamış ve farelerin hayatta kalma şansını artırmıştır.

    anti-pd-1 immünoterapisi, anti-tümör t hücrelerini kanser hücrelerini öldürmeye teşvik ederek çalışan umut verici bir kanser tedavisi yöntemidir. fakat kanser hastalarının çoğunda düşük olan t hücresi seviyeleri nedeniyle, şimdiye kadar büyük ölçüde etkisiz olduğu kanıtlanmıştır.

    oxford-astrazeneca aşısından ödünç alınan teknolojinin devreye girdiği yer tam da burasıdır. iki dozluk bir aşı ile kanserle savaşan cd8+ t hücrelerinin seviyelerini artırılması sağlanabilir.

    aşının arkasındaki ekip, ingiltere kanser araştırmaları (cancer research uk) ilaç geliştirme merkezi ve vaccitech oncology limited (volt) işbirliğiyle, küçük hücreli dışı akciğer kanserli (nsclc) 80 hasta üzerinde klinik denemelere başlamayı planlıyor.

    adrian hill, bu yeni aşı platformunun, kanser tedavisinde devrim yaratma potansiyeline sahip olduğunu, küçük hücreli dışı akciğer kanserinde yapılacak olan denemenin, oxford üniversitesi tarafından yürütülen ve umut verici sonuçlar veren prostat kanseri aşısının faz 2a denemelerinin devamı olduğunu belirtiyor.

    kaynak: science focus

  • trendyol'da satıcı mağazamıza 10,600 lira ceza kesilmesi.

    şirinevler ve yenibosna sürat kargo şubelerinin kasım ayı kampanyalarında başlayan kargo geciktirmeleri aralık ayında da devam etti, her sabah 07:00'de teslim ettiğimiz sipariş paketlerimiz her gün geciktirildi, bir gün değil iki gün değil 1 haftadan fazla geciktirilen siparişlerimiz oldu.

    kargo şube sorumlusuna paketlerin sisteme neden girilmediğini sorduğumuzda bize verilen cevap "trendyol sistemi açıyor yarım saat sonra kapatıyor, bugün daha giriş yapamıyoruz" ya da "trendyol herkese bir kota veriyor, sisteme girebildiğimizi giriyoruz giremediğimiz ertesi güne kalıyor" bu şekilde sorunlar yaşadım, geceleri uyuyamaz oldum, ve beklenen oldu trendyol şu ana kadar toplamda 10,600 (onbinaltıyüz) lira geciktirme ceza faturası kesti ve kesilen tutarı haftalık ödemelerimizden kesildiği için sermayesiz kaldık.

    müşteri hizmetleriyle konuyu görüştük fakat bir şey yapamayacaklarını belirttiler. ocak ayında 20.000 lira borç alarak başladığım girişimim 1 aydır gelen bu cezalardan dolayı hüsrana uğradı. trendyol'un herhangi bir kaybı olmayacak fakat bizden elde ettiği 10,600 lira ile bizim satış hayatımız son buldu, maalesef bugün üzülerek mağazamı kapatmak zorunda kaldım, üzgünüm.

    edit: bu arada kargo şubesine teslim ettiğimiz siparişlerin yaklaşık 500 tanesi gecikmeden dolayı müşterilerimiz tarafından iptal edildi ve bu siparişleri de topluca şubeden maalesef geri aldık

    edit: trendyol müşteri hizmetleri ile aramızda geçen yazışma
    (.....numaralı gecikme faturaların bir hata bulunmadığı ve trendyol kaynaklı olmayan hatalı durumlarda müşteri memnuniyetini olumsuz etkileyen siparişler için memnuniyet uygulamaları yapılması gerekmektedir.

    iyi çalışmalar,
    trendyol ekibi)

    haber kaynağı: şirketdedikoduları.com

    10,600

  • "ya ne garip bazi insanlar nasil da bilmiyor, kopek geldigi zaman hareketsiz durmak, yatmak, korkmamak lazim. daha ilkokulda bile ogretiliyor bunlar halbuki."
    iste bakin boyle zihniyette insanlar var memlekette. kopek adami orda az kalsin hastanelik edicek, hala sucu adama atanlar var. kopeklerden daha tehlikeli bu zihniyet...

  • bu cümleyi kuranların azalarak bitmesini beklemek.

    tek bir başlıkta, türk olmak aşağılanmış, kız olmak aşağılanmış, en büyük beklentisi diyerek, en büyüğünün bile kimbilir ne saçma bir şey olacağı vurgusu yapılmış.

    bizi kendi halimize bırakın, sizden tek beklentimiz bu. tek beklentimiz, bir türk kızı olarak, daha doğrusu bir türk kadını olarak, adaletli bir ortamda yaşayabilmek. sokakta, çalışma hayatında, özel hayatımızda abuk sabuk engeller olmadan yaşayabilmek. insan olarak görülebilmek.

    kalanını biz hallederiz.

  • battaniyenin altina girmis elde nutella en sevilen dizi beklenirken elektrigin kesilmesi, karanlikta gozyaslariyla beraber kalakalmak. saka lan saka ayi gibi sacli sakalli adamim yemisim elektrigini de dizisini de.

  • “kesin tutar olm!” fikridir.

    1. netflix'e özenip onun onda biri kalitede yapımlar çıkartarak

    2. youtuberları toplayıp youtube kalitesinde yapımlara insanların para vermesini bekleyerek

    3. reklamlı izlemeyi kabul edenlerden para da isteyerek

    ...

    bu iş olmaz.

  • bugün yapılsa muhtemelen yapan sanatçının "mukaddesata hakaret ve kitleleri tahrik" etmekten dolayı kuvvetle muhtemel tutuklanması ile sonuçlanabilecek, dönemin koşullarına göre olağanüstü anlamlar taşıyan muazzam tasvirdir. osman hamdi gerçekten büyük adam, avrupa görmesi ve çok iyi gözlem yapıp türk toplumunun yozlaştığını idrak edip bunu her çalışmasında yansıtabilmesi inanılmaz gerçekten. resmen "2. mehmet akif" kendisi, onun gibi reformist kişiliğe sahip.

    bu eser bakıp da görebilene çok şey anlatıyor kanımca. kadının, doğu inançlarının ve ritüellerinin üzerinde azimli bir oturuşla sergilenerek yüzünü batı'ya döndüğü takdirde kurtuluşa erebileceği görüşü betimlenmiş. gerekli birçok yorum yapılmış zaten ama, esas dikkat edilmesi gereken ve pek de dillendirilmeyen bir husus da kadının ayakları altında bulunan sayfalar, kitaplar ile birlikte yanında sönen koskocaman mumun (ki bu mum yüksek ihtimal büyük osmanlı'nın artık ışık saçamayan ve etrafını aydınlatamayan köhne bir imparatorluk olduğunu simgeliyor) son derece karanlıkta kalmasının yanında kadın aydınlık ve umutla geleceğe bakıyor gibi resmedilmiş. üstelik kadının üzerindeki sapsarı ve görkemli elbise ile de "karanlığın üstüne güneş gibi doğmak" mesajı verilmiş gibi. muazzam gerçekten.

    oldukça radikal bir çizim olduğu muhakkak. yazının en başında dedim ya, böyle bir şeyi bugün yapamazsınız. toplumun geldiği hale bakarsak 20. yüzyılın türkiyesi'ne kıyasla ne kadar nefret sahibi ve tahammülsüz insanlar olduğumuz ortaya daha net çıkıyor.

    osman hamdi bugünleri görse acaba nasıl bir tablo ortaya koyardı?