hesabın var mı? giriş yap

  • ana karakterlerinden biri** taksici olmasına rağmen 85 bölümdür -ya da 2 yıldır- takside hiç para dolu çanta ya da bomba sanılabilecek şüpheli bir paket unutulmayan dizi. klişeden ölen var çünkü.

  • yeni gine ve pasifik adalarında ortaya çıkmış ve çok hızlı yayılmasıyla ilgililerin dikkatini çekmiş bir külttür..
    en yalın haliyle ele almaya çalışırsak;
    (bkz: #6405194)
    arthur c. clarke'ın üçüncü ilkesini baz almamız gerekir kargo kültlerini değerlendirirken..
    özellikle pasifik melanezya ve yeni gine'deki kargo kültleri gelişim aşamasında tarihin kayıtları altına alındığından oradan başlamak daha doğru olur kanısındayım..
    jared diamond'ın insana vizyon katan kitabı guns germs and steel'de yali adındaki yöresel bilge sayılan kişi,diamond'a bir soru sorar.soru şudur;

    "neden siz beyazların bu kadar çok kargosu var, ve neden bunları yeni gine'ye getirdiniz.biz siyahların kendi kargosu neden bu kadar az..?"

    diamond kitabının girişinde bu konuya az da olsa değinir..ve soruyu genişleterek kitabını oluşturur..
    yaklaşık olarak avrupa’lıların bin yıl önce bulduğu metal aletlerle, yeni gine’lilerin tanışması günümüz tarihinden ikiyüz yıl öncesine dayanır..öncesinde yeni gine’li yerliler taştan yapılma aletleri kullanıyor, taştan baltalarla idare ediyorlardı..merkezi bir güç veya örgütlenmiş bir sivil toplumları yoktu..yeni gine ve pasifik melanezya’nın durumunu göz önünde bulunduran sömürgeci toplumlar ve avrupa’lı beyazlar;ilaç, yiyecek, giyecek gibi en temel ihtiyaçları yeni gine’ye göndermeye başlarlar..yeni gine yerlisi bu gönderilenlerin değerini kullandıkça anlayacak ve buna zaman içerisinde “kargo” ismini takacaktır..
    kargo kültlerinin temelinde şu düşünce yatar..
    dış dünyadan tamamen izole edilmiş olan ada halkı sömürgeci beyaz adamların getirdiklerini kendisinin üretemediğinin farkına varır.bütün aletler, yiyecek ve giyecekler gemiler ya da uçaklar aracılığıyla getirilmektedir..getirilen aletlerin karmaşıklığını kavrayamadıklarından ötürü aletleri insan aklının üzerinde ilan ederler..demekki kargolar olağanüstülerdir..ve geldikleri yerde de olağanüstü bir kargo yollayıcı bulunmaktadır..
    richard dawkins, god delusion kitabında kargo kültleri ile ilgili david attenborough’u baz alır.attenborough ise ada yerlilerinin bu inanışının arkasında yatan gerçeğin biraz da beyaz adamın davranışlarından kaynaklandığını söyler..beyaz adam kargo kültünü inanış haline getirebilecek ayinsel davranışlar içerisindedir;

    “uzun direkleri tellerle sabitlediler; ışıkta parlayan kutuların üzerine oturup bir şeyler dinlediler ve tuhaf gürültüler yayıp boğulurcasına sesler çıkardılar;yerel halkı birbirinin aynı kıyafetler giymeye ikna ettiler ve onları bir yukarı bir aşağı uygun adım yürüttüler;ki bundan daha gereksiz bir uğraş üretmek neredeyse imkansızdır.ve akabinde yerli halk gizemin cevabını tesadüfen buldu.beyaz adam bu anlamsız eylemler, yani ayinleri kullanarak tanrıları bu kargoları göndermeye ikna ediyordu.eğer yerli halk kargo istiyorsa, o halde onlarda aynı şeyi yapmalıydı..”

  • adam özetle diyor ki,

    batılılar gelecek, çocuklarınızı öldürecek, kadınlarınıza ve sizi köle haline getirecek. bunun yerine bizi destekleyin, bütün bunları biz yapalım, yetmedi yanında da bir kilo fiyatına iki kilo bal verelim.

  • adam gibi ders çalışmak. insan sırf çalışmamak için türlü zırvalar icat edebiliyor. evet, nobel kazanmış icatların ders çalışmaktan kaytarmak için içine düşülen düşüncelerden çıktığını düşünüyorum.

  • kimse annesini ve ailesini seven, değer veren, önemseyen bir insana düşman olmaz.

    düşkün diye tabir edilen kavramın altındaki mana biraz derin. bazı erkekler belli bir yaşa ve olgunluğa erişse bile annesine danışmadan, annesinin onayını almadan hiçbir şey yapmaz.

    bu tarz bireylerin evlendiği zaman da evlilikleri annesi tarafından yönetilir. ilişki iki kişilik değil üç kişilik bir boyuta ulaşır.

    kadınlar bu olaya düşmandır.

  • uyanıklıktır. bunu yapan insan öylesine açıkgözlü ve zekidir ki inenleri bekleyenleri kaptığı boş yerden alaycı bakışlarla izler. ben de beklemem. salak mıyım? niye izdiham yaratmak dururken medeni davranayım? ne diye hepinizden üç saniye önce binip on dakika fazla oturma fırsatını tepeyim? metro yanaşırken sarı çizgiyi de geçerim. çünkü cin gibiyim. herkes akıl edemez.

  • "barış için bir çocuğuna da sen türkçe isim ver" desen foşşik tece olursun ama.

    sikim gibi kampanya