hesabın var mı? giriş yap

  • misal, 10-15 yıl önce öyle olsaydı ben üniversite okuyamayacaktım.
    çünkü maddi imkanım yoktu.
    kredi mi?.. üç kuruş öğrenim kredisi bile vermemişlerdi o zaman.

    sonuçta, üniversitede okuyamayacaktım.
    şu anda yaptığım mesleği yapamayacaktım.
    tanıdığım benim gibi onlarca arkadaşım gibi...
    çok muhtemeldir ki, çocuğuma da üniversitede okuma şansını, yani parayı sağlayamayacaktım.
    işçi çocuğuydum.
    işçi olarak kalacaktım.
    çocuğum da öyle kalacaktı..

    ama aldığım her nefes için vergi ödemeye devam edecektim.
    peki her bir boku devletten parayla satın alabileceksem, ben neden bu kadar çok vergi ödüyorum anasını satayım? bir tek polisin copu mu bedava kamu hizmeti olacak bu ülkede?

  • anlamak için okuma yazmanın yeterli olduğunu düşündüğüm olaydır.

    normalde böyle konularda yazı yazmam. ancak yazılanları okuyunca dedim tane tane bilale anlatır gibi anlatayım da herkes anlasın.

    -yıl 1955 uefa şampiyonlar ligi kurma kararı alıp turnuva oynatmaya başlıyor.

    -1956-1957 sezonu türkiye futbol federasyonu uefa'ya bizi de turnuvaya al diyor. uefa'da şampiyonunu belirle isim olarak gönder bana alacağım sizi diyor.

    -türkiye'de bu zaman aralığında izmir , istanbul ve ankara'da ayrı ayrı profesyonel ligler oynanıyor. her birinden ayrı şampiyon çıkıyor.

    -türkiye 1956-57 sezonu için uefa'ya istanbul lig şampiyonu galatasaray'ın ismini veriyor. o sene galatasaray şampiyonlar ligine katılmış oluyor.

    -federasyon sadece istanbul lig şampiyonunu gönderme kararı alınca izmir ve ankara lig şampiyonları buna haklı olarak itiraz ediyor.

    -bunun üzerine federasyon 57-58 sezonu için uefa'ya gidecek olan takımı belirlemek için istanbul(2)-ankara(2)-izmir(2) liglerinden gelen toplam 6 takımla federasyon kupası düzenliyor. burada şampiyon olan takım uefa'ya gidiyor. bu yıl içinde beşiktaş şampiyon olduğu için o şampiyonlar ligine katılmış oluyor.

    -diğer yıl 58-59 sezonu içinde aynı şekilde federasyon kupasında yine beşiktaş birinci olunca o yıl şampiyonlar ligine katılıyor.

    -59-60 sezonuna geldiğimizde ise türkiye futbol fedarasyonu istanbul-ankara-izmir liglerini birleştirip ulusal lig formatına geçiyor. artık burada şampiyonlar olanlar direk şampiyonlar ligine katılmaya başlıyor.

    -ülkemizde ki şampiyonluk sayısı normalde 59-60 sezonundan itibaren başlıyor.

    -ancak bundan önceki iki yılda üç ulusal ligin(istanbul-ankara-izmir) ortak şampiyonu(federasyon kupası) olduğunu söyleyerek kazandığı iki şampiyonluğu istiyor.

    -ilk başta türkiye futbol federasyonu bu durumu kabul etmese de uefa'nın kararı ile fikrini değiştirip haklı olarak beşiktaş'a şampiyonlukları veriliyor.

    -burada ki mantık o iki yılda ulusal ligler arasında oynanan turnuvada şampiyon takımın olmasıdır.

    -diğer yıllarda ise istanbul-ankara-izmir ulusal liglerinde herkes ayrı şampiyon olduğu için bir takıma şampiyonluk verilemez.

    -galatasaraylı olarak tane tane yazdım artık bu durumu net şekilde anladığınızı umuyorum.

    edit:

    3 arkadaş haricinde mesaj gönderen 8 arkadaş olayı hala anlamamak üzere çaba sarf ediyorlar. açıklayıcı olmuş diyen 3 arkadaşa teşekkür edip diğerleri için ek açıklamalar ekleyeyim ki mesajdan uğraşmayayım.

    - öncelikle şunu söylemek istiyorum. milletimiz hiç araştırma yapmadan sadece yazılanlara göre ahkam kesmeyi çok iyi beceriyor. arkadaşlar açın biraz araştırın neyin ne olduğunu görün ondan sonra gelin yazın. birkaçı benim okuma yazmamın zayıf olduğunu savunup araştır deyip duruyor. onları allaha havale ediyorum.

    -yukarıda her ne kadar açıklayıcı yazmaya çalıştıysam da bazı kişiler anlayamadı. seviyeyi biraz daha düşürüp bazı eklemeler yapacağım.

    -57 ve 58 sezonları için türkiye futbol federasyonu(futbolla ilgili karar veren kurum) uefa'nın(avrupa futbol federasyonları birliği) düzenlediği şampiyonlar ligine takım göndermek için ülke şampiyonu belirlemek istiyor.

    -onun içinde federasyon kupası adı altında bir turnuva düzenliyor. kuralları ise; istanbul-ankara-izmir liglerinde ki takımlar ilk önce kendi aralarında eleme maçı oynuyorlar. eleme maçları sonrası her ligden ikiye kalan takım federasyon final ligine kalmış oluyor. toplam 6 takımlı federasyon liginde oynanan maçlar sonrası 57 sezonunda beşiktaş şampiyon oluyor.

    -57 sezonunda federasyon finaline kalan 6 takım; istanbul'dan(beşiktaş-galatasaray) , ankara'dan(gençlerbirliği-adana milli mensucat), izmir'den(altay-kültürspor). 10 maç üzerinden oynanan maçlar sonucu beşiktaş 17 puanla lider olup şampiyonlar ligine gidiyor.

    -58 sezonunda ise, ilk önce üç ligde eleme maçları oynatıyor. sonucunda kazanan takımlar fedarayon kupası 2 kademesine yükselmiş oluyor. burada 16 takım birbirleriyle eleme maçı oynadıktan sonra 8 takım gruplara kalmış oluyor. bu sezonda 4 takımlı 2 grup oluşturulup maçlar oynatılıyor. bu gruplardan lider olan iki takım final maçı oynayıp şampiyon oluyor. (kırmızı grup-beşiktaş, beyaz grup-galatasaray). finalde oynanan iki maçı da beşiktaş 1-0 lık sonuçla kazanıp şampiyonlar ligine gitmiş oluyor. ancak türkiye futbol federasyonu beşiktaş'ın ismini uefa'ya geç bildirdiği için o yıl şampiyonlar ligine türkiye'den katılım olmuyor.

    -tekrar yazıyorum açıp biraz araştırın neyin ne olduğunu. mantık süper lig sezonunun başladığı 59 sezonundan önce ki iki sene aynı lig formatı gibi tüm takımları kapsayan maçlar oynandığından beşiktaş şampiyonluklarının sayılmasını istiyor. sonuç olarak uefa'da haklı bulunca şampiyonluk sayıları verilmiş oluyor. bundan önceki yıllarda tüm ulusu kaplayan turnuva oynanmadığı için diğer şampiyonluklar eklenmiyor. anlayın artık şunun mantığını boşa tartışma konusu açmayın.

  • davayı kaybederse örnek teşkili bakımından dönüm noktası olabilir, cidden benzersiz bir dava oluyor. ama bi şekilde kazansa bile, kendi reputasyonunu bitirdi, yani her şey ortada videolu kanıtlı, nasıl kameraya oynadığı, nasıl yalan söylediği, nasıl kocasını aldattığı, nasıl şiddet uyguladığı, nasıl adaleti yalan delillerle kandırmaya çalıştığı.. bunlar uzar karının vukuatları bitmiyor. daha kötüsü gerçekten şiddete uğrayan kadınların ilerideki hak arama proseslerini riske soktu. korkunç bir kadın, korkunç bir iki yüzlü, korkunç bir sosyopat.

  • kurutulu$ sava$inin savunma sava$i olarak devam ettigi ve bazi taktik yenilgilerin ya$andigi donemde mustafa kemal'in, dunya askeri literaturune kattigi yeni yakla$im. ozu "hakim mevki" zihniyetinin terkolonu$udur. tam olarak da turbetepe'nin pek cok kez yunanlilar ve turkler arasinda el degi$tirmesi sonucu pa$a tarafindan alt generaller vasitasi ile birliklere bildirilmi$ ve taktik ayrintilari anlatilmi$tir. taktik pa$a tarafindan geli$tirildikten sonra bir sure topyekun uygulanmami$, kisa bir ali$ma ve ogrenme sureci ya$anmi$tir. pa$a ilk kez, yine turbetepe'nin kaybedildigi bir cati$ma sonucunda, en fazla 1 kilometre cekilerek yeni bir hat kurulmasini istemi$tir. yani hat sava$i'nda, sava$in hatti yarilan ordu aleyhine bittigi tezi yikilmi$tir. zaten pa$a'nin kendi agzindan yaziyorum "- yarilmayan hat yoktur!"
    olayi daha yakinen $oyle arzedeyim. doktrini yuzlerce yillik tecrubeler ile olu$an onceki sava$larda bir muharebe hatti, ordu veya kolordu seviyesinde yarilirsa bu yenilgi olarak algilanirdi. yarilan kuvvet, buyuklugu ile orantili bir miktar geri cekilir, yeni bir arazi arizasina yaslanarak yeni bir hat kurardi. bu yeni hat bazen onlarca hatta yuzlerce kilometre geride olabilirdi. alan savunmasinin askeri uygulamasi aslinda bu orani ortadan kaldirmaktir. yani buyuklugune bakmadan, kirilan her hat sadece geregi kadar (cok az) geri cekilecek ve yeni hat olu$turacaktir. muhendislik tabiri ile cok sayida dogrusal hat $eklinde kademeli yakla$im, kendiliginden alan savunmasini getirecektir.
    bir de pa$a'yi bu cozume iten ko$ullari aktaralim. ankara'nin batisi yuzlerce kilometre ovadir. kurtulu$ sava$i'nin cogu ve kritik cati$malari da afyon ve kutahya cevresindeki tepelerde olmu$tur. o donemde anadolu haritasini eline alan her general sava$in burada yapilacagini, buradaki sava$i kazananin da ankara'ya kadar hizla ve direni$siz yuruyecegini ongorebilirdi. du$man, aslen ankara yonune dogru tek engel olan pek cok tepeyi de defalarca ele gecirmi$tir. ataturk, klasik anlayi$la, yuzlerce kilometrenin sahibini tek ba$ina belirleyen, milli mucedelenin sonu sayilacak ankara'yi da icine alan, iki uc tepenin uzerine cikmanin, "bu yerleri gercekten kaybetmek "sonucunu yaratmamasi geregini biliyordu. bu askeri devrim bu yonu ile biraz da sava$in seyri, vuku buldugu alanin cografi ozellikleri ve turk komutasinin inanc ve inadi neticesinde olmu$tur.
    bu yeni yakla$im du$man uzerinde oldukca yikici etki yapmi$tir. butun planini ba$tan beri klasik, geleneksel ilkeler uzerine kuran general hacianesti, general papulas, general trikopis ve kurmay albay sariyanis, kazandiklari azimsanmayacak sayidaki taktik ba$arilardan sonra bile dogu yonunde ciddi bir ilerleme gosterememi$lerdir. her $iddetli cati$mada yunan ordusu kazansa bile biraz daha yumu$ami$, onemli bir fiziki yol ilerleyememi$, turk ordusu ise sava$in sonuna kadar her cati$ma ile daha da sertle$mi$tir. yunan komutasinin bekledigi $ey hakim 3-5 mevki alininca turk ordusunun cok ciddi alanlari bo$altip ankara'ya cok yakin bir yerde veya ankara icinde tutunmaya cali$acagi, yani klasik doktrine koru korune bagli bir komutayla sava$acagiydi. yine pa$a'nin agzindan yaziyorum:
    - asker her yerde sava$ir! tepenin altinda, ustunde, camurda, derede... hattimiz yarilinca 500 metre, 1000 metre geri cekilip yeniden hat kuracagiz. bulundugumuz her yeri son neferimiz olene kadar kari$ kari$ kanla sulamadan terk ve teslim etmeyecegiz.

    $ehitlerimizin ruhu $ad olsun.

    arz ederim.

  • üstteki arkadaşa harfiyen katılıyorum.. memleket ateş çemberine dönmüşken sikinin keyfine 17-18 yaşında kızı(kendisinden 40 küsür yaş küçük hemde) 4. evliliği yapmak üzere nikahlamak bildiğin hainliktir.. daha bundan öte de yazılacak çok şey var ama gerek yok.
    bir arkadaşın düzeltmesiyle ekliyorum nikahın kıyıldığı günlerde sakarya savaşı devam ediyormuş..
    tekrar düzeltiyorum. 5. evliliğiymiş.. uyaran arkadaşlara teşekkürler