hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul dışında ikamet eden kuzenin anaokuluna giden kızına proje ödevi verilmiştir. projeye göre önce eldeki malzemelerle bir oyuncak bebek yapılacak ve bebek muhtelif yerlerde gezdirilip bir günlük tutulacaktır. fakat her nedense bebeğin şehir dışında bir yere gitmesi de şarttır. "nolucak yeaa, göndermiş gibi yaparız, günlüğe de döktürürüz bir güzel" desen de yemiyorlar. kanıt olarak fotoğraf sunmak lazım. hal böyle olunca da tek çare olarak bebeğin şehir dışı gezisi için istanbul seçilmiştir. bebek, günlüğüyle birlikte taa istanbul'a gönderilmiş ve dayı tarafından alınıp getirilmiştir.

    istanbul'da bulunan aile bireyleri tarafından proje son derece ciddiyetle karşılanmış, herkes canla başla çalışmış, bebek herkesin evinde yatıya kalmış(!), tüm ayrıntılar günlüğe yazılarak hepsiyle ilgili kuzene rapor verilmiştir. fakat dayımın yaptığı çalışmalar adeta projeyi başka bir boyuta taşımış, öğrendiğimde de beni kahkahalara boğmuştur.

    meğer benim koskoca dayım, bezden falan yapılmış bildiğimiz oyuncak bebeği de almış istanbul turuna çıkmış. beyazıt kapalıçarşı senin, eminönü benim dolaşmışlar bütün gün. öyle bir keyifle anlattı ki, sanırsın adam hayatının gezisini yapmış. geziyi ölümsüzleştirmek için çektiği hatıra fotoğraflarından sonrasını pek dinlemedim, dinleyemedim:

    http://i.hizliresim.com/jqvagy.jpg
    http://i.hizliresim.com/jqva9y.jpg
    http://i.hizliresim.com/o01j5m.jpg

    ya, 57 yaşında bir adam düşünün. oyuncak bebeği almış, oraya buraya koyup fotoğrafını çekiyor. "abi hayırdır?" diye soruyorlar, "hiiç, gezdirmeye çıktım" diye istifini bile bozmuyor. gülmeyeyim dedim, sonra kahkahalarımız birbirimizin suratında patladı. neyse ki dayım sayesinde ailece projeden alnımızın akıyla çıktık. fotoğrafları kuzenime mail attım, kahkaha atmaktan konuşamasalar da teşekkürlerini ilettiler. şimdi dayım diğer velilerden kendi bebekleri için gezi teklifi alıyor, mutluyuz gururluyuz.

  • biz de zamanında hanımla hastası olmuştuk. tatlı dili ve güler yüzüyle gönlümüzü fethetmişti. yazısı da efsaneydi, eczacımız zaten direkt agop bey'in yazısı bu demişti. mısır yazısından halliceydi :) eşime öyle güzel ve tatlı şeyler söylemişti ve rahatlatmıştı ki, doktorluktan öte çok güzel bir insandı. hayatımda yarım saate kadar görüp de aklımda bu kadar yer eden az insan vardır. ve tabii ki bu kadar insana şifa bulan agop hocamız umarım bunların karşılığını huzur içinde yatarak alır. toprağı bol, yeri huzur olsun.

  • dort yil once bir web sitesinde takma isim ya da gercek isim kullanilmasinin kimlik tespiti acisindan teknik olarak herhangi bir fark barindirmadigindan, bir $eylerin ardina saklanmak isteyen insanlarin isterlerse takma isim yerine isimlerin kullanildigi sitelerde de saklayabileceginden, kimlik tespiti surecinin nick, takma isim, mahlas, gercek isim, tc kimlik no gibi bilgilerden bagimsiz oldugundan bahsetmi$tik.

    bu sayimizda, bunun etik olarak da bir yanli$lik barindirmadigindan, bilakis ce$itli ko$ullarda fikir beyan ozgurlugunu kuvvetlendirici etkiye sahip olmasindan bahsedecegiz.

    takma isim, ek$i sozluk'e sagli sollu geciren pek cok yazarin da bahsettigi uzere bir "maske"dir. yanli$ olarak algilanan bu maskenin her zaman gercek kimligi ortmek amacli kullanildigidir. halbuki maskeler sadece arkasindaki bireyi saklamak degil ayni zamanda yeni bireyler ve yeni karakterler yaratabilmek icin de vardir. bir he man maskesi takarak he man olabilecegimiz gibi ba$ka maskeler takarak, gercek hayatin bize saglamadigi bir luks olan "ba$ka biri olma" imkanina eri$iriz.

    bunun neresi iyi? yani bir insanin oynadigi bu hayal oyunu, yarattigi sahte imaj neden onemli olsun? cunku, ek$i sozluk gibi sadece fikirlerin kayna$tigi platformlarda maskemiz aslinda o platformdaki gercek kimligimizdir. zira fikirlerin onlari sunan insanin gercek kimligiyle hicbir alakasi yoktur. bir fikrin dogrulugu ve yanli$ligi sahibinin kim olduguyla degil fikrin kendisine bakarak belirlenir. bu acidan maskeler bize fikirleri aslinda dogruluklarina katkisi olmayan ciki$ noktalarina bakmadan degerlendirebilme imkani verir. ayni zamanda da dogu$tan negatif sosyal puanlara sahip ya da kimligi yuzunden hor gorulen insanlarin da fikirlerini golgeleyen gercek kimlik ortusunden cikmalarina olanak tanir.

    bu ozellikle turkiye'de cok onemli bir konu. sadece yamuk gozumuzu ka$imizi saklayabilmemiz icin degil, dile getirdikleri icin ya da sirf belli bir etnik kokene ait diye oldurulen insanlar diyarinda fikirlerimizi vurulmadan oldurulmeden payla$abilmemiz icin de gerekli. "hamitcim $u arkada$ bir $eyler yazmi$ onunla bir ilgilenin" uzerine i$inden kovulan, projesi iptal edilen, parasini alamayan magdurlar yaratmamak adina, fikirleri ya$atabilmek adina da gerekli.

    peki magduriyet? takma isminin ardina saklanarak saydirma?

    boyle bir $ey yoktur. internet uzerinden maddi ve manevi magduriyet yasalarla korunma altindadir. sizi magdur eden bir yazi hangi kimlikle yazilmi$ olursa olsun (gercek/sahte) yapilan ara$tirmada gercek sahibi kolayca tespit edilebilir. cevap hakki da son cikan yasayla netle$tirilmi$tir. cevap hakki doguran her yaziya yanit verme hakkiniz vardir.

    haliyle bir platformu ele$tirmek icin "takma isim kullaniyorlar" argumaninin gunumuzde hicbir elle tutulur tarafi yoktur. ne teknik ne de ahlaki bir gecerliligi vardir. bugun hala bu argumanla ele$tirmeye kalkan adamin olsa olsa bu konulara pek akli ermiyordur.

  • avustralyalıların da saçmalama konusunda inceden malezyaya yanaştığını görüyoruz.

    şimdi avustralyalılar geçen gün "biz bişey bulduk galiba" dediler. "ama bulduğumuz yer itin öldüğü yer. dünyanın en izole, en alakasız ıssız yeri" dediler.

    şimdide diyorlar ki, " bulduğumuz şeyler bölgeyi yoğun olarak kullanan gemilerden düşen paletlermiş".

    nasıl oluyor abi şimdi bu.

    lan bulmak istemiyorsanız söyleyin amk. gelip biz arayalım. konyaaltı sahilinde az yunus bisikleti sürmedik zamanında.

  • futbol takımı bu sezon şampiyonlar ligini eksi 15 averajla kapattı. 1 puanı son dakkada qral'ın attıığı gol ile anderlehe karşı buldular (isminin nasıl yazıldığına bakmaya üşendim)

    taraftarının dalga geçtiği fenerhbahçe sıfır çektiği sezonda bile eksi 9'da kalmıştı.

    ve bir arkadaş daha uyardı, o sene gruptaki diğer takımlar fransa'nın iplendiği zamanlardan lyon, o senenin finalisti bayer leverkusen ve son olarak yarı final oynayan barcelona. açıkçası bunların arasına 2014 gs'sini koysan cibili cibili şak şak şak.

    yazar arkadaşların uyarısı ile ekliyorum; lyon da o sene lig şampiyonu olmuş. şans olacak gerçekten...

  • kediler gözlerinizi dikip onlara sabit baktığınızda bunu bir tehdit olarak algılar ama ona bakarken iki gözünüzü birden kırpıp kısa bir süre öyle durursanız bunun bir sevgi göstergesi olduğunu düşünürler ve eğer kendi kedinizse karşılığında o da size bakarken gözlerini usulca kapatıp açar, bu kedi dilinde "seni seviyorum" demek.

    durup dururken, size bakarken gözlerini kırparsa size ne kadar güvendiğini, sevdiğini anlatmak ister ve öpücük gönderir.

    kendi kediniz değilse yanınıza gelir, sevilmek ister ya da hırçınlığı yatışır.
    ama denerken dikkatli olun, sokaktaki azmana iki gözünüzü birden kapatıp öyle durmayın, yüzüne müzünüze atlar, sonra gelip burada ağlamayın her tarafım tırmık içinde kaldı diye.

    ben kendi tecrübelerimi aktardım. herkes kendi tecrübesini kendi emniyetini sağlayarak yaşasın.

  • üç mahkum cezaevi yolundadir. her birine, hapiste gecirecekleri gunler icin bir esya getirilmesine izin
    verilmistir. otobuste, biri digerine doner ve sorar :
    - eeee sen ne getirdin ? diger mahkum bir boya kutusu cikarir ve bununla her seyi boyayabilecegini soyler.
    ikinci mahkum bir deste iskambil kagidi cikarir.
    - bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kagit oyunu oynayabilirim.
    üçüncü mahkuma merakla sorarlar :
    - sen ne getirdin ?
    adı temel olan üçüncü mahkum bir kutu cikarir ve gulerek :
    - bu orkidleri getirdim. der. diger iki mahkumun kafasi karismistir.
    merakla sorarlar :
    "bunlarla ne yapabilirsin ki?" temel siritir ve elindeki kutuyu gostererek,
    - kutuda yazdigina gore, bunlarla ata binebilir, yuzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmisim...

  • benimki şöyle olmuştu.
    aşığız birbirimize. ama sevgili değiliz. konuşarak ve gülerek yürüyoruz. dedi ki,
    -ya kızım evlensek amma eğleniriz senle bir ömür be.
    -he, dimi?

    evlendik.