hesabın var mı? giriş yap

  • üç sebeptendir.

    1- zekice kurgulanmış bir sci-fi yazacak kadar bilime yakın bi' halk olmamamız.
    2- adam akıllı bi' sci-fi yapımı için oldukça yüksek miktarda yatırım gerekmesi.
    3- izleyici kitlesi bulunmaması ve yapımın kendini amorti edemeyeceği gerçeği.

  • reisten önce yiyeceklerimizi ağaç kovuğunda muhafaza ettiğimiz için beni ikna etmiş açıklamadır, oyum reise

  • bir gecede cahil kalan arap ve rus artıkları varsa, küçükken ezsinler iyice. sonra başa bela oluyorlar.

  • 90'larda televizyon kanalları dizi bataklığına daha bu kadar saplanmadığından film gösterimi yapardı. genellikle gündüzleri türk filmleri, geceleri yabancı sinema filmleri yayını olurdu. fakat filmler "beş başlı köpekbalığı" tarzından çok çok daha iyiydi.

    işte bu kuşakların en güzeli ve kalitelisi pazar geceleri star tv'deki parliament sinema kulübü'ydü. hafta sonuna doğru bu kuşakta gösterilecek filmin tanıtımları dönerdi. bu tanıtımlarda en unutamadığım (bkz: seven) filmi tanıtınıdır. dış seste harika sesi ve tonlaması olan seslendirmecinin (sanıyorum (bkz: emir tayla)) tam yedi kere "seven, bu pazar gecesi" sloganını tekrar ederek daha filmi izlemeden gerilimi yükselttiği bir tanıtım yapılmıştır.

    kuşak parliament mavisi kullanılan bir gece ve güzel giyimli kadın ve erkeği göstererek muhteşem müziğiyle başlar.

    parliament sinema kulübü
    haftanın en çok beklenen anı başlamak üzeredir. bir kuşak için bu müzik bir an da olsa dertlerin unutulacağı anlamına gelir. o yüzden akıllara kazınmıştır. şarkının orjinal hali hayatı boyunca beklediği kendisini sevecek adamı bulma halinin anlatımıdır.

    karla bonoff - all my life
    tamamı birbirinin aynı olan yapay tiplerin yer aldığı, aynı konuların işlendiği, arka fonda devamlı saçma müzikler çalan, bol bol beylik laflar edilen ve saatler süren dizilerdense bu tarz kaliteli sinema kuşaklarını yeğlerim. gerçi televizyonun da hükmü kalmadı. dijital platformlar da aynı tadı veremiyor. teyp kasedinden "devekuşu kabare" dinlenen ve keyif alınan günlerden her şeyin tat vermeden kullanıldığı bugüne.

  • neden bilmiyorum ama kendisinde çok pis karısını aldatan orta boy işletme sahibi tipi var. sonradan parayı bulmuşlardir bunlar. bmw ye falan binerler, arada bayi toplantısı ayağına taylanda gürcistan'a falan giderler.

    abi aynı ya, aynı tip.

  • miles davis'in her ne kadar tek basina olmasa da onculugunu yaptigi jazz akimi. bir nevi insanlarin o zamanin hizli bebop muzigine "birader hoop! nedir nereye yetisioruz bi sakin bi durul nooluyo yaa..." demesidir.

    charlie parker ile calistiktan sonra tek basina kalan miles zorluklar icinde gunlerini geciriyordur. eroine artik iyiden iyiye bagimlidir ve sokaklarda hayat kadinlariyla yatip kalkiyordur. bu zavalli hali bir yana muzikal olarak da cokus durumundadir. irkcilik nedeniyle butun barlarda beyaz muzisyenler calismaktadir. buldugu islerde de uyusturucu kullanmasi nedeniyle sorunlar yasamaktadir.

    boyle bir durumdayken gerry mulligan ve orkestrasi adeta bir piyango gibi cikar miles'in karsisina. miles zar zor elde ettigi bu firsati iyi degerlendirir ve gece gunduz birlikte calisarak cool jazz isimli yepyeni tarzi yaratirlar.

    cool jazz, kisa bir anlatimla o zamanin bebop tarzina tezat olarak yavas ilerler. yumusaktir ve tonlara guzel yayilmis bir orkestrasyona sahiptir. kisisel gorusum bu acidan cok az da olsa duke ellington'in swing zamanlarini animsatmasidir. bebop'ta cabuk degisen akorlar ve dolayisiyla cabuk ve surekli degisen ton, tempolu up-swing ve afro-cuban ritimleri, yerini daha yumusak melodilere birakmistir. bu sekliyle akorlarin uzerinde daha cok vurgu yapabilmeye imkan saglamistir. boylece atilan sololar bebop'ta oldugu gibi sadece akor uzerine kurulu olmaktan cikmis dizilere yayilabilme imkani bulmustur. ne de olsa hizli bir ritimle yarim olcude gecip giden bi akorla normal tempoda 2 olcu devam eden bir akor karsilastirilmaz. bu yuzden bu gelisme bazi kitaplarda "dikey olarak dusunmek, yerini yatay olarak dusunmeye birakti" diye anlatilir.

    tabi ki de bu degisim bir anda tek bir albumle olmamistir, fakat cool jazz yeni bir muzikal dusunceyi baslatmistir. yukarida sayilan butun gelismeler miles davis'in onculugunu yaptigi modal jazz doneminde kind of blue adli albumunde tamamen netlesmistir.

    (bkz: the miles davis story)
    (bkz: the jazz theory book)
    (bkz: miles electric - a different kind of blue)

  • + artık gider misiniz lütfen.
    - tabi, nerede bekleyeyim sizi..
    + cehennemin dibinde!
    - olur, saat kaçta?

    hakkında söyleyeceklerim bukadar olan güzel film.. *