ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türbanlı kasiyer
-
türbansız kasiyerden hiçbir farkı olmayandır.
yalnızlara tavsiyeler
-
tek odanın peteğini açıp, ötekileri kısın...
50 yıllık müzik yaşamında 3 şarkı ile idare etmek
-
takdir edilesi bir erol evgin başarısı. bu adamı ne zaman sahnede, bir tv programında görsem şu 3 şarkıdan birini söylüyor. zaten üçü de melih kibar bestesi.
işte öyle bir şey, sevdan olmasa, bir de bana sor.
3 satıra sığdı. evet.
cvt şanzıman vs dsg şanzıman
-
ikisini de kullanan biri olarak;
dsg - 2015 audi a3 sedan
- 2. yılında şanzıman komple dağıldı. yolda kaldım çekici üstünde yetkili servise gittim. tam bi rezillikti. şanzımanın tamamı değişti. 30.000 tl masraf. iyi niyetten yırttık.
-vites değiştirme mekanizması değişti. 4800 tl. bedelsiz değiştirdiler.
- kronik olarak frenleme yaparken 4'ten 3'e geçişlerde inanılmaz bir tekleme mevcut çoğunda.
-dsg'nin alt devirlerde yüksek vites geçişleri ile dpf'ye olan etkisini, dpf arızasında 18.000 tl'den 46.000 tl'ye kadar olan masrafını saymıyorum. (aşırı kurum bağlatma, seramik çatlama, rejenerasyon vs)
- yağlama - kuru sistem arasında değişen bir şey yok ikisi de bozuluyor.
+ çok seri, geçişler asla hissedilmez, küçük bir azınlıktaysanız bozulmaz,
+tüm olumsuzluklarına rağmen konforuna bir kere alıştıysanız geçmiş olsun. bırakası gelmez. bıraktıysa gider bir daha alır.
cvt şanzıman -2004 mini cooper
- ilk kalkışta gazı köklerseniz devir direk 4000e sabit şekilde dayanır, as900 gibi bağırır ama ahım şahım yol almazsınız.
- seri değildir, hazırda bekleyen bir kavrama sistemi yoktur. komplike değil basittir.
+ vites geçişlerini yine hissetmezsiniz. ama bir dsg değil.
+ kolay kolay bozulmaz. dağ-bayır gez, anasını sik, nasibim buymuş der efendi efendi vitesleri geçirir.
+ arıza maliyetleri dsg'ye göre çok çok düşüktür.
sonuç: ikisine de binin amk.
doktorlardaki internetten araştırdım alerjisi
-
ben de bir zamanlar vücudumdaki bir rahatsızlıktan dolayı çok endişelenmiş, internet üzerinden yoğun bir araştırma yapmış, olabilecek bütün hastalıkları incelemiştim. bunu, doktora derdimi anlatırken " şu şu hastalık belirtilerini okudum, bende de böyle belirtiler var bunun için size geldim. " dediğim vakit doktor kadın gülüp dalga geçmeye başladı. yok memlekette onlardan başka herkes doktormuş da, aslında onlara gerek yokmuş da vs. vs. ya bu nasıl şişirilmiş egodur anlayamıyorum. hem heryerde bas bas kampanyalar düzenliyorlar halkta farkındalık yaratmak adına. hastaya geç teşhis yapıldığında yine hasta kişiyi cahillikle, umursamazlıkla suçluyorlar. ama birşeylere ilgili olup araştırınca suç oluyor. sanki kendileri hep doğru teşhisi koyuyormuş gibi havalar...
tabi gerçekten aşmış doktorlar böyle davranmak yerine kişiyi dinliyor ve daha çok bilgilendiriyor. normal insan olan da böyle davranır zaten.
zaytung'un cinsiyetçi 8 mart paylaşımı
-
tebrik ediyorum çok yerinde olmuş. emekçi kadınları da bu tip kadınların popülizmine kurban etmemişler bravo.
gidin az ötede duyar kasın.
yenilen şeyin neye benziyorsa ona iyi gelmesi
-
yıllardır çikita muz yiyen biri olarak katılmadığım önermedir.
pasaportuna el konulacak yardımcı aranıyor ilanı
-
suç ilanıdır.
kilo vermek isteyenlere tavsiyeler
-
her kış 5 kilo alıp yaza kadar 5 kilomu vermem lazımcı tiplerin dramını okurken sinirleniyorum resmen. biz burada obezite ile mücadele etmeye çalışıyoruz, millet 60 kilo oldum kilolarımdan insan içine çıkamıyorum diyor. sanki 150 kiloyla morbid obezsin de yürüyemiyorsun anasını satayım yaa...
hangi bakış açısı sadece 50 kiloda fit olacağınıza inandırıyorsa sizi, gidin ona öfkelenin lütfen.
hala tartıda gördüğü rakam için delicesine bunalıma giren insanlar görüyorum ki asabım bozuluyor.
az ağırlık kaldırın ki kaslarınız güçlensin. her yaz aynı teraneler için kafa şişirip durmayın. kilo vermenin ve fit olmanın tek yolu temiz beslenip, spor yapmaktır. bugün kilo vermenizi sağlayan mamalarınızı (!) ömrünüz boyunca kullanamayacağınıza göre sürdürülebilir alışkanlıklar kazanmak yararınıza olacaktır.
special k, çilekli activia yiyip tatlı krizine girmeniz çok normal. kalorileri değil etiketleri okumaya başladığınız an doğru yola giriyorsunuz demektir.
doların bir küsur lira olduğu dönemden anılar
-
before: san diego hard rock cafe teras katı pool partideyiz. ortam bildiğin ateş ediyor. 12 liraya long island içiyoruz. akşamına paul okenfold aynı mekandaymış, biletler 100 lira. gece eve dönerken bud lime bira alıyorum 24'lü, 48'li. neredeyse para vermiyorum.
after: dün istanbuldan dönerken acıktım yeni yolda bir oksijende durdum. ekmeğin üstüne 4 adet ince uzun köfte koyup üstüne yoğurt dökmüşler. kola ile birlikte 60 tl ödedim.
kaan tangöze
-
komutan -> nasilsin asker???
kaan -> coook saoluuun
ahmet kaya şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
bir menekse kokusunda seni aramak var ya, bu hep boyle boyle gider mi...
---------------
soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan
doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün
aydınlıkları içine süzebilmek gibi mülteci isteklerim oldu
arasıra biliyorsun....
kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni
beyninin içindekileri anlayabilmek ve yitirmeden yüzündeki anlık tebessümü
bütün saatleri öylece dondurabilmek için
çıldırasıya paraladım kendimi lanet olsun...
edit: imla
selçuksportshd
-
bugün kasmaması sanırım imkansız. eğer bugün minimum kasmayla yayın yaparsa seneye dekoder satmaya başlar.
debe editi: nerdeyse hiç donmadı kendisini tebrik ediyorum. dekoder satarsa ilk alıcısı benim
500 liralık saatin 20 liralık saatten farkı
-
480 lira.