hesabın var mı? giriş yap

  • et pişirme çok da ustalık gerektirmeyen tava. yaklaşın açıklıyorum, döküm tavada et ve et ürünleri pişirme:
    öncelikle döküm tava diğer tavalara göre farklı davranış sergiliyor. üstü kaygan bir yüzey değiş teflon gibi bir kaplaması yok. bizim türkiye'de satılan döküm tavalarda paslanmaması için üzerine emaye toz kapalam yapılıyor. bu sayede döküm tencere ve tavaları biz seasoning işlemi yapmadan kullanabiliyoruz ve bulaşık makinesinde de rahatça yıkayabiliyoruz. emaye kapalam olmasaydı demir paslanırdı, bunu önlemek için de seasoning yapıyor ecnebiler. neyse şimdi döküm tava halinden de belli olduğu gibi çalışma mantığı büyük kütleye eşit sıcaklık dağılımı yapmak. bu nedenle bu büyük kütlenin önce belli bir sıcaklığa erişmesi gerekiyor. evde sizin ocağı bilmiyorum ama ikili wok gözü oluyor. eğer onda yapılacak ise minimumdan bir tık fazlası açılacak, diğer ocak gözlerinde ise ( gazlı ocak, indüksiyon veya elektrikli değil) full açacaksın. bu ocağa açtığın miktar hiçbir zaman değişmeyecek. hiç ateşi kısmayacaksın veya arttırmayacaksın. yemeğin pişip üstündekileri aldıktan sonraya kadar hep aynı ateş miktarında ısınıp, pişip bitecek. şimdi bu tavanın ön ısınması için belirttiğim ocak derecesinde en az 10 dakika boş halde beklemesi lazım. 9 veya 9.5 bile değil en az 10 dakika. 10 dakikadan sonra pişireceğin malzemeyi direkt tavaya koyuyorsun. eğer koyduğun malzeme yamuk kondu, ters bir yerine istediğin gibi olmadı ise ilk koyar koymaz elleme. biraz sonra düzeltirsin ama koyunca belli süre oynatma. tava 10 dakika ısındığı için üstüne koyacağın köfte yapışmayacak. 10 dakikadan az olsaydı çok fena yapışır. kazıyarak falan zor çıkıyor. ama nedense 10 dakika sonra hiç gram yapışmıyor.
    şimdi köfte koyduğumuzu farz edelim. köfteyi koydun ısıtılmış tavaya. ne koyarsan koy döküm tavada çok fazla duman çıkacak. etin veya köftenin yağı belli süre sonra duman yapıyor. o yüzden davlumbazın veya aspiratörün en yüksek derecesinde köfteyi koyar koymaz hemen aç . varsa mutfaktaki pencereleri de aç. şimdi köfteleri koydun ve llemeden bekle . yaklaşık 5-7 dakika sonra tahta veya plastik ( plastik dediğim silikon veya polikarbonat ) spatula ile köftenin altına bak. istediğin gibi olduysa hepsini çevir. alttan hafif itince zaten yapışmadığı için kalkacak köfteler. öteki taraf çevirmen bitince 3-5 dakika sonra kontrol et. bu yüzey daha çabuk pişiyor. daha tam pişmedi ise biraz daha bekle ve en son istediğin gibi olunca köfteleri al tavadan ve ocağı kapat.

    köfteleri afiyetle yedin ve geldi bu tavayı nasıl temizleyeceğine. iki seçenek var. ya elde ya da bulaşık makinesi yapacaksın. elde bir işlem yapman lazım çünkü bulaşık makinesi bu kalan şeylerin hepsini çıkaramaz. tava hala sıcak ve içinde biriken yağlar sıvı ise ve dökülebiliyorsa lavaboya dök. donmuş ise ocağı yak ve çok az ısıt sıvılaşıncaya kadar. sıvı olunca yağı dök ve tavanın içine su doldur çeşmeden . tüm yüzeyi kapla ve az biraz yarım santimetre kadar falan su doldur tavaya. şimdi bu tavada su kaynatacağız. bu su koyduğun tavayı yine ocağa koy ve ocağı sonuna kadar aç. bu sefer wok tava kısmını kullanıyorsan onu da açabilirsin sonuna kadar çünkü artık amaç bir an önce suyu kaynatmak. su kaynadıkça köpürecek ve tavaya yapışmış yağlar birer birer suyun üstüne çıkacak. 4-5 dakika falan kaynasın. sonra tavayı ocaktan alıp bu kaynamış suyu lavaboya dök. çeşmenin altında tavayı tut ve tavayı iyice soğut. bir bezin üstüne soğuttuğun tavayı koy ve tavanın içine sıvı bulaşık deterjanından biraz dök. kağıt havlu kopar 2 parça ve biraz ıslatıp döküm tavanın içini deterjanı da yayarak iyice sil , bastır ve döküm tavanın kanallarının arasına falan gir. kağıt havlu dedim çünkü bulaşık süngeri ile yaparsan sünger sisiyah olur, bir de onu temizlemekle uğraşırsın. tavayı sildin şimdi suya tut içindekileri dök. şimdi tava epey temizlendi. ama %100 değil. bu halde bulaşık makinesine koyabilirsin veya elde yıkayacaksan bu sefer bulaşık süngeri ile arkasındaki yeşik sert yüzeyi ile bulaşık deterjanını damlatıp iyice köpürttükten sonra bastıta bastıra tavayı iyice temizle ve durula. elde temizlik böyle. makineye attıysan zaten gerek yok makine yıkar.
    bir de en önemli şeyi unutmuşum tavanın sapı en az ortası kadar sıcak oluyor. sakın tava sıcakken sapından direkt tutma!!!. kalın mutfak eldiveni veya kalın bir bezle tutarsın. o sap öyle bir sıcak ki anında elini yakar fena.

  • defne samyeli'nin (46) acun'un (50) kaynanası olması hadisesi. deren talu'nun da (defne samyeli 2.0) üvey babası cem yılmaz (45) oluyor. aile ağacı büyüyor, büyük şehir çalışıyor.

    ozan güven'i de alın oyuna. yazık çocuk dışarıda kalmasın.

  • çok şükür avukat olmama rağmen böyle bir rahatsızlığım yok.

    edit: şu saate kadar onlarca "avukatsan bir şey sorabilir miyim" mesajı aldım. sözlükte böyle bir şeye ihtiyaç var orası belli de arkadaş hiç mi ironiden anlayan adam kalmadı. "lan yine söyledin" diyerek entry girerek eleştirenler olmuş. enteresan.

    meslek belirtme hastalığı üzerine yorum yapılsaymış keşke. bir mühendis olarak bu duruma çok şaşırıyorum. *

  • röportajın en güzel yanı michael jordan'ın kendisinden para isteyen oğluna yaptığı babacan konuşma lezzetindeki üslubu, adeta hulusi kentmen tadı var jordan abimizde. "elbette para kazanılır. ama önce oyuncu basketbol oynamayı istemeli. işler paraya geldi mi belirli bir noktadan sonra olmalı."

    bu "ben sana adam olamazsın dedim" tandanslı cümleden sonra olay bambaşka bir boyuta geliyor, "yani benim gibi. attığım adım para." cümleleri. acaba jordan bunları ingilizce'de hangi cümlelerle ifade etti. hani esat yılmaer de kendini frenlemeseymiş "trink para, tak, anadın mı?" diye ifadeleri de yedirecekmiş röportaja.

    "sana şimdi bunları söylüyorum, bunlar da para olmalı," cümlesi ne demek oluyor, onu hiç anlamadım.

  • içinde ne var ve nasıl üretiliyor sorularına derinlikli cevaplar şurada:
    https://blog.jonasneubert.com/…a-covid-19-vaccines/

    özetle, virüsün taç proteinini ürettirecek olan mrnayı üretmek için dna yazıcısı ile dna basıyorsunuz, e.coli bakterisine elektroşok uygulayıp dna'yı içine sokuyorsunuz ve bakterileri içi besin dolu paslanmaz çelik kaplara doldurup çoğalmalarını bekliyorsunuz.

    yeterince çoğaldıklarında bakterileri öldürüp size lazım olan dna'yi çıkartıyorsunuz. bu dna'yi polimeraz ve nükleotitler ile birlikte biyoreaktör içine koyuyorsunuz ve bekliyorsunuz.

    işlem bitince elinizde mrna var ama bunu vücuda enjekte ederseniz bağışıklık sistemi anında yok eder. dahası zaten kısa sürede parçalanır.

    yani bu mrna'yı hem hücre içine girip çalışmaya başlaması yani aşıya dönüşmesi hem de aşının dünyanın dört bir yanına ulaştırılması için ek işlemler yapmanız lazım.

    bunun için mrna'yı lipid nanopartiküllere dönüştğrmeniz gerekiyor. lipid denen şey yağ, yani mrna'nın yağ moleküllerine bağlanarak nanopartikül, yani çok çok ufak(nanometre ile ölçülen) taneler haline getiriliyor. aşının en zor kısmı da bu olmuş oluyor, daha önce bu işlem endüstriyel boyutlarda yapılmadığı için hazır bir makinesi yok ki satın alıp içine atın diğer tarafından çıksın. maddeleri istenen parametrelerle istenen şekilde karıştırabilen makinelerle biraz da manüel bir şekilde bu işlem tamamlanıyor.

    bu nanopartiküllerin bozulmadan aşılamanın yapılacağı yere ulaşması, dondurulmaya karşı v.s. korumak için şeker, tuz, su ve buffer maddeler eklenip şişeleniyor.

    hayırlı olsun. aşıyı ürettiniz.

    ha bu arada, her aşamada dünyanın dört bir yanından da hizmet alınıyor.
    o lipidleri üretebilen üreticiler bir tanesi ingilterede, biri amerikada bir başkası fransada, bir de isviçrede.

    her aşama farklı yerde yapılıyor, malzeme şirketin özel jeti veya helikopterle taşınıyor fabrikadan fabrikaya.

    bu sebeple zaten aşının patentleri serbest bırakılsa bile her önüne gelen bunu üretemez. zaten bu yüzden biontech tek başına bunu üretmek yerine pfizer gibi bir ilaç devi ile ortak çalışıyor.

    pfizer demişken, uğur şahin ve özlem türecinin pfizer ile yaptığı anlaşma ana hatları ile şöyle:

    1) klinik test aşamaları, lisanslama, üretim süreçlerinin geliştirilmesi pfizer ile ortak olarak yapılacak.
    2) almanya ve türkiye'ye aşıları biontech tedarik edecek. torpilli bir şekilde aşıyı alabilmemizi sağlayan madde bu!
    3) çin'de ortak shanghai fosun pharma, çin'e satış ve tedariği onlar üstleniyor
    4) dünyanın geri kalanı için pfizer çalışıyor. elde edilen gelir 50:50 şeklinde paylaşılıyor pfizer ile.

  • damlamış hemen "pahalı değil siz fakirsiniz"ciler. he yarram bir dilim pizza 20 euro roma'da.

    edit: buralarda roma'da bir dilim pizzanın 20 euro olduğunu iddia eden bir sığır vardı. entry'sini silmiş.

  • başlık: sineklerle nakliyata başladım anlatıyorum

    1. kağıttan gemi yaptım. sonra 25 tane sinek yakaladım. sinekleri ayağından iple kağıttan gemiye bağladım. ilk önce; 5 tanesi kaldıramadı gemiyi sonra 10 tanesi hafiften oynatmaya başladı sonra 15 tanesi baktım gemiyi kaldırıyor. ama geminin yolcusu yok diye yolcusu olduğunda kaldıramayacaklarını düşündüm ve 25 indi bağladım gemiye. şuan gemiyle odanın içinde deneme nakliyatları yapıyorum; cipsleri ve çikolataları rahatlıkla taşıyabiliyorlar. yakında bu sinek sayısını arttırıp uluslararası cips ve çikolata nakliyat işine giricem. tabi sinekleri biraz eğitmek lazım. dışarıya çıkardım nerede bok var oraya gittiler cipsler ziyan oldu biraz eğitimden sonra caps varrr *

  • bundan daha büyük bir hikaye biliyorum aynı böyle.

    esas oğlanın marmara iibf diploması var ama üniden bir tane fotoğrafı bir tane arkadaşı yok ama neler neler başarmış herkes de inanmış.

    süper hikaye