hesabın var mı? giriş yap

  • bu sabah bir arabaya çarptım, markası 93 model doğan slxti. kimsecikler yoktu sabahın köründe kaçabilirdim, ama yapamadım. garibanın tekidir zoraki almıştır vs vs. işe de geç kalıyordum, sokayım işine. neyse aracın sahibini aradım, sordum. bizim mahalledeki şantiyedeki bir inşaat işçisininmiş. adam da 2 aydır maaşını alamıyormuş. ben de nasıl çarptıysam artık; arabasının sol çamurlukla, sol tekerin aksını kırmışım. 8 çizerek gidiyordu tekerlek. neyse tutanak tuttuk, fotoğrafları çektik vs vs. sigortayı aradım, yapacaklarımızı söyledi. adama da 100 lira uzattım sanayide ustaya verir, ya da bir yemek yer diye. almıyordu, zorla soktum cebine. üç kuruş için kimsenin hakkını yemeye gelmez. içim rahat şu an, mis gibi...

    edit:imla.

  • h.m.'in içler acısı bir hikayesi vardır. küçük yaşta geçirdiği bisiklet kazasında kafasına 17 dikiş atılmıştır. baba tarafında epilepsi geçmişi olan h.m., 16. yaş gününde ilk grand mal nöbetini geçirmiş, ameliyat olacağı 1953 yılına kadar her hafta ortalama on küçük bir büyük nöbet yaşamıştır. hastalığı yüzünden mezuniyet törenine bile alınmamış h.m., 1950lerde lobotomi ve epilepsi konusunda uzman bill scoville adında bir doktora ameliyat olmuş ama doktor, h.m.'in hipokampüsve amigdalasına zarar vermiş, epilepsi tedavisini düzeltememiş ve ekstradan ileriye dönük hafıza kaybı* hastası olmasına sebebiyet vermiştir. 1953 yılındaki epilepsi ameliyatından hemen sonra yine epilepsi nöbeti geçiren h.m., her hafta yaşadığı nöbetler yerine birkaç ayda bir büyük nöbet yaşamaya başlamıştır. ameliyatın başarılı geçtiğini söyleyen yüzsüz doktor scoville, ameliyattan sonra karısına "guess what? ı tried to cut out the epilepsy of a patient, but took his memory instead! what a trade!" demiştir. ameliyattan sonra amigdala hasarı oluşan, duygu kontrol sorunları olan, öfke patlaması yaşayan, yaşını ve o günün tarihini hatırlayamayan h.m., 27 yaşında olmasına rağmen 33 yaşında olduğunu ve 1930 yılında yaşadığını söylemiş, ilerleyen günlerde hayatını "waking from a dream… every day is alone in itself’." cümlesiyle tanımlamıştır.

    kısa süreli hafızası kısmen çalışan ama yeni olayları kaydedemeyen h.m., brenda milner isimli bir hafıza araştırmacısı tarafından 20 yıl izlenmiştir ve onunla her karşılaşmasında onu tanıyamamıştır. crossword puzzle seven, hafıza testlerinde ortalama seviyenin üzerinde bir iq'ya sahip olan, akıllı, eğlenceli bir kişiliğe sahip h.m., ölünceye kadar yılda üç kere brenda'nın öğrencisi suzanne corkin tarafından izlenmiştir. onun için günler dakikalar, haftalar saatler, yıllar ise haftalar gibi geçmektedir.

    corkin sayesinde mirror drawing, mirror writing ve mirror reading gibi teknikleri öğrenen h.m.'in yapılan araştırmalar sonucunda, işlemsel hafızasında sorun olmadığı, otobiyografik olaylar, dünya hakkındaki bilgiler ve bilinçli hatıraları içeren episodik ve semantik hafızasında problem olduğu anlaşılmıştır.

    h.m. vakası sayesinde kısa süreli hafızanın hipokampüste olmadığı anlaşılmıştır. h.m., başkalarına faydam dokunsun diyerek beynini bilime bağışlamıştır. ölünceye kadar h.m.'e eşlik eden corkin, h.m. gibi bir insanın tıp dünyasında ne kadar ünlü olduğunu bilmeden ölmesinin garipliğine değinmiştir. ayrıca son görevini de yerine getiren corkin, solunum yetmezliğinden 82 yaşında ölen h.m.'in beynini california üniversitesi'ne incelenmesi için ulaştırmıştır.

    "hayaller hayatlar" sözünün bilimdeki karşılıklarından birisi hiç şüphesiz henry gustav molaison olmalı.

  • şuna fenomen menomen diyip sempatikleştirmeyin amk. ergen sürüsünün lideri olur anca. hakan hepcana gülenin hakan hepcan kadar aklı yoktur

  • üşengeç insanlar için tek hamlelik muadilini yazıyorum:

    oda topla = parfümü odaya boca et
    duş al = parfümü vücuda boca et
    saç yap = parfümü saça boca et
    diş fırçala = parfümü ağz... sakız çiğne sakız
    parfüm sık = parfüm sık

  • ben buna fena halde uyuz oluyorum hacı. bakın başta vurguluyorum "kadına öncelik vermeye değil, kadının öncelik hakkını kendinde sorgusuz sualsiz görüp 'ben bayanım' diyerek öne geçmesidir" uyuz olduğum kısım. yoksa her zaman hanımlara veririm sorun yok bunda. hatta vermezsem kendimi kötü hissederim. burada ben olayın örtülü anayasasından söz ediyorum (ayrıca kadınlar aşağı kadınlar yukarı diye başlık açmayı da hiç sevmem. ben iki cinsin de hakkaniyetli şekilde eleştirilmesinden yanayım).

    örneğin asansöre binmek için kalabalık bir sırada bekliyorsundur ve hemen arkandaki kadın "doğal öncelik reflesiyle" löp diye dalar. yahu bir dakika da sıra benim sıram. yani öncelik hakkı benim. o hakkı ben uygun görürsem "buyrun lütfen" derim zaten ama hanımefendi kişisi "nasılsa ben tırnak içinde bayanım verilecektir zaten o yüzden bakmaya gerek bile yok" diye düşünmesi beni deli ediyor. belki acele işim var? belki vermek istemiyorum? belki o kadar centilmen birisi değilim? olmaya da mecbur muyum? belki odunum?

    bu yalnızca bir örnek. çarşıda pazarda, bir kapıdan girip çıkarken, toplu taşımaya binerken her şart ve her koşulda karşımıza çıkabiliyor.

    ha arkada bekleyip "buyurun lütfen" diye teklif edilince teşekkür ederek öne geçen kadın yok mu? olmaz olur mu var ama ciddi anlamda az sayıda.

    tekrar ediyorum ayar olduğum nokta öncelik vermek değil, öncelik verilmesini beklemeyip o doğal hakkı kendinde görüyor olmasıdır.

  • - oyunculuğunun yanı sıra aynı zamanda kayıtlı bir ‘greenpeace’ aktivisti .. ocak 2018’den bu yana greenpeace’in, ‘antarktika’nın korunması ile ilgili çevreci çalışmalarına katkıda bulunuyor ..

    - televizyona ilk çıkışı 6 yaşındayken, ‘el picaro’ adlı bir ispanyol dizisinde aldığı küçük bir rolle oluyor .. elbette rolü, aynı dizide oynayan aktris annesi ‘pilar bardem’ sayesinde alıyor .. görsel

    - greenpeace delegasyonu adına new york times meydanı’nda gerçekleştirdiği 19 ağustos 2019 tarihli eylemiyle ‘küresel okyanus antlaşması’na dikkatleri çekiyor .. görsel

    - birçok röportajında da belirttiği üzere ehliyeti yok, araba kullanmayı bilmiyor ve öğrenmeyi de istemiyor .. görsel

    - 14 yıllık bir ‘rugby’ kariyeri var .. uzun bir süre ispanya genç milli rugby takımında oynamış .. görsel görsel

    - her daim idolü olan ‘al pacino’dan bahsederken “ben tanrıya inanmam, al pacino’ya inanırım” sözünü sarfediyor çok defa .. 2000 yılında bir akşam evine geldiğinde telesekreterinde ‘al pacino’nun sesli mesajını buluyor .. ‘al pacino’ onu, kübalı edebiyatçı ‘reinaldo arenas’ı canlandırdığı ‘karanlıktan önce’ adlı filmdeki performansından dolayı tebrik ediyor mesajında .. ‘javier bardem’ bu sesli mesaj için ‘hayatımda almış olduğum en büyük hediyeydi’ diyor .. görsel

    - ‘no country for old men’ (ihtiyarlara yer yok) filminde rol alması için kendisine teklif getiren ‘coen kardeşler’i “araba kullanmayı bilmiyorum, ingilizcem çok kötü ve ayrıca şiddetten nefret ederim” diye uyarıyor javier bardem .. coen kardeşler’in yanıtı kısa : “bu yüzden seni istiyoruz” .. görsel

    - yirmili yaşlarına kadar sayısız kavgaya karıştığını söylüyor .. ama beladan uzak durmaya kesin karar vermesini ve hayatının kalanında her türlü şiddete karşı nefret duymasını sağlayan bir anısı var : 22 yaşındayken arkadaşlarıyla gittiği bir barda yalnız olduğunu düşündüğü bir kıza yaklaşmaya çalışıyor aşırı alkollü bir halde ve kızın aniden ortaya çıkan erkek arkadaşına sataşıyor.. sonuç ise bar çıkışında kalabalık ve korkunç bir kavga .. ‘eğer takım arkadaşlarım yanımda olmasaydı o gece ölmüştüm’ diyor ‘bardem’ .. kavganın ona hediyesi ‘kırık bir burun’ ..

    - 'burnuma bakmaya dayanamadığım için rol aldığım filmleri izlemeye tahammülüm yok' diyor bir röportajında asla şeklen tam düzelmemiş olan burnunu kastederek ve ekliyor : 'en iyisi yalnızca oynamak çünkü oynarken burnumu görmüyorum' .. görsel

    - madrid’de, ‘la bardemcilla’ adında, ailesine ait olan ve kız kardeşi ‘monica bardem’in işlettiği bir restoranları var .. görsel

    - 2004 yılı yapımı ‘içimdeki deniz’ filminin çekimleri sırasında 35 yaşında .. ama filmde canlandırdığı 55 yaşındaki karakter olan ‘ramon sampedro’ya dönüşebilmesi için her seferinde 5 saat süren makyaja maruz kalıyor .. görsel

    kaynak : greenpeace.org, imdb, greenpeace aktivisti javier bardem, gq magazine (uk), toronta sun, lecturas.com (görsellerle alakalı olarak telif hakkından doğan bir engel görmedim ancak engel teşkil eden varsa derhal kaldırabilirim, kastı aşan amaç yoktur)