ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
chp'nin sözlük temalı oy verin reklamı
-
her kelimesiyle ve her sahnesiyle sözlüğe selam ileten, selamlarını ince ince işlemiş yoğurt sosuyla içimizi ferahlatan bir reklam.
uzmanlık alanlarını dinlerken nefesim kesilen deniz!!!
oy kullanmak sansürü çözer.
gel sandık çok güzel.
5 bin tl ile yapılabilecek en iyi yurtdışı tatili
-
avrupa turu yapabilirsin.
edirne kırklareli,tekirdağ,malkara keşan hoppala paşam :)))
karpuza yalandan vurup anlıyor gibi yapmak
-
yanımdaki insanlara hava attığım olaylardan biridir. çok anlamam karpuzdan ama algıyı iyi yönetirim. kolpacıyım yani, allah affetsin.
yaran fıkralar
-
karadeniz'e röportaja gelen gazeteci çiftçi temel'e sorar:
g: bu inekler ortalama kaç litre süt veriyor?
t: hangisi? beyazı mı, siyahı mı?
g: beyazı...
t: 10 litre...
g: peki siyahı?..
t: 10 litre...
g: peki neyle besliyorsun bunları?
t: hangisini? beyazı mı, siyahı mı?
g: beyazı...
t: otla besliyorum...
g: peki siyahı?
t: onu da otla besliyorum...
gazeteci iyice dellenir. neden peki sürekli hangisi, hangisi diye soruyorsun? zaten cevaplar aynı...
t: çünkü siyah olan benim de ondan...
g: haaa... peki beyaz olan kimin?
t: o da benim...
debe editi: ünlü şovmen cem yılmaz'ın bir gösterisinde dediği gibi: nereden bileyim, o fıkralardaki adamların gerçek olduğunu...
edit: bu fıkra mükerrerdir...
ismail türüt
-
elimde camide terleme görüntüleri var. ama sanatına laf yok: çünkü bi boka benzemiyor.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
herkes mi ?, herkez mi ? sorusuna keşan belediyesinden ferahlatıcı açıklama geldi. '' erkeş ''
96 yılındaymış gibi yazmak
beşiktaş
-
hayat çok acayip lan.
koyu fenerbahçe taraftarıyım ve şu anda izmir alsancak'taki kartal yuvası'nın önünde yarın oynanacak bucaspor-beşiktaş maçının bilet satışı için sıra bekliyorum. neden peki burda bekliyorum, anlatayım:
ailem izmir'e çok uzak küçük bir kentte yaşıyor ve geçen hafta izmir'e ziyaretime geldiler. salı günü de dönecekler. tam da pazar günü. beşiktaşlı babama gelirken dedim ki "baba biraları alıyorum, akşam trabzon maçını evde izleriz." adam çok sevindi, yani sesinden anladım lan telefonda ne kadar sevindiğini. onlar yoldayken maç tatil oldu, üzüldük ama biraları da içtik.* tesadüf bu ya yarın beşiktaş izmir'e geliyor ve 56 yaşında, beşiktaş'ını çok sevse de canlı bir maçını izlemek kendisine kısmet olmayan babamla beraber maç izleyeceğiz. elimde hediye kaşkolla bekliyorum.
entrime "hayat çok acayip lan" diye başlamamın sebebi bu diyeceksiniz ama değil; acayip olan benim gece heyecandan uyuyamamış olmam.
tanım: babamın tuttuğu takım.
farkındalığı yüksek olan bireylerin yalnızlaşması
-
ikinci aşamadır bu.
birinci aşamada farkındalığınız oluşur. bir şeylerin ters gittiğini anlamaya başlarsınız. çevrenizi temizleme gereği duyarsınız, ki bu ikinci aşamadır.
yalnızlığınız her geçen gün daha da artar. sonra sizin gibi farkındalığı yüksek olan insanları bulmaya başlarsınız. çevreniz yeniden şekillenir fakat kaliteli insanlarla.
yalnızlığınız azalmaya, eskisi gibi eş dost sahibi olmaya başlarsınız ve bu da üçüncü aşamadır.
sürecin ne kadar sancılığı geçeceği belli değildir. fakat atlattığınız an güzel insanlar edinmiş olursunuz. hayır demeyi öğrenmiş olmanız da cabası.
not: yalnızlık allaha mahsus sözü de budur aslında. tanrı o kadar farkında ki her şeyin, onu anlayacak kimse yok.
öss'de cevap kağıdına su dökmek
-
önemli değildir. hemen gidilir ve kantinden yeni su alınır.