hesabın var mı? giriş yap

  • ekmek herkese yetecekti aslında...
    tarlaya karga dadandı,
    ambara fare,
    fırına hırsız,
    memlekete harami...

    neyzen tevfik(1879-1953)

    70 senede bir arpa boy gidememiş ülke kültürü olarak.

  • 1994 yılında meydana gelen trajik bir olayla ünlenen sirk fili: tyke

    tyke, hawaii adalarının başkenti olan honolulu’daki circus ınternational'da gösteri yapan mozambikli dişi bir afrika savan filiydi. 20 ağustos 1994'te bir gösteri sırasında aniden eğitmeni allen campbell'ı öldürdü ve bakıcısı dallas beckwith'i ağır yaraladı, daha sonra arenadan kaçarak sokaklarda koşmaya başladı. tyke’i sakinleştiremeyen yerel polis sonunda 3.600 kilogram ağırlığındaki file 86 el ateş etti ve hayvan aldığı ağır yaralar nedeniyle öldü :(

    o dönem filden sorumlu olan antrenörü tyrone taylor'a göre, tyke bundan önce birkaç olaya daha karışmıştı. 21 nisan 1993'te, altoona, pennsylvania’da olan bir gösteri sırasında kaçtı ve bir kaplan eğitmenine de saldırarak 14.000 dolardan fazla zarara yol açtı. 23 temmuz 1993'te kuzey dakota'daki eyalet fuarı'nda da 25 dakika boyunca etrafta gezerek bir bakıcıya daha saldırdı.

    tyke ile ilgili yaşanan 94’teki son olay, vahşi hayvanların eğlence amaçlı kullanılmasına ve sirk hayvanlarına yapılan muameleye yönelik ciddi tartışmalara yol açtı. doğal yaşam alanından alıkonulan tyke, maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik şiddetten dolayı sirk trajedilerinin ve hayvan haklarının sembolü haline geldi, fakat yine de bu üzücü ölüm hayvanları istismar ederek mal ve eğlence olarak kullanan sirklerin kapanmasına neden ol(a)madı… :(

    kaynak
    saldırının videosunu izlemek için kaynak

  • manu maçından sonra "bir sonraki takımım çok sürpriz olacak" diye demeç vermiş.

    beyler antalyaspor devrede galiba :/

  • #fahişyemeğeboykot hashtag'i ile x platformu üzerinde başlatılmış olan boykot çağrısıdır.

    son yıllarda kalitelerinde ciddi düşüşler olan cafe ve restoranlardaki yiyecek ve içecek fiyatlarındaki fahiş fiyat artışına karşı başlatılan boykuttur.

    mevzu sadece enflasyon değil. bu ekonomik ve sosyolojik şartları fırsat bilip ücretlerde fahiş artış yapan her bir işletme için bir uyarı niteliği taşımaktadır. boykot edilen şey, işletmelerin fırsatçılığıdır.

    hashtag altında bir adet anket ve insanların görüş ve düşüncelerine bakılırsa hızla geniş kitlelere yayılan bir çağrı olmuş durumda.

    yiyecek, içeçecek sektörü için yapılan bu boykot çağrısı, ileride zincir marketler ve akaryakıt sektörü için de uygulanabilir.

    edit: yazar bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine, yapılan anket sonucunu da paylaşmak istiyorum. ilk boykot 20-21 nisan, cumartesi ve pazar günlerini kapsayacak şekilde olacak.

    link

    edit2: ancak, sadece bugünlere bağlı kalınmaması, kayda değer bir sonuç alınıncaya kadar bu boykotun kararlılıkla devam ettirilmesinden yanayım.

    edit3: biz dışarıda yemezsek ölmeyiz. ama bize bunu yapan aç gözlü, fırsatçı esnafın, bu ekonomik şartlarda ne kadar dayanabileceğini hep birlikte göreceğiz.

    edit3: bir yazar arkadaşımın çok güzel bir tespiti olmuş. covid zamanında biz esnafımıza sahip çıktık. onlar ise, ilk fırsatta bizden faydalanmaya çalıştılar. bu ihanetin mutlaka bir bedeli olmalı.

  • seneler sonra hatırlandığında insanın kendisine kızmasına neden olacak olan bir gençlik hezeyanıdır. oysa anneyi üzmemek adına o yolluğu alsan da, istemiyorsan yemesen. ne olur? sırman mı sıyrılır? koyarsın çantaya, gittiğin yerde yersin.

    ama gençlik işte. anne, baba ne bilir ki! geri kafalıdır onlar. çağa ayak uyduramamış yaşlı insanlardır. ara sıra onlara medeniyet dersi vermek lazımdır. ne de olsa sen okumuş adamsın!

    yanlış işte. okumuş ama adam olamamış adamsın sen. en sevdiğin böreği yemen için saatlerce uğraşmış annenin emeğini hiçe sayan, üstüne ona kızan bir garipsin sen. sen evden gidiyorsun diye zaten kederli olan annenin kederine keder katan bir acayipsin.

    iyisi mi sen al o yolluğu da sonradan kahrolma. hem biliyorsun ki en lezzetli börek zaten o börek.

  • bak abiciğim, güzel başkanım, canını yidiğim; bölümlere, helede böyle toplum için önemli bölümlere, talep yoksa kapatmak mı yoksa talep olması için bazı çalışmaların yapılması mı mantıklı? imam hatibe, ilahiyat fakültelerine verdiğin imtiyazlar gibi bir şeyler sağla sana adamlara!

    ama gördüğümüz şu ki; bilimin, ilimin değeri sıfır şu hükümetin gözünde...

  • araba:
    +20 speed
    +5 friendship
    +1 charisma

    ders notları fotokopisi:
    +5 intelligence
    +3 respect

    fazla kalem, hesap makinesi:
    +5 respect
    +3 friendship

    her geçilen sınıf:
    +1 level

    her kalınan ders:
    +10 experience
    -3 respect

    diploma:
    +10000 experience
    +100 level
    -10000 gold

  • köy yerlerinde altyapı olmadığı için foseptik çukuruna asılan sakatat hikayesi geldi aklıma:

    okulların tatile girmesiyle köydeki evlerine giden aileler, yaz tatili bittiğinde, evden çıkmadan önce bir kuzu ciğerini ipe bağlayıp tuvaletin çukurunun üzerine asarmış.
    döndüklerinde foseptik çukurunun tertemiz ve bomboş olduğunu görürlermiş...

    sistem şöyle çalışıyor:

    asılı olan ciğere, bir müddet sonra kurtçuklar üşüşüyor. o kurtçuklar ciğeri yiyip çoğalıyor. onlar çoğaldıkça ciğer azalıyor.
    bir gün kurtçuklar ciğeri tamamen bitirince, aşağıya düşüyorlar. bu sefer oradaki pislikleri yemeğe başlıyorlar...
    kurtçuklar yine çoğalmaya başlıyor; bu defa da çukurdaki pislikler azalıyor, çukurdaki pislikleri de yiyip bitiriyorlar...
    aç kalan kurtçuklar, en sonunda birbirlerini yemeye başlıyorlar... nihayet, onlar da bitiyor ve foseptik tertemiz...

    ülkedeki son durum da aynen bu şekilde işte:

    yıllar evvel bir ciğere saldırdılar...
    saldırdıkça da çoğaldılar.
    şimdi ciğer bitti,
    ve lağım çukuruna düştüler...
    o kadar açtılar ki, oradaki pislikleri de yediler...
    doymadılar...
    şimdi birbirlerini yiyorlar.
    yakında tertemiz olacak her yerler ...

  • abi anlamıyorum. adamlar %52 türk malı var içinde diyor.

    neyin %52'si. telefonun %100'ünden kasıt nedir?
    her parçayı mı bir mi sayıyorlar? mesela 100 parça var. vida, metal hepsini 1 saydık. 52 parça mı türkiye'de üretilmiş diyorlar...
    ya da telefon toplam 100 gram, 52 gramı mı türk malı?
    yazılım %100'ün neresinde?

    para olarak bakalım, 1 parça ya da 10 gram saydığın işlemci senin en pahalı elemanlarından biri. ram, işlemci, ekran, pil ve anakartı kendileri üretmiyor. ne kaldı ulan geriye?

    yeterli mühendis sayısı var ama ortaya ne çıkarmışlar kimse sorgulamıyor.

    not 1: bir elektronik eşyanın her bir parçasının türkiye'de üretilmesi imkansız. bu hastalıklı düşüncenin aynısı yerli araba muhabbetinde de vardı. %100 yerli olayı ütopya, kabulüm. aynı parçadan milyonlarca üreten firmalardan daha pahalıya daha dandiğini yaparsın. sürüm de ar-ge de onda çünkü.
    kaldı ki apple bile montaj dahil* üretimini dışarı* yaptırıyor.
    ama vestel bastıra bastıra "yerli üretimiz" diyor, yüzde veriyor ki salladığı anlaşılmasın, milliyetçi insanların duygularını kullanıyor sanki. sonra utanmadan "ithal telefonların vergisini arttırın" diye çığırıyor. ama kendisinin montaj için ithal ettiği parçalarla cari açığın yine anası belleniyor.

    not 2: ne kadarı yerli sorusuna bir cevap buldum.
    https://www.dropbox.com/…g/bwtcxncccae3wp3.jpg?dl=0
    elektronik olarak sandığımdan daha çok katkı sağlamışlar. yüzdelik dilimi neye göre belirlemişler hala bulamadım, tahminlere açık. en nihayetinde sonuçlar devlete vergi baskısını gerektirecek kadar "şımarmayı" haklı göstermiyor.