hesabın var mı? giriş yap

  • +abi bu kül tablasına kaç para yazıyım?

    - yaz la işte, 2 3 4 5 bişeyler, kafana göre

    beymenin de aslında küçük esnaf olduğunu gösteren zerzevat.

    debe: mutlu oldum lan, ilk defa girdim, teşekkürler :)

  • arkadaslar bu tivitlerin hiçbiri boş değil. 3 5 liralık mesele değil. milyar dolarlar dönüyor. bu paralar çalışılıp kazanılan paralar değil. senin benim yaşamadığımız gençliğimizin. bizim cebimizden çıkıyor.
    kötü olan şu biz bu leş düzene alıştık. ama alışmayalım. herseye göz yuma yuma bu duruma geldik.

  • selam sözlük, nasılsın?
    sana bilgi bırakmaya geldim.

    öncelikle biraz uzun ve dağınık olacak yazı, kusura bakmayın. mevzuat, fiyat, kimlere göre, parasını verip yaptıranlar, nere konulur, nere konulmaz filan anlatmaya çabalayacağım.

    ilk olarak, kendisini siparişini verdim, 2 ay içinde de teslim edilmesini bekliyorum. polenezköyde arsa da kiraladık, haftasonları kaçış rotamız olacak kendisi. ben buraya nereden geldim ile başlamak isterim. aslında çocuk ve köpek olunca arabaya (c hacthback) sığamadığımız için arabayı büyütelim dedik, sonrasında bu paraları biz bir arabaya niye veriyoruz sorgulamasından sonra epeydir gözucuyla takip ettiğimiz bu tiny house olayına girelim dedik. bu durumda pandeminin de etkisi oldu. hepimiz bir yerlere kaçmak istiyoruz, kapalı ortamda kalmak istemiyoruz sonuçta.

    tiny house ile ilgili olarak ilk ayrım tekerlekli mi? tekerliksiz mi olacağı konusudur.

    tekerlekli bir tiny house olacaksa, karayolları yönetmeliğinde belirtilen araç römork genişliklerine uymak zorunda. buda kabaca, 8 metre uzunluk, 3 metre yükseklik, 2.5 metre genişlik demektir. plakası çıkarılması gerekmektedir. ağırlık olarak malzemeye göre değişse bile benim gördüklerim 2 tondan aşağı değildi. bu şu anlama gelir, bunu sağlıklı olarak bir yere çekebilmek için ayarladığınız araç en az 2200 kilo ağırlığında olması gerekir. 5, 10 metre kaydırmalarda sorun olmaz ama a noktasından b noktasına gitmek için gerekli olan araç bu özellikte olması gerekiyor (ford raptor, toyota hilux gibi 2500 cc ve üzerinde motor hacmine sahip araçlar kısaca, ancak traktör istisnadır. o da çekebilir rahat rahat).

    gezenbilir forumunda, ücret karşılığında (genellikle ek gelir olsun diye haftasonları) karavan ve bu tarz evleri çeken insanlar var. kamyoncu gibi dan dun taşımadıkları için tercih edilebilir. (yada bir taşıyıcının üstüne yerleştirir öyle ulaşım işi çözülebilir)

    tekerlekli tiny houselar genel olarak karavan veya römork ruhsatı ile satış işlemi gerçekleştirilmektedir. bu araçlar motorsuz olduğu için (mtv) vergiden muaftırlar. ancak karavan ruhsatınız varsa yılda bir kere muaneye (tüvtürk) girmesi gerekiyor (a'dan b'ye gideceğiniz zaman), yada polis görse bile anlamaz diyip şansınızı deneyeceksiniz.

    zaten bir tiny house'u karavan gibi sürekli gezdirecekseniz, bence kompakt bir karavan almanız daha mantıklı. biz tekerlekli tercih ettik ancak tekerleksiz olan tiny houselar için yine karayollarında taşınabilecek yükler (bunu bir tır'a yükleyip araziye getirileceği için) en 3.5 metre, yükseklik 3 metre, 8 metre uzunluk olması gerekiyor.

    tekerleksiz olan evler, imar mevzuatına göre yapı statüsünde olup inşaat ruhsatına tabidir. bu yüzden, şimdi bu evi nereye koyacağınız önemli.

    ben belediye başkanını tanıyorum, muhtar'ı tanıyorum, sıkıntı yok diyorsak tamam. ama yasal mevzuat nedir diyenler için;

    nüfusu 10 000 kişiden az, kırsal bir alanda ise plansız alanlar imar yönetmeliğinden faydalanmanız gerekiyor. mücavir alan veya köy yerleşik alanı içerisinde ise proje, tesisat vs ile belediye'ye, mesken dışında ise valiliğe bağlı il özel idaresine başvuruda bulunmanız gerekiyor.

    büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde ve imar planı içerisinde bir alanda ise ilçe belediyesine.
    büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde ancak imar planı bulunmayan bir alan içerisinde iseniz bağ evi yapmak istediğinizi belirterek il tarım müdürlüğüne (http://tad.tarim.gov.tr/) üzerinden başvuruda bulunabilirsiniz (kabul edileceğinin garantisi yok, bunu her türlü deneme şansınız var ancak tarım en son olarak onay verdikten sonra da varsa belediyenin ruhsat düzenlemesini istiyor. o yüzden öncelikle belediye ile görüşmenizde, böyle bir şeye onay vermiyorlarsa hiç masraf yapmamak lazım).

    iyi diyorsun, hoş diyorsun sen bana bunun maliyetini söyle diyenler için diyebileceğim tek şey bunun sonunun olmadığı yönünde.

    proje olarak başından sonuna kendiniz olmayacağınızı, a veya b firmasına yaptıracağınızı varsayarsak 80 bin liradan başlar, ev gibi ben bunun içinde yaşarım dediğimiz 160 bin ile 250 bin arasında, instagramda gördüğümüz iki asma katı olan oha lan, bu tiny house mu dedikleriniz de 300 bin ve yukarısına doğru gider (dolar 7.97 idi bunu yazarken, yukarı doğru giderse işte oranlayarak fiyatları güncellersiniz).

    peki kimden alınır ? şimdi yazacaklarım iyi kötü google'a yazdığınız önünüze gelecek ilk firmalar. bu işi butik olarak yapan kişilerde var. ayrıca yeni yeni prefabrik ve benzeri işler yaparken küçülerek bu işe dönen firmalar da var (fena iş çıkarmamışlar).

    ben genel olarak takip ettiklerimden bahsetmek istiyorum.

    https://www.mooblehouse.com/

    ilk fuarda sergiledikleri model çok kötüydü ama geri dönüşler doğrultusunda yaptıkları değişiklikler sonrasında güzel işler çıkardılar. dış tipini seçtikten sonra farklı ebatlarda üretmeleri ile esneklik sağlayabiliyorlar. iç kalite konusunda midline, highline diye iki paketi var, nasıl bir kalite farkı oluyor canlı görmek lazım. fiyat olarak vagoon house ile paraleller.

    https://www.sunprefabrik.com.tr/

    hazır bir şekilde teslim ediyorlar. prefabrik mantığında ve malzemelerden tiny house üretmişler. tatava yapma bas geç kafasındaki arkadaşlara alternatif olarak düşünebilirler. vagoon ve mooble'a göre ucuzlar ama kalite olarak ekmek/köfte durumu mevcut.

    ++: [https://www.hanehouse.com/ https://www.hanehouse.com/]

    avcilarda bu aradaslar. cok temiz, kullanisli ve ferah evler yapiyorlar. yavaş yavaş adlarını daha çok duyacağız gibime geliyor. bence bi sans verilmesi, en azindan gidip görülmesi gereken evleri var.

    biz genel olarak hafta sonlarında kaçacak bir yerimiz olsun istedik. düzenimizi ona göre kuruyoruz ancak uzun süreli burada yaşamayı düşünen arkadaşlara haddim olmayarak bazı tavsiyelerim olacak. ben, eşimle ilk tanıştığımız zamanlarda çok uzun süre 1+0 denilebilecek bir çatı arası katta kaldım. 20 m2 olayına aşinayız.

    öncelikle tiny house'da veya karavanda yaşamanız sizin masraflarınızdan kurtulmanız anlamına gelmez. hatta genel olarak daha pahalıya gelir. misal mini (hilton tarzı) buzdolabınız olur. buda öyle kilo kilo alışverişten ziyade günlük alışveriş demek. 2 alana bir bedava diye bir durum yok. bunu çektiğiniz yerin güvenliğini sağlamak lazım. bahçesinin bakımı, ısınma için klima vs masraftır.

    ikinci olarak ev konforunu burada aramayın, hüsrana uğrarsınız. 20 m2 evinizin olduğunu kabul ederek, fazla bütün eşyalarınızdan kurtulun. sonrasında fazla olmayan ama ben bunu son bir sene, bir ay vs içinde hiç kullandım mı diye sorduğunuz eşyalardan kurtulun. pratik, kullanımı basit eşyalara yönelin.

    mümkünse tavanı yüksek bir yapı tercih edin. 2.5 metre en insanı basar bir yerden sonra. bunu tavan yüksekliği ile bol bol pencere ile dengelemeye çabalayın.

    çok pahalı geldiğinde, sıfır clio parası keh keh diye kendinizi avutun.

    günün büyük kısmını dışarda geçirebileceğiniz bir alanınız olmasına özen gösterin.

    evin her köşesini %100 verimli değerlendirmek isterken boğulmamaya özen gösterin. yani her yeri dolap yapmayın. ferah alanlar bırakı, bazı duvarlarınız boş kalsın, evinizdeki gibi tablo vs asın.

  • edebiyatımızdaki en iyi örneklerinden bir tanesi turgut uyar'ın göğe bakma durağı'dır.

    "şimdi otobüs gelir biner gideriz
    dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
    seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    durma kendini hatırlat
    durma göğe bakalım."

    başlangıçları hatırlatan bir eser. korkularımızı yenip, başlayabildiklerimiz, göğe bakma durağı. sonunu bilmeden başlamak, kübistlerin işi.

  • her yarim saatte bir bir insanin olduruldugu, ulkeye gelecek turistin birakacagi paraya ac guney amerika ulkeleri bile turkiye cumhuriyeti vatandaslarini ulkesine istemiyor.

    sebep, amerika'ya kacak giren turkler. peki amerika'ya kacak girmeye calisan turkler'e sebep kim?

  • bi de yüzsüz yüzsüz, ev bulmak kolay değil sen yeni yer bul mu ne demiş.
    git kimle aldattıysan onda kal.
    tanım: başarılı eylem.

  • şairlerin en romantik hayallerinden biri bu. hep kuşlar kadar özgür olmak isterler. bu aynı zamanda şairlerin gerçek dünyadan ne kadar kopuk olduğunun da kanıtı. kuşlar daha özgür falan değil çünkü.

    öncelikle bu kuşların çoğu bir sürünün parçası. sürünün başı nereye gidiyorsa oraya gidiyorlar. "ben sürüyü bırakıyorum beyler" diyeni yok. her sene aynı yoldan aynı yere göç eder, her kış eski yerlerine geri dönerler. insanlar gibi ekmek için vapuru kaçırmamaya çalışırlar.

    hepsinin hayali aynı: uygun bir eş bulup çocuk ve yuva sahibi olmak.

    ifade özgürlüğü desen onda da "çipetpetpet - tii şak şak şak vociya" dışında bir şey bilmezler. aynı kalıpları tekrarlarlar. parklarda yatıp kalkarlar.

    bizim şairlerimiz de bu vasat sefil yaşama özenir. niye? zannederler ki bir çift kanadın olunca özgür oluyorsun. olmuyorsun. tam tersine açık hedef oluyorsun. futbol maçına sevinen taraftar ıskalasa, avcı ıskalamıyor. o ıskalasa havai fişekler ıskalamıyor. açık hedef gibi geziyorsun havada.

    özgür olmadığın gibi sosyal güvencen de yok. en iyi yemek sultanahmet parkında olunca oradan bir adım ileri gidesin gelmez. ya sonraki öğünü kaçırırsan?

    ben söyleyeyim, şairin derdi özgür olmak falan değil. adam şöyle arada bir havada süzülmek, güzel manzara görmek istiyor. rahat batmış anlayacağın. onda bile soğuk algınlığı geçireceğini, üşüteceğini öngöremiyor. kuşla konuşabilse anlaşabilse kuş ikna eder onu aslında. "yok abi iş değil gerçekten. yakaladığın simit çırptığın kanada değmiyor" der. ama bu iletişimsizlik ve şairlerin gözlediklerini mutlak gerçek zannetme sıkıntılarından dolayı bu metafor ısıtılıp ısıtılıp önümüze gelecek, kaçış yok.

    "ne istiyorsun düzgün anlat" desen onu da sanatına yakıştıramaz. illa kafa karıştıracak mınakodumun şairi.

    (bkz: şiir/@ssg)

  • fahiş fiyatlara kızıp , kalkarken ''ben gidip bir piyango bileti alayım; çıkarsa gelirim'' demiştim bir kere. ''peki abi'' dedi garson arkadaş.

  • din ve iman.

    değil tabiki de.

    bunlar iyilik karşısında ödül, kötülük karşısında ceza verirler.

    ödül ve ceza ile bir köpeği eğitebilirsiniz ama bir insanı değil.

    bir insanın iyi olabilmesi için ihtiyaç duyacağı iki şey empati yeteneği ve vicdandır.