hesabın var mı? giriş yap

  • işveren: neden aliminyum boru ve kontraplak sektörü? sizi bu sektöre çeken nedir?

    aday: aliminyum kontraplaklar küçüklüğümden beri benim hayatımın anlamıdır çünkü. hayatımı kontraplaklar arasında geçirmek, burada sabahlamak, kontraplaklarla gülmek ağlamak ve bu işi yaparken ölmek istiyorum !!

    işveren: (!! vay be.... ! ?? ! )
    (bkz: kontraplak)

  • çocukların karnı acıkmış, oyun oynamak istemişler. ne vardı biraz müsade etselerdi de kadını yeseydiler.

  • taksimde ağa caminin sokağında, kol saati satan afrikalı bir zenci ile yöre esnafı arasında geçmekte, esnaf uzaktan bağırıyor:

    - gözün aydın, sizinkisi başkan seçilmiş!!! ehehe
    - sijinki?
    - hadi yine iyisin, hadiii... hehehe

  • futbolda en yalnız mevki kaleciliktir derler ya bir çift eldivenle kandırılmış sanki özgürlüğü elinden alınmış ceza sahasında geçen koca bir kariyer..takımının gol attığı durumlarda en çok belli olur kalecinin yalnızlığı. bir başına koşar, bir başına taklalar atar, direklere tırmanır, türlü sevinç gösterilerinde bulunur kaleci, arkadaşları az ilerde sevinç yumağı oluşturmuşken. bu aslında saçma bir görüntüdür, çünkü insanın sevinirken yanında sevincini paylaşabileceği ya da sarılabileceği en az bir insan daha olmalıdır bence. fakat, gel gelelim yedek kalecinin yalnızlığına. o yalnızlık ki, kaleci yalnızlığı dahil tüm yalnızlıkların toplamıdır aslında bu hayatta.

    yedek kaleci..yaz kış demeden kenarda battaniyesinin altında maça seyredalan gözleri küçük bir umuda dalıyordur aslında bir gün as kalecinin yerine kendisinin geçebileceği. devre arasında maçlar reklama girer ama stadyumdaysan fark edersin onları denk gelirse o da veyahut dikkatini çekerse. sahaya çıkmış, kalenin önünde sağa sola atlıyor, yalandan da olsa top çıkarmaya çalışıyor ama bezginliği her halinden okunuyor. gol yerken dönüp topa bir de kendisi vuruyor, kendisine gol atıyor. sonra bazen mutluymuş gibi görünüyor, gülümsüyor fakat o en mutlu anında yandan pat diye nerden geldiği meçhul bir top suratında patlıyor. onu bir tek futbol topları anlıyor ama onlar da yanlış anlıyor. diğer yedek oyuncular gibi teknik direktöre arada sitem etme hakkı da kısıtlıdır yedek kalecinin. ancak kimi zaman as kaleci sakatlanıyor, sağlık görevlileri oyuna girerken yedek kaleci de fişek gibi sıçrıyor yerinden. ısınma hareketlerine başlıyor hemen zikzaklar, yerinde atılan deparlar, sıçramalar tam pijamasını çıkarıp oyuna girecekken "taam taam iyiyim" diyor as kaleci ve geri dönüyor yedek kaleci klubesine, battaniyesinin içine. hala sıcak, zaten fazla uzaklaşmış olamazdı..en kötüsü de, bazen kaleci kırmızı kart yer ama yedek kaleci yerinden bile kıpırdayamaz. çünkü takımın oyuncu değişiklik hakkı dolmuştur. evet dolmuştur bu hak ve o an kaleye defans, libero yahut orta saha hatta kimi zaman forvetten biri geçer. hele bir de penaltı falan kurtarırsa varlığını, dünyadaki yaşam sebebini sorgulamaya başlar o vakit yedek kaleci. son düdük çalar, maç biter, soyunma odasına gidilir.bu olayın ya da başka pozisyonların kritiği yapılır duş altında yedek kaleci ise duş bile almaz çoğu zaman aslında.

    ve dönüp bakıyorum kendime ensesi uzamış kaleci saçımla, promosyon şapkam ve kramponlarımla yedek kalecinin ağır yalnızlığını yaşıyorum bu hayatta. evli çiftlerin, sevgililerin, mutlu insanların, arkadaş gruplarının hatta yalnızların ve hatta diğer ağır yalnızların arasında kimseye farkedilmeden, dokunmadan, belki de dokunamadan yürüyorum yavaşça. bir çocuk ürkekliğiyle gökyüzüne bakıp "hocam ne zaman oyuna alıcan beni" diye küçük bir sitem ediyorum onu da uzaklara bakmaktan yakını göremez hale gelen gözlerimle yapabiliyorum en fazla. bazen de oluyor gibi, yalan yok umutlanıyorum o ara iniyorum saha kenarına büyük bir heyecanla yan yan sekerek koşturuyorum. kollarımı çeviriyorum değirmen gibi, türlü ısınma hareketleri yapıyorum bir bacak önde çökme hareketi..yerimde sıçrıyorum bir kurbağa gibi ama sonra acı bir ses geliyor kulağıma "otur otur" diyor ve dönüyorum yerime geri, giriyorum sıcak battaniyemin içine hiç kullanamadığım eldivenlerimle ve pijamamla koca bir ömrün geçmesini bekliyorum.

  • bütün bir ekonomik sistemi, basit bir bilgisayar sistemiyle bile takip etmenin ve planlama yapmanın mümkün olduğunu gösteren bir enformasyon ve kontrol sistemidir. insanlık tarihinde, yalnızca iktisadi açıdan değil, sibernetik açısından da çok önemli bir kilometre taşı olmasına rağmen pek çok kişi böyle bir projenin varlığından haberdar değildir. adını ingilizce "cybernetics" ve "synergy" kelimelerinin birleşiminden alır. şili kaynaklarında ispanyolca adı "synco" olarak geçmektedir. tasarımını manchester üniversitesi öğretim üyesi stafford beer yapmıştır. salvador allende zamanında, 1971'de, şili'de kurulmuştur. bir önceki hükümet döneminde alınmış olan atıl durumdaki 500 kadar teleks cihazı fabrika ve dağıtım merkezleri gibi alt birimlere yerleştirilmiş ve hepsi merkez bilgisayara cybernet adı verilen bir ağ ile bağlanmıştır. algedonic feedback özelliğinin yanısıra, toplam, sektör, branş ve işletme şeklinde dört kontrol seviyesi bulunan sistem, bütün üretim araçlarının ve dağıtım merkezlerinin kamunun elinde olduğu bir ekonomide, planlama merkezine anlık stok değişimi verileri ve talep girdileri üzerinden, eşanlı bilgi aktarımı yapmak; bütün bir ekonomiye ilişkin nihai talep setlerini doğru belirleyebilmek ve bu şekilde üretim planlamasını halkın gerçekten ihtiyaç duyduğu şekilde gerçekleştirebilmek amacıyla geliştirilmiştir. algedonic feedback özelliği de, alt seviyede kesin aralıklar içerisinde çözümlenemeyen bir problemden üst seviyenin haberdar edilmesini mümkün kılmaktadır.

    kuruluş çalışmaları 1971 yılında başlayan sistem, ekim 1972'de şili'de 40 000 kamyon şöförünün katıldığı büyük nakliye grevi sırasında, sadece 200 kamyon ile bütün ülkenin lojistik ağının canlı tutulabilmesini sağlamış ve bu şekilde grevden kaynaklanabilecek olası bir kıtlığın başarıyla önüne geçilebilmiştir. project cybersyn bu şekilde 1973 yılına kadar başarıyla kullanılmıştır. ancak general pinochet tarafından allende'ye yönelik olarak yapılan askeri darbenin ardından, 11 eylül 1973 tarihinde proje iptal edilmiş ve star trek filmindeki uzay gemisi enterprise'ın kumanda odasından esinlenilerek dekore edildiği izlenimi yaratan merkezi operasyon odası imha edilmiştir.

    merkezi operasyon odası şu şekildedir:
    http://www.biennial.com/…s-room-600dpi-00000002.jpg
    http://jbarahona.typepad.com/…tegorized/synco_2.gif
    http://www.keimform.de/…ploads/2008/11/cybersyn.jpg
    https://4.bp.blogspot.com/…b/s1600/cybersyn1254.jpg

    cybersyn sistemi için ayrıca cyerstride adı verilen bir yazılım da geliştirilmiştir. söz konusu yazılım, rassal değişkenler için, olasılık dağılımı içinde, koşullu olasılıklar ile marjinal olasılıklar arasındaki ilişkiyi gösteren bir bayes filtresi temel alınarak hazırlanmıştır. teleks cihazları aracılığıyla merkezi birime günlük veri aktarımına dayalı olan sistem, o günün teknolojik durumunun ilkelliğine rağmen başarılı olabilmiştir. günümüzde ise, bütün dünyayı saran mevcut iletişim ağı üzerinden ve her vatandaşın sadece bir kart kullanarak bütün ihtiyaçlarını karşıladığı ve anlık tüketim eğilimlerine ilişkin geniş örneklemli istsatistiksel verilerin izlenebildiği ve bu şekilde halkın ihtiyaçlarının gerçekçi olarak tespit edilebildiği plan süreçlerinin yürütülebilmesi imkanı ortaya çıkmış durumdadır.

    stafford beer'ın iktisadi planlama, sibernetik ve project cybersyn ile ilgili 1974 yılına ait olan brifing videoları:
    https://www.youtube.com/watch?v=e_bxlevyghg
    https://www.youtube.com/…bglbxjuxnlnhfwgmqn&index=5

    (bkz: stafford beer)
    (bkz: salvador allende)
    (bkz: augusto pinochet)

  • mimarisini cok iyi bildigim, acik uygulamanin ne demek oldugunu teknik altyapasiyla birlikte anladigim; hem objective c, hem de swift dillerinde uygulama gelistirdigim telefon.

    bence, gecin o ayaklari. uygulamalarin uyumasi diye bir sey var ios'te, cok sukur ki. android'de bunun telefonu nasil patlattigi da belli ki, bir suru "close all" butonlari, "task manager" gibi uygulamalari var.

    uygulamalarin uyumasi, gerektiginde background job calistirabilmesi, ios'in sizin "kullanim tarziniza adapte" olmasi gibi ozellikleri var. ornegin, facebook'u sadece geceleri kullaniyorsaniz, ios gunduzleri o uygulamaya cok cok az kaynak ayirir ama geceleri o uygulamayi daha sik background job olmaktan cikarir ve islemlerini yapmasina izin verir gibi.

    bu telefon icin 1gb ram yeterli. otesini tartismaya gerek yok. ios ile android'in isletim sistemi mimarileri cok farkli. buraya gelip de, teknik hicbir sey bilmeden, baglanti yavasken youtube iki kere takilmis diye "android'deki gibi 4gb ram gelsin yeaaa" demek kadar sacma ve teknik bilgi yoksunu bir yorum yoktur.

    herkes yazilim muhendisi, herkes teknoloji uzmani olmus amk.

    ek: he yavrum he, seri kotuleyince apple mimari degistirecekmis. level 5'te.

  • üç kuruş maaş için üç kuruşluk insanların ağız kokusunu çeken genç bir kızın sonunda patlaması. insanları işlerinden nefret ettirerek çalıştırın, öfkelerine yenildikleri ilk anda da kaydedip işten attırın. yav ne kötü insanlarsınız.

  • yalnız tutuklayan kadın polis de türbanlı. bildiğin mesaj veriyorlar. şeriat böyle böyle geliyor.

    arap yalaya yalaya arapları geçtik.