hesabın var mı? giriş yap

  • bu elemanlarla iyi anlaşmanın yolu onları denginiz olarak görmeye başlamanızdan geçiyor çünkü, komik ama, o sizi dengi olarak görüyor. bu temel kuralı aklınızda tutarsanız en kezban, en hırçın dişi kuşla bile belli bir saygı ve sevgi çerçevesi içinde yaşayıp gidebiliyorsunuz.

    muhabbet kuşları diğer papağanlar gibi sürü yaşamını benimsemiş hayvanlar olmasıyla beraber, yine papağanların çoğu gibi sürüdeki diğer bireylerin kendi türünden olup olmadığını çok sallamıyor veya ayırt edemiyor. siz de kuşmuşsunuz veya kendi de insanmış gibi düşünüyor. insanlarla bu kadar yakınlaşabilmesi de buradan kaynaklanıyor. sizi yabancı unsur olarak değil sürü/aile olarak görüyor. size uyum gösteriyor; eve geliş saatiniz, yemek yeme saatiniz, belki bir şekerleme yapma saatinize hatta çıkardığınız seslere ayak uyduruyor. siz de onun belli ihtiyaçlarına ayak uydurmalısınız. bu yüzden sabah ona günaydın demeniz, muhattap alıp oyun oynamanız, içten bir şekilde konuşmanız, aç susuz sefil bırakmamanız, onun da sıkılabileceğini göz önünde bulundurmanız (bomboş evde, kafes içinde, 7 saat duvarları izlediğinizi düşünün, kafayı yersiniz), çok küçük ve hassas olduğundan severken aşırı nazik olmanız ve dinlenmek/tüylerini düzeltmek istediği zaman onu kendi haline bırakmanız gerekiyor. kafesini olabildiğince uzun süre açık tutun ki biraz daha özgür hissetsin, biraz daha mutlu olsun. zaten affedilmez lanet gibi temizlenemez bir dışkısı yok, gezsin işte evin içinde.

    çoğu zaman beden diliyle derdini çok güzel anlatabiliyor. cakcaklayıp olduğu yerde dönüp kafasını aşağı yukarı sallayıp koşuşturuyorsa çok mutludur mesela, onu izlerken siz de muhtemelen eğlenirsiniz. siz ona güzel şeyler söylerken tüylerini şöyle bir kabartması da "hoşuma gitti panpa devam et" demektir. esniyorsa, evet küçük gagalarıyla çok güzel esniyorlar, uykusu gelmiştir. hareketsizleşmesi, eğik durması, kanatlarını düşürmesi hayra alamet değil. elinizdeyken kendini bir tarafa doğru uzatıyorsa, o yöne doğru eğiliyorsa oraya gitmek istiyordur. çok üşengeç bir hayvanınız varsa gitmek istediği yere bırakın. şapşal olduklarından kanatları olduğunu unutabiliyorlar. banyo suyu vermezseniz suluğunda yıkanmaya çalışabilir. ne sıklıkta banyo istediğini öğrenip belli zamanlarda banyosunu yaptırın.

    belki bir kedi veya bir köpek hayvanı gibi ele gelen, mıncırılabilen bir hayvan değil, öyle hayvan seviyorsanız zaten kuş bakmıyorsunuzdur. buna karşılık kuş akıllı, yaramaz, komik bir dosttur. evdeki bir bireye daha çok bağlansa bile kalan herkesi yine çok sever, bir kişiyle biraz vakit geçirse diğerleriyle de vakit geçirmeye çalışır. biri onu sevmişse hemen anlar, o kişiyi ilk kez gördüğü günde bile sırnaşır babam sırnaşır. çoluk çocukla da arası iyidir, misafirin küçük çocuğu onun için bulunmaz ganimettir. gelir öpücük verir, elinizi kemirir, saçınızdan aşağı yüzünüze sarkar. şaklaban mı ne.

    pişmanlıkla gelen edit: az önce tab tuşuma sıçmıştır, yakalarsam kendisini öldüreceğimdir.

  • şaşırtmayan bir akp iki yüzlülüğü daha. kendi seçmen kitlelerine oynamak için şeref, haysiyet vs her şeyden rahatlıkla ödün verebiliyorlar.

    devamında tedbirleri aldık diyecekler ve ciğeri beş para etmez ne kadar akp yalakası vasıfsız şarkıcı türkücü oyuncu ünlü varsa sarayda iftara davet edilecektir.

  • az biraz tecrube sahibi oldugum olay. vatana millete hayirli olmak maksadiyla 3-5 tavsiye verebilirim.

    1) yelpaze tamamiyla genis olsun. yani, ben sadece x alaninda is yaparim, baska bir sey anlamam diye kendinizi dar bi sokaga suruklemeyin. tum secenekler onunuzde olsun.

    2) en az 10 bin lira lazim, ondan sonrasi rahat diye gereksiz bir fikir edinmeyin. 10 bin liranin altina da kendi isine kurabilirsin. bu ideal bi sey degil tabi, burada soylenmek istenen, enerjinizi bi rakam uzerinde yogunlastirmayin.

    3) universite mezunu biriyseniz, sizden cok daha az egitimli, agzi pis, ahlaksiz, normal sartlarda bir araya gelmeyecegin insanlarin agzini cekmeye hazirlanin. kendinizi onlardan ustun gormeyin, ulan ben ne isler yapiyordum da, simdi boyle adamlarin agzini cekiyorum diye kendinizi demoralize etmeyin. esnaflik boyle bir sey, herkesi bi sekilde idare edeceksin.

    4) girmek istedigin sektoru iyice arastir. guncel piyasasi olan bi sektore gir. 10 sene once dominos tarzi fast foodlar is yapamayacak durumdayken, simdi ise bi sube acabilmek icin 600bin tl isim hakki oduyorsunuz. o yuzden guncel piyasasi olan bi sektoru tespit etmek cok onemli. hatta kendi isinizi kurmak istediginizde belirlemeniz gereken en onemli nokta bu. guncel piyasasi olan sektorler veya yakin gelecekte patlama yasayacak sektorler. kendi tahminim, spor salonlarinin yakin gelecekte cok ragbet gorecek olmalaridir.

    5) vereceginiz hizmetin fiyatini cok iyi belirleyin. piyasanin cok alti olmasin, ustu de olmasin. tabi bu rakamlara tahmini olarak ulasilmiyor. diyelim ki x urununun size gelis fiyati 1 tl. sen bunu 1.5tl'ye satarsam kar ederim diye dusunurseniz, kisa surede batarsiniz. fiyatlarinizi, elektrik, su, kdv, g.vergisi, stopaj, kira, bagkur,muhasebe ve diger bi dunya masrafi dusunerek belirlemelisiniz.

    6) paranizi ivir zivir seylere harcamayin, yok dukkani boyayip, musterilere guzel goruntu saglayacagim diye 5 bin lira paranizi ziyan etmeyin. patron oldunuz diye kendinize super bilgisayar toplatmayin. kendinize araba almaya calismayin.

    7) kendinize kisa ve uzun vadeli hedefler koyun. ayda en az 2 bin tl kenara koyacagim, sene sonuna kadar su kadar ciro yapacagim deyin. ve bu konuyu gercekci olarak ele alin. cok yuksek hedefler koyup kendinizi kandirmayin, ve cok dusuk hedefler koyup da kendinizi hafife almayin. kapasitenizin biraz ustunde hedef koyun ki, biraz ugrasin.

    8) iyi bir adam buldugunuz zaman onu birakmayin. yaninda calisacak saglam bi eleman bulmak gercekten sanildigi kadar kolay degil. hatta cok ama cok zor. o an icin imkaniniz olmasa bile, gelecekte yaninizda calisacak adam lazim olabilir.

    9) belinizi kimseye baglamayin. birisi size cok musteri gonderiyor diye, ona cok taviz vermeyin. kendinizi ona bagimliymis gibi hissettirmeyin. tabi, size cok musteri gonderen birisine bol kiyak yapin, sukranlarinizi bildirin ama o olmazsa, ben batarim durumuna dusmeyin. inanin, o musteri bi sure sonra, ben seni birakirsam sen daha cok kaybedersin, benim dedigimi yapmazsan musterileri baskasina yonlendiririm diyebilir. temkinli olun.

    10) kendinizi sadece 1 bankaya da baglamayin. genel olarak calistiginiz bi banka olur ama, en az 2-3 bankayla da kucuk olcekli isler yapin. kredi cekin ve odemeleri zamaninda yapin. kendinizi sadece bir bankaya baglarsaniz, buyuk bir hayal kirikligi yasayabilirsiniz. acil bi kredi lazim olur ve herhangi bi sebepten dolayi vermiyoruz kardesim diyebilirler. sende oyle mal gibi kalirsin. baska bankalara kosturursun ama onlarda sana, bizim seninle simdiye kadar bi isimiz olmadigi icin size istediginiz krediyi vermemiz mumkun degil derler.

    11) satin aldiginiz urunleri sadece bir kisiden almayin. genel alisverisinizi bi kac kisiden yaparsiniz illa ki ama, piyasadan farkli kesimler ile de bir baglantiniz olsun. yarin obur gun onlarda yamuk yapabilir. taklaya gelmeyin sonra.

    12) ahlakli ticaret yapin. yalan soylemeyin. musteri kaybetme pahasina bile olsa, dogrudan vazgecmeyin. yalaninizdan dolayi musteri kazanabilirsiniz ama o musteri piyasayi biraz kurcalasa sizin yalaninizi ortaya cikartir ve bi daha size ugramaz. onun cevreside dolayisiyla size ugramaz.

    13) temiz is yapin. araba alip satiyorsaniz, satis islemlerini veresiye yapmayin. mecbur kalirsaniz mutlaka senet vs imzalatin. tanidik bile olsa bunlari yapin. bunu kendinize bir ilke edinin.

    14) komsularla araniz iyi olsun. mutlaka isin dusuyor. birbirinizi destekleyin.

    bu liste boyle uzar gider. bi cogunu zaten kendiniz bi sekilde ogreniyorsunuz.

    selametle kalin.

  • vucut kapasitesini ve yüksek hız dayanıklılıgını gelistirmek icin maraton veya yarı maraton kosucularının sık sık yaptıgı antrenman türü.. maraton/yari-maraton hazırlıgı yapanlar -ama oyle bitirdim diyebilmek icin degil, iyi bir derece icin cabalayanlar-; 800 metre yüksek hız(17-18km/saat) + 200 metre düşük hızda yürüme(5-6km/saat); veya 2000 metre yüksek hız(16-17km/saat) + 200 metre düşük hız yürüme(5-6km/saat) periyotlarında toplam 10-20km seklinde takilirlar siklikla..

  • https://twitter.com/…?t=lqnfywnsnewruic7dyynva&s=19

    "türkiye ile norveç arasında yapılan anlaşma ile norveç vatandaşları türkiye'ye kimlikleri ile seyahat edebilecek, türk vatandaşları için vize zorunluluğu devam ediyor"

    bir kez daha ülkemle gurur duydum. ancak yine de biraz yetersiz gibi geldi bana. afgan, suriyeli ve pakistan vatandaşları ülkemize kimliksiz bile girebiliyorken, norveç halkından kimlik istememiz pek yerinde olmamış.

    edit: arkadaşlar biliyoruz biz de turizm, o, bu, bilmem ne... sizce trajikomik olan şey bu söyledikleriniz mi? çok mesaj geldi. yeter artık. norveç, isveç, herkes bize giriyor. biz giremiyoruz. hep bize giriliyo. olay bu.

  • bi donem tum ford sahiplerini hirsiz yapmisti.

    ya arkadas resmen zincirleme hirsizlik dalgasiydi bu. ipnenin biri zamaninda nasi kaybettiyse anteni kaybetmis. sonra gidip baska bi forddan calmis. o anteni calinan da baska forddan caliyor. o oburunden o oburunden çala çala bitmeyen bi döngü oluyor. arada biri gidip yedek parcacidan alsa zincir kirilcak ama olmuyor. tum turkiyeyi ebe misali dönen toplu ve sirali bi hirsizlik akimi.

    neyseki yeni modellerde kaldirdi ford da sanirim bu sacmaligi.