hesabın var mı? giriş yap

  • uğruna acı çekilen kişinin başkasıyla öpüştüğü-koklaştığı fikri.
    fikrine bile tahammül edemiyorken onun bunları yapıyor olması ayrı bir acı olsa gerek.

  • rte'nin karşısına anan avradın çıksa, biz onlara da oy veririz sıkıntı yok kardeş.

    edit: sözlükte sık sık kk'yı ve millet ittifakını eleştirdiğim için bana aktroll diyenler bile oluyor, önceki entrylerime bakabilirsiniz. fakat 2023 seçimi öyle küskünlük yapılacak, aday beğenilmeyecek bir seçim değil.

  • üç gün önce sabah saatinde motora yetişmeye çalışıyorum. geç kaldığım için büyük panik içerisindeyim. motor kalkmak üzere. koşuyorum. yetiştim yetişicem. görevli acele etmemizi söylüyor. "evet! yetiştim! başardım! yetiştim!" derken... dodidotdodidot!!! akbilim boş... içimden burada yazamayacağım cümlecikler geçiyor. henüz turnikeden geri adım atmamışken biri akbilini basıyor. "geç abla." diyor arkamdan. arkamı dönüp bakıyorum. omzuma bile gelmeyen küçük bir çocuk. o an durumu algılayamıyorum. "geç abla!" diyor tekrar. geçiyorum. çocuğun içine miroğlu kaçmış. yağız bir delikanlı edasıyla cool cool akbilini basıp motora ilerliyor. elimi çantama atıyorum "dur bekle, sana parasını veriyim.". elini talk to the hand edasıyla kaldırıyor ve "gerek yokk." diyor. "teşekkür ederim canım." diyip açık alana geçiyorum.
    aklıma geldikçe hala gülüyorum. centilmenliğiyle saniye bile düşünmeden bana yardım edip, gururundan ağzıma sçarak benden para almayan çocuk... utançla sevinci bana bir arada yaşatan çocuk... yolun açık olsun! üsküdar-beşiktaş hattı seninle gurur duyuyor!

  • tatlı sert. hem dahi hem de deli bir yazardır. tanrıyı reddeder. soyadı sadizme adını vermiştir. sadizmin ve caniliğin, aslında insan olmanın en önemli parçası olduğunu savunur. quills (tüy kalemler) adlı eseri, 2000 yılında düşlerin efendisi olarak sinemaya uyarlanmıştır.

    "düşünme tarzımın onaylanmaz olduğunu söylüyorsunuz. eh! çok da umrumdaydı! başkaları için bir düşünce tarzı benimseyen çok daha delidir bence! benim tarzım, düşüncelerimin meyvesidir; varoluşumdan, yapımdan kaynaklanır. onu değiştirmek benim elimde değil; elimde olsaydı da yapmazdım." demiştir. aslında, insanoğlu neyi yanlış gördüyse, neyi etik bulmayıp onaylamadıysa, bir gün elbet onu yapacaktır ve bu onun doğasında vardır.

    haklılığı/haksızlığı size kalmış ama şöyle der kendisi: "tanrı inancı, tedavisi olmayan bir ruh hastalığıdır."

  • - ercan açtıeaa kitabıeaa açtıeaaa birinci sorueaaa .. yine bir problem var havuzdeaaeaa
    - bey bu çocuk okumıcak galiba ?
    - okur o okur. heyecanlı işte ne güzel.
    - ahmetin üçbinlirası veaaaar evet ahmeeaaat fındık alıyoeaaarrr parasının geeri kalanını innnnnanılmaaaeaaz bir şekildeeaaa mehmet'e veriyooeoaarr
    - bey sana diyorum bey.
    - dur be hanım en heyecanlı yerieaa
    - ve ercaeeaaan soruyu çözüyoaareear. ahmetieaaann 1000 lirası kalıyoeaaarrr
    - goooooooolll !!
    - bey ?
    - ee yani aferin oğlum benim

  • ----s2e9'e spoiler----
    bu adam kesin ingiliz degildir..oyle onlarin krali gibi ordunun arkasinda kafasinda tac beklememis alayiniz ben tek diyip dalmis duvarlara..bu yuzden ya iskoc ya da fikirtepelidir.
    ----s2e9'e spoiler----

  • elalemde olunca bizdekinin de meşru olacağı ve normalleştirileceği ümidiyle gündeme getirilen olaylardır.

  • isveç yerine isviçre de yazabiliriz. hem de daha absürt olanlarını yaşadım. neredeyse her gün evimize bir sürü çocuk doluşurdu, bizim çocuklar misafirperver, herkese buyrun gelin diye teklif ederlerdi. bol yemek yaptığımız için herkese yeterdi. kimse de yadırgamazdı. ama bizim çocuklar genelde aç dönerdi. paylaşmayı, ikram etmeyi, misafire hizmet etmeyi pek bilmezler. kendi çocuğundan kira ve yemek parası alan, buzdolabını ayıran “aileler” tanıyorum. kim ne aldıysa üstüne postit yapıştırıyor… bi de aşırı açık sözlüler, artık iyi mi kötü mü bilemem. eşimin çocukluk arkadaşını ziyarete gittik, haftalar öncesinden randevu aldık, on yıl falan görüşmemişler, meksika’da yaşamış tekrar geri dönmüş. eh biraz insanlık öğrenmiştir diyordum ki… yemek aşırı lezzetsiz, zorla yiyorum demez mi “iyi ki geldiniz de bunları yiyorsunuz, kaç gündür duruyordu, food waste olacaktı…” artık sadece akdeniz veya latin, asya kültürü olan ailelerle takılıyoruz. kuru misafirlik çekilmiyor.