hesabın var mı? giriş yap

  • piyasa ortalama fiyatı 170 tl/litre olan virüslere karşı en etkili dezenfektanı yarı fiyatına almışlar. hem de mübarekler için alkolsüz. bu dezenfektan su içerisine 1/20 oranına kadar seyreltilebiliyor.yani kullanımda litresi 3.5 tl’ye kadar düşüyor.

  • "ince bir insan olmak benim için çok önemliydi fakat artık takatim kalmadı, başa çıkmakta zayıf kalmışım ve kendimi toparlamakta zorlanıyorum...o konudaki ışığı kaybettim açıkçası." kısmıyla beni benden almış duvara çarpmıştır. umarım rahat uyur.

  • marketler biraz daha ucuza veriyorlardı. yani devlet diyor ki vatandaşı biraz da ufak esnaf siksin.

  • deniz aslanı operasyonu, nazi almanyası'nın ıı. dünya savaşı sırasında birleşik krallık'ı işgal etme planının ismiydi.

    10 mayıs 1940’ta alman ordularının karşısında kıtada küçük ama iyi eğitimli bir keşif gücüne sahip olan ingilizler ve iyi donanımlı olan fransızlar vardı ancak almanya "blitzkrieg taktiği’’ ile fransız savunmalarını yarmaya, ingilizleri kaçış umuduyla kuzey sahillerine çekilmeye zorladı. binlerce müttefik askeri dunkirk sahillerinden tahliye edilmiş olsa da ekipmanlarının ve tanklarının çoğu geride kalmış, fransa yenilgiye uğratılmıştı ama ingiliz silahlı kuvvetlerini yenmek için iyi planlama yapmak gerekliydi.

    deniz aslanı operasyonu için hazırlıklar 30 haziran 1940'ta başladı. hitler'in asıl arzusu ingiltere'nin içinde bulunduğu kötü durumu görerek barış antlaşmasına varmasıydı, fakat churchill hükümetinin teslim olmayacağı anlaşılınca, geriye sadece saldırı seçeneği kaldı. almanya bu saldırının başarılı olabilmesi için dört koşulu yerine getirilmeliydi: ilk olarak tam bir hava üstünlüğü lazımdı, bu üstünlüğü kullanarak ingiliz şehirlerinin bombalanması tam bir işgale gerek kalmadan teslim olmalarına sebebiyet verebilirdi. ikinci olarak manş denizi tüm geçiş noktalarındaki mayınlardan temizlenmeliydi. ayrıca, dover boğazı alman mayınları tarafından tamamen bloke edilmeliydi. üçüncü olarak, calais ve dover arasındaki kıyı bölgesi ağır topçu ateşiyle korunmalı ve kontrol altına alınmalıydı ve son olarak akdeniz ve kuzey denizi'ndeki alman ve italyan gemilerinin, kraliyet donanmasını batırması gerekliydi.

    almanlar hemen ilk planı yürürlüğe koyarak ingiliz ordusunu dize getirmek için stratejik deniz taşıtlarını ve kraliyet hava kuvvetlerini hedef aldılar, ancak 13 ağustos 1940'tan sonra korkutarak teslim olmalarını sağlamak için londra başta olmak üzere şehirleri bombalamaya başladılar. pek çok tarihçi bunun ciddi bir hata olduğu konusunda hemfikirdi, çünkü ingilizlere ait kraliyet hava kuvvetleri saldırıdan ciddi zarar görmüştü ama şehirler bombardımanlara dayanıklıydı çünkü özel sığınaklar halka yardımcı oluyordu. britanya'nın kırsal kesimleri üzerinde 1940 yazı boyunca süren hava muharebeleri her iki taraf için de acımasız geçti fakat kraliyet hava kuvvetleri yavaş yavaş üstünlüğünü kabul ettirdi ve eylül ayı başlarında savaş henüz bitmemiş olsa da hitler'in hava üstünlüğünü ele geçirme planı başarısız oldu.

    deniz aslanı operasyonu'nun başarısı için geriye deniz savaşı kalıyordu ama britanya imparatorluğu 1940’ta hâlâ müthiş bir deniz gücüydü çünkü coğrafi olarak dağınık imparatorluğunu korumak için buna ihtiyacı vardı, diğer taraftan alman kreigsmarine çok daha küçüktü ve en güçlü taraf olan u-boat denizaltıları, kanallar arası bir istilayı desteklemekte pek işe yaramazdı. üstelik, mussolini'nin filosu akdeniz'de savaşın başlarında büyük bir darbe almıştı, bu yüzden hitler denizde durumu eşitlemek için en iyi fırsatın fransızların donanması olduğunu düşünüyordu, diğer yandan churchill ise, temmuz başında en önemli operasyonlarından birini, cezayir mers-el-kébir'deki fransız filosuna yaptı çünkü o da almanların burayı kullanacağını çok iyi biliyordu. churchill’in operasyonu tam anlamıyla başarılı oldu ve filo neredeyse tamamen ortadan kaldırıldı, böylece hitler’in kraliyet donanması'nı ele geçirmek için son şansı da ortadan kalktı. bu olaydan sonra hitler'in üst düzey komutanlarının çoğu, herhangi bir işgal girişiminin çok riskli olduğunu açıkça ifade ettiler ve hitler, eylül ayı ortalarında deniz aslanı operasyonu'nun işe yaramayacağını kabul etmek zorunda kaldı ama bu başarısızlığı hafifletmek için "iptal edildi" yerine "ertelendi" dedi, fakat böyle bir fırsatın bir daha asla karşısına çıkmayacağını çok iyi biliyordu…

    kaynak

  • haftalık not yazılabilecek masa takvimleri çok işlevseldir. eşim emekli olduğunda da bu takvimleri çok kullandı. dün kendisini toprağa verdikten sonra kullandığı 2016 yılına ait takvimde bir sayfaya bakmam gerekti. takvimin başına söyle bir not düşmüş : "takvimin umut olduğunu öğrendim. geleceğe bir bilet gibi. okşadım. son yaprağını görmeyi,kullanmayı diledim. bu umudu bana maral (maral erol) getirdi. birlikte görmeği diledim. "

    ve eşim son yaprağını kullanamadı ise de gördü.takvimde yazılandan habersiz ben de ölümünü facebook'tan bildireyim diye söyle yazdım " 2017 yılını gördü. o çok sevdiği kokinaları da gördü.rahat uyu artık yoldaşım"

    takvimler bir anlamda tertip düzen yapma anlamı da taşır.hatta ahsen-i takvim ,
    en güzel tertip ve şekil yani mecazen insan demektir.

    evet takvim umuttur.

    not : eşimin ölümü nedeniyle yazan,mesaj gönderen tüm sözlük arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

  • kampüste bildiri okuyan devrimci delikanlının ezan okunmaya başlayınca söylevine ara vermesi. ülkücülerden önce alkış alması sonra dayak yemesi.

  • elimizde bir araba var, kullanmak istiyoruz. ne yaparız? arabanın çalışması için gerekli elemanları bir araya getiririz. araba zaten hazır, akü lazım, benzin lazım, anahtar lazım, biz lazımız vs vs.

    burada en önemlisi benzin. arabanın hareket etmesi için benzin olmak zorunda. tıpkı biz insanlar gibi.

    benzini koyduktan sonra araç onu enerjiye dönüştürür ve hareket edebilir hale gelir. enerjiye dönüştürdü evet, enerji açığa çıktı lakin atık da açığa çıktı, egzozdan zararlı gazlar salındı.

    aynı şeyi insan için de düşünün. besin aldık enerji elde ettik fakat atık da açığa çıkardık, idrar ve dışkı.

    şimdi bunu serbest radikaller üzerinde düşünün. nedir bu (bkz: serbest radikaller)

    vücudun çalışması için besin aldık dedik ya, bu besin ne yapıyor? vücutta enerjiye dönüşüyor. peki nasıl?

    kabataslak anlatacak olursak aldığımız besinlerdeki yağ ve glikoz, oksijenle tepkimeye girer. bir nevi oksijen tarafından yakılır. yakıldıktan sonra enerji açığa çıkar. ve yukarıda verdiğimiz örneklerdeki gibi atık da açığa çıkar. atıktan kastım dışkı değil. oksijenle yağ ve şekerin tepkimeye girmesiyle açığa çıkan atık.
    lakin sıkıntı şurada. bunlar atık fakat hiç bir yere gittikleri yok. ayrıca bu atıklar bozuk. atomları bozuk. proton nötron elektron hepsi var fakat bir adet elektron eksik. ee olsun sen atıksın zaten bozuk ol elektronun eksik olsun, bir işime yaramayacaksın ki. bana ne bozuk olmandan!

    hayır efendim bozuk olmasına bozuk ama vücuttan atılmıyor ve içimizde yaşamaya devam ediyor. yaşaması için bozukluğunu gidermeye çalışıyor. yani eksik olan elektronunu tamamlamak istiyor.

    eee?

    işte olay burada kopuyor.

    bu puşt eksik olan elektronunu tamamlamak için diğer hücrelere yani hücrelerin atomlarına saldırıp, onların elektronunu çalmak istiyor. işte bu hırsızın adı serbest radikal

    çalınca ne oluyor? normalde kendi bozuk ya, elektronu çalınca düzeldi, fakat elektronu çaldığı hücrenin atomu bozuldu. yani o hücre bozuldu.

    mesela o hücreye akciğer hücresi diyelim. hiç uzatmadan söyleyeyim akciğer kanseri olmak için büyük bir sebep.

    çözümünü de söyleyeceğim lakin kötülemeye devam edeyim.

    serbest radikaller sadece enerji üretimi esnasında artık olarak açığa çıkmıyor. sigara, alkol, stres, radyasyon, fazla güneş ışığı, bitki ilaçları yani zirai ilaçlar. yani şuan hayatımızda olan ne varsa hepsi de serbest radikal üremesine sebep oluyor.

    faydası yok mu? var. lakin faydasına çok girmeyeceğim çünkü az bir serbest radikal zaten faydalı olmaya yetiyor. peki sizce şu ortamda bizim vücudumuzdaki serbest radikaller az mı?

    bunu şöyle düşünün. normalde şeker vücut için enerji demektir (bazı şekerler hariç). fakat günlük enerji ihtiyacımızı bir elmadaki şeker karşılamaktadır. siz taze sıkılmış meyve suyu içiyorsunuz ya o aslında zararlı. bir bardak nar suyu için 5-7 arası nar sıkılır. bu vücudunuzun günlük şeker ihtiyacının 5-7 katı fazlası demektir. ki nar suyundan sonra hiç bir şekilde vücudunuza şeker girmemesi lazım 5-7 kat olması için. var mı bu ihtimal? yok tabii ki. şeker mevzusuna sonra genişçe yer vereceğim. şuan mevzuyu anlayın diye yazdım. yani serbest radikaller de vücuda faydalı ama emin olun gerekli olandan onlarca kat fazlasına sahibiz. onun için ne yapmalıyız?

    antioksidan, serbest radikalin düşmanı.

    kısaca bahsedeceğim, hani serbest radikaller başka hücrelerin elektronunu çalıyordu ya, işte antioksidanlar kendi elektronunu veriyor ve kendini feda ediyor. serbest radikal de kimseye dokunmadan mis gibi hayatına devam ediyor. hiç bir sıkıntı kalmıyor.

    peki antioksidanları nasıl alacağız? burada tek tek size besin yazmayacağım. genellikle mor renkli sebze ve meyvelerde oluyorlar. mesela yaban mersini, siyah üzüm, patlıcan gibi gibi. peki sizin yapmanız gereken ne? hiç bir sebzeyi ve meyveyi ayırt etmeden hepsinden yemek. klasik söylem olacak ama bugüne kadar yaptığım araştırmaların hepsi buraya dayanıyor, mevsiminde ne bulursan yiyeceksin.

    ne bulursan yiyeceksin konusuna bakterilerle ilgili yazımda değineceğim. şimdilik benim yorumlamam bu kadar.

    not: beyler bayanlar. yaban mersininin 125 gramı 15 lira. pahalı bir ürün yani. lakin en ucuz sigara galiba 10 lira. sen bu yaban mersinini istesen de hergün yiyemezsin. sıkılırsın, gerek de yok zaten. ayda 2-3 kere yesen yeter. üç günlük sigara paran.

    en pahalı çerez kaju desek kilosu 70 lira. kilosu lan, bir kilo kajuyu iki ayda zor yersin kusturur.

    kuruyemişçiye git en pahalılarından yüzer iki yüzer gram çerez al, elinde iki kilo çerez oluyor fakat fiyat 60-70 lira anca tutuyor. ki bu sana deli gibi yesen bile iki hafta gidiyor.

    pazara git meyveden sebzeye ne varsa doldur, ki ben pazara haftada bir aynı gün içinde fazla aldığım için iki kere giderim, 80 lirayı geçemedim. muzun kilosu beş lira lan.

    önceliklerinizi biraz düşünün. sigaranızı da için bana ne, ama pahalı da olsa hiç bir ürün yenemeyecek kadar pahalı değil. bugün herhangi bir kafede iki kahveye en az hesap ödeyeniniz kaç lira ödedi?

  • (bkz: 12 temmuz 2023 gavs hazretlerinin vefat etmesi) başlığı ile başlayan şuur kaybı.

    öncelikle moderasyona soru: sözlükte iktidar veya tarikat dayatmalarının kuralları mı hakim?

    başlığı açanla, yazanlarla ve ölen kişiyle ilgili bir sorun değil bu. direkt sözlük yönetimi ile alakalı bir sorun, şuur kaybı.

    çok uzun yıllardır ekşi sözlük okuru ve uzun yıllardır da yazarıyım. bu kadar büyük bir moderasyon faciası ile karşılaşmadım.

    başlıkta geçen "gavs hazretleri" ifadesinin bu platformda format gereği ölen kişinin adı ve soyadı ile değiştirilmesi gerekir. bunu herkes biliyor. yani başlığın 12 temmuz 2023 abdulbaki erol'un vefat etmesi olması doğru ve formata uygun olanı.

    başlık içinde bunu yazan bir takım yazarların entryleri silinmiş, ben dahil. yani moderasyon entry silebiliyor ama başlığa neden müdahale edemiyor?

    burası yazarların, bellir bir format ve kurallar dahilinde, özgür ve anonim katkıları sayesinde oluşan bir platform değil mi?

    artık sözlükte iktidar veya tarikat dayatmalarının kuralları mı geçiyor? evet twitter bile baskıya boyun eğmiş ama biz burada x parti veya y tarikat dayatmalarıyla sınırlı çerçevede yazacaksak eğer yazmak istemiyoruz. en azından kendi adıma!

  • hanımın gallinari'ye;

    "aaa ne güzel yüzlü çocukmuş, türk mü bu?"

    demesinden sonra evde küçük çaplı bir kriz yaşandığını söyleyebilirim.

    tribimi yaptım hemen, şeftali soymuş getirmiş, yemiyorum.

    öyle bir maç.