hesabın var mı? giriş yap

  • influencer takip eden bos beles tayfanin protestosu... influencer derken kimi kastettiginizi bile bilmiyorum... onlari protesto edecek kadar itici buluyorsaniz muhtemelen takip ediyorsunuzdur...

  • ara ara dahil olduğum durumdur.arkadaş olmadığınızı bilirsiniz .ara sıra görüşürsünüz yok yere,öperken belinizden tutar. bir şey yapacaksa size de danışır. telefonda konuştuysa yanınızda,hele de kadinsa konuştuğu aciklama yapma gereği duyar çocukluk arkadaşım diye. bir hafta içinde birkaç defa yazar, halinizi hatrınızı sorar. küçük jestler yaparsınız kitap, albüm vs. alırsınız. tatlı bir flört vardır fakat bazen sinir bozucu olur. her istediğinizde yazamazsınız, sarılıp öpemezsiniz,yanında olamazsınız kıskanırsınız arkadaslariyla vakit geçirdiğini görünce çünkü sizin onunla görüşmeniz için ya biraz zaman geçmesi gerekir yada bir nedenin olmasi.arkadaş desen değil sevgili desen hiç değil. tatlıdır, hoştur fakat oldukça yorucu ve kafa karıştırıcıdır.

  • benim gibi taş kalpli bir adamın bile kalbini yorabilen şeylerdir bazen.

    yıkamacı evlenip taşınacağı için, yeni bir yıkamacı aradığımı söylemiştim sağa sola. sabahları 10-12 tane araba yıkayıp veya temizse silip, ondan sonra çaydı, servisti bu işleri yapıcak.
    dün saat 11 gibi işyerine gittiğimde, girişte bir adamın oturuyor olduğunu gördüm, önemsemedim. daha sonra işten çıkıcak olan çocuk, ''abi bir adam geldi, saat 8'den beri bekliyor'' dedi. ''al içeri'' dedim, geldi. buyur ettim, iş için geldiğini söyledi. elinde de bir kağıt, rulo yapmış tutuyor.

    eski bir takım elbise, eski ama tertemiz boyanmış ayakkabılar, kravatını takmış, saçlarını taramış, ellerini kavuşturmuş. kolonya kokuyor. oturuyor.

    ''o elindeki ne?'' dedim, ''cv'' dedi. aldım.
    42 yaşında, yozgatlı, üç çocuğu olduğunu yazmış, daha önce yaptığı işleri sıralamış. belli bir tarih atmış, yanına sadece 'ticaret' yazmış. ''ne ticareti yaptın?'' diye sordum, yeşilköy'de simit satmış bir ara, ama daha sonra belediye simitçi koyunca, bunu kovalamışlar orada, bırakmış. 'bilmemne inşaat - taşıma' yazmış.
    ''bu nedir, şöförlük mü yaptın?'' diye sordum,
    ''yok, inşaatlarda demirdi, kalastı, çimentoydu, bunları taşıyorduk'' dedi.

    ''anlar mısın araba yıkamaktan, çay servisi yapmaktan?'' diye sordum, ''bilmem ama öğrenirim'' dedi.
    ''şimdi sen çık, üzerini değiş, hadi yıka bakalım bir araba, ben buradan görüyorum'' dedim.
    koşa koşa gitti. bu arada müşteri geliyor, telefonla konuşuyorum, ama bir gözüm de onda. uğraşıyor, didiniyor, orayı siliyor, uzaklaşıp bakıyor, tekrar aynı yeri siliyor derken bir yarım saat geçti.
    dışarı çıktığımda ''bitti mi?'' diye sordum, ''evet, nasıl olmuş?'' dedi. gerçekten de bir araba ancak bu kadar kötü yıkanabilirdi, ses etmedim. çünkü 15 dakika içinde 10 araba yıkayabilen, çaydı, servisti, sağa sola koşuşturabilen ateş gibi çocuklar var. giyindi, geldi.
    yalan söylemeyi beceremediğim için ''olmadı'' dedim, yüzü düştü ama belli etmedi.
    ''canın sağolsun abi'' dedi, ama öyle bir dedi ki, benim yüzüm düştü bu sefer.
    ''hayırlı işler olsun abi'' dedi, ''saol'' dedim.
    o gittikten on beş dakika sonra kadar ben de öğle yemeği için çıktım. ışıklarda durduğumda, parkta, elinde bitmeye yakın bir sigara, oturmuş, hüngür hüngür ağlıyordu az önceki naif adam. diğer elindeki bez mendiliyle, gözyaşlarını siliyor. ne yanına, ne de yemeğe gidebildim, dükkana döndüm.
    masada duran cv'de yazan numarayı aradığımda, buruk bir sesle telefonu açtı, kendimi tanıtınca, heyecanlı ve düzgün bir sesle ''buyur abi'' dedi. ''çok uzağa gitmediysen bir uğra bakalım'' dedim.

    şimdi, işi araba yıkamak olan ama araba yıkamayı beceremeyen birisi çalışıyor burada.
    çayı güzel demliyor ama. napıcaz bilmiyorum. en azından güzel bir yıkamacı bulana ve ona da başka bir iş bulana kadar çalışsın bakalım.

    ve vicdan, bundan sen sorulmusun kardeş, hiç kusura bakma!

  • ya yemin ediyorum kafayı yemiş insanlar. ne magazin konusu oluyorlar ne bir skandalları var, görünene göre mutlu mesut yaşıyorlar işte.

    ip gibi dizilmişler "sıkıcı çift ay çok sıkıcı" falan diye. ne yapsınlar amk siz sıkıcı bulmayın diye söyleyin bari? fileye paraşütsüz mü atlasınlar, ne bileyim ailece köpekbalığı kafesinde falan mı görmek istiyorsunuz? cidden insana yaranmak imkansız, hele ki sözlükte.

  • münchen 3. sulh ceza hakimliği'nin 2017/306 d. iş sayılı ve 02.03.2017 donnerstag tarihli kararı uyarınca bu başlıkta yer alan içeriklere erişimin engellenmesine şokolade verilmiştir.

  • ingilizler hayatlarında deprem görmemiş insanlar. yapı stoklarını depreme dayanıklı yapmıyorlar. tabi ki böyle bir deprem ingiltereyi dümdüz eder. biz deprem ülkesi olduğumuzu bilir iken şehirlerimizin dümdüz olmasına göz yumduk.

  • tasarımıyla ağızların suyunu akıtan, pil ömrüyle hayal kırıklığı yaratabilecek taşınabilir mp3 çalar.