ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
10 yaşında felsefe muhabbeti yapan çocuk
-
normal değildir. muhtemelen barış özcan gibi bir ailesi var ve çocuğa aşırı yükleme yapmışlar. bu yaşta bir çocuğun spinoza’yı anlaması mümkün değil. platon’un devlet kitabındaki soyut bağlantıları kuramaz. çocuğu telefondan, tabletten uzak tutalım diye bokunu çıkarmışlar. verirsin yaşına göre kitap onu okur. 150 günde 250 kitap nedir allah aşkına?
artık insanların kitaptaki kelimeleri içinden teleffuz ederek bitirmenin kitap okumak olmadığını anlamaları lazım. kısa zamanda çok kitap okumanın hiçbir faydası yoktur. aslında kitap okumanın da hiçbir faydası yoktur. kitap sizi düşünmeye sevk ediyorsa faydalıdır aksi halde izlenilen filmden farklı değildir, kısa zamanda uçar gider. birkaç kitabı sindirerek okuyun.
kitap okuyan ama kendi fikri olmayan yığınlar çoğalıyor. kitap kutsanıyor.
edit: schopenhauer
yılmaz özdil'in 2500 tl'lik kitabının maliyeti
-
yılmaz özdil tarafından yazılıp 1881 tane basılan ve 2500 liradan bugün tamamının satılıp tükentiği mustafa kemal kitabının maliyetidir.
yılmaz özdil 1881 isimli köşe yazısında kitapta kullanılan malzemelerin isimlerini verdi:
--- spoiler ---
cildinde ve kutusunda shantung-s cilt bezi kullanıldı, japonya'da sırf bu iş için üretildi.
isveç'ten munken pure kağıt getirildi.
almanya'dan gmund color glatt kağıt getirildi.
sırf bu iş için özel olarak renklendirilmiş deri kullanıldı.
tamamı elle ciltlendi.
hat sanatıyla 1'den 1881'e kadar numaralandırıldı.
kitap 20.5x28 ölçeklerinde.
1.8 kilogram ağırılığında.
özel muhafaza kutusu var.
yazının tamamı: https://www.sozcu.com.tr/…maz-ozdil/1881-2-3214285/
--- spoiler ---
hesaplayan adamlardan birisi olarak "bu saydığı malzemeler kaç paraymış lan?" diye bir bakayım dedim. belirteyim, bu fiyatlar perakende fiyatları. toptan aldığınızda daha da ucuza gelecektir.
1- shantung-s kumaş:
kitap 500 sayfa kalınlığında. kabaca bir top a4 kağıdı yüksekliğinde diyebiliriz. bu da ortalama 4 santim yapar. 3'er santim de alt ve üst kapağa doğru katlanarak yapıştırıldı diyelim, toplam uzunluk 10 santim yapar. kitabın yüksekliği 28 santim. yani ölçümüz 10x28 cm'lik bir kumaş. bundan bize 1881 tane lazım.
hemen kumaş kaç paraymış bakalım:
https://www.fabricwholesaledirect.com/…ntung-fabric
buradaki hesaba göre kumaşın boyutları 91x137 santim.(1 yard = 91,77 santimdir. 54 inç 137,16 santimdir)
10x28 santim 0.028 metrekaredir. 91x137 santim de 1.2467 metrekaredir. bir kumaştan da 44 tane cilt bezi çıkar. bize 1881 tane lazım olduğu için de 43 tane bez alırsak ciltleme işi tamam.
bezin tanesi 40 ve üzeri alımlarda 14,95 dolar.
toplam cilt bezi maliyeti: 642,85 dolar. bugünkü kurla: 3407,10 lira.
2- munken pure kağıt
yılmaz özdil kağıdı isveç'ten getirtmiş ama ben türkiye'de satışını yapan bir yer buldum. 120 gramlık 72x102 santimlik 250'lik paketinin fiyatı 235,93 lira
link: https://www.kordashop.com/…-pure-120-gr-072-102-cm-
kitabın boyutu 20,5x28 santim. yani 0,0574 metrekare.
kağıdın boyutu 72x102 santim. yani 0.918 metrekare.
bir kağıttan 15 sayfa(aslında 15.99 ama küsuratı hep aşağı yuvarlıyorum) çıkıyor. kitap toplamda 520 sayfa. yani 260 yaprak. bir pakette 250 kağıt olduğuna göre bir paketten 7500 yaprak basabiliriz.
bu da bize 978.120 sayfa lazım demek.
haliyle linkteki üründen 131 tane almamız gerekiyor.
bunun da toplam maliyeti: 30.906,83 lira
düzeltme: 520 sayfa 260 yaprak yapar dendi, rakamlar revize edildi.
3- gmund color glatt:
firmanın kendi sitesinden baktığımızda en kaliteli(300 gr) 70x100'lük kağıdın paketi 160 euro. bir paketten 100 sayfa çıkıyor.
bu malzemeyi kapakta kullandıkları için kitabın boyutlarını 1'er santim genişletip 21,5x29 santim olarak alıyorum. bu da 0.06235 metrekare yapar.
70x100 santim 0.7 metrekaredir.
1 kağıttan da kapak için 11 sayfa elde ederiz. bir toptan(100 adet) da 1100 sayfa elde ederiz. bize toplamda 1881x2 = 3762 sayfa lazım. kitabın köşesi için de bize lazım olacağından düz hesap 4 tane sipariş edip 4400 sayfa elimizde olsun.
4 paket için ödememiz gereken toplam tutar: 640 euro. yani bugünkü kurla 3859,20 lira.
bu haliyle bakarsak 1881 tane kitap için toplam maliyet: 38.173,13 lira.
adet maliyeti: 20,29 lira.*
özel tasarım yazı tipi vs de deniyor. hadi taş çatlasın bunun için de 3000 dolar ödesinler.
deri kullanmışlar. bunun için de hadi 5.000 dolar ödemiş olsunlar.
tüm bu özel tasarımlar için 8.000 dolar ödeseler(ki bu kadar bile tutacağını sanmıyorum), bugünkü kurla 42.320 lira yapar.
fazla fazla eklediğimiz bu tutarı da toplam maliyete eklediğimizde 1881 adet için 80,493,13 liralık maliyet ortaya çıkar.
adet maliyeti: 42,79 lira.
adamlar kitabı bildiğin normal matbaacılık giderleri hariç saydıkları malzemelere baktığımızda 25-50 lira arası bir fiyata mal edip 2500 liradan sattılar.*
o çok övünerek söylediği "atatürk'ün adına layık bir kalite" dediği maliyet bu işte arkadaşlar. 100 lira bile değil.
dubai'de satılan magnum dondurma
-
hayatında hiç bağdat caddesine gitmemiş yazar beyanıdır.
mahsur kalan madenci eşinin açıklamaları
-
"sağ çıksalar ne olacak" gibi korkunç bir cümlenin geçtiği, ne kadar lanet bir ülkede yaşadığımızın tekrar fark ettiren açıklamalar.
"karaman’da su patlaması sonucu çöken ocakta mahsur kalan işçilerden mehmet bahar’ın eşi emiş bahar madenin kötü koşullarına ve yetkililerin umarsamazlığına isyan etti.
isyanın gözyaşlarıyla anlatan emiş bahar, çalışma koşullarının kötülüğünü ve geçim sıkıntılarını belirterek "içeriden sağ çıksalar ne yapacağız? üç aydır bizi yedirdiler, bitirdiler. maaşlarını düzgün vermediler. elimizde yiyecek ekmek koymayıncaya kadar uğraştılar. şimdi de canlarını aldılar. sağ çıksalar ne olacak, çıkmasalar ne olacak? maaşlarını düzenli vermezlerdi. ekmeklerini ellerinden aldılar. servislerini ellerinden aldılar. güneyyurt'u yediler bitirdiler. güneyyurdu bitirdikleri gibi her tarafı bitirdiler"
bizim halimiz ne olacak? bitirdiler bizi, bitirdiler. bugünü yarına atarlar, yarını öbür güne atarlar. üç aydır maaş yüzü görmeyiz. eller bayram yaptı, biz yapamadık, eller kurban kesti, biz kesemedik. bu darlığın bir bolluğu olurdu ama olmuyor işte, olmuyor. dün öğleden beri içeride sağ adam mı kalır? memuruz deyip gezerler. işçilerin sırtından memurlar... ama bunları süründürmeli. hepsini süründürmeli"
video
oha dedirten cm olayları
-
2. lig b kategorisinde başladıyıp uefa kupasında çeyrek finalle noktaladığım 4 yıllık başarılı adana demirspor macerasından sonra, artık kendimi fenerbahçe için hazır hissettiğimi anlayıp kovulan samet aybaba'nın yerine kanaryamın başına geçtikten sonra 3. senemde oynadığım şampiyonlar ligi finali sırasında kardeşimin şaşkın bakışları arasında maça takım elbise giyerek çıkmam, juventus karşısında son 10 dakkaya 3-1 önde girince bi puro yakıp koltuğa yayılmam, şampiyonluğun ardından evin içinde son ses marşlar çalmam, zafer turu için bayrak çıkartıp babamdan arabayı istemem. babamın saçmalama git üstünü değiş deyip beni rencide etmesi.. babama içimizdeki irlandalı demem. gülmekten bana fırça atamaması*
instagram'ın zengin türk çocukları
evlenmelik eş arayan yazarlar veritabanı
-
pardon filmindeki replik geldi aklıma.
“beni adamdan sayıp alacak örgüte zaten ben girmem!” diyordu ibrahim.
ben de bizim versiyonu yapayım:
“beni adamdan sayıp evlenecek kadınla zaten ben evlenmem!”
şişkolardan ekstra vergi alınması
-
bir şişko olarak desteklediğim önerme.eğer aptal insanlardan daha fazla vergi alınması kabul edilirse bunu da pekala kabul ederim. her yıl aptal insanlar ölmesin diye uyarı işaretleri vs kullanılıyor. benim verdiğim vergiler bu aptal tabelalara,uyarı levhalarına falan gidiyor. bu güzel uygulamayı başlatıp herkese örnek olalım hadi.
#kürdistanşehitleriniuğurluyor
-
şehit olsa önün de duramazsınız anca leştir o.
ışid'in de pkk'nın da amk.
lara gofret'in sözlükten atılması
-
lan o buraya aitti amk ya.. buranındı o. tamam erkek olduğunu falan biliyorduk ama ne bileyim sözlüğün ayrı bi rengiydi. sözlük köyün tüm delilerini kovuyor yavaş yavaş. burası da dolayısıyla akıllısıyla delisiyle samimi bi kasaba havasından, binbir türlü samimiyetsizliğin döndüğü soğuk gri bi plaza binasına dönüşüyor maalesef. para basıyor çünkü burası artık.
pideyi kesen bıçak niye atomu kesip patlatmıyor
-
biraz önce babamın hiç üşenmeden beni mutfağa çağırıp sorduğu soru. beynim yandı cevab veremedim
iftar geçsin "baba tutma amk oruç moruç" dicem. bu ne lan.