• beden diliyle ilgili bişeyler okudum geçenlerde..
    çevremdekileri buna göre izlemeye başladım..
    anladığım şudur.. 92 yaşındaki babaannem karşısındaki herkese cinsel sinyaller gönderiyo..

    _koltuğa bacaklarını iki yana açarak oturmuş.. (cinsel olarak kendinden emin)
    sıcaktan bunalıyo diye düşünüyodum önceden.. değilmiş meğer..

    _eteğini dizlerinin üstüne sıyırmış.. (karşısındakine erotik sinyaller veriyo)
    abdest almıştı az önce, çoraplarını giymeye çalışıyo zorla, gibi geliyodu, bu da değilmiş..

    _elleriyle bacaklarına dokunuyo.. (yine erotik sinyal)
    "oyyyy siyatiğim azdı" diye dizlerini ovuşturuyo.. hep numaraymış..

    _ellerini göğsüne koyup ovuşturdu az önce.. (bu direk erotik sinyal)
    "zabbaha gadar bu böğürlerim yandı hep, övsürüğümden kendim uyandım" dedi ama yemem tabi artık.. :(
  • başlıktaki birçok kişinin internetten okudukları birkaç safsata yüzünden bilimsel bir karşılığı olmadığını savunduklarını gördüğüm dil. beden dili konusunda özellikle internette dolaşan ve bilimsel dayanakları olduğu iddia edilen bilgilerin hemen hemen hiçbirine inanmamalısınız öncelikle. en doğru öğrenme biçimi -bu ve birçok konuda- beden dili hususunda uzman olduğu bilinen bir kişinin (mesela fbi ile birlikte çalışmış bir gözlemcinin) yazdığı kitabı okumaktır. bu uzmanların söyledikleri en önemli şey şudur: beden dili 'bağlam dahilinde' değerlendirilmelidir. yani içinde bulunulan ortam ya da kişinin yaşı, sağlık koşulları göz önüne alınarak. 20 yaşında birinin dizlerini ovması gergin olduğunu gösterirken, 60 yaşında birinin dizlerini ovması pekala bir hastalık hali olabilir. ya da normalde huzurlu olduğumuz zamanlarda bile bacak bacak üstüne attığımız ayağımızı sallarız; fakat gerildiğimizde bu sallamanın şiddeti artar. beden dili gözlemcileri der ki: bir hareketi yapıyor olmak, yalancılığın veya gerginliğin göstergesi değildir; ama yapılan hareketlerin şiddetinde bir artma varsa bu yalancılığı veya stresi işaret eder. birçok yerde "yalan söyleyenleri burunlarına dokunmalarından yakalayabilirsiniz" tarzı şeyler yazıyor. yanlış. evet, yalan söylüyor olunabilir; ama hiçbir davranış yalancılığın doğrudan doğruya kanıtı değildir.

    şimdi, öncelikle beynimizi bir inceleyelim. uzmanlar insan beynini 3'e ayırıyor. 1.si 'sürüngen beyni' dediğimiz, her insan ve hayvanda olan beyin; 2.si sadece memeli canlılarda olan 'limbik beyin'; 3.sü ise sadece insanlarda olan 'düşünen beyin'. şöyle karşılaştıralım: insana yalan söyleten düşünen beynidir; ama yalan söylerken bizi terletmek veya nefes alış verişlerimizi hızlandırmak limbik beynimizin marifetidir. limbik beyin aracılığıyla yaptığımız birçok davranışı kontrol edemeyiz. beden dilinin kapsamına da özellikle bu kontrol edemediğimiz davranışlar girer.

    literatürde bağdaştırıcılar olarak geçen 'yatıştırıcı davranışlar', tatsız bir şey yaşadığımızda sakinleşmemize yardımcı olur. kendisini yeniden normal konumuna geçirmek isteyen beynimiz, bedenimizi yatıştırıcı davranışlarda bulunmaya yönlendirir. mesela kendisine bir soru yönelttiğimizde olumsuz yanıt veren kişi eğer boynuna ya da ağzına dokunma ihtiyacı duyuyorsa stresten kaçmak için yatıştırıcı bir davranış içinde olduğunu anlayabiliriz. olumsuz bir uyarana (zor bir soru, utanç verici bir durum veya duyulan, görülen ya da düşünülen bir şeyin sonucunda oluşan stres) karşılık olarak, kişinin yüzüne, kafasına, boynuna, omzuna, koluna, eline, bacağına dokunması yatıştırıcı bir davranıştır. erkekler genelde yüzlerine dokunmayı tercih eder; kadınlarsa boyunlarına, kıyafetlerine, takılarına, kollarına ya da saçlarına. genel olarak erkekler yatıştırıcı davranışlar konusunda daha sert ve belirgin hareketler gösterir. kadınların hareketleri daha örtük ve karmaşıktır. dudaklara dokunmak, parmaklarla dudaklarda adeta trampet çalmak, dudağı sürekli yalamak, baş ve işaret parmakla kulak memesini çekmek ya da sıkmak yüzle bağlantılı yatıştırıcı davranışlardır. bu davranışlar yalancılığın kesin göstergeleri değildir; ama yönelttiğiniz bir soru karşısında bunlardan birini yapan kişi, sorunuzdan rahatsız olduğunu belli etmektedir. bunun bir sürü sebebi olabilir. söylediğiniz şey ona geçmişiyle alakalı kötü bir şey hatırlatmış olabilir mesela. yani bütün bu hareketleri "yalan söylüyor" şeklinde algılamamalıyız. algılamamız gereken tek şey, sorumuzun herhangi bir nedenden dolayı karşımızdaki kişiyi rahatsız ettiğidir.

    ayaklar ve bacaklar, beden dilinin en dürüst yeridir. beden dilini kontrol etmesini bilen biri yüzünü, ellerini veya duruşunu belki kontrol edebilir; ama ayaklarını kontrol etmesi çok zordur.

    genel bir kural olarak yer çekimine karşı sergilenen davranışların hemen hepsi olumlu duyguları ifade eder. ayağınız anlamsız bir şekilde havada mı? (yani topuğunuz yere değerken parmaklarınız havayı gösterecek şekilde mi?) bu, moralinizin ve keyfinizin yerinde olduğuna işarettir. mutlu olduğunuzda kaşlarınız havaya kalkar, gergin olduğundaysa çatılır. başparmağınızla yaptığınız "onaylıyorum veya onaylamıyorum" işaretini düşünün. hangisi havayı, hangisi aşağı gösteriyor? ya da çok handikap bir konu olan pantolon cebindeki elin duruşundan bahsedelim. başparmağınız hariç diğer parmaklarınızın pantolon cebinde olduğu duruş size özgüven sahibi bir görünüm kazandırırken, tam tersi de zayıf bir görünüm verecektir. bakın, "özgüveni yüksek birisinizdir" demiyorum, "öyle bir görünüm verir" diyorum.

    bazı hareketler çok evrensel ve genelgeçerdir. birisi sizi gördüğünde gözleri açılıp kaşları kalkıyorsa sevildiğiniz anlamına gelir. dudaklarında bir tebessüm olsa dahi gözlerini kısıyorsa -eğer bir göz problemi yoksa- bilin ki o kişi tarafından sevilmiyorsunuz. iki kişi masada oturuyor, yanlarına gidip "merhaba" diyorsunuz. eğer gövdeleri, kafaları ve ayaklarıyla size doğru dönüp sizi karşılarlarsa bu, "gel sen de otur" demektir. ama sadece kafalarıyla ve gövdeleriyle size dönerlerse "gel, otur" deseler bile samimiyetlerine inanmayın. ayaklar size dönmüyorsa, kendilerini zorunda hissettikleri için davet ediyorlardır. tabii ikisinin birden ayaklarında sorun yoksa!

    şu davranışlara dikkat edin: karşınızdaki kişi sizle konuşurken kucağına yastık mı aldı veya masanın üzerindeki nesneleri sizinle arasına mı koyuyor, psikolojik olarak sizle kendisi arasına bir duvar inşa ediyor demektir. yani konuştuğunuz konuda onu rahatsız eden bir şeyler var. arkadaşını tanıyorsan, bunun ne olduğunu tahmin edersin. bu hareketin farklı versiyonları vardır. kolları göğüs hizasında kavuşturmak, erkeklerin saatlerini ya da gömleklerinin kol kısımları düzeltmek için harekete geçmeleri gibi belli belirsiz duvarlar da olabilir bunlar. baş hareketlerinin söylenenlerle eşzamanlı ve uyumlu bir şekilde gerçekleşmesi dürüstlüğün; gecikmesi ya da söylenen şeyle zıt yönde gerçekleşmesi yalan söylenildiğinin bir göstergesi olabilir. örneğin birisi “ben yapmadım,” derken başı onaylayıcı bir şekilde belli belirsiz sallanabilir. söylediğimiz şeylere inanıyorsak ve güveniyorsak, bunu mutlaka ses tonumuzla veya beden dilimizle vurgulama eğilimindeyizdir. masaya yumruğunu vurmak, karşımızdaki kişinin omzuna "seni temin ederim" dercesine dokunmak vs. yalan söyleyen bir kişi daha tedbirli davranacağından temastan ve vurgudan kaçınır. bir şey çaktırmamak için hareketsizliği tercih eder.

    yani arkadaşım, beden dili öyle belli kuralları olan, anayasa kıvamında bir şey değil. etrafına bakmakla etrafında olan bitenleri görmek arasındaki farktan ibaret. gözlem yeteneğimizi bir kasa benzetelim. ne kadar çalıştırırsak o kadar geliştiririz. bütün bu bilgiler, gözlem yeteneği kuvvetli insanların gördükleri ve tecrübe ettikleri şeyleri bizimle paylaşmalarıdır. diğer bilim dalları kadar deneysel ve bilimsel bir niteliği yoktur belki ama 'tecrübeyle sabit'tir.
  • birebir, ya da çoklu diyaloglarda taraf ya da taraflarla göz temasından kaçınmak, siklemiyorum/kralım mesajı verir. göz teması kurmadan kendinizi dinletmeyi başarabilirseniz, çevreye çok karizmatik görünürsünüz ayrıca.

    tokalaşırken boşta kalan el ile karşı tarafın bileği ile omzu arasına dokunursanız, bu hareketiniz ona güven verdiği gibi, dominant bir hava da yaratır. dokunduğunuz kısım ne kadar yukardaysa, o kadar süpersonik olursunuz.

    bir dinleme sırasında elinizle ağzınızı kapatırsanız ya da alnınızı tutarsanız bu; kaygı, şüphe, güvensizlik, hayal kırıklığı ve sıkıntı gibi büyük olumsuzluklara delalettir. öte yandan işaret parmağınızla şakağınıza koyup, baş parmağınızla çenenizi tutuyorsanız, konuşmayı ilgiyle dinliyor hissi verirsiniz... ama bu pozisyon 15 dakika sonra dirseği masaya dayayıp yanağı tutma evresine dönüşür ve çok sıkılmış görünürsünüz, dikkat edin.

    birini dinlerken kafayı hafif yana eğip, kaşları kaldırırsanız, konuşan hipnotize olur. alakanız olmasa bile size de anlatır mevzuyu.

    ayakları çapraz yapmak, elleri kenetlemek tedirginliktir. diken üstücülüktür.

    topluluğa seslenirken kolları bel hizasından yukarda tutmak ve avuçları göstermek "benim saklayacak bir şeyim yok"çuluktur.

    sigara içerken bilekleri göstermek, "seks mi? olabilir"ciliktir.

    sigara dumanını yukarı üflemek keyfi, aşağı üflemek gerginliği gösterir.

    elleri bele koyup, kafayı arkaya vermek özgüvendir.

    beklerken bir elle diğer eli bileğinden kavramak, bitse de gitsek demektir.

    elleri arkada birleştirmek kaymakam ruhuna sahip olmaktır.

    not: bu belirtileri ve işaretleri ezberlemekle allah olunmaz.
  • vucut dili icinde en eglenceli olani da seksi gorunmek icin yapilan hal ve hareketleri izlemektir.

    vucut burda seksilik kisinin bunyesinde mi vardir yoksa ogrenmis midir kolayca anlatmasina yarar.

    -herseyden once seksi olmaya calisan kadin ,anlamsiz dudak hareketlerine sahiptir .*

    -boynuyla beraber kafasi saclariyla gereksiz sekilde saga ya da sola dogru duruslar kaydeder.

    -ellerinde bir anlamsiz tutus hakimdir ama bu daha cok sigara iciyorsa farkedilir .
    sigara parmaklari olabildigince dik tutulmaya calisilinir .ve duman havaya dogru derin nefesler seklinde atilir .

    - gozlerini acarak dinleme ve suzme vardir buna eslik eden surmeli gozler ya da makyaj mevcuttur gormemek mumkun degildir.

    - gogusler olabildigince disari dogru itilir . dik duracagim derken ters "s" goruntusu daha da acik ifadeyle gogsuyle pas veren futbolcu goruntusu elde eder.

    -konusurken diller fazlasiyla hareket halindedir. dudaklarin etrafinda anlamsiz tukuruklu dolandirilir. amac dudaklari islak gostermek ya da bakin bu hareketler size kapak olsun mesaji da denilebilir

    -bir de akrep burcu kadini bakisi vardir ki bu dikkatli olunmasi bir durumdur seksi kadin genelde keskin ve sert fakat gizemli bakar .bunu taklit etmeye calisan hanim kizlarimiz burda gozlerini kisarak adam dovecekmis gibi uzunlari yakar bir edayla bakmaya calisir.

    -bacaklarini acarak oturma , elleriyle goguslerini kavrama **elleriyle kalcalarini oksama `*
    -konusma sirasinda kendilerini belli etseler de bu konusma sureci icerisinde not alinacagindan gozardi edilmeli ama kendinden emin bir konusma vurgusuna ve ses tonunu tercih ederler .yayiktir dinlerken yayilirsiniz.
  • kisi kucuklukten vucut dilini ana temalariyla ogrenirse bu zamanla kendisinde kendiliginden gelisecek sessiz bir iletisim ve anlama yetenegı halinde kendisine geri doner.
    vucut dilinde bazi klise pozisyonlar vardir ki gunluk hayatta kullanildiginda oldukca eglenceli ve ogretici bir oyun haline gelebilmektedir .

    yalan soyleyen kisinin genellestirilmis hareketleri ;

    genelde pantolonun kemerinden tutarak yukari ceker ya da oynar *
    gravatiyla oynarlar *
    burnuyla oynar
    goz bakislari karsidaki gozlerle temasdan uzaktir

    kur yaparken ;
    avuc ici kur yapilan kisiye dogru acilir * sigara iciliyorsa bu cok daha rahat incelenebilir.
    saclarla oynama, saci parmakta dolayip kas ustunden yukari dogru bakma
    ayakayak ustuste atilmissa ayaklarin ucu kur yapilan kisiye donuktur .
    elle temas, omuza dokunma , ceketten ya da vucudun bir yerinden olmayan tuyleri ya da iplikleri toplama
    vucudun buyuk bir bolumu kur yapilan kisiye donuktur.
    asiri neseli olma , kahkaha atarken kafanin arkaya dogru dusmesi .
    goz bebekleri buyumesi
  • misal:
    karşınızdaki kişi otorite kurmak için, tokalaşırken elinizi hafifçe aşağı döndürürse, diğer elinizle, otorite manyağı kişinin elinin üstüne "pat pat pat" diye hafifçe vurun. hem otoritesinin içine etmiş olursunuz hem de bunu sevimli göstermiş olursunuz.
  • gerçekten iyi ögrenince karşı tarafın hareketlerini çok güzel yorumlatan ancak yeni başlayanlarda bazı yanlış anlaşılmalara sebep olabilen içgüdüsel hareketler bütünü. örneğin; size doğru bacak bacak üstüne atan kişi illa size ilgi duyuyor demek değildir, bacağı tutulmuş olabilir. veya size doğru öpücük atan kişi illa..*
  • yakın zamanda gerçekleştirdiğim sunumda, güzelce derlediğim bilgiyi paylaşıyorum. pek ilgilendirmese de yüksek lisans öğrencisiyim. bilinse iyi olur dediğim, abartıp hayatı bu şekilde yaşayıp paranoyaklaştırmamaktan yanayım. eksikler ve hatalar varsa düzeltirim. isteyene word halinde aktarabilirim.

    insanlar konuşarak anlaşmayı geliştirmeden önce, beden diliyle anlaşırlardı. beden dili insanların ilk anlaşma aracı ve ilk dili olmuştur. bedenlerinin dili aracılığıyla insanlar duygularını, düşüncelerini, isteklerini, ihtiyaçlarını ve ruhsal zenginliklerini başka insanlarla paylaşmışlardır.

    günümüzde beden dilini doğru kullanamayan insanlar için beden dili kara kutudur, ancak o kara kutuyu bulup çözebilen insanlar iletişim bilgi ve becerisini kazanmıştır.

    insanlar iletişimi üç ayrı metotla gerçekleştirir: sözlü, yazılı ve sözsüz (beden dili). biz daha çok konunun sözsüz iletişim kısmıyla ilgileneceğiz. mesaj karşıya giderken üç kanaldan gider. bunlar söz, ses ve beden dilidir. söz denince daha çok kelimeleri düşünün. anlattıklarım kağıt üzerinde düşünün. ses denince müziği düşünün, tonlama, vurgulama, telaffuz, sesimizi nasıl kullandığımızı düşünün. beden dili deyince de yüz ifadeleri, mimik ve vücudun kullanımını düşünün.

    iletişimde beden dilinin etkisi büyüktür. yapılan araştırmalara göre kişilerin birebir kurdukları iletişimde;
    kelimelerin % 7-10 oranında,
    ses ve konuşmanın % 30-38 oranında,
    beden dilinin ise % 55-60

    oranında etkisi olduğu bulunmuştur. temel referans noktamız vücut hareketleridir.

    karşı karşıya gelen iki kişi arasındaki ilk etkileşim, iletişim sürecinin önemli bir belirleyicisidir. bu etkiyi yaratan faktörler, karşılaşan kişinin beden dilinden kullandığı kelimelere ve kişinin taşıdığı bütün aksesuarların da içinde bulunduğu fizik ortam nesnelerine kadar geniş bir dağılım gösterir.

    işte bütün bu faktörlerin bileşkesi “algılayan kişinin” değerlerinde bir yer bulur ve o çerçeve içerisinde yorumlanır. algılayan kişisel özellikleri ve toplumsal normları ile kalıplaşmış olan yargılar, etkileşim verilerine bağlı olarak iletişimin ilk anında bir “karar” verdirir ve insan karşısındaki kişiye zihninde bir etiket yapıştırır. bu karar olumlu veya olumsuz olabilir.

    beden diliniz sürekli olarak sizinle ilgili bilgi aktardığını unutmayın. bilinçli zihin daha ziyade sözlerden, bilinçaltı zihin ise daha ziyade her şeyden (sözsüz iletişim; beden dili dâhil) belli olur.
    uygun şekilde konuşmak: çok fazla ve hızlı konuşmaktan kaçınmalıyız.
    sesimizin yüksekliğini ve tonunu, bulunduğumuz çevreye göre ayarlamalıyız.

    bazı kişiler var ki, ne konuşup anlatırlarsa anlatsınlar, keyifle dinlenirler ve zamanın nasıl geçtiği anlaşılmaz. çünkü bu kişiler anlatımlarına duygularını düşüncelerini kendi eşsiz bilgilerini katıp pekiştirirler. bu kişiler seslerinin rengi ve değişik düşünce biçimleri ile dikkat çekicidir. en önemlisi ise vücut dilleri ve mimikleridir.

    beden dilinin öğeleri
    •beden duruşu
    •mimikler
    •başın kullanımı
    •oturmak için seçilen yer
    •giyim
    •bakım ve makyaj
    •jestler
    •göz teması
    •ayakların kullanımı
    •oturma biçimi
    •mesafe
    •kullanılan aksesuarlar
    •şeklinde daha da arttırılabilir.

    jest ve mimik ayrımını biliyor muyuz?

    yüz ifadeleri ve mimikler
    yüz ifadesi kişiye özgüdür ve iletişim tarzımızı belirler. kaşları kaldırmak, yüzün kızarması, ağzın aşağıya doğru eğilmesi ve bunlar gibi birçok hareket, iletişimde olduğumuz kişi veya kişilerde belli bir etki ve izlenim uyandırır. gülümseme belki de en dikkate değer yüz ifadesidir ancak kolaylıkla taklit edilebilir. yüz kaslarının anlatım amaçlı kullanımı mimikleri meydana getirir. yüz ifadeleri yedi temel duyguyu yansıtma özelliğine sahiptir (evrensel):

    mutluluk korku kızgınlık şaşkınlık üzüntü tiksinti küçümseme.

    alın ve kaşlar
    alın, fiziksel ve duygusal durumların en iyi göstergelerindendir. yüzün alın kısmının kırıştırılması, diğer yüz özellikleri ile birlikte okunduğunda şaşkınlık, gerilim, endişe veya derin düşünce anlamlarını verir.
    şaşkınlık, korku ya da bir şeyin farkına varma gibi durumlarda kaşları yukarı kaldırır; endişe, kızgınlık ve gerçekçi gülümseme anında ise aşağı indiririz. eğer bir kişi soru sorarken kaşlarını kaldırıyorsa sorunun cevabını biliyor demektir. “ölmüş mü? neden böyle bir şey yapayım ki?”
    içe dönük insanların kaşları, yalnız yürürken hep çatık haldedir.

    göz kapakları
    göz kırpma da, yararlı bir sözsüz iletişim aracıdır. tamam anlamına gelebileceği gibi ısıtıcı kişisel bir jest de olabilir. göz kırpma sıcaklık samimiyet yansıtan bir araç olarak kullanılmaktadır.

    gözler
    insan bedeninde en dikkat çeken yüz bölgesi ise, yüzde de gözlerdir. yüzün ifade edeceği tüm mimiklerin hemen hepsi, gözler tarafından desteklenir. gözler, kişinin yaşadığı çoğu duyguyu yansıtır. eğer kendimizi korumamız gerekirse yapılacak ilk iş gözlerimizi örtmektir. çünkü gözler örtülmezse insanlar ruhumuzu görebilirler. bu yüzden koyu güneş gözlüğü hayat kurtarıcı aksesuardır. gerçek iletişim göz göze gelmekle başlar. “dudakların söylemekten çekindiğini gözler haykırır”(w.henry)

    gözbebekleri, kişinin duyduklarına ve gördüklerine yönelik göstergelerdir. gözlerin kısılıp, küçülmesinde şüphecilik, gözlerin gevşemesi beklenen cevabı buldum anlamına gelir. biriyle konuşurken onun bizi dinleyip dinlemediğini, ilgisini ve içtenliğini gözlerine bakarak anlamamız mümkündür. kişinin göz bebeklerinin büyümüş olması sizi dikkat ve ilgiyle dinlediğini gösterir. heyecan ve dikkatin artmış olması, gözbebeklerinin büyümesine neden olur. gözlerle bir iletişimi başlatabilir ya da bir iletişimi sonlandırabilirsiniz. bir konuşma ortamında bakışların başka yöne çevrilmesi, konuşmacının önemsenmediği anlamına gelir. etkili iletişim kurabilmek için, karşımızdakinin gözlerine bakmamız ve bakışlarımızı yüzünün diğer kısımlarında gezdirmemiz oldukça etkili sonuçlar verir. başka yöne bakan kişiyle iletişim kurmak zordur. konuşurken sürekli gözümüze bakan biri de rahatsızlık verir.

    beynimiz sağ ve sol olarak iki bölümde incelenir. sağ taraf hayal gücü, sezgi ve vizyon merkezi; sol tarafsa mantıksal düşünce merkezi olarak kabul edilir. insanlar unuttuğu bir şeyi hatırlamaya çalışırken göz bebeği tam sola bakar. hayal kurduğu zaman ise sağ üste bakar. kafasında bir şeyler tasarlayan kişi gözlerini sağ üste doğru yöneltir. yalan söyleyen bireyler anı kurtarmak adına kurgu içinde oldukları için sağ üste bakarlar. pişmanlık duyan kişilerin gözlerini yere doğru kaydırdığı görülür. yan bakış gizli ilgi ya da saldırganlık belirtisidir. aşağıya bakış genelde alçakgönüllülüğü; ayakuçlarına bakmak güvensizliği, sabit ve boş bakış derin düşünceyi ifade eder.

    bakışlarınızın dikliği ya da eğikliği sizin kendinize güveninizle ilgilidir. bir tartışma sırasında, ilk başta karşısındakinin gözlerine dik bakan kişi, kaybedeceğini anladığında, gözlere yönelik bakışını genelde burun ve ağız kısmına doğru yöneltir. gözler saklanıp yana kayıyor veya bakışlar kaçırılıyorsa ya utanma ya da suçluluk duygusu olduğu anlaşılır. suçlu erkekler aşağı, kadınlar yukarı doğru gözlerini kaçırırlar.
    kaldırımda yürürken tanımadığımız insanlara bakışımız normalde bir saniye sürer. bu sürenin dört saniyeyi aşması o kişinin ilgimizi çektiği anlamına gelir. bilim adamları bir erkeğin ilk bakışta âşık olmasıyla kadının gözlerine bakış süresi arasında bir bağlantı buldu. “deney”
    yıldırım aşklar bir adamın ya da kadının karşı cinsten birine ilk gördüğünde ilgi duyması ve onun gözlerinin içine bakakalmasıyla başlıyor.

    eğer bu bakışma dört saniye civarlarında dolaşıyorsa, erkeğin kadından pek de etkilenmediği söylenebilir. fakat "ilk bakış"ın süresi 8.2 saniye bariyerini aşmayı başarırsa artık erkeğin kadına aşık olduğu düşünülebilir.
    tabi bu bilim adamlarına göre erkekler için geçerli bir durum. kadınlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. kadınların ilk bakışta gözlerini kaçırmamaları ve erkeklerde geçerli olan 8.2 saniye süreye ulaşabilmeleri için erkeği çekici bulmaları mutlak bir şart.
    bu sonuçlara ulaşabilmek için gizli kameralarla izlenen 115 öğrenci üzerinde bir deney yapıldı. gizlice izlenen öğrencilerin aktörler ve aktristlerle konuşurken göz hareketleri takip edildi. öğrencilerden konuştukları kişilerin çekiciliği konusundan not vermeleri istendi.
    deneyde erkek öğrencilerin aktristlerin gözlerinin içine derin bir biçimde baktıkları gözlendi. bakış süresinin ortalama 8.2 saniye sürdüğü de tespit edildi.
    bununla birlikte çekicilik konusunda düşük not verdikleri aktristlerin gözlerinin içine bakma süresinin 4.5 saniyeye kadar düştüğü gözlendi.
    kız öğrenciler ise göz kontağı süresini erkekler kadar uzun tutmadılar. ayrıca 6 saniye kuralı daha vardır. merak eden arkadaşlar araştırabilir.

    bakış davranışı dört gruba ayrılır:
    iş bakışı
    iş tartışmaları yaparken karşınızdakinin alnında bir üçgen olduğunu hayal edin. bakışlarınızı bu bölgeye yönelterek ciddi bir ortam yaratırsınız ve karşınızdaki sizin iş yapmak konusunda ciddi olduğunuzu anlar. bakışlarınızın karşınızdakinin göz seviyesinin altına düşmemesi koşuluyla etkileşimi kontrol edebilirsiniz.

    sosyal bakış
    bakış karşıdakinin göz seviyesinin altına düştüğünde sosyal bir ortam oluşur. birisine bakmayla ilgili deneyler sosyal bir karşılaşma sırasında bakanın bakışlarının karşıdakinin yüzünde gözler ve ağız arasındaki bir üçgene baktığını göstermiştir.

    mahrem bakış
    bakış gözlere ve çenenin altından kişinin vücudunun diğer bölgelerine doğrudur. yakın karşılaşmalarda gözler ve göğüs ya da memeler arasındaki üçgen, daha uzak karşılaşmalarda ise gözlerle apış arası arasındaki üçgendir. kadın ve erkekler bu bakışı birbirleriyle ilgilendiklerini göstermek için kullanırlar ve ilgi karşılıklıysa aynı bakışlarla cevap verilir.

    yan bakış
    gizli ilgi veya saldırganlık durumlarında kullanılır. hafif kalkmış kaşlar ve gülümseme ile flört işaretidir. aşağıya dönük kaşlar ve çatık alınla beraber şüpheli, saldırgan ve eleştirel bir işaretidir.

    burun
    birçok tür burun vardır. büyük, küçük, kartal, keskin uçlu burun. burun türlerinin gerçek kişiliğe bağlı olmaksızın dış görünüşe etki eden bir öğedir. burun delikleri dışında burunda okunacak pek az şey vardır. korku veya kızgınlık anında genellikle burun delikleri büyür. burun yalanla özdeşleştirilmiş bir organdır, pinokyo’nun yalan söylediğinde burnunun uzaması gibi. sinir sisteminin en hassas uçları burunda olduğundan dolayı, beyinin verdiği uyumsuzluk sinyalleri, kendini ilk olarak burunda gösterir ve burun karıncalanmaya, kaşınmaya başlar. ancak her burnunu kaşıyan kişi yalan söylüyordur demek de doğru olmaz. çünkü gerçekten burnu kaşındığı içinde bir kişi burnunu kaşıyabilir. bu iki sebepten dolayı burun kaşımak arasında küçük farklılıklar vardır. . dokunuştaki sertlik veya yumuşaklık kaşıntıdan mı yoksa yalan mı söylediğinden dokunduğunun ipucunu verir. bir kişi gerçekten burnu kaşındığı için burnunu kaşıyorsa, bu kaşıma hareketi kaşıntıyı gidermek adına daha kaba hareketlerle ve sert darbelerle yapılır. oysaki yalan söyleyen bir kişinin burnunu kaşıması kaşıntıyı giderecek şekilde değil de nazik hareketlerle ve küçük, yumuşak darbelerle olmaktadır ki bu hareket de kişinin söylediği şeyin tamda söylediği gibi olmadığının belirtisidir. kadınlar yalan söylediklerinde burunlarıyla daha çok oynamaktadır.

    ağız ve dudaklar
    ağız ve dudaklar, alacağı şekle göre birçok anlam taşıyabilir. sağa aşağı kıvrılmış bir dudak önemsememe, alay anlamına gelirken sola üste açılmış ve dişlerin hafif göründüğü dudak, kızgınlık belirtisidir. gülümseme göz ve ağız kaslarının birlikte çalışması ile olur ve olumlu bir ifadedir.
    dudakların sıkıldığı ve dişlerin kenetlendiği durum, pişmanlık duyulduğunu ifade eder. bir olay karşısında şaşkınlık yaşandığında gözlerle beraber ağız da açılır, alt çene düşer.
    dolgun dudaklar insanları duyarlı, sıcak ve duygusal gösterir. bayanların rujlarını dudak dışına taşırmaları bu nedene bağlıdır. dudaklar, sinirlenince ısırılır; endişe anında yalanır.
    erkeklerde sakal, bayanlarda ise estetikli olma hali yüz ifadesinin okunmasını zorlaştıran durumlardır.

    jestler
    baş, el-kol, ayak-bacak ve bedenin duruşundan oluşan jestler, kişinin toplumsal konumu ve duyguları hakkında çok zengin bilgiler verirler. psikologlar irade dışı, bilinçsiz olarak yapılan jestlerin, örneğin el hareketlerinin, kişinin saklamak istese de, duygularını açıkça ortaya koyduğunu kabul ederler. farkında olmadan yapılan ve bilinçsizce algılanan jestlerin yanında, bilerek başvurulan iletişim amaçlı jestler de vardır. bunların bir kısmı sözel anlatımı ve anlamı pekiştirici ve tamamlayıcıdır; bir kısmı ise kendi başına sözlerin yerini tutarak anlam yaratırlar. örneğin, bu tarafa gitti derken hem yön gösterip söylerken eş jesti sözün tamamlayıcısı olur. birini çağırmak için yapılan el işareti ise, istenen anlamı vermek için yeterlidir.
    her bir hareket tek bir sözcük gibidir ve sözcüğün birden fazla anlamı olabilir. hareketler de cümleler halindedirler ve bu şekilde kaçınılmaz olarak bir kişinin davranış veya duyguları hakkında doğruyu söylerler.
    kısaca, jestlerle ilgili çalışmalar, insanların karşısındakine ve sözlerine ilgi duyup duymadığı, ondan hoşlanıp hoşlanmadığı, ona karşı saldırganca bir tutum içinde olup olmadığı gibi, daha çok duygusal yönü ağır basan iletilerin kaynağı olabildiklerini ortaya koymuştur.

    kişisel alan sınırları

    sosyal alanımız bizim 3 metredir. biraz daha yakın mesafe 120 cm’e kadar iletişim bölgesidir. ama 50 cm’den fazla yaklaşıldığında mahrem bölgedir. mahrem alanınıza girildiğinde de bize iki his hâkim olur. kaç yada saldır. 50 cm yaklaşırsa birisi bize bu bize rahatsızlık verir. insanlarla iletişim kurarken de hatalı bir mesafedir 50 cm. bunun geçerli olmadığı yerler vardır. iki yer özellikle; asansörler ve otobüsler. asansörde bir anda mahrem alan biter 10 cm’e 20 cm’e düşer. ne hissedersiniz asansörde. herkes başka yöne bakar yada 10 – 9- 8 – 0 oh be bitti diye deriz. sıkılırız çünkü erkekte olsanız bayanda olsanız fark etmez. yanınızdaki karşı cinste olsa hem cinsiniz de olsa fark etmez. birisi size ok yaklaşıyorsa bu sizi rahatsız eder. o yüzden bunun dışarda olduğunu fark edin. birisiyle konuşurken burun buruna konuşursam bir süre sonra ya itecektir yada aradaki mesafeyi koyacaktır. 50 cm uygun bir mesafe, daha yakını kesinlikle uygun değildir. otobüslerde de sıkış tepiş orda artık 10 cm asansör mesafesi de yoktur. bu iletişimle ilgili altın kuraldır. mutlaka iletişim kurduğumuz kişi ile aramızda 50 cm’lik mesafemizi korumalıyız.

    mahrem bölgemize fiziksel veya ruhsal olarak zarar vermeyeceğine inandığımız kişilerin girmesine izin veririz.
    kişisel bölgemize dost ve sırdaş olarak tanımladığımız arkadaşlarımızın, yakınlarımızın girebildiği bölgedir.
    sosyal bölgemize tanıdığımız, ancak henüz yakınlaşmadığımız ya da tanımadığımız ama bir biçimde ilişki kurmak zorunda olduğumuz (kasap, manav, garson) kişilerin güvenle girebileceği mesafedir.
    genel bölge birbirini tanımayan insanların, genellikle kamuya açık alanlarda, aralarında bıraktıkları bir bölgedir.

    sahiplenme
    biz sahip olduğumuz şeyleri dokunarak belli ederiz. iş görüşmesine gittiğinizde, patronla görüşüyorsunuz oturdunuz sizde, masada kalem takımı vs. olur. bu masa patronundur. masaya dokunulursa bitmiştir. dokunup konuşayım gibi davranışta bulunulmamadır. çay getirilir size ve oturduğunuz alanda sehpanız yoktur. bu bir oyundur. o çayı masaya mı bırakacaksınız, elinizde mi tutacaksınız. masaya bıraktığınız an iş görüşmesi sona erer ve biz sizi arayacağız derler. masa kişisel alandır, özel alandır. dokunulmamalı ve eşyalar da kişisel alandır.
    bir diğeri de karşı cinslerle ilgilidir. hanımların kıskançlık anında toplulukta yaptıkları davranış vardır. eşlerine sahip olduklarını ima etmek için kasıtlı dokunmalar gerçekleştirilir. koluna girilir, kravat düzeltilir, toz silkelenir ve kasıtlı dokunulur. hanımlar kibarca yapar. erkekler ise direk tutar ve çeker.

    beden duruşu
    ayakta duruş şeklinde olduğu gibi, bir insanın biçimi sırasında bedeninin üst (belden yukarı) bölümünü kullanma biçimi, onun iç dünyası konusunda fikir verir. dik bir oturuş, dik bir duruşta olduğu gibi, canlılık ve hayat enerjisi ifadesidir. buna karşılık çökük bir oturuş çekingenliği ve ilişkinin azalmış hayat enerjisini gösterir.

    baş hareketleri
    beynimiz sağ ve sol olarak iki bölümde incelenir. sağ taraf hayal gücü, sezgi ve vizyon merkezi; sol tarafsa mantıksal düşünce merkezi olarak kabul edilir.

    baş ile yapılan hareketler çoğunlukla mimikleri destekler ve onlara bütünlük kazandırır.

    başımızla yaptığımız hareketlerin en bilineni, onaylama ve reddetmedir. onay için başı sallama hareketi çoğu kültürde ´evet´ veya onay anlamına gelen olumlu bir harekettir. doğuştan sağır, dilsiz ve kör olan kişilerle yapılan araştırmalarda bu kişilerin de onay amacıyla bu hareketi kullandıklarını göstermiştir. bu da bu hareketin doğuştan gelebileceği kuramına yol açmıştır. genellikle ´hayır´ anlamına gelen kafayı yana sallama hareketinin de doğuştan geldiğini iddia edenler olduğu gibi bunun insanların ilk öğrendikleri hareket olduğunu iddia edenler de vardır. bunlara göre yeni doğan bebek yeterince süt içtiğinde annesinin memesini reddetmek için kafasını yana sağlar. aynı şekilde karnı doyan küçük bir çocuk da ebeveynlerinin kendisini kaşıkla yedirme girişimlerini reddetmek için aynı kafa sallama hareketini kullanır.

    karşınızdaki insana bir şey anlatırken dinleyicinin başı sağa ya da sola eğim yapmış bir açıyla sizi izliyorsa söylediklerinizi ilgiyle dinliyordur. başı aşağıya eğilmiş ve alttan bir bakışla bakıyorsa sizden etkilenmemiştir, hatta sizden farklı düşünüyordur.

    başını yukarı kaldırarak bakan kişilerin üstünlük duygusu ya da saldırganlık duygusu içinde oldukları, başı aşağıya eğik bakanların uysal, kabullenici oldukları düşünülebilir.

    işaret parmağın başın yan tarafına getirilip diğer parmakların kapalı olduğu el duruşu, ilgiyle izleme işaretidir.
    insan kendisine yakın bulduğu kişilere başıyla hafif yakınlaşır, uzak bulduğu kişilerden başıyla uzaklaşır. bu küçük hareket gerçek duyguları yansıtmak açısından çok önemli ipucu sayılır.

    • birincisinde baş yukarıda olup duydukları konusunda nötr bir tavra sahip birisinin pozisyonudur. baş genellikle hareketsiz olup ara sıra ufak eğilme hareketleri yapabilir. bu konumda eli yanağa götürme değerlendirme hareketleri sık kullanılır.

    • kafa bir yana doğru eğildiğinde bu kişinin ilgilenmeye başladığı anlamına gelir. hayvanlar kadar insanların da bir şeyle ilgilenmeye başladıklarında başlarını yana eğdiklerini ilk fark edenlerden biri charles darwin´di. bir satış sunuşu veya bir konuşma yapıyorsanız dinleyicilerinizin bu hareketi yapıp yapmadıklarına bakın. başlarını yana eğip eli çeneye götürme değerlendirme hareketlerini yaparak öne eğildiklerini görürseniz onlara ulaşabiliyorsunuz demektir. kadınlar bu baş hareketini çekici bir erkekle ilgilendiklerini göstermek için kullanırlar. birileri sizinle konuşurken onların size karşı sıcak duygular beslemelerini sağlamanız için kafa yana eğik pozisyonu kullanarak ara sıra başınızı öne eğmeniz yeterlidir.

    • baş aşağıya eğikken tavrın olumsuz hatta yargılayıcı olduğunu gösterir. eleştirel değerlendirme hareket gruplarında genellikle baş aşağıya eğiktir ve karşınızdakinin başını kaldırmasını veya yana eğmesini sağlayamazsanız bir iletişim sorunuyla karşı karşıya kalabilirsiniz. topluluk önünde konuşan birisi olarak sık sık tamamı kafası aşağıya eğik ve kolları göğsünde kavuşturulmuş kişilerden oluşan dinleyici gruplarıyla karşılaşabilirsiniz. profesyonel konuşmacılar ve eğitmenler genellikle konuşmalarına başlamadan önce dinleyici katılımı gerektiren bir şeyler yaparlar. bunun amacı dinleyicilerin başlarını yukarıya kaldırmalarını ve katılmalarını sağlamaktır. konuşmacının hilesi başarılı olursa dinleyicilerin bir sonraki baş pozisyonu yana eğik olacaktır.

    eller ve parmaklar
    eller, insanın kendini ifade etmesinde etkisi en çok olan organıdır. insan beyninin düşünüp hayal ettiğini gösteren organ eldir. konuşmanın tarzını, ritmini, ahengini ellerle belirleriz. bazen anlatmak istenileni tek bir el hareketi ile gerçekleştirdiğimiz olur.

    ellerin konuşma sırasında temel görevi, konuşmanın en önemli noktalarını vurgulamaktır.

    ellerle hiçbir jest yapmadan konuşan kişi, donuk bir görüntü yaratır ve duygu, düşüncelerini aktarmakta başarılı olamaz.

    insan kendisini güvende hissetmediği zaman eli ile destek arayışına girer. bu sırada el, ihtiyaç duyduğu desteği kalem, çanta, kitap, anahtarlık, bardak gibi şeyleri kavrayarak bulmaya çalışır. özellikle özgüvenleri düşük olan kimsede, bir şeyleri tutma ve kavrama ihtiyacı yüksektir. bu sandalye veya masa kenarı olabileceği gibi kendi bedeninden bir bölüm de olabilir.

    avuç içi ve elin üstü
    üç tane temel avuçla kumanda hareketi vardır: avuç yukarıya bakıyor, avuç aşağıya bakıyor ve avuç kapalı parmak ilerde konumu. tarih boyunca açık avuç gerçek, dürüstlük, sadakat ve teslimiyetle bağdaştırılmıştır. pek çok yemin el kalbin üzerindeyken edilirken mahkemelerde tanıklık ederken avuç havada tutulur. incil sol elde tutulurken sağ avuç da mahkeme üyelerinin görebileceği şekilde yukarıda tutulur. birinin açık ve dürüst olup olmadığını anlamanın en anlamlı yollarından biri avuç hareketlerine bakmaktır. örneğin, insanlar tamamen açık veya dürüst olmak istediklerinde her iki avuçlarını da karşılarındaki insana açık tutarak “sana karşı tamamen dürüst olacağım” gibi bir şeyler söylerler. vücut dilinin çoğu öğeleri gibi bu da tamamen bilinçsiz olarak yapılan ve sizde karşıdakinin doğruyu söylediği hissini uyandıran bir harekettir. bir çocuk yalan söylediğinde veya bir şeyi gizlediğinde avuçlarını arkasına saklar. benzer şekilde arkadaşlarıyla dışarıda bir gece geçirdikten sonra nerede olduğunu söylemek istemeyen bir erkek de nerede olduğunu açıklamaya çalışırken avuçlarını ya ceplerine saklayacak ya da kollarını kavuşturacaktır. böylece gizlediği avuçlarından karısı doğruyu söylemediği hissine kapılacaktır. pazarlamacılara, müşteri satılan malı neden alamayacağını anlatırken onun avuçlarına bakmaları öğretilir. gerçek nedenler sadece avuçlar açıktayken söylenir. avuç içinin aşağıya doğru çevrildiği anda otorite hissi uyandırır. ayrıca soğukkanlı yaklaşımın işaretidir.

    profesyonel yalancılar sözel olmayan işaretlerinin sözel yalanlarıyla uyuşması sanatını öğrenmiş insanlardır. profesyonel yalancı yalan söylerken dürüstlükle ilgili sözel olmayan işaretleri ne kadar etkili olarak kullanırsa işini o kadar daha iyi yapar. başkalarıyla iletişim kurarken açık avuç hareketlerini kullanarak kendinizi daha inandırıcı kılmanız mümkündür. buna karşılık açık avuç hareketleri alışkanlık halini aldıkça doğruyu söylememe eğilimi de azalır. ilginçtir ki çoğu insan avuçları açıkken yalan söylemekte zorlanırlar ve avuç işaretlerini kullanmak başkalarının vereceği yanlış bilgilerin azalmasını sağlayabilir. bu ayrıca size karşı daha açık davranmalarını da teşvik eder.

    parmaklar
    elin sıkılarak işaret parmağının havaya kalkması, konuşmaya otoriter bir hava verir. çok kere insanlar karşılarındaki kişiyi suçlarken bu jesti kullanırlar. ancak bu defa parmak suçlanan kişiyi gösterir. daha çok anne-baba, öğretmen, polis vs. otoriteyi temsil edenler tarafından kullanılır. böylesi bir yaklaşım da dinleyenlerde direnç ve rahatsızlık yaratır.

    işaret parmağımızı uzatıp karşımızdaki kişiyi suçlarken, diğer üç parmağın da kendimizi göstermekte olduğunu unutmamamız gerekir. karşımızdakini suçladığımız konuda kendi sorumluluk payımızı düşünmemiz açısından önem taşır.

    eller cepte
    “beynimizin sağ ve sol lobunun farklı görevler yerine getirir. bilindiği gibi sağ lob duygusal, sağ lob ise düşünsel temellidir. ve kollarımız, ellerimiz bunlara çapraz olarak bağlıdır. örneğin. sağ elimiz ve kolumuz, sol loba bağlı olduğu için, genellikle düşünsel mesajları iletmek için kullanılır.

    buradan hareketle bir kişi, konuşma sırasında eğer sol elini ya da avcunu gizliyorsa, duygusunu; tam tersi sol elini ve avcunu gizliyorsa düşüncesinin açığa çıkmasını istemiyor olabilir.

    ellerin, dolayısıyla da düşünce ve duyguların gizlenmesi için en çok kullanılan araç: ceplerdir.
    iki elin cepte olması durumu ise tamamen kapalı olduğunun göstergesidir.
    güven eksikliğini de gösterebilir.

    yönetici sağ elini cebine sokarsa iş, sol el cepteyse iç dünyasında pasifleşmiştir.

    kenetlenmiş eller
    kişinin olumsuz bir yaklaşımı dizginlemeye çalıştığını gösteren bir hayal kırıklığı hareketidir. hareketin üç ana konumu vardır: eller, yüzün karşısında kenetlenmiş, otururken eller masanın üzerinde veya kucakta ve ayaktayken eller apış arası hizasında.

    ayrıca ellerin tutulduğu yükseklikle kişinin olumsuz duygularının derecesi arasında da bir ilişki varmış gibi görünmektedir. yani eller soldaki gibi yüksekteyken kişinin kontrol edilmesi ortadaki konuma göre daha zor olabilir. tüm olumsuz hareketler gibi saldırgan yaklaşımın ortadan kalkması için kişinin ellerini çözerek avuçların ve vücudun ön tarafının açık olacağı duruma getirilmesi için bir şeyler yapılması gerekmektedir.

    elleri ovuşturmak
    insanların olumlu beklentilerini ilettikleri bir jesttir. örneğin zar atan kazanma umudunu göstermek için zarı ellerinin arasında ovuşturur.

    kişilerin ellerini ovuşturma hızı beklenen olumlu sonuçların kimin yararına olacağını düşündüğünü gösterir. hızlı ovuşturma bizim yararımıza olumlu sonuçlanacağını hissettirirken, yavaş ovuşturma üçkâğıtçı veya çıkarcı birisi gibi algılanacak ve karşı tarafın iyiliğine olacağı hissine kapılırız.

    ingiliz kraliyet ailesi’nin bazı önde gelen erkek üyeleri başları yukarıda, çeneleri çıkık ve bir avuçları arkada diğer ellerini tutarak yürüme alışkanlıklarıyla tanınırlar. bu hareket sadece ingiliz kraliyet ailesi’ne özgü değildir, çoğu ülkenin kraliyet aileleri arasında yaygındır. daha yerel bir düzeyde bakacak olursak bu hareket, devriye gezen polisler, okul bahçesinde yürüyen okul müdürü, üst düzey askeri personel ve otorite sahibi diğer kişiler tarafından kullanılır.

    öyleyse bu hareket bir tür üstünlük / kendine güven hareketidir. aynı zamanda kişinin bilinçaltı bir korkusuzluk ifadesiyle karın, kalp, gırtlak gibi hassas yerlerini diğerlerine göstermesine de olanak tanır. deneyimlerimize göre gazetecilerle röportaj sırasında veya diş hekiminin bekleme salonundaki gibi yüksek stres yüksek durumlarında bu hareketi yaparsanız kendinizi oldukça rahatlamış, kendine güvene ve hatta otoriter bulabilirsiniz.

    elle bileği bedenin önünde tutma ve kavuşturma hareketi
    muhtar emmi duruşu

    elle kolu bedenin arkasında tutma ve kavuşturma hareketi
    elin, diğer bileğin alt veya yukarı noktasından tutması ise, yaşanan gerginliğin ve kendini kontrol etme ihtiyacının bir göstergesidir.

    avustralyalı polisler üzerindeki gözlemler ateşli silahları olmayan polislerin bu hareketi sık kullandıklarım ve ayrıca sık sık ayakuçlarının üzerinde ileri geri sallandıklarını göstermiştir. ancak ateşli silahlan olan polisler bu hareketi pek kullanmayarak onun yerine eller kalçada saldırgan hareketini kullanmaktadırlar.

    görünüşe göre ateşli silahın kendisi taşıyana yeterince otorite sağladığından otorite gösterisi olarak bu harekete ihtiyaç duymamaktadırlar. arkada el kavuşturma hareketi hayal kırıklığı göstergesi olan ve bir çeşit kendini kontrol etme girişimi olan elle bileği tutma hareketiyle karıştırılmamalıdır. bu durumda bir el diğer bilek veya kolu sanki sağa sola vurmasını engellemek istermişçesine sımsıkı tutar.

    ilginç olan el arkada ne kadar yukarıdaysa kişinin o kadar kızgın olmasıdır. örneğin, aşağıdaki şekilde el sadece bileği değil kolun üst kısmını tuttuğundan aşağıdaki adama göre kendini kontrol etmek için daha fazla çaba harcamaktadır.

    ‘kendine hâkim olmakla’ ilgili ifadelere yol açan da bu tip hareketlerdir. bu harekete potansiyel bir alıcıyı ziyaret eden ve beklemeleri istenen pazarlamacılarda sık rastlanır. sinirliliği gizlemek için pazarlamacının yaptığı bu zayıf hareketi kurnaz bir alıcı hemen fark edebilir. kendini kontrol hareketi arkada el kavuşturma hareketine çevrilirse bunun sonucunda daha rahatlatıcı ve kendine güven dolu bir his elde edilebilir.

    başparmak gösterme
    başparmak kullanımı karakter güçlülüğü, ego, egemenlik, üstünlük ve saldırganlık gösterir. eller cepte iken başparmağın cep kenarında bırakılması, ceketin yakasını başparmak dışarıda kalacak şekilde kavrama gibi davranışlar üstünlük ve kendine güven göstergesidir.

    başparmakların ceplerden dışarıya fırladığı, bazen de kişinin baskın tavrını gizleme girişimi olarak arka ceplerden dışarıya fırladığı görülebilir. baskın veya saldırgan kadınlar da bu hareketi kullanır. kadın hareketi onların da erkek hareket ve davranışlarını kullanmalarını sağlamıştır. tüm bunlara ek olarak başparmak hareketlerini yapanlar daha uzun boylu görünmek için ayakuçlarında sallanırlar.

    diğer bir popüler başparmak hareketi de kollar kavuşturulmuşken başparmakların yukarıya bakmasıdır. bu savunma ve olumsuz bir tavra (kavuşturulmuş kollar) ek olarak üstünlük tavrını (başparmaklar) gösteren ikili bir harekettir. bu hareketi yapan kişinin başparmaklarını hareket ettirmesi ve ayaktayken de ayakuçlarında sallanması yaygındır.

    başparmak ayrıca başka birisini göstermek için kullanıldığında alay veya saygısızlık işareti olarak da kullanılabilir. bunlara ek olarak yön gösterme ve tamam anlaştık anlamına da gelen bir jestir.

    parmaklar ağızda
    parmakların kişi baskı altındayken ağza götürüldüğü yolundadır. bu da annesinin memesini emen çocuğun güvenli durumuna dönmek için yapılan bilinçsiz bir çabadan başka bir şey değildir. küçük çocuklar meme yerine başparmaklarını ağızlarına koyarken yetişkinler bununla da kalmayıp sigara, pipo, kalem gibi şeyleri de ağızlarına koyarlar.

    çoğu eli ağıza götürme hareketi yalan veya aldatma anlamına gelirse de parmakları ağza sokmak güven ihtiyacının dışa gösterilmesidir. bu hareketi gördüğünüzde karşıdaki insana garanti ve güvence vermek uygun olur.

    çatı şeklindeki eller
    bu büyüleyici hareket konusundaki gözlem ve araştırmalarım genellikle üst/ast etkileşimi içerisinde kullanıldığını ve kendine güven veya ‘ben her şeyi bilirim’ tavrını gösteren bağımsız bir hareket olduğunu göstermiştir.

    yöneticiler genellikle astlarına talimat veya tavsiyelerde bulunurken bu hareketi kullanırlar ve hareket özellikle muhasebeciler, avukatlar, yöneticiler ve benzeri mesleklere mensup kişilerde yaygındır.

    hareketin iki durumu vardır. konuşma konumunda iken kullanılan yüz seviyesindeki yüksek çatı, dinleyici konumunda olan kişilerin yaptığı alçak çatı.

    abd başkanı obama ile samimi görüntüler veren başbakan erdoğan bu hareketiyle neyin mesajını verdi? vücut dili uzmanları bu işareti yorumladı.(internette bulunabilir video)

    alman bild gazetesine konuşan vücut dili uzmanları, "bu duruşa güç elması deniyor. kişi enerjisini karşısındakine yönelterek onun duygularını kontrol eder" diye analiz etti.

    güney kore'de abd başkanı obama ile buluşmasında renkli görüntüler yansıdı dünya kamuoyuna. birbirlerine zaman zaman sarılan vesıcak görüntüler veren ikili medyanın ilgi odağı oldu.
    görüşme sonrası basının karşısına geçen liderlerin toplantısına erdoğan'ın hareketi damgasını vurdu. erdoğan, iki elini parmaklarının ucuyla birleştirerek açtı. erdoğan'ın bu el hareketi alman bild gazetesinin gündemindeydi. vatan gazetesi bild'de yer alan haberi gündemine taşıdı.

    alman dışişleri bakanı guido westerwelle, eski almanya cumhurbaşkanı cristian wulff, rusya devlet başkanı dimirti medyedev ve cornwall düşesi camilla'nın da aynı halde pozlarını yayınlayan gazete bu hareketin "güç elması" olarak adlandırıldığını belirtti.

    gazeteye konuşan vücut dili uzmanı sabine mühlisch de "bu hareketi yapan kişi enerjisini karşısındakine yönelterek onun duygularını kontrol eder"

    konuşma sırasında en çok kullanılan başlıca el hareketleri
    havayı hassas bir şekilde kavrama
    insan eliyle ya anlattığı konuya hassasiyet kazandırmaya çalışır ya da konuştuğu konuyla ilgili olarak gücünü göstermeye çalışır. hassasiyet jestinde başparmak ve parmak uçları, güç jestinde ise elin bütünü kullanılır. insanlar küçük cisimleri nasıl parmaklarının ucunda dikkatle tutarsa, duygu ve düşünceleri büyük bir hassasiyetle anlatmak istediğinde de bu jeste başvururuz.

    havayı güçlü bir şekilde kavrama
    güç kavrama jestini, bir konudaki kararlılığımızı ve gerekirse en sert mücadeleye bile hazır olduğumuzu göstermek için kullanırız.

    havaya vurmak
    oldukça saldırgan bir ton taşıyan bu jestte konuşmacı açık olan avuç içiyle yukarıdan aşağı havaya vurur.
    iki elin makas gibi kişiden yana doğru açılması
    bu çok şiddetli bir reddediş ifadesidir. konuşmacı bu jestiyle, sağındaki ve solundakilerle arasına düşmanca bir set çektiğini göstermiş olur.

    elin yumruk olarak kullanılması
    yumruk insanı koruyan doğal bir silahtır. yumruk ile sadece rakibin yüzüne veya karnına vurulmaz. yumruk tehdit edici bir biçimde sallanabilir, masaya dayanabilir ve hiç değilse yumuşak bir hareketle havada tutulabilir. yumruğu masaya vurmak kabalık, duygulara ve duruma egemen olmamanın bir işaretidir. ellerle yapılan en saldırganca jest budur.

    parmağın havaya kalkması
    elin sıkılarak işaret parmağının havaya kalkması, konuşmaya otoriter bir hava verir.

    el sıkışma
    karşılaşıldığında ve ayrılırken kullanılan ellerin kitlenerek sallandığı harekettir. el sıkışma biçimi insanın kişiliğini ortaya koyma yollarının en başta gelenlerindendir. el sıkışmayla üç temel tavırdan biri iletilir. bunlar; hâkimiyet, edilgenlik ve eşitliktir.

    bu tavırlar bilinçdışı olarak iletilir ama biraz çalışma ve bilinçli uygulamayla el sıkışına teknikleri başkalarıyla yüz yüze görüşmelerin sonucunu anında etkileyebilir.

    egemenlik, el sıkışma sırasında elinizi avcunuz aşağıya bakacak şekilde çevirerek iletilir. avcunuz doğrudan yere bakmamalı ama karşınızdakinin avcuna göre aşağıya bakmalıdır. bu da ona gerçekleşecek görüşmede denetimi ele almak istediğiniz mesajım iletir. başarılı elli dört üst düzey yönetici üzerinde yapılan incelemeler bunların kırk ikisinin sadece el sıkışmayı başlatmakla kalmayıp aynı zamanda egemen el sıkışma denetimini kullandıklarım göstermiştir.

    köpeklerin teslimiyetlerini sırt üstü dönüp gırtlaklarını ortaya çıkararak göstermeleri gibi insanlar da karşıdakine teslimiyetlerini avuçlarım yukarıya çevirerek gösterirler. bu hareket özellikle denetimi karşınızdakine bırakmak veya onun kendini durumu kontrol ediyor olarak hissetmesini istediğinizde etkilidir.

    iki baskın kişinin el sıkışması durumunda her ikisi de karşısındakinin avcunu edilgen konuma getirmeye çalışacağından sembolik bir savaş yaşanır. sonuçta her ikisi de birbirlerine saygı duygularım iletirken her iki avuç da dikey olarak mengene gibi bir el sıkışma yaşanır. bu mengene gibi dikey avuç kavrama babanın oğluna "adam gibi el sıkışmayı" gösterirken öğrettiği el sıkışmadır.

    birisi size baskın bir el uzattığında avcunu edilgen konuma getirecek şekilde çevirmek sadece zor olmakla kalmaz bir de ne yapmaya çalıştığınızı belli edersiniz. baskın el sıkıcıyı etkisiz hale getirmek için uygulayabileceğiniz aşağıdaki teknik sadece kontrolü size vermekle kalmaz karşıdakinin kişisel alanına girerek onu ürkütmenizi de sağlar. bu etkisiz hale getirme tekniğini mükemmelleştirmek için el sıkışırken sol ayağınızla ileri adım atma egzersizi yapmanız gerekmektedir (ortadaki şekil).

    ardından sağ ayağınızı öne getirirken sol ayağınızı karşınızdakinin önüne ve kişisel alanına (sağdaki şekil) getirin. ardından sol ayağınızı sağ ayağınıza çapraz getirerek manevrayı tamamlayın ve el sıkışmayı yapın. bu taktik el sıkışma konumunu düzeltmenizi veya karşınızdakinin elini edilgin konuma getirmenizi sağlar. ayrıca karşınızdakinin mahrem bölgesine girerek kontrolü ele geçirmenizi sağlar.

    eldiven şeklinde el sıkışmaya bazen politikacı el sıkışı denir. bu hareketi yapan karşısındakine güvenilir ve dürüst olduğu izlenimini vermeye çalışırsa da bu tekniği yeni tanıştığı biri üzerinde kullandığında tam ters etki yapabilir. karşıdaki hareketi yapanın niyeti hakkında şüpheye kapılarak temkinli davranır. eldiven el sıkışı sadece iyi tanıdığınız insanlara yapılmalıdır.

    çok az el sıkış biçimi ölü balık el sıkışı kadar iticidir özellikle de el soğuk ve terliyse. ölü balığın yumuşak, uysal dokunuşu onu evrensel olarak istenmeyen bir şey kılar ve çoğu kişi özellikle de elin ters çevrilmesinin kolaylığı nedeniyle bunu zayıf karakter göstergesi olarak algılar. şaşırtıcı olan ölü balık el sıkışını kullanan çoğu kimsenin bunun farkında olmamasıdır. bu nedenle ileride kullanacağınız el sıkış tekniğine karar vermeden önce arkadaşlarınızın kendi el sıkış şekliniz hakkındaki görüşlerini alın.

    parmak ezici saldırgan "kabadayı" tipinin işareti gibidir. maalesef, karşılığında bir laf etmek ya da burnuna yumruğu çakmak gibi fiziksel eylemler dışında bunu engellemenin bir yolu yoktur!

    iki eli kullanarak el sıkışmanın anlamı karşıdakine duyulan içtenlik, güven veya hislerin derinliğini belirtmektir. burada iki önemli öğeye dikkat edilmelidir. birincisi sol elin el sıkışmayı başlatanın hissettiği ilave duygulan iletmekte kullanıldığı ve bu duyguların derecesinin sol elin karşı tarafın sağ kolunun ne kadar yukarısına götürüldüğüyle ilişkili olduğudur.

    örneğin, dirsek kavrama, bilek tutmadan daha fazla duygu iletirken omuz tutuşu üst kol kavramadan daha fazla duygu iletir. ikinci olarak, el sıkışmayı başlatanın sol eli karşı tarafın mahrem ve yakın mahrem bölgelerine bir giriştir. genel olarak bilek tutma ve dirsek kavrama sadece yakın arkadaşlar ve akrabalar arasına kabul edilebilir ve bu durumlarda el sıkışmayı başlatanın sol eli sadece karşıdakinin mahrem bölgesine girer.

    omuz tutuş ve üst kol kavrama karşı tarafın yakın mahrem bölgesine girmekte olup vücut teması da içerebilir. bu hareket sadece el sıkışma sırasında yakın duygusal bir bağ hisseden insanlar arasında kullanılmalıdır. bu ilave duyguların karşılıklı olmaması veya el sıkışmayı başlatanın çift elli bir el sıkışma kullanmak için iyi bir nedeni olmaması durumunda karşıdaki şüphelenerek el sıkışmayı başlatanın niyetlerine karşı bir güvensizlik duyacaktır. bunun karşıdakinin tetikte olmasına neden olarak sosyal bir intihar olduğunu fark etmeden seçmenlerini iki elli el sıkışmayla selamlayan politikacılar ve yeni müşterilerini benzer şekilde selamlayan pazarlamacılarla karşılaşabiliriz.

    el ne kadar yukarıdan kavranırsa hâkimiyet, samimiyet, beklenti, çıkar (görüşme türüne göre) o kadar yüksektir.

    ellerin yüz ve bedene temas jestleri
    gerginlik anında veya olumsuz durumlarda insanın yardımına eller yetişir.

    ağız koruyucu
    ağız koruyucu bir çocuğununki kadar kolay anlaşılır olan çok az yetişkin hareketinden biridir. beyin bilinçaltından söylenen yalan dolu sözleri bastırmaya çalışırken el ağzı örter ve başparmak da yanağa bastırılır. bazen bu hareket ağzın üzerine getirilen birkaç parmak veya hatta kapalı bir yumruktan ibaret olabilir ama anlamı aynı kalır. ağzı koruma hareketinin bu bölümde daha sonra bahsedilecek olan değerlendirme hareketleriyle karıştırılmaması gerekir.

    çoğu kimse sahte bir öksürükle ağzı koruma hareketini saklamaya çalışırlar. gangster veya suçlu rolünü oynadığı durumlarda rahmetli huınphrey bogart da diğer gangsterlerle yapacakları işi tartışırken veya polis tarafından sorguya çekilirken dürüst olmadığını sözel olmayan şekillerde göstermek için bu hareketi kullanırdı. konuşan kişi bu hareketi kullanıyorsa bu yalan söylediği anlamına gelmektedir. ancak bu hareketi siz konuşuyorken yapıyorsa bu da sizin yalan söylediğinizi düşündüğü anlamına gelir! kalabalık önünde konuşma yapan birisinin başına gelebilecek en rahatsız edici şeylerden biri konuşması sırasında dinleyicilerinin bu hareketi yapmasıdır. küçük bir dinleyici topluluğu veya samimi bir ortam olması durumunda sunuş veya konuşmayı keserek ´söylediklerim konusunda yorumları olan var mı?´ diye sormak akıllıcı olur. bu da dinleyicilerin itirazlarının açığa çıkarılarak size kendinizi temize çıkarma ve sorulara cevap verme şansı verir.

    burna dokunma
    özünde buruna dokunma ağız koruma hareketinin daha sofistike ve daha belirsiz şekilde yapılmış bir halidir. parmağın burnun altının hafifçe birkaç kere sürtülmesinden oluşabileceği gibi hızlı ve neredeyse fark edilemeyecek tek bir dokunuştan da oluşabilir. buruna dokunma hareketinin kaynağıyla ilgili bir açıklama olumsuz düşünce akla gelince bilinçaltının ele ağzı kapatma talimatını verdiği ama son anda belli etmemek için elin yüzden uzaklaşmaya çalışarak sonuçta çabuk bir buruna dokunma hareketine dönüştüğü yolundadır. başka bir açıklama ise yalan söylemenin burundaki hassas sinir uçlarının kaşınmasına yol açtığı ve sürtme hareketinin de bu hissin önüne geçmek için yapıldığıdır. ´peki ya sadece adamın burnu kaşınıyorsa?´ diye sık sık sorulur. insanlardaki burun kaşınması genellikle buruna dokunma hareketinin hafif dokunuşlarından çok farklı bari/ bir sürtme veya kaşıma hareketiyle geçer. ağzı koruma hareketi gibi hem yalan söyleyen konuşmacı hem de karşıdakinin yalan söylediğini düşünen dinleyici tarafından kullanılabilir.

    göz ovuşturma
    akıllı maymun ‘hiçbir şey görmedim’ der ve bu hareket de beynin gördüğü bir aldatma yalan veya şüpheli durumu dışarıda bırakmak veya yalan söylediği kişinin yüzüne bakmaktan kaçınmak hareketidir. erkekler genellikle gözlerini bayağı güçlü bir biçimde ovuştururlar ve eğer söyledikleri yalan büyük bir yalansa normalde yere doğru olmak üzere bakışlarını kaçırırlar. kadınlarsa ya kaba hareketler yapmaktan kaçınmaları öğretilerek yetiştirildiklerinden ya da makyajlarını bozmak istemediklerinden gözün hemen altında hafif bir ovuşturma hareketi yaparlar. dinleyicinin bakışlarından tavana bakarak kaçmaya çalışırlar.

    ‘’dişlerinin arasından yalan söylemek’’ yaygın olarak kullanılan bir deyimdir. bu da kenetlenmiş dişler sahte bir gülümseme ve göz ovuşturma hareketiyle bakışları kaçırmadan oluşan hareket grubundan bahseder. bu hareket aktörler tarafından içten olmayan birisini göstermek için kullanılırsa da gerçek hayatta çok ender karşımıza çıkar.

    kulak ovuşturma
    bu aslında dinleyicinin elini kulağının çevresine getirerek ‘kötü şeyleri duymaktan kaçınmasından’ ibarettir. ebeveynlerinin azarlarını duymamak için her iki kulağını da elleriyle kapatan küçük çocuk hareketinin sofistike yetişkin versiyonudur.

    kulak ovuşturmanın diğer versiyonları arasında kulağın arkasının ovuşturulması. parmak ucunun kulağın içerisinde döndürülerek ileri geri götürülmesi, kulak memesinin çekiştirilmesi veya kulağın tamamının kulak deliğine doğru çevrilmesi sayılabilir. bunlardan sonucu dinleyicinin yeterince dinlediği veya konuşmak istiyor olabileceği anlaşıla gelir.

    boyun kaşıma
    bu durumda yazı yazarken kullanılan elin işaret parmağı kulak memesinin altını veya boynun yan tarafını kaşır. bu hareketle ilgili gözlemlerimiz ilginç bir durumu ortaya koymuştur: kaşıma işlemi yaklaşık beş kez yapılır. kaşıma sayısının beşten az veya fazla olduğu çok ender görülür. bu hareket bir tür şüphe veya emin olmama işareti olup ´sana katıldığımdan emin değilim´ diyen kişiye özgü olan bir harekettir. sözel dille çeliştiğinde, örneğin kişi bu hareketi yaparken ´kendini nasıl hissettiğini anlıyorum´ diyorsa özellikle dikkat çeker.

    yaka çekiştirme
    desmond morris yalan söyleyenlerin hareketleriyle ilgili araştırmaların yalan söylemenin hassas yüz ve boyun dokularında hafif bir kaşınma duygusu uyandırdığını ve bunun geçmesi için kaşımak veya ovuşturmak ihtiyacı hissedildiğini gösterdiğini söylemiştir. bu da bazı kişilerin yalan söyleyip de yalanlarının anlaşıldığından şüphelendiklerinde neden yaka çekiştirme hareketini kullandıklarının makul bir açıklaması gibi görünmektedir.
    sanki yalan söyleyen sizin onun yalan söylediğinden şüphelendiğinizi hissettiğinde yalanı boynunda bir ter çizgisine yol açmaktadır. bu hareket aynı zamanda birisi kızgın veya sinirliyken ve boynun etrafını havalandırmak için yakasını boynundan uzaklaştırmak istediğinde de kullanılır. bu hareketi yapan birisiyle karşılaştığınızda tekrarlayabilir misiniz?’ ya da ‘şurayı açıklayabilir misiniz?’ diye sormak sizi aldatmaya çalışanın kendini ele vermesini sağlayabilir.

    parmakları ağza götürmek
    parmaklar, kişi baskı altındayken ağza götürülür. bu da anne memesini emen çocuğun güvenli durumuna dönmek için ya bilinçsiz bir çabadan başka bir şey değildir. küçük çocuklar, meme yerine başparmaklarını ağzına koyarken, yetişkinler bununla kalmayıp sigara, pipo, kalem gibi şeyleri ağızlarına koyarlar. çoğu eli ağza götürme hareketi, yalan veya aldatma anlamına gelirse de, parmakları ağza sokmak güven ihtiyacının dışa gösterilişidir.

    can sıkıntısı
    dinleyici başını desteklemek için elini kullanmaya başladığında bu can sıkıntısının başladığı ve eliyle başını destekleme nedeninin aslında uyuyakalmamak için olduğuna dair bir işarettir. dinleyicinin can sıkıntısının derecesi kol ve elinin başını ne kadar desteklediğinden anlaşılabilir. kafanın el tarafından tamamen desteklendiği durumda aşırı can sıkıntısı ve ilgisizlik gösterilir ve bunun son noktası da başın masanın üzerine düşmesi ve kişinin horlamaya başlamasıdır.

    parmakların masa üzerinde davul çalması ve ayakların yere vurulması profesyonel konuşmacılar tarafından can sıkıntısı işaretleri olarak yorumlanırlarsa da bunlar aslında sabırsızlık işaretleridir. konuşmacı olarak bu işaretleri fark ettiğinizde parmaklarıyla davul çalan veya ayaklarıyla yere vuran dinleyici konuşmanıza dâhil ederek diğer izleyiciler üzerindeki olumsuz etkisini engellemek için stratejik bir hareket yapmanız gerekir.

    hem can sıkıntısı hem de sabırsızlık belirtileri gösteren dinleyiciler konuşmacıya konuşmasını bitirme zamanının geldiği mesajını verirler. parmak veya ayak vurmanın hızının kişinin ne kadar sabırsızlandığını gösterdiğini belirtmekte de fayda var vuruşlar ne kadar hızlıysa dinleyici o kadar sabırsız demektir.

    değerlendirme
    değerlendirme, genellikle işaret parmağı yukarıya doğru olarak yanağa dayalı duran kapalı bir elle gösterilir. karşınızdakinin ilgisi azalmaya başlamışsa ama nezaketen ilgili görünmek istiyorsa konumu biraz değiştirecek böylece avcun alt kısmı başı destekleyecektir.

    genç ve yükselmekte olan yöneticilerin sıkıcı bir konuşma yapmakta olan şirket müdürüne saygı göstermek için bu ilgi hareketini kullandıkları sayısız yönetim toplantısını katıldım. ancak şanssızlıklarına bakın ki elin herhangi bir şekilde kafayı desteklemeye başladığı anda mesele anlaşılmakta ve müdür genç yöneticilerden bir kısmının pek içten davranmadığını ya da yaltakçılık yaptığını hissedebilmektedir. elin kafa desteği olarak kullanılmayıp yanakta durduğu durumlarda gerçek ilgi gösterir.

    çene okşama
    bir grup insana bir düşünceyi sunmak için elinize bir fırsat geçtiğinde bu düşünceyi sunarken onları dikkatle izleyin, büyüleyici bir şey fark edeceksiniz. dinleyicilerinizin çoğu, hatta tümü bir ellerini yüzlerine getirerek değerlendirme hareketleri kullanmaya başlayacaklar. sunuşunuzu tamamlayıp gruptan bu fikirler ilgili görüş veya öneri istediğinizde değerlendirme hareketleri sona erecektir. bir el çeneye inerek çene okşama hareketini başlatacaktır.

    bu çene okşama hareketi dinleyicinin bir karar vermekte olduğunu gösterir. dinleyicilerden bir karar vermelerini isteyip de hareketleri değerlendirme hareketlerinden karar verme hareketlerine değiştiğinde aşağıdaki hareketlerden kararın olumlu mu olumsuz mu olduğunu anlamak mümkündür. alıcıya satın alma konusundaki kararı sorulduğunda çene okşama hareketine başlarsa satıcı o anda müdahale ederek soru sorarsa aptallık etmiş olur.

    izlenebilecek en iyi strateji alıcının alacağı kararlan gösterecek olan hareketleri gözlemektir. örneğin, çene okşama hareketinin ardından alıcı kollarını ve bacaklarını kavuşturur ve sandalyesinde arkaya yaslanırsa pazarlamacıya sözel olmayan yollardan 'hayır' demiştir. satışı kaybetmemek için alıcı kararını söze dökmeden önce sunuşunun ana noktalarını tekrarlaması akıllıca olur.

    kafa ovuşturma ve tokatlama
    yaka çekiştirme hareketinin abartılı bir hali de calero’nun “boyun ağrısı’ hareketi adını verdiği şekilde ensenin ovuşturulmasıdır. yalan söylerken bu hareketi yapan birisi genellikle gözlerini sizden kaçıracak ve yere bakacaktır. bu hareket aynı zamanda kızgınlık ve sinirlenme işareti olarak da kullanılır. bu durumda önce enseye hafif bir tokat vurulur ve ardından ense ovuşturulmaya başlanır.

    örneğin, altınızda çalışan birisinden sizin için belli bir işi tamamlamasını istediğinizi ve onun da bunu gereken zamanda yapmayı unuttuğunu varsayalım. sonuçları istediğinizde unuttuğunu sözel olmayan yollarla sanki kendi kendini dövüyormuşçasına ya alnını ya da ensesini tokatlayarak belirtir. kafanın tokatlanması unutkanlık anlamına gelirse de kişi siz veya durum hakkında ne hissettiğini alnını veya ensesini tokatlayarak belirtir.
    alnını tokatlıyorsa sözel olmayan yollarla size unutkanlığından bahsetmiş olmanıza aldırmadığını iletirken ensesini tokatlıyorsa aynı yollarla size hatasını hatırlattığınız için ‘baş belası’ olduğunuzu söylemektedir. enselerini ovuşturma alışkanlığına sahip kişiler daha olumsuz yaklaşımlı veya eleştirel olurlarken hata yaptıklarını alınlarını ovuşturarak belirtenler daha açık, daha rahat kişilerdir

    kol kavuşturma
    hoş olmayan bir durumdan 'saklanma' girişimi olarak her iki kol da göğüste kavuşturulur. pek çok kol kavuşturma şekli olsa da en yaygın üç tanesi tartışılacaktır. standart kol kavuşturma hareketi neredeyse her yerde aynı savunma veya olumsuz tavrı gösteren evrensel bir harekettir. özellikle kişi toplantılar, kuyruklar, kafeteryalar, asansörler veya kendisini güvensiz hissettiği başka herhangi bir yerde yabancılar arasındayken yaygın olarak görülür.

    yüz yüze bir karşılaşma sırasında kol kavuşturma hareketiyle karşılaşırsanız karşınızdakinin katılmadığı bir şeyler söylemekte olduğunuzu varsaymak ve karşınızdaki sözel olarak sizinle aynı fikirde görünse bile aynı çizgiyi sürdürmekten vazgeçmek akıllıca olabilir.

    burada unutulmaması gereken sözel olmayan iletişim yalan söylemezken sözel iletişimin yalan söylemesidir. bu noktadaki amacınız kol kavuşturma hareketinin nedeni bularak karşınızdakini daha alıcı bir konuma getirmektir. kol kavuşturma hareketi devam ettiği sürece olumsuz tavrın süreceğini unutmayın. tavır harekete neden olurken hareketin sürmesi de tavrın devam etmesine neden olur.

    kol kavuşturma hareketini kırmanın basit ama etkili bir yolu karşınızdakine bir kalem, kitap veya başka herhangi bir şey uzatarak ileri uzanmasını ve kollarını çözmesini sağlamaktır. bu da onun daha açık bir duruş ve tavır takınmasını sağlayacaktır.

    karşınızdakinden ileri uzanarak görsel bir sunuşa bakmasını istemek de kollan çözmenin etkili bir yolu olabilir. başka bir etkili yöntem de elleriniz açık olarak ileriye uzanarak 'kafanızda bir soru olduğunu görüyorum, neyi merak ediyorsunuz?' veya 'neyi bilmek istiyorsunuz?" diye sorarak ardından da konuşma sırasının karşınızdakine geçtiğini göstermek için oturmaktır. avuçlarınızın görünmesini sağlayarak karşınızdakine açık ve dürüst bir cevap beklediğinizi sözel olmayan yollarla iletirsiniz.

    güçlendirilmiş kol kavuşturma
    tam kol kavuşturma hareketine ek olarak kişinin yumrukları da sıkılı durumdaysa bu saldırgan ve savunmaya geçmiş bir tavrı gösterir. bu hareket grubuna sıkça kenetlenmiş dişler ve kızarmış bir yüzle birlikle rastlanır. böyle bir durumda sözel veya fiziksel bir saldırı beklenebilir. saldırgan tavrın nedeni anlaşılıyorsa bunu öğrenmek için edilgen ve avuçların açıkta olduğu bir yaklaşım gerekebilir. bu hareket grubunu yapan kişi saldırgan bir tavra sahiptir.

    kol kavrama hareketi
    bu kol kavuşturma hareketinde ellerin, hareketi daha güçlü kılmak ve hareketi çözerek vücudu ortaya çıkarmak için yapılacak herhangi bir girişimi engellemek üzere üst kollan sıkıca kavradığını göreceksiniz. bazen kollar o kadar sımsıkı kavranır ki kan dolaşımının durmasıyla parmaklar ve parmak eklemleri beyaz kesilir. bu kol kavuşturma stili doktor ve diş hekimlerinin bekleme odalarında bekleyen kişilerde veya ilk defa uçağa binecek olup uçağın kalkışını bekleyen kişilerde görülür. dizginlenen olumsuz bir tavır olduğunu gösterir. bir avukatlık bürosunda davacı taraf yumruklar sıkılı kol kavuşturma pozisyonunu alırken davalı tarafın kol kavrama pozisyonunu aldığı görülebilir.

    statü de kol kavuşturma hareketlerini etkileyebilir. üstünlük iddiasındaki bir tip üstünlüğünü yeni tanıştığı kişilere hissettirmek için kollarını kavuşturmamayı tercih edebilir. örneğin, bir şirket eğlencesinde genel müdürün daha önce tanışmamış olduğu birkaç yeni elemanla tanıştırıldığını varsayalım. baskın bir el sıkışıyla onları selamladıktan sonra yeni elemanlardan elleri yanda, iç içe konumda, arkada kavuşturulmuş veya bir eli cebinde olarak sosyal mesafede durur.

    en ufak bir tedirginlik belirtisi göstermemek için kollarını çok ender kavuşturur. tam aksine, yeni çalışanlarsa patronla el sıkıştıktan sonra şirketin bir numaralı adamın varlığından duydukları tedirginlikle tam veya kısmi kol kavuşturma hareketleri yaparlar. her biri diğerine göre statüsünü belirttiğinden genel müdür de yeni çalışanlar da yaptıkları hareketlerde kendilerini rahat hissederler.

    peki ama genci müdür, üstünlük iddiaları olan hatta kendini genel müdür kadar önemli bulan yükselen genç bir yöneticiyle karşılaştığında neler olur? bunun beklenen sonucu her ikisinin de baskın bir el sıkışla birbirlerini selamlarının ardından genç yöneticinin her iki başparmağı da dik olarak yukarıya bakar şekilde kollarını kavuşturacağıdır.

    bu hareket her iki kol da vücudun önünde yatay şekilde tutulurken başparmakların kişinin ‘serinkanlı’ olduğunu göstermek için yukarıda tutulmasından oluşan ve mutlu günler dizisinde fonz rolünü oynayan henry winklere özgü olan hareketin savunmaya geçmiş halidir. başparmakları yukarıya doğru kaldırmak kendimize güvendiğimizi göstermenin bir yoluyken kavuşturulmuş kollar da bir korunma hissi sağlar.

    kısmi kol kavuşturma
    tam kol kavuşturma hareketini bazen başkalarının yanında korkumuzu fazla açığa vuracağından kullanmak istemeyiz. bazen bu hareketi daha az anlaşılır bir biçimde yapmayı tercih ederiz soldaki şekilde görülen ve bir kol vücudun yanında dururken diğer kolun yana doğru gelerek diğer kolu tutup bir engel oluşturduğu kısmi kol kavuşturma gibi.

    kısmi kol kavuşturmaya kişinin gruba yabancı olduğu toplantılarda veya kendine güveninin az olduğu durumlarda rastlanabilir. kısmi kol engellerine başka bir yaygın örnek de bir ödül almak veya konuşma yapmak için topluluk karşısına çıkan insanlarda sık rastlanan bir hareket olan kendi kendiyle el tutuşmadır (sağda). desmond morris, bu hareketin kişinin çocukken korktuğunda ebeveyninin elini tutarak yaşadığı rahatlamayı yeniden yaşamasını sağladığını söyler.

    gizlenen kol kavuşturma
    gizlenen kol kavuşturma hareketleri sürekli olarak başkalarının önünde olan kişiler tarafından kullanılan çok sofistike hareketlerdir. bu grubu politikacılar, pazarlamacılar, televizyon sunucuları ve tedirgin olduklarını veya kendilerine güvenmediklerini izleyicilerinin anlamasını istemeyen benzer kişiler oluşturur. tüm kol kavuşturma hareketleri gibi bu durumda da bir kol diğer kolu tutmak üzere bedenin önünü kapatır ama kollan kavuşturmak yerine ellerden biri çanta, bilezik, saat, gömlek kolu veya diğer kolun üzerinde veya yakınında olan başka bir şeye dokunur.

    bir kez daha engel oluşturulmuş ve kişi kendini güvende hissetmeye başlamıştır. kol düğmeleri modayken başkalarının kendilerini görebileceği şekilde oda veya dans pistini geçen erkeklerin kol düğmelerini ayarladıkları görülürdü. kol düğmelerinin modası geçtikçe bunun yerine kollarının bedeninin önünü kapatmasına olanak sağlayacak kol saatinin kayışını düzeltmek, cüzdanını karıştırmak, ellerini kenetlemek veya ovuşturmak, yenlerindeki bir düğmeyle oynamak gibi hareketler yapmaya başladılar.

    kendilerine güvenlerini kaybettiklerinde el çantaları veya cüzdanlar gibi birtakım nesneleri tutabildiklerinden kadınlar gizlenen kol hareketlerinin kullanılması konusunda erkeklerden daha zor yakalanırlar.

    bacakların kullanılışı ve oturma düzenleri
    amerikalı oturuşu – memnuniyetsiz oturuş
    genellikle sol bacağın üzerine sağ bacak olmak üzere bir bacak düzgünce şekilde diğerinin üzerine atılır. bu avrupalı, ingiliz, avustralya ve yeni zelanda kültürlerinde kullanılan normal bacak atma hareketi olup sinirli, çekingen veya savunma tavrını gösterir. ancak bu hareket başka olumsuz, hareketlerle bir arada olan destekleyici bir hareket olup tek başına veya bağlam dışında yorumlanmamalıdır. örneğin, konferanslarda veya rahatsız bir sandalyede uzun süre oturan kişiler de bu hareketi yaparlar.

    ayrıca bu hareketi soğuk havalarda görmek daha yaygındır. bacak bacak üstüne atma hareketinin kavuşturulmuş kollarla bir araya geldiği durumda kişi konuşmadan çekilmiş demektir. bu pozdaki birisinin kararını sormak için bir pazarlamacının çıldırmış olması gerekir ve bu durumda yapılabilecek en iyi şey neye itirazı olduğunu öğrenmeye çalışarak sorular sormaktır. bu poza pek çok ülkede özellikle kocaları veya erkek arkadaşlarından memnuniyetsizliklerini ifade eden kadınlarda rastlanır.

    ayak kilitleme
    bu hareketi neredeyse tamamen sadece kadınlar kullanır. bir ayağın üst kısmı savunma tavrını güçlendirmek amacıyla diğer bacağın etrafına kilitlenir ve bu hareketle karşılaştığınızda kadının tamamen kabuğuna çekildiğinden emin olabilirsiniz. bu kabuğu açmayı umuyorsanız sıcak, dostça ve alttan alan bir yaklaşım gerekir. bu konuma genellikle utangaç kadınlarda rastlanır.

    bazı insanların otururken ayak salladığını görürüz. ayak veya bacağını sallayan kişiye neden ayak salladığını sorarsınız ancak nedenini kendisi de bilmez. aslında ayak sallamanın tıbben kanıtlanmış kesin bir nedeni olmasa da bu konuda bazı bilgiler bulunmaktadır.

    psikologlar insanların otururken ayak veya bacak sallamaya ihtiyaç duymalarını stres, heyecan, vücudun kan dolaşımını hızlandırmaya ihtiyaç duyması, konsantrasyon bozuklukları, tedirginlik ve endişeli ruh halleri, aşırı enerjik olmak ve buna bağlı olarak enerjiyi iyi yönlendirememek, sinirli olmak gibi durumlardan kaynaklı olduğunu düşünmektedirler. ayak sallama alışkanlığının sebepleri kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. kimi insanlar stresli durumlarda, kimi insanlar da yaptığı bir işten sıkılması ve buna bağlı olarak işe olan ilgisini yitirmesi nedeni ile ayaklarını sallayabilir veya bu ayak sallama hareketini bir adın daha öteye taşıyarak ayaklarını titretebilirler.

    ayakta savunma
    büyük bir toplantı veya sosyal etkinliğe bir daha ki katılışınızda kollarını ve bacakları kavuşturulmuş olarak ayakta duran insanlardan oluşan küçük gruplar fark edeceksiniz. biraz daha fazla gözlemle aralarında alışılmış olan mesafeden daha uzak bir mesafe bulunduğunu ve ceket veya palto giymeleri durumunda bunların düğmelerinin iliklenmiş olduğunu fark edeceksiniz. bu kişilere sorular sormanız durumunda birinin veya tümünün gruba yabancı olduklarını öğrenirsiniz. bu da insanların iyi tanımadıkları insanların arasındayken ki duruş şekilleridir. şimdi de kollan kavuşturulmamış, avuçları açıkta, önleri açık, rahat bir görünüşle ve bir ayaklan grubun diğer üyelerini gösterir ve kişilerin mahrem bölgelerine girip çıkacak şekilde hareket ederken diğer ayaklarının üzerine yaslanarak duran insanlardan oluşan başka bir küçük grup görürsünüz. biraz araştırmayla bunların arkadaş veya birbirlerini yakından tanıyan kişiler olduklarını öğrenirsiniz. ilginç olan kavuşturulmuş kol ve bacak duruşunu kullanan insanların rahat yüz ifadeleri olabilmesi ve konuşmalarının da rahat ve serbest bir izlenim uyandırmasına rağmen kol ve bacaklarının bize onların rahat ve güvenli olmadıklarını söylemesidir.
    açık ve dostça bir duruşa sahip olan ama aralarında kimseyi tanımadığınız bir gruba bir daha ki katılışınızda kollarınızı ve bacaklarınızı sıkıca kavuşturarak durun. sırayla grubun tüm üyeleri de kol ve bacaklarını kavuşturarak siz ayrılana dek öyle kalacaklardır. ardından gruptan uzaklasın ve nasıl birer birer eski açık duruşlarına geçtiklerini seyredin!

    savunmada mı üşümüş mü?
    çoğu kişi savunmaya geçmediklerini ama kol veya bacaklarını üşüdükleri için kavuşturduklarım iddia ederler. genellikle bu sadece bir bahanedir ve savunmada duruşla üşüyen birinin duruşu arasındaki farklara bakmak ilginç olabilir. öncelikle ellerini ısıtmak isteyen birisi bunları savunma kol kavuşturmasındaki gibi dirseklerini altına koymak yerine koltuk altlarına sokar.
    ikinci olarak üşüyen birisi kollarını kavuştururken bir tür kendini kucaklama hareketi yapar ve bacaklarını kavuşturduğunda da bacakları düz, kaskatı ve birbirine yapışmış durumdadır. oysa savunma duruşunda bacaklar daha rahattır.

    bu kadın üşümüş de olabilir sıkışmış ve tuvalete gitmek istiyor da. kollarını veya bacaklarını kavuşturmak alışkanlığında olan kişiler üşüdüklerini veya böyle rahat ettiklerini söylemeyi sinirli, utangaç veya savunmada olduklarını itiraf etmeye tercih edebilirler.

    bacak kenetleme
    bir tartışmada katı bir tavrı olan birisi bacaklarını 4 şekline getirirken bir veya iki elini kullanarak da bacağını sabitleyecektir. bu da onun direncinin kırılması özel bir yaklaşım gerektirebilen inatçı, katı bir kişi olduğunu gösterir.

    her iki el de başın arkasında
    bu hareket muhasebeci, avukat, satış müdürü, banka müdürü gibi mesleklerden olan veya kendilerine güvenli veya bir konuda kendilerini baskın ya da üstün hisseden kişilere özgü bir harekettir. o kişinin düşüncelerini okuyabilsek büyük olasılıkla ´tüm cevaplar bende´ ya da ´bir gün belki benim kadar akıllı olursun´ veya hatta ´her şey kontrolüm altında´ gibi bir şey söylüyor olurdu. bu hareketi aynı zamanda ´her şeyi bilenler´ kullanır ve çoğu kişi bu hareketi sinir bozucu bulur. avukatlar meslektaşlarıylayken bu hareketi ne kadar bilgili olduklarının bir göstergesi olarak sık sık kullanırlar. ayrıca kişinin o bölgenin sahibi olduğuna dair bir alan işareti olarak da kullanılabilir.

    adam aynı zamanda bacaklarını 4 şeklinde de kilitlemiş olup sadece kendini üstün hissetmekle kalmayıp aynı zamanda tartışmak istediğini de göstermektedir. meydana geldiği duruma bağlı olarak bu hareketle başa çıkmanın birkaç yolu vardır. kişinin üstün tavrının nedenini öğrenmek istiyorsanız avuçlarınız yukarı doğru olarak öne eğilin ve ´bu konuda bilgili olduğunu görüyorum. yorumda bulunmak ister misin?´ deyin. ardından avuçlarınız hâlâ görünür şekilde olarak geriye yaslanın ve cevap bekleyin. başka bir yöntem de karşınızdakini konumunu değiştirmeye zorlayarak tavrını değiştirmesini sağlamaktır. bunu yapmak için yetişemeyeceği bir yere bir şey koyup ´bunu gördün mü?´ diyerek onu öne eğilmeye zorlayabilirsiniz. bu hareketle baş etmenin başka iyi bir yolu da taklit etmektir. karşınızdakiyle aynı fikirde olduğunuz göstermek istiyorsanız yapabileceğiniz en iyi şey hareketlerini taklit etmektir. öte yandan eller başın arkasında hareketini yapan kişi sizi azarlıyorsa hareketini taklit ederek onu sözel olmayan yollarla tedirgin etmiş olursunuz. örneğin, iki avukat birbirine karşı eşitlik ve anlayış göstermek için bu hareketi yapabilirler ama okul müdürünün odasında hareketi taklit eden haylaz öğrenci müdürü çıldırtabilir. bu hareketin kökeni çok açık olmasa da ellerin kişinin arkaya yaslanıp rahatladığı hayali bir koltuk gibi kullanıldığı düşünülebilir. bu hareketle ilgili olarak yapılan araştırmalar bir sigorta şirketindeki otuz satış müdüründen yirmi yedisinin bu hareketi pazarlamacıları veya astlarının yanında düzenli olarak kullanırken üstlerinin yanında çok ender kullandıklarını gösterdi. üstlerinin yanında aynı müdürler edilgen ve savunma hareket gruplarını kullanıyorlardı.

    bilek kilitleme
    bacak veya kolları kavuşturmak olumsuz veya savunma tavrına işaret eder ve bilek kilitleme hareketi için de aynı şey geçerlidir. bilek kilitleme hareketinin erkeklerde görülen şeklinde yumruklar da kenetlenmiş olarak dizlerin üzerinde durur ya da eller sandalyenin kollarını sımsıkı kavrar. kadınlarda görülen hali biraz daha farklıdır, dizler yapışık tutulur, ayaklar yana bakabilir ve eller bacakların üstünde yan yana veya üst üste durabilir. bu hareket olumsuz bir tavır, duygu, sinirlenme veya korkuyu gizlemeye çalışma hareketidir.

    mülakat yapanın masanın karşı tarafına geçmesi ve mülakat yapılanın yanına oturarak masa engelini ortadan kaldırması durumunda mülakat yapılanın bileklerinin çözüldüğünü ve daha açık ve kişisel bir ortam oluştuğu keşfedildi.

    her zaman alışkanlık gereği bilekleri kilitli olarak oturduklarını veya olumsuz el veya bacak hareket gruplarından herhangi birini öyle rahat ettikleri için yaptıklarını söyleyen insanlarla karşılaşırız. siz de bunlardan biriyseniz böyle bir kol veya bacak hareketinin ancak savunmada olduğunuzda veya olumsuz ya da kendini uzak tutmaya çalışan bir tavrınız varsa rahat olacağını unutmayın.

    başlangıç pozisyonu
    bir konuşma veya görüşmeyi sona erdirme arzusunu gösteren hazır olma hareketleri her iki el de dizlerin üzerinde olarak öne eğilme (solda) veya her iki elle de sandalyeyi kavrayarak öne eğilmedir (sağda). bir konuşma sırasında bu hareketlerden biriyle karşılaşmanız durumunda öncülüğü ele alıp konuşmayı sizin bitirmeniz daha akıllıca olabilir. bu da psikolojik bir avantaj elde ederek kontrolü elinizde tutmanızı sağlar. oturma biçimleri incelendiğinde de, çoğunlukla sandalye ve koltuğun ucuna oturmak, kalkmaya hazır olmak gibi durumlardan rahatsızlığın ve düşük özgüvenin diğer belirtileri de bulunmuştur.

    sandalyeye binmek
    yüzyıllar önce insanlar kendilerini düşmanların mızrak ve sopalarından korumak için kalkanlar kullanırlardı. bugünse, uygar insan fiziksel veya sözel olarak saldırıya uğradığında aynı korunma hareketini simgelemek üzere etrafında ne bulursa onu kullanır. buna bir kapı, çit, masa, arabasının kapısının önünde durmak veya bir sandalyeye binmek dâhildir. sandalyenin arkalığı vücudunu koruyan bir kalkan görevi yaparken onun saldırgan ve egemen bir savaşçıya dönüşmesini sağlayabilir.

    sandalye binicilerinin çoğu konuşulanlardan sıkıldıklarında başkalarının veya grupların kontrolünü ellerine geçirmeye çalışan baskın kişiler olup sandalyenin arkalığı da grubun diğer üyelerinden gelebilecek ´saldırılara´ karşı iyi bir koruma olanağı sağlar. bu kişiler genellikle sessiz tipler olup sandalyeye binme pozisyonuna fark edilmeden geçebilirler.

    sandalye binicisini etkisiz hale getirmenin en kolay yolu arkasında durmak veya oturarak onun kendini saldırılara maruz hissetmesine neden olmak ve konumunu değiştirmeye ve daha az saldırgan olmaya zorlamaktır. grup içerisinde bu işe yarayan bir yöntemdir çünkü sandalye binicisinin arkası açıkta kalır bu da onu konumunu değiştirmeye zorlar.

    peki ya döner bir sandalyeye binmiş biriyle teke tek karşılaşmayı nasıl halledersiniz? özellikle döner bir atlıkarıncanın üzerindeyken onu mantığa davet etmenin hiçbir anlamı olmadığından en iyi savunma sözel olmayan saldırıdır. konuşmaya ayakta durarak ve sandalye binicisine yukarıdan bakarak devam edin ve kişisel alanına girin. bu onu çok rahatsız edecek ve belki de konum değiştirmeden kaçınmaya çalışırken sandalyesinden geriye düşebilecektir.

    bir sandalye binicisi ziyaretinize gelecekse ve saldırgan tavrı sizi rahatsız ediyorsa en sevdiği pozisyonu almasını engellemek için onu kolları olan sabit bir sandalyeye oturtmaya çalışın. bu hareket muhabbet ortamında yapılıyorsa samimiyetten kaynaklanır.

    pamukçuk toplayıcı
    birisi başkalarının görüş veya davranışlarını onaylamadığı ama kendi görüşünü bildirmekten de çekindiğinde yaptığı sözel olmayan hareketler açığa vurulmayan bir görüşten kaynaklanan hareketler olup bunlara yerine koyma hareketleri denir. kıyafetlerinin üzerinden hayali pamukçuklar toplamak da bu hareketlerden biridir.
    pamukçuk toplayıcı genellikle bu önemsiz ve ilgisiz hareketi yaparken bakışlarını diğer insanlardan kaçırır ve yere bakar. bu onaylamamayı gösteren en önemli işaretlerden birisi olup dinleyici sürekli olarak kıyafetlerinden hayali pamukçukları topluyorsa sözel olarak her şeyle fikir birliğinde olduğunu belirtse bile söylenenlerden hoşlanmadığı rahatlıkla anlaşılabilir.

    bu durumda avuçlarınızı açarak ´peki ne düşünüyorsun?” veya ´bu konuda bazı düşüncelerin olduğunu görüyorum. bunları bana anlatır mısın?´ deyin. kollarınız ayrı, avuçlarınız görünür şekilde arkanıza yaslanın ve cevabı bekleyin. karşınızdaki sizinle fikir birliğinde olduğunu söyler ama pamukçuk toplamaya devam ederse gizli itirazını keşfetmek için daha doğrudan bir yaklaşım gerekebilir.

    kol ve bacak engelleri
    açılma süreci
    insanlar bir grupta kendilerini rahat hissetmeye ve gruptaki insanları tanımaya başladıkça bacak ve kolları kavuşturulmuş konumdan rahat açık konuma doğru bir dizi yazılı olmayan hareket kodundan geçerler. avustralya. yeni zelanda, kanada ve amerika’da yaşayan kişiler üzerinde yapılan çalışmalar bu ülkelerdeki ayakta ‘açılına’ süreçlerinin aynı olduğunu göstermiştir.

    kapalı vücut ve kapalı tavır – açık vücut ve açık tavır
    1. aşama: savunmada, kol ve bacaklar kavuşturulmuş
    2. aşama: bacaklar açık ve ayaklar yan yana nötr konumda.
    3. aşama: kol kavuşturmada üstte olan kol açılır ve konuşurken avuç anlık olarak görünü ve geri kavuşturulmuş konuma dönmez. diğer kolun dış tarafını tutar.
    4. aşama: kollar açılır ve bir kol hareketlenir veya kalça üzerine ya da cebe konabilir.
    5. aşama: birisi tek bacak üzerinde arkaya yaslanırken diğer ayağını grupta en ilginç bulduğu kişiyi gösterecek şekilde ileri uzatır
    alkol bu süreci hızlandırabilir veya bazı aşamaları ortadan kaldırabilir.

    saldırganlık hareketleri
    aşağıdaki durumlarda hangi hareket kullanılır: ebeveynleriyle tartışan küçük çocuk, yarışın başlamasını bekleyen atlet ve dövüşten önce soyunma odasında bekleyen boksör?

    bu durumların hepsinde de kişiyi saldırgan bir tavır belirtmek için kullanılan en yaygın hareketlerden biri olan eller kalçada pozunda görürüz. bazı gözlemciler bu harekete 'hazır olma' adını vermişlerdir. bu da bazı bağlamlarda doğru olsa da temel anlamı saldırganlıktır. bu duruşa ayrıca hedeflerini elde etmek üzere hazır durumdayken bu duruşu kullananlardan hareketle 'iş bitirici' duruşu da denmektedir. her iki durumda da kişi bir şey konusunda harekete geçmeye hazır olduğundan bu gözlemler de doğru olsa da saldırgan, ileriye doğru bir hareket olarak kalır. erkekler bu hareketi yaygın olarak kadınların yanında saldırgan, baskın bir erkek tavrı göstermek için yaparlar.

    kuşların da kavga veya flört durumunda daha iri görünmek için tüylerini kabarttıklarına dikkat çekmek isterim. insanlar da ellerini kalçalarına aynı amaçla, daha iri görünmek için koyarlar. erkekler bunu bölgelerine giren diğer erkeklere karşı bir meydan okuma olarak kullanırlar.

    kişinin tavrını doğru değerlendirebilmek için elleri kalçaya götürme hareketinden hemen önceki durum ve hareketleri de dikkate almak gerekir. birkaç başka hareket de vardığınız sonucu destekleyebilir. örneğin, saldırgan poza geçildiğinde ceketin önü açık ve ceket kalçalara doğru geriye itilmiş durumda mı? yoksa önü ilikli mi? ceketin önü kapalı olarak hazır olma saldırgan bir kızgınlığı gösterirken ceketin önü açık ve geriye itilmiş durumda (sol) kalp ve boğazım sözel olmayan bir korkusuzlukla sergilemek anlamına geldiğinden doğrudan saldırgan bir pozdur. bu poz ayrıca ayakları yere düzgün bir aralıkla yerleştirerek veya hareket grubuna sıkılmış yumrukları ekleyerek güçlendirilebilir.

    saldırgan-hazır olma hareket grupları profesyonel modeller tarafından kıyafetlerinin modern, saldırgan, ileri düşünceli kadınlar için olduğu izlenimini vermek için kullanılır. bazen bu hareket sadece tek el kalçada diğer else başka bir hareket yaparak görülebilir (orta). eleştirel değerlendirme hareketlerine de eller kalçada hareketiyle birlikte sık sık rastlanır.

    dişi flört hareketleri
    kadınlar da erkekler gibi saça dokunma, giysileri düzeltine, bir veya iki ellerini birden kalçalarına koyma, ayak ve vücudun erkeğe çevrilmesi daha uzun mahrem bakışlar ve artan göz teması gibi aynı temel hazırlık hareketlerini kullanırlar. ayrıca erkek saldırganlık hareketi olmasına rağmen bir dişi inceliğiyle kullanılan ve sadece tek başparmağın kemere sokulduğu veya bir çanta veya cepten dışarı çıktığı başparmaklar kemerde hareketini yaparlar.

    heyecan dolu bir ilgi kadınlarda da gözbebeklerinin büyümesine ve yanakların kızarmasına yol açar.
    bunun ardından diğer dişi flört sinyalleri gelir.

    saç atma: baş hafifçe savrularak saçlar omuzlardan geriye veya yüzden uzağa atılır. kısa saçlı kadınların bile bu hareketi yaptıkları görülebilir.

    bilek gösterme: ilgilenen bir dişi potansiyel erkek eşine bileklerinin iç tarafındaki düzgün yumuşak teni gösterecektir. bilek bölgesi uzun zamandır vücudun en erotik yerlerinden biri olarak kabul edilmektedir. konuşurken avuçlar da erkeğe gösterilir. sigara içen kadınlar bu tahrik edici bilek / avuç göstermeyi sigara içerken çok kolay yaparlar. bilek gösterme ve saç atma hareketleri dişi bir görünüme sahip olmak isteyen eşcinsel erkekler tarafından da taklit edilir.

    bacak açma: bacaklar erkek orada olmasaydı açılacaklarından daha fazla açılırlar. bu hareket kadın oturur pozisyonda da olsa ayakta da olsa ve sürekli olarak bacaklarını çapraz ve bitişik tutan cinsel olarak savunmaya geçmiş kadınla tezat oluşturur.

    kalça yuvarlama: pelvik bölgeyi vurgulayacak şekilde yürürken kalçaların rolü önem kazanır. aşağıda verilen daha rafine dişi flört hareketlerinden bazıları yüzyıllardır mal ve hizmetleri satmak için yapılan reklamlarda kullanılmaktadır.

    yan bakış: göz kapaklan kısmen düşük olarak kadın erkeğin bakışına erkek fark edene kadar karşılık verir ardından hemen bakışlarını kaçırır. bu tahrik edici bir gözetlenme ve gözetleme hissi uyandırır ve çoğu normal erkeği ateşlendirmek için yeterlidir.

    ağız hafif aralık, ıslak dudaklar: bu hareket dişi jenital bölgesini simgelemek amacını güttüğünden dr. desmond morris bunu ‘kendi kendini taklit’ olarak tanımlar. dudaklar yalanarak veya kozmetiklerle ıslak gösterilir. her iki durumda da kadının cinsel bir davette bulunduğu izlenimini uyandırır.

    ruj: bir kadın cinsel olarak uyarıldığında dudakları, memeleri ve cinsel organları kanla dolarak daha büyük ve daha kırmızı olurlar. ruj da binlerce yıldır kullanılan ve cinsel olarak uyarılmış dişinin kızarmış cinsel organını taklit etmeyi amaçlayan bir tekniktir. silindir şeklinde bir nesnenin ellenmesi sigara, şarap kadehinin ayağı, parmak veya herhangi uzun ince bir nesnenin ellenmesi ne düşünüldüğünün bilinçaltı bir göstergesi olabilir.

    kalkık omuz üzerinden yana bakma: bu da yuvarlanmış kadın göğüslerinin taklit edilmesidir. büyümüş göz bebekleri, saç atma, bilek gösterme, yan bakış, isleyerek uzun uzun bakma, ıslak dudaklar, yukarıda tutulan baş ve silindir şeklinde bir nesneyi elleme gibi hareketleri kullanarak belli bir sigara markası için arzu uyandırmaya çalışmaktadır.

    erkek flört hareketleri
    çoğu havyan türleri gibi insanların da erkeği dişi yaklaşırken hazırlık hareketleri yapar. daha önce bahsedilen otomatik fizyolojik tepkilere ek olarak elini boğazına götürerek kravatını düzeltir. kravatı yoksa yakasını düzeltir veya omuzlarından hayali tozları silkeler ve kol düğmelerini, gömleğini, ceketini ve diğer giysilerini düzeltir. ayrıca saçını da düzeltebilir.

    dişiye karşı yapabileceği en saldırgan cinsel gösteri jenital bölgeyi vurgulayan saldırgan başparmaklar kemerde hareketidir. ayrıca vücudunu kadına çevirerek ayağını ona doğru uzatabilir. mahrem bakışı kullanır ve bakışlarını normalden bir an daha uzun tutar. gerçekten ilgileniyorsa gözbebekleri büyür. genellikle boyutlarını vurgulamak ve dişiyle ilişkiye geçmek konusundaki hazır olma durumunu göstermek için elleri kalçalarında olarak durur. otururken veya bir duvara yaslanırken apış arasını göstermek üzere bacaklarını da açabilir.

    iş flört ayinlerine geldiğinde çoğu erkek nehir kenarında durup kafalarına büyük bir sopayla vurarak balık avlamaya çalışan biri kadar başarılıdır. aşağıda göreceğimiz gibi kadınların balıklarını avlamak için hiçbir erkeğin hayal edemeyeceği kadar çok hileleri ve avcılık becerileri vardır.

    gözbebekleri
    tarih boyunca göz ve insan davranışı üzerindeki etkileriyle uğraştık durduk. hepimiz ‘gözleriyle onu parçaladı’, ‘kocaman bebek gözleri var’, ‘gözlerini kaçırıp duruyor’, ‘çok davetkâr gözleri var’, ‘gözünde öyle bir pırıltı vardı’ ya da ‘bana en kötü bakışıyla baktı’ gibi ifadeler kullanmışızdır. bu gibi ifadeleri kullandığımızda farkında olmadan kişinin gözbebeklerinin büyüklüğünden ve bakışla ilgili davranışlarından bahsederiz. the tell-tale eye adlı kitabında hess, vücudun odak noktası olduklarından ve gözbebekleri de bağımsız hareket ettiğinden gözlerin tüm insan iletişim işaretleri arasında en açıklayıcı ve doğru bilgileri verdiğini söylemiştir.

    belli ışık durumlarında, kişinin ruh hali ve tavrı olumludan olumsuza veya olumsuzdan olumluya geçerken gözbebekleri küçülür veya büyür. heyecanlanan birisinin gözbebekleri normal büyüklüklerinin dört katına çıkabilir. tam tersine, kızgın, olumsuz bir ruh hali gözbebeklerinin ‘minik boncuk gözler’ ya da ‘yılan gözleri’ olarak bilinen şekilde küçülmesine yol açar. flört sırasında gözler oldukça fazla kullanılır, kadınlar gözlerini vurgulamak için göz makyajı yaparlar. bir kadın bir erkeği severse ona bakarken gözbebeklerini büyütecek ve erkek de farkında olmadan bu bilgiyi doğru yorumlayacaktır. bu nedenle romantik buluşmalar gözbebeklerinin büyümesine neden olan loş yerlerde gerçekleşir.

    birbirlerinin gözlerine bakan genç âşıklar farkında olmadan gözbebeklerinin büyüyüp büyümediğine bakmaktadırlar. her biri diğerinin gözbebeklerinin büyümesinden heyecanlanır. araştırmalar, kadın ve erkekleri cinsel pozisyonlarda gösteren pornografik filmler erkeklere gösterildiğinde gözbebeklerinin normal büyüklüklerinin üç katına kadar çıkabildiğini göstermiştir. aynı filmler kadınlara gösterildiğinde gözbebeklerindeki büyüme erkeklerdekinden daha fazladır. bu da kadınların pornografiden erkeklere göre daha az etkilendikleri iddiasıyla ilgili şüphelere neden olmaktadır.

    bebekler ve çocukların gözbebekleri yetişkinlerinkinden daha büyüktür yetişkinlerin yanındayken onlara olabildiğince çekici görünerek sürekli olarak dikkatlerini çekme çabasıyla gözbebekleri sürekli olarak büyür.
    uzman kâğıt oyuncularıyla yapılan deneylerde rakipleri koyu renk gözlük taktığında oyuncuların daha az el kazandıkları görülmüştür. örneğin, bir poker oyununda rakibine dört as gelmesi durumunda uzman onun gözbebeklerindeki hızlı büyümeyi bilinçli olmadan fark edecek ve bu elde oyunu yükseltmemesi gerektiğini hissedecektir. rakiplerin koyu gözlük takması gözbebeği işaretlerini ortadan kaldırarak uzmanların daha az el kazanmalarına neden oldu.

    gözbebeği takibi fiyat pazarlığı sırasında alıcıların gözbebeği büyümesini izleyen eski çinli mücevher tacirleri tarafından kullanılırdı. yüzyıllar önce, gözler gözbebeklerini büyüterek daha arzulanır olabilmek için gözlerine dulavratotu losyonu damlatırlardı. merhum aristotle onassis’in düşüncelerinin gözlerinden okunmaması için iş görüşmeleri sırasında koyu renk gözlük taktığı bilinirdi.

    eski bir söz ‘biriyle konuşurken gözlerinin içine bak’ der. başkalarıyla konuşurken veya pazarlık yaparken ‘gözbebeklerine bakma’ egzersizi yaparak gerçek duygularını gözbebeklerinden öğrenmeye çalışın.

    cinsel saldırganlık
    kemer veya ceplere sokulmuş başparmaklar cinsel olarak saldırgan bir tavrı göstermek için kullanılan harekettir. televizyondaki western'lerde halka en sevdikleri silahşorun erkekliğini (sol) göstermek için kullanılan en yaygın hareketlerden biridir. kollar hazır olma konumuna geçer ve eller de jenital bölgeyi vurgulayarak ana gösterge görevini yapar. erkekler bu hareketi bölgelerini belirlemek veya diğer erkeklere korkmadıklarını göstermek için kullanırlar. kadınların yanında kullanıldığında bu hareket 'ben erkeğin, sana hükmedebilirim' anlamına gelir.
    büyümüş göz bebekleri ve ayaklardan birini dişiye çevirmeyle birlikte bu hareket çoğu kadının kolayca tespit edebileceği bir harekettir. istemeden akıllarından geçeni kadınların anlamasına neden olan çoğu erkek için sözel olmayan yollarla kendilerini ele vermelerini sağlayan hareket bu harekettir. bu hareket grubu her zaman erkeklere özgü olmuş olsa da kadınların kot ve pantolon giymeleri onların da bu hareket grubunu kullanmaya başlamalarını sağlamıştır (sağ). gene de kadınlar bu hareketi sadece kot veya pantolon giyerken yapmaktadırlar. elbise veya benzeri kıyafetlerle cinsel olarak saldırgan kadın bir başparmağını kemer veya cebine sokar (sağ).
  • bilimsel magazin.. bu konuya kafa yorup zaman harcayanlar da akademik kariyer yapmis paparazzilerden fakli degildir zaten.

    bu illet yuzunden toplum icinde ellerimi nereye koyacagimi, nereye hangi ifade ile bakacagimi, sigaramin kulunu nereye dogru silkeleyecegimi sasirdim afedersiniz. senelerce emek harcayip uzamalarini sabirla bekledigim saclarimla bile oynayamaz oldum.

    neymis efendim, karsilikli gorusmelerde oturmak yerine ayakta kalmayi tercih etmek, kontrolu elinde tutmak istedigini gostermekmis. bu kelami eden sahis bir dakika olsun sapkasini onune koyup (derin derin fikir muhasebesi yaptigina isaret edebilirmis.) da bekar evinde pantolonu jilet gibi utulemenin ne kadar zor, buna karsilik bir oturusta o mukemmelligi bozmanin ne kadar kolay oldugu uzerine kafa yormus mudur, ben onu merak etmekteyim.

    neymis efendim, elleri pantolon ceplerinde tutmak bir seyler sakladigimizin gostergesiymis. "kisi herkesi kendisi gibi bilirmis." demekten baska bir cevap bulamadim buna. belki evden aceleyle cikarken pantolon askisini takmayi unuttum, tum cabam verdigim kilolardan sonra bol gelen pantolonumu yercekimine karsi desteklemek. eger "vucut dili" denen naneyi ortaya atan bilimsel zumre, bir seyler sakladigimi dusunup paranoyaga baglamak yerine ic camasirimin rengini gormeyi tercih ediyorsa, cevabimi muhterem bir buyugumuzden alinti yaparak vereyim : tukururum boyle bilimin icine.

    neymis efendim, eger kisi uyurken ellerini yastigin altina konuslandiriyorsa, yine bir seyler sakliyormus, kendine guvensiz sunepenin tekiymis vesaire. boyle bir istatistik icin hangi ozellikleri tasiyan kac tane denek kullandilar bilmedigim icin pek bir sey diyemeyecegim. durtmek istedigim nokta, gunumuzde zaten sallantida olan "karsindakine guvenme" eyleminin altini oymaktan baska ne fayda saglar bu dusunce?

    bir de is gorusmesine gidecek olanlar icin sehir efsaneleri cikarmis muhteremler.*

    neymis efendim, karsinizdakinin elini oyle bir sikmaliymisiz ki, ne cok yumusak(guvensizlik, tereddut belirtirmis efenim) ne de cok sert tutmaliymisiz.(yeni gelin hevesi gostermemeliymisiz.) bunlar zamaninda "soganlari sadece pembelesene kadar kavurun" da demislerdi zaten. cumlesi gudik bunlarin.

    neymis efendim, mulakatta karsimizdakini ciplak olarak hayal etmek, stresimizi hafifletirmis. hey sadece ot ve suyla beslenen koyunun sut vermesini saglayan yuce tanri, ayni ozeni nicin bu kullarini yaratirken gostermedin?
    hemen olasi bir senaryo hayal edelim: yagiz delikanli mulakata girer. bir de ne gorsun, kendisine sorulari soracak olan kisi ayin ondordunden daha guzel bir dilber. buyrun ciplak hayal edin de stresiniz azalsin.
    hayal gucu sinsidir efendiler. oyle yularindan tutup istediginiz yone surukleyemezsiniz. bir sure sonra bendini asan akarsu misali kendi istedigi dogrultuya akacaktir. (konuyla ilgili jeff*in bir gozlemi vardi, "cenaze evinde yapilacak en kotu sey o an icin gulmenin ne kadar da ayip kacacagini dusunmektir." gibisinden.)
    karsisindaki hatunu ciplak hayal etme gafletinde bulunan yagiz delikanlimiz bir sure sonra, konusmayi takip etmek, aptalca cevaplar vermemek, gozlerini hatunun gozlerine bakmaya ikna etmek, ereksiyon halindeki penisi saklama metodlari gelistirmek gibi eylemleri ayni anda basarabilme ugrasi icinde bulacaktir kendisini. "tamam iste, bu karambolde gorusme stresini unutur, biz de bunu amaclamistik zaten." dediginizi duyar gibi oluyorum. sadistler sizi.. iki dirhem tatmin duygusu icin dag gibi delikanliyi bozuk para misali harcamis bulunuyorsunuz.

    vucut dili tektir. arzu edilen sorulari uygun ahlak kurallari cercevesinde sordugunuz takdirde, gereken cevaplari verme yetenegi de vardir. konusmaktan ve soru sormaktan cekinmeyiniz.

    yine de acikca soylenilmeyen seyleri bilmek/tahmin etmek, okuzun altinda inatla buzagi aramak ihtiyacini dizginleyemeyenler icin yeterli sayida polisiye roman, capraz bulmaca, pembe dizi bulunmaktadir.

    "hayvanlar koklasa koklasa, insanlar konusa konusa" dediklerine gore bir bildikleri vardir.
  • insan dk.da ortalama 100-120 kelime ile konuşur ve bu sürede 800 civarı kelime düşünür. işte beden dili de bu söze dökülemeyen kelimelerin, düşüncelerin fiziksel görüntüsüdür.
    kimi zaman insanların söyledikleriyle karşı tarafın anladıklarının farklı olmasının sebebi, akıldan geçen 700 ekstra kelimenin vücuda gelmesidir.
hesabın var mı? giriş yap