• malkovich malkovich malkovich malkovich malkovich malkovich . malkovich malkovich malkovich malkovich malkovich malkovich malkovich . malkovich malkovich malkovich .
  • ne tamamen akla yatkın ne de çok mantıklı bir hikaye ama kaufman ve jonze’in şaşırtıcı yaratıcılıklarını gösteren, komedi ve sürrealizmin bir araya gelişiyle ne de hoş şeyler çıkarmış dedirten, bunu yaparken de çok yerinde noktalara değinen hoş film. bu arada spoiler olarak algılanmış kısımlar vardır, izlemeyen bunu bilerek okusun ya da okumasın, kendi bilir.

    film temelde başka biri olmak üzerine kurulu. bu başka birineyse, ki kendisi yüzyılın en iyi aktörlerinden john malkovich, bir plazanın 7.5uncu katındaki sihirli bir kapıyla ulaşılıyor. başka biri olmak filmdeki haliyle oldukça çekici bir deneyim çünkü dünyayı 15 dakika boyunca başka birinin gözlerinden algılıyorsunuz, üstelik işin sonunda tekrar güvenli beninize dönme şansınız var. fakat filme baktığımızda yolculuklardan üç tanesi ayrı bir parlıyor, filmi anlamlandırıp başka bir bedenin kime neden cazibeli gelebileceğini gösteriyor. craig’in yolculuğu gösteriyor ki eğer ünlü değilsen- popstar topstar olamamak- sen ve yeteneklerinin hiçbir değeri yok. lotte’nin yolculuğundan çıkardığımız olası sonuç kadının meylinin kadın ruhuna olduğu. malkovich’in kendine yolculuğunda görünense kendi derinliklerine girip tamamen seninle dolu bir dünya bulmak.

    craig'in yolculuğu hepimiz için cazibeli çünkü malkovich’in beynine yaptığı yolculukla craig yeni ve daha iyi(!) bir hayat buluyor. hayatındaki eksiklikleri daha bir net gören craig malkovich olmakla büyük bir kitlenin saygısını, kuklalarını gösterme, takdir toplama ve hayallerinin kadının ilgisini çekme fırsatını buluyor. isteklerine ulaşmaya çok uzak olan, yaptığı kuklalar ilgi görmeyen, evde maymun delisi bir çirkinle yaşayan, tek amacı iyi bir kuklacı olmak olan craig’in elbetteki yapacağı tek şey malkovich olmayı seçmek, başarıya, kendine güvene ve hayallerinin kadınına kavuşmak olur, bu noktadan sonra da bu yolculuğun vazgeçilmez bir tutku olması kaçınılmazdır.

    lotte içinse bu deneyim farklı anlamlar kazanıyor. hayvanlara olan tutkusuyla kendini açığa vuran yalnızlığının mutsuzluğunun malkovich’in bedeninde son bulduğunu gördüğünde lotte için ne kuklacı kocası ne de gelecek kaygıları kalıyor. kadın erkeğin bedenine ilk defa girdiğinde, erkek olmayı hissettiğinde ve seksin tadını o bedende yaşadığında onun için kadın olmanın pek de cazibesi kalmıyor. üstelik erkek bedeni içindeyken bir kadına aşık olmak ve bir kadın tarafından arzulanmak gayet hoşuna gidiyor. aslında bu noktada ilginç bir şey daha var ki o da lotte’nin maxine tarafından da erkek bedeni içinde cazip bulunması, acaba kadının aradığı erkek bedeni içindeki kadın ruhu mudur dedirtiyor. belki de maxine gibi bir femme fatale’in, kendini hiçbir erkeğe açmayan ama cazibesiyle onları çıldırtan bir kadının, korktuğu tek şey kırılmak ve anlaşılamamak. böyle bir kadını anlayabilecek onu iyi edecek tek şey bir kadın ruhu üstelik buna ulaşmak için ne seksten ne de erkek bedeninden vazgeçmek yok.

    3. ilginç yolculuksa herkesin beynine girmesinden hatta üstüne bir de kontrolü ele geçirmeye başlamasından bıkan malkovich’in yeter artık diyerek kendi kapısından kendine girmesi. kendi kişiliğinin karanlık dehlizlerine girmek olarak içkarartıcı bir tanımla anlatabileceğimiz bu yolculuk jonze dehasıyla öyle güzel anlatılmış öyle renklendirilmiş ki malkovichlerin bitmediği bir malkovich malkovich döngüsü içinde buluyoruz kendimizi. öyle bir dünya ki malkovich’ten başkası yok, çevresindeki herkes ve her sözcük malkovich’e dönüşüyor ve anlıyoruz ki sadece senden oluşan bir dünya pek çekilmez pek bir katlanılmaz.

    muhteşem kukla görüntüleri, başka bir bedene geçiş, bedenler mi ruhlar mı daha çekicinin sorgulanması, seçilen bedenin john malkovich gibi başka ruhları yansıtmayı çok iyi beceren bir aktör olması, hiçbir vakit güzel bulmadığım cameron diaz hanımın varolduğu güzellik ölçütlerinde yansıtılması ve bir kadının gerçekte aradığının erkek bedenindeki kadın* olma ihtimalini göstermesi bakımından çok başarılı saydığım, güzel film.
  • kukla manyaklarının keyif alacakları bir film... filmin en başarılı oyuncusu olan şempanzenin çocukluğunda geçirdiği travmayı hatırlama sahnesi şahanedir.
  • john cusackin odtu makine terk bir kuklaciyi oynadigi film.

    aslinda geyik yerine ciddi ciddi bende biraktigi izlenimleri tanimlayacaktim, lakin icimdeki karsi konulmaz istege boyun egerek yukaridaki tanimi yazdim. bir saniye ... yoksa lan ?!
  • yıllar önce vcdsini izleyip bir nevi sıkıcı buldugum ve tam anlayamadıgım, ancak üzerinden 10 yıl geçtikten ve izledigim onca film ile kendimi törpüledikten sonra dün akşam dönüp bir daha izledigimde bende inanılmaz hayranlık uyandırmış olan filmdir.

    american beauty için de aynı şeyi yapmış ve ondan da ayrı bir haz almıştım sonradan ancak being john malkovich' in etkisi öyle böyle degil. böyle senaryolar yazabilmek gerçekten de dahi adam işi. senaryo detayları ile ilgili hemen hersey yazılmış zaten burda.ben, kendi yorumlarımı, dikkat ettiklerimi freudyen bir acıyla belirtmek isterim.

    --- spoiler ---

    filmde, hemen her izleyiciyi rahatsız eden klostrofobik alanlar (gerek 7.5uncu kat gerekse de kucuk kapıdan john malkovich'e acılan tunel) aslında bizim anne karnındaki halimiz ve sonucundaki dogum olarak ele alabiliriz. senarist normal bir trans halinde iken ya da matrixde oldugu gibi telefon hattı üzerinden vs. benzer yollarla baska bedenlere geçişi verme şansı varken, kişileri böylesi bir klostrofobik ortamdan gecirme istegi , dogurmaya/doguma bir göndermedir. şöyleki 7.5uncu kat ara kattır,ortadadır-aynı anne karne gibi- ve insanlar resmen cenin pozisyonuna yakın bir pozisyonda bir yerden baska bir yere hareket edebilmektedir. o tünele gelindiginde de -ana rahim yolu- kişi birey olur- yani dogar. filmin başından beri verilen yeni bir hayat, baska bir beden, farklı bir birey olma süreci, bu şekilde yeniden dogum gibi ele alınmış.

    --- spoiler ---
  • peki john malkovich, john malkovich olursa ne olur dediğimde olanlar olan... acaba bu senaryoyla john malkovich den başka kime gitmişlerdir diye merak edip filmin adını being jeremy irons, being robert de niro falan diye değiştirip değiştirip epeyce güldüğüm son derece rahatsız, cesur ve başarılı bir film.
  • koparıp geçiren süper senaryo..
    hayatımda ilk defa cameron diaz'ı rol yaparken gördüğüm film
    üstüste izlenebilecek filmler kategorisinde
  • bariz bir sex sembolu olan cameron diazi guzellik acisindan yerin dibine batirip gayet kocaman burunlu simone filminde oynayan hatunu bir seks sembolune ceviren film ayni zamanda. kadinin cameron diaz oldugunu cok sonra anladim ben o kadar cirkindi.
  • hatta barda sarki soyleyen kadinin maaaalkoviiiccchhh sarkisini soylemesi ayri bi kopartici.
  • a:malkovich
    b:malkovich malkovich?
    a:malkovich!
    c: malkovich,malkovich malkovich...
    sekinde super bi diyaloga sahip keyifli film.
hesabın var mı? giriş yap