• ankara belediye baskani bir lama olsaydi "hayvan i$te, ne anlar sanattan" deyip gecebilirdik bu soze karsilik. gerci simdi de pek takilmiyoruz ama neyse...
  • türkiye'de oldukça sık rastlanan sanata politik duruş biçimi. kimisi bunu dillendirir kimisi de direkt olaya dalar.
    devlet dairelerine girdiğinizde hiç bir estetik objeye, nesneye rastlayamamanızın nedeni de bu duruş biçiminden kaynaklanır. ruhunuz içiniz daralır. çünkü çalışanları bile gudubettir, kemterdir.
  • melih gökçek burada sarfettiği bu cümle ile belki de marcel duchamp'ın sanatla ilgili düşüncelerine bir gönderme yapmıştı. bilindiği üzere marcel duchamp'ın sanatta modernlik bağlamında verdiği eserleri arasında en bilindik olanı pisuar'daki, "alın işte bu sanattır ve ben böyle sanata işerim ve hatta buna hala sanat eseri diyebilirim." tavrını benimsemiş olan melih gökçek, işte bu cümlesiyle aslında türkiye'de hala modernliğe ulaşamamış sanat eleştirmenliğine göndermeler yapmış ve ileride tükürmek için yapmayı planladığı o sanatsal çanağın (bkz: holy grail), türk modern sanatındaki yerini hazırlamıştır belki de; kim bilir...
  • bence, bugün milliyet gazetesinin yaptığı haberden öğrendiğim artınternational istanbul sanat fuarında gerçekleşmiş olan cehaletin altında yatan sözdür.

    türkiye'nin son 30 yıldaki kültür ve sanat politikalarının vahametini gözümüze kulağımıza sokan cümledir.

    önce habere bir bakalım;
    http://ekonomi.milliyet.com.tr/…1765086/default.htm

    başlığa gelecek olursak;

    melih gökçek beyefendi bu sözü ettiğinde cezasını verebildik mi, haa verdik periler ülkesinde heykeli saldırıya uğradı diye mehmet aksoy bir miktar tazminat aldı ve eşine dostuna melih gökçek'ten kazandığı parayla içki ısmarladı. peki biz yani sistem olarak neyi değiştirdik, mesela dünyada sanatın nasıl yapıldığını, nasıl gözlemlendiğini, hangi konuların işlendiğini, bir resme, bir heykele baktığında aslında altında başka gerçekler yatıp yatmadığını öğretebildik mi çocuklara.

    bizim ülkede her şey sırf iş olsun diye yapılıyor. maalesef konunun özünden bir haberiz. misal beden eğitimi derslerinde mendil kapmaca oynayan nesillerimiz var, tamam herkes sporu yapabilecek diye bir kural yok, spor bir yerde yetenek işi, ama bir ders müfredatında öyle bir ayarlama yaparsın ki, adam curling nedir onu da bilir tenise mini etekli hatunları izlemekten fazlası olarak bakar veya bayan voleybol takımının maçlarına bacak görmek olarak algılamaz. yani adama spor kültürünü, spordaki mücadelenin güzelliğini, insan bedeninin nelere kadir olduğunun anlamasını sağlarsın. işte olimpiyat mantığını o zaman oturtursun, tokiye stadyum, salon yaptırmak tabiki önemli, ama o binaları bina olmaktan spor merkezi olmaya terfi ettirecek olan şey içindeki sporcular ve seyircilerdir.

    mesela resim dersimizde ben lisedeyken -ki işine çok çok saygısı olan bir hocaya denk gelmiştim- yeteneğimiz olmadığı halde devamlı bize elma armut çizdirirlerdi, bugün bir tabloya baktığımda biraz olsun bir şeyler görebildiğimi, kendimce yorumlayabildiğimi düşünüyorum, bunun tek nedeni o işine saygısı olan hocanın bize dünyada resmin nasıl yapıldığı, nasıl sergilendiği, nasıl yorumlandığı konusunda bilgi vermesi. fazıl hoca benim şansımdı. tamam da herkes bizim kadar şanslı mı? yahu bu ülkede daha bir kaç sene evvel avrupa sanat otoritelerince "tüm doğu avrupa'nın son yüz yılda çıkarttığı en büyük heykeltıraşı" olarak görülen adamın heykeline başbakan ucube dedi, yıktırdı, yerine kaşar heykeli diktirdi. bu mudur sanattan anlamak.

    müzik gene aynı ha keza, benim annem öğretmen okulu mezunu, 1970 yılının türkiyesinde piyano çalıyormuş, ahmet ağanın evinde değil yanlış anlamayın okulda çalıyormuş. yahu piyano, bugün zengin hobisi olarak adlandırdığımız piyanoyu anadolu'nun bir kasabasında 15 yaşındaki bir kız çocuğu çalıyor, etrafınızdaki öğretmen okulu mezunu insanlara bir sorun, kimi piyano çalar, kimi mandolin, kimi bağlama, kimi blok flüt. bizim müzik eğitimimizde var mı klasik müzik böyle yapılır anlamı budur, bağlamada mantık budur, türk halk müziği budur şu makamları içerir, dünyada müzik anlayışı şudur diye bir mantık. biz hala blok flütte süt içtim dilim yandı çaldırabilirsek çocuklara işimizi tamamlamış sayıyoruz kendimizi.

    ondan sonra oturmuş dünya vatandaşı olmaktan bahsediyoruz, globalleşen dünyaya entegre olmaktan, büyük devlet olup dünyaya yön vermekten vs. biz sadece iri devletiz, iri bir milletiz, büyük olmanın yolu nereden geçer biliyor musunuz? kültürden, sanattan, spordan geçer. insanının aydınlığından geçer, yoksa sadece iri devlet olursunuz.

    aklı evvelin birisi çıkmış artınternational istanbul'da heykele işemiş, ben hiç çok görmüyorum. sporda kaybetmeyi hazmedemeyip halkın bir kısmının kaba etlerine kına yakmasını söylenlerin bakan olduğu, heykele ucube diyenlerin başbakan olduğu ve ısrarla hala o heykeltıraştan ve heykelden özür dilemediği, heykelin içine tükürenlerin cumhuriyetin başkentinin anahtarını yirmi yıldır boynunda taşıdığı bir ülkede çıkmış meriçin biri heykele işemiş çok mu?

    şimdi iki saniyeliğine düşünün, bugün ne sayın başbakan ne de melih gökçeğe sorsak, o gün heykeller hakkında yaptığınız yorumlara bakınca hala aynı noktada mısnız? diye, kaçımız "o gün hata yaptık, popülist davrandık" diyeceğini umuyor demiyorum hayal edebiliyor. maalesef ben hayal dahi edemiyorum, çünkü bu ülkede cehalet, popülizm ile birleştiğinde maalesef ki size makam olarak geri dönüyor.

    bunun nedeni ne mi?
    işte beden eğitimi dersinde tenis nedir anlamak, öğrenmek yerine o korttaki kısa etekli kızlara bakıp penis büyüten çocuk var ya, aha o çocuğun sakat ve cahil dünyasına eğitimle savaş açmamamız.

    heykele işenmiş laf mı allahisen, tecavüz edilmediğine şükretmeliyiz bence bu şartlarda.
  • sanat ebru sanati ise kimsenin anlamayacagi aymazlik.
  • melih gökçek bu sözünden dolayı sanatçıya tazminat ödemek zorunda kalmıştır.
  • - nedir?
    - hokka baskanim.. tükrük hokkasi... orcinal çinidir dışı.. kütahya işi.. 14. yüzyil..
    - nolüyür yani?
    - sanat eseri efem.. tarihi eser.. özaltindere baskanim..
    - ben böyle sanatin icine tükürürüm.. hatta al.. harrkk tuu..
    - ne desem bilemedim tombik suratlim.. agziniza.. sey... saglik..
  • ...gün itibariyle gerisi "sonra da mahkeme kararıyla yalarıım. ama yine de ben bunun altında kalmam... göreceksiniz..." mealinde gelmiş cümle...
hesabın var mı? giriş yap