• kendisi ile şöyle bir anım mevcuttur;

    taksimde pizza hut'ta pizza yerken, camın tam önüne gelip saçını başını düzeltmişti. ben de tam camın önünde olduğum için aradaki cam ile burun buruna gelmenin verdiği absürd dakikanın salak ifadesi ile kendisine bakmıştım. ardından dışarı çıktığımda camın önünde eşek gibi bir reklamın olduğunu ve içerinin görünmediğini fark ettim. lakin olaylar gelişiyor, bu olay olduktan 1-2 sene sonra fransa'da aile dostumuzun evinde aşk-ı memnu izlerken kendisinin ismi geçti. ben de "ay ben çok severim berk hakman'ı hatta böyle böyle de bir olayım vardır rezil olmuştum" vs tarzı teenage'liğin önde gideni bir giriş yapmıştım, ev sahibi hanım ise o an kocasına dönüp aynen şunu dedi, "x'çiğim bak senin yeğenine talip varmış burada, çok sevip beğeniyormuş ne dersin?" işte o an x efendi ile berk hakman'ın ne kadar benzediğini fark ettiğim an oldu. dayı-yeğenlermiş.

    devekuşu misali kafamı sokacak yer aradım o an.
    fransa yahu... orada da mı?

    janjan'ı çok iyidir bu arada.

    akla sonradan geliyor;

    2006 senesinde bir tatil beldesinde kızın birisiyle tanışmıştım. mimar sinan üniversitesinde müzik bölümünde bir kızdı kendisi. sabah akşam berk hakman'ın ders aralarında kendi halinde çimlerde gitar çalmasından, çok asil, sessiz sakin kendi halinde oluşundan bahsediyordu. nasıl bir adamdır ki bu bir kızın 4-5 gündür tanıdığı başka bir kıza anlatma içeriği oluyor diye düşünmüştüm, hatta uzun süre kendisini gördüğümde aklıma bu kız gelirdi. neyse ki artık gelmiyor, sorumun cevabını da almış oldum ben zaten.

    güncelleme: gün geçmiyor ki karşılaşmayalım.
  • bu adama zeki, aristokrat ve kibar bir seri katili oynatmazsa yapımcılar..
    iki elim yakalarında olsun.
  • şanssız bir adam. kendisi türkiye'de değil de amerika'da doğmuş ya da erken yaşta göç etmiş olsaydı bir christian bale, bir hayden christensen, bir jude law olurdu. yanlış anlaşılmasın taklitleri olmazdı; onlar kadar ünlü ve yüksek bütçeli filmlerin aranılan aktörü olurdu. röportajlarından da anlaşıldığı kadarıyla sanatın hemen her dalıyla ilgilenen, çok bilgili ve kültürlü bir kişi aynı zamanda. adam sanat ruhuna sahip olmakla kalmayıp onu sanattan anlamayan bir insana bile aksettirebiliyor. başarılarının devamını diliyoruz.
  • sırf dahi anlamına gelen de'leri ayrı yazdığı için bile sevilmesi gereken oyuncu. çok mutlu oluyorum lan böyle sevdiğim ünlüler twitter'da düzgün yazdığında.
  • kendisi ile harbiden ilginç bir anım var;

    birkaç arkadaş taksim civarlarında yürüyoruz, gece yarısı saatlerinde duvara çizilmiş bir grafiti gördük. öyle matah birşey de değil. bildiğin ''bok'' yazıyor bilimum renklerle. neyse dedik bir fotoğraf çektirelim. yoldan bir eleman geliyor, verdik eline makineyi. ''bilader çeker misin fotoğrafımızı'' dedik. yanında kız arkadaşı var falan. mal gibi bir fotoğraf çekti, hiçbirşey belli değil. insan en azından yanındaki kız arkadaşına bir artislik yapar, bişey yapar, güzel çeker be kardeşim. neyse dedik başka eleman geliyor. sorduk yine ''bilader fotoğrafımızı çeker misin sana zahmet?'' diye. sorduktan sonra bir an durduk. döndük bir daha durduk. hiçbişey demedik. verdik berk abimizin eline makineyi. çekti fotoğrafı. baktık mis gibi çekmiş. teşekkür ettik felan. sonra adam yürüyor. biz elimizdeki makineye bakıyoruz. ufak bir depar attık arkasından. berk abimiz döndü, önce korktu sanırım. arkadan harıl gürül 3 tane eleman koşuyor gece yarısı. kim korkmaz anasını satayım? nefes nefese gelişen diyalog da şöyle;

    - abi biz bir salaklık ettik. fotoğrafı senle çekilmemiz lazımdı aslında. çekelim mi?
    - olm niye koştunuz bu kadar lan, çekelim tabi.

    fotoğraflar çekildi. gelişen olaya gülüşüldü. falan feşmekan bir mevzu döndü. kendisine burdan selam ederim eğer okuyorsa. çok da güzel bir oyunculuk yeteneğine sahip. ben dostummuş gibi izliyorum artık.
  • kendisiyle ilgili şöyle bir anım olan oyuncu..

    2-3 yıl önce istanbul film festivalinde hangi film olduğunu hatırlamıyorum ama yine ilginç bir şekilde her yer dolu oldugu halde yan koltugum bos kalmıstı (kendisinin bir tür lanet oldugunu düşünüyorum, 3 festivaldir her filmde basıma geliyor, yan koltugumu satın alan gelmiyor arkadas). tam film baslayacak, kapıdan bilet alanlar da giriyor apar topar, bir ses yanınız bos mu diye seslendi bir kaldırdım kafayı karsımda kendisi. valla boydan kısa ama gayet hos bir insan. ben de gülümseyip evet dedim ama o anda arkamdan geldiğini görmediğim 1 kız, hayıııır ben oturucam dedi, bu da basını egdi önüne gitti ama ben de o kızı döviyim mi napiyim bilemedim.. bu da böyle bir anım.
  • türkiye'deki en yakışıklı aktörlerdendir kendisi.* hatırla sevgili'de ve öncesinde kırık kanatlar'da ve sonrasında janjan'da ve es-es'te olmak üzere birçok yerde arz-ı endam eylemiş idi. çok güzel gözleri ve çok güzel dişleri var; ayrıca yetenekli de oyunculukta.
  • son zamanların en yetenekli oyuncusu. es-es namıdiğer eskişehir dizisinde gösterdiği oyunculuk performansı ile amerika'da falan yaşasa emmy ödülü alırdı. adam özellkle ses ve mimik konusunda çok ileri seviyede bir yeteneğe sahip. bir insanın, varoşlarda yetişen ve babası tarafından eziyet edilen bir karakteri, bu kadar gerçekçi oynamasına imkan yok.rolüne nasıl hazırlanıyor bilmiyorum ama bu adam gibileri görünce, gerçekten bu mesleği yapan insanlara saygı duyorum.
  • suskunlar'in 13. bolumunde resmen korktum kendisinden.. bir televizyon dizisi icin fazlasiyla ust duzeyde bir performansti.. hakkini vermekle kalmamis, ustune bile cikmis..

    onu izledikten sonra jon olarak addedilen cok isim manasiz kaliyor, bos kaliyor..
  • kaşını gözünü gülcemalini geçtim de birisi çıkıp oyunculuğuna laf ederse hop dur bakalım orda diyeceğim, yarattığı karakterlerle beni benden alan aktör.

    sayısı pek fazla olmayan röportajlarını okudum da şimdilerde böyle birikimli, edebiyat felsefe seven, tiyatrodan anlayan, müzikle uğraşan sanatın her alanıyla bu kadar içli dışlı olan bir oyuncunun olduğunu sanmıyorum. en azından kendi jenerasyonundan. adam 81li beyler. genç yaşında ilgilendiği konulara bir bakın. tepenin ardı gibi bir filmde oynamış olmaktan gurur duyuyor. sanat filmi bu gişe yapmaz para kazanamayız diye filmi elinin tersiyle iten oyuncu parçalarının yanında gerçekten bir derdi olan filmde yer aldığı için kendini şanslı addediyor ve bugün geldiği yeri sonuna kadar hak ediyor. umarım kariyeri boyunca deniz*, tercan*, gurur* gibi içi boş olmayan karakterle karşımızda olmaya devam eder.
hesabın var mı? giriş yap