• tersi de en az bunun kadar geçerli olan uğur mumcu sözü.

    hasan bülent kahraman der ki: "türkiye'de insanların çoğu kez bilgileri var ama fikirleri yok. böylece bilgi, kullanılmayan, sadece kalıp halinde öğrenilmiş, ezberlenmiş bir nesneye dönüşüyor. bilgi özgürleşmenin, yeni ufuklar keşfetmenin değil, içe kapanmanın, tutsak olmanın kurucu gücü haline geliyor. bilgiyle akıl arasındaki ilişki kopuyor."

    insanlar bilgi sahibi olsalar da fikir sahibi olamadılar. çünkü fikir, analitik düşünmenin aracıdır. fikir insanın öznelliğini, inanamama ve sorgulama etkinliğini kabul eder. eğer bilgi ideolojik bir çerçeveye sıkıştırılmışsa bunu dışlar. sentez yapmaya izin vermez. ideolojik bağlam bilimsel bilgiyi işlevsizleştirir, anlamsızlaştırır. bunu da türkiye'de eğitim sistemi eliyle yapar devlet.

    kahraman şöyle devam eder: "insanların bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaları en fazla komiktir. ama bilgi sahibi olanların fikrinin olmaması ürperticidir.
  • bundan çok ama çok uzun yıllar önceydi. daha evlere internetin girmediği dönemden bahsediyorum.

    işte bu karanlık günlerden bir gün, bir arkadaşıma öğretmeni ödev vermiş. bir kitabın adını söylemesi ve sonra da gelecek haftaki derste o kitabı anlatması gerekiyormuş. o da benim o sıralar yüzyıllık yalnızlık isimli kitabı okuduğumu bildiğinden, o ismi vermiş. öğretmeni de o kitabın bir haftada okunamayacağını söylemiş. arkadaş da hızlı okuduğunu, bu aralar da durmadan kitap okuduğunu söylemiş. uzun lafın kısası, ben o hafta kitabı bitirdim ve dersten önceki akşam kendisine kitabı anlattım. nihayetinde en fazla 10 dakika ayrılacaktı onun kitabı anlatması için. ben bir saat anlattığıma göre sorun çözülürdü. keza öyle de oldu, öğretmeni de kitabı kim bilir ne zaman okuduğundan pek hatırlamıyormuş. bizimki 10 almış sözlüden.

    ha şimdi ben bu anımı neden anlattım? şu anda olsa, aynı bilgiyi yarım saatte toplayabilirdi internetten. ne ben kitabı bitireceğim diye uğraşırdım, ne bir saat kitap anlatmak zorunda kalırdım. her şey burada, elimizin altında. bu internet öncesi dönemde ilk gençliğini yaşamış insanlar için çok şaşırtıcı. zamanında kütüphane kütüphane gezsen hakkında iki sayfa yazı bulabileceğin bir konu hakkında, binlerce sayfa yazıya, yoruma ulaşabilmek heyecan verici.

    o karanlık dönemde yaşamış bir insan olarak, bilgiye bu kadar kolayca ulaşan insanların bilgi birikiminin hızla artmasını beklemiştim. şu anda baktığımda ise, ciddi ciddi yanıldığımı fark ediyorum.

    tahmin ettiğim aksine, bilgi edinmek için çaba harcamayan bir güruh türedi. nasılsa google'a yazınca çıkıyor artık. o yüzden bir şeye ilgi duymak, bir konu hakkında derinlemesine bilgi edinmek saçmalıktan ibaret bu güruha göre. nasılsa internette var, e bende de internet bağlantısı var, demek ki o bilgi bende de var.

    hele bir de arşivciler var ki tam evlere şenlik. majör ile minör arasındaki farkı anlamayan adam, klasik müzik aşığı olduğunu, 120 gb klasik müzik arşivi olduğunu söyleyebiliyor gururla. bilgisayarın ve cep telefonunun az uzağına bıraktığınızda, bach ile şostakoviç'i ayıramayacak adam, youtube, wikipedia, sözlük, bi de olmadı shazam bağlantısı ile, dünyanın en iyi klasik müzik dinleyicisine adaylığını koyabiliyor.

    ha yapmasın mı? herkes istediğini yapsın, canım. bana ne?

    öte yandan buna kendini kaptıran o kadar çok insan var ki. ne bileyim, misal bir yazışmada bir şarkıcıdan bahsediyorum diyelim. direkt gelen cevap, "aaa tanımam mı? eski albümlerde çok duydum onu. çok eski, çok iyi bir şarkıcıdır. pek de severim. " lan daha bahsettiğimiz adam 40ını yeni aştı. sözlükte ilk entrysini yazan arkadaş yanlış yazmış. öyle olunca da aramada ilk karşına bu çıkıyor.

    demem odur ki, artık bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayı da geçip içselleştiriyor insanlar. breh breh. hiç duymadığı bir insanı çok sevmiş, çok iyi olduğuna kanaat getirmiş. neredeeeen, nereye... sadece bir örnek bu.

    bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak, gitgide yerini bilgi sahibi olmaya gerek görmemeye bırakıyor.

    binlerce dansöz var.
  • sozlukte sık sık rastlanan bir olgu.
  • ugur mumcu'nun, turkiye gibi egitim sistemi insanlara bilgilenme arzusu + yasam boyu ogrenme gibi felsefeleri asilayamayan, bilgili, birikimli olmanin her zaman etki yaratamadigi bir toplumun, kendisinine yarattigi disa donuk mekanizmalarin en cok calisani olan "her konuda fikir sahibi olabilmek" olayini en oz sekilde ortaya koydugu deyisi.
  • canım uğur mumcu' nun çok güzel ve doğru sözü.

    düşünmeyen, araştırmayan, merak etmeyen, umursamayan, bu melekelerle herhangi bir canlıdan farkı kalmayan insanların işi.

    konu hiç önemli değil ister nükleer santrala karşı olun, ister demokrasiye, eğer oturup da tüm veriler ışığında kendi ürettiğiniz bir fikir değilse, başkasından kalıp laf ve fikir ithal ediyorsanız busunuz işte.

    islam felsefesinin kendisinden mi yoksa türkiye'deki islam uygulamasından mı bilmiyorum ama türkiye'deki bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma konusundaki tutarlı başarının bir şekilde dinle alakası olduğunu düşünüyorum.

    mutaassıp kullanıcılar: aforoz mode on.
  • malzemeler:

    ikinci elden kaynak (1 adet, fazlasi zarardir)
    at gozlukleri
    egoizm
    iddiacilik
    genis bir hakaret dagarcigi
    dinlememe
    saygisizlik

    oncelikle ikinci elden tek bir kaynaktan bilgi elde edilir, kucuk kucuk dogranir... birincil ve/veya ikincil kaynaklara basvurmadan ikinci el bilgiyi olu$turan ki$inin gorusleri at gozlukleri takarak gercekmis gibi algilanir... daha once hazirlanmi$ ve pembele$ene kadar egoizm icinde cevirilmi$ iddiaciligin uzerine eklenir... kulak memesi kivamina gelene kadar yogurulurken azar azar hakaret dagarcigindan secme terimler eklenir... istege gore birer corba ka$igi bir laf oturtarak digerlerini susturma istegi, dinlememe ve saygisizlik eklenmesi suretiyle tamamlanir... ozellikle bu kari$imin derin dondurucuya konularak bozulmamasi saglanmalidir...
  • dostoyevski'ye göre rus gençlerinin de içinde olduğu durum olacak ki karamazov kardeşler'de şöyle söylüyor;
    "rus bir gence daha önce hiç görmediği bir yıldız haritası verin, üzerinde birkaç düzeltme yapıp, size öyle geri verecektir."
  • birçoğumuzun farkında olmadan da olsa yaptığı davranış biçimi. bazılarımız yaptığının farkına varıp hatasını düzeltmeye çalışır; bazılarımız ise hiç bir şekilde farkında olmadan fikir beyan etmeye devam eder. her şekilde rahatsızlık uyandıran bir davranış biçimi olsa da, inatla bilgi sahibi olmadan yapılan yorumlar çok büyük rahatsızlık uyandıyor. internet çağında ulaşamayacağımız bilimsel bilgi yok gibi bir şey ama sorunlar aslında biraz da orada başlıyor; önemli olan doğru kaynaklara ulaşabilmek. bilginin doğruluğunu teyit etmek ve bilgi kirliliğine sebep olmamak.

    bir örnekle açıklamaya çalışacağım; günlerdir orman yangınları üzerine konuşuyoruz. en başta iklim değişikliğini de kabul ederek, insanların ve yöneticilerin doğrudan hatalı olduğu noktaları gözlemleme şansımız oldu. ülkemiz dört tarafı kızılçam ormanları ile çevrilmiş durumda. ingilizcede ''turkish pine'' olarak geçen bu ağaç bizim için her anlamda çok önemli.

    buraya kadar hepimiz hemfikiriz herhalde. gelelim yanan ormanların toprağının hemen ağaçlandırılması ve yeşillendirilmesi fikrine; orada kocaman bir yanlış başlıyor işte. bu ağaç türü sıcak ve kurak iklimlere adapte olmayı başarabilmiş ve kendi halinde önlemini almış bir tür. nasıl mı yapıyor; kozalaklarını sıkı sıkı tutan ağaç, yangınlardan sonra açılmasını sağlayarak tohumların saçılmasını sağlıyor. daha sonra sonbaharda yangının küllerinden filizleniyor.

    bu sadece bir örnek; bir fikri sunmadan önce iyice bilgi sahibi olmak gerekiyor yoksa ettiğimiz her laf havada kalıyor.
  • sozluk uzerinde de, sozluk disinda da insanlarin genel sorunu, bir nevi hastalik. temelinde iletisim problemleri olduguna inaniyorum. iki kelime edip isin gercegini ogrenmek yerine insanlar tahmin yurutup bir sure sonra tahminlerine kendilerini inandirip dogru bir yargiya ulasmis gibi entry giriyorlar.

    mesaj atip "hayir kardesim o aslinda oyle degil, bak sebebi de bu" diye teati etmeye de useniyor insan, bu adam icin degmez birak diyor kalsin bilgisizligiyle doldurdugu cukurunda...
  • bilgi sahibi olmanin bilgiyi cekecek beyin gerektirdigi hallerde ise bilgi sahibi olmak bilgiyle ogrenilmis baskasinin fikrine kendi fikriymiscesine "o diyosa dogru diyordur, o dusunmus bulmus bana bok yemek duser" uzantisini getirebilmektedir.

    islemeyen beyine yapilan bilgi bombardimani beyini teslimiyetcilige, mutevekkil dusunce tembelligine zorlar.buna en guzel ornek cocuklugundan itibaren piyano egitimi alan cogu insanin beste yapmakta ki aczidir.steno gibi herkesin eserini bir cirpida caliveren, hatta yorumlayabilen bu insanlar, karga karga gak dedi ayarinda bir beste bile yapmaktan aciz olabilmektedirler.

    bilgi bombardimani kimi zaman insiyatifsizlige, hazir lopculuga davetiye olabilmektedir.
hesabın var mı? giriş yap