• "ve beraber sarsılarak geldiler..."
  • ateistin neyden kurtulduğu muamma olan hikayedir.
  • (bkz: airlangga strikes back)

    fena halde mistik ögeler barındıran, leziz bir hikayedir. müfredata alınmalı, gençlere ezberletilmelidir...
  • "eşhedü enlaa..."
  • şüphesiz ki almasını bilenler için bu hikayede niçe ibret vardır.
  • (bkz: fmri)
  • ıssız bir adaya düşmesi ile başlar.

    malların ısıtıp ısıtıp getirdikleri sohbetlerinden, espri olduğunu sandıkları diyaloglardan, gereksiz sorulardan, baydıran polemiklerden, kesinlikle çürtüldüğü iddia edilen evrim teorisinin her ne hikmetse çürümediğinin farkına varılıp ayda bir yeniden çürütülmesi gayretlerini izlemekten, kompleksli megalomanlara müritlik eden ve dogmanın esaretinden kendini kurtaramamış zavallının haline bakılırsa aslında en son üstlenmesi görev olan kurtuluş çağrılarına muhatap olmaktan kurtulmanın bilinen başka bir yolu yoktur şimdilik.
  • anlatım bozukluğu içeren bir cümledir. şöyle ki; sonradan ateist olmuş eski dinci birisinin, cemaatçiler, din tüccarları ve sömürücülerinin elinden kurtulup ateist alemlerde sekerken yazdığı bir kurtuluş hikayesi gibi de anlaşılmaktadır. öte yandan yukarıda anlatılan hikayede dilbilgisi açısından anormal yanlışlıklar var. anlaşılan her halta hakim olan sayın dinbilginlerimiz dilbilgisinden bihaberler.

    edit: okuduktan sonra uzun süre gülmeme yol açan ve baya bir zamandır dinlediğim bir çok fıkradan daha fazla komedi unsuru içeren mistik hikaye. özellikle hocanın koca saksıyı herifin kafada paralaması kısmında dağıldık burada sağolsun yazan kişi kimse artık.
  • yıllarca yurtdışında okuyup köye dönen birinin, dine dönmesi normaldir. bence kurtulan ateistler olmuş.
  • madem ateistler kofti hikayelerle kurtuluyorlar atesitlikten, bir büyük hizmete imzamı atıyorum. yıllardır tüm dinci kitaplarda anlatılmış, binlerce genç beyni koftiliğiyle sikip atmış sütün içindeki yoğurt hikayesini sözlük bünyesine katıyorum.işte o hikaye:
    ".
    ..
    allahsız, dinsiz, imansız, ateist öğretmen gene genç öğrencilerinin beynini yıkıyor, onlara allah'ın (c.c.) olmadığını (tövbe, haşşa) yalanlarla, laf oyunlarıyla ispatlamaya çalışıyordu. tüm sınıfın karşısına geçti ve utanmazca sordu;
    - peki allah varsa neden göremiyoruz, hani gösterin bana da inanayım
    bu küfre bulanmış öğretmenin sorusu sınıfta mırıldanmalara yol açtı. o sırada sınıfın en zeki öğrencilerinden ahmet parmak kaldırdı, söz istedi
    - hocam, yoğurdun ham maddesi nedir?
    diyerek sorusunu sordu, artık kafirlikten kalbi gibi yüzü de kararmış ateist öğretmen cevapladı gülerek.
    -süttür
    - peki, biz süte baktığımızda yoğurdu görebiliyor muyuz? tabii ki hayır. ama sütün yoğurda dönebileceğini biliyoruz. işte allah ı göremesek bile varlığından böyle emin olabilirz.

    bu sözler üzerine ateist öğretmen sarsılarak geldi, pardon titreyerek kendine geldi kelime-i şehadet getirip bir müslüman oldu.
    ".

    işte bu günlükte kofti hikayeyle imana gelen ateist bölümümüzün sonuna geldik. yarın gene başka bir uyduruk hikayeyle allah kaldırabileceği taşı yaratabilir mi sorusuna cevap arayacağız.

    hadi allaha emanet olun.
hesabın var mı? giriş yap