• yanındaki iki nükleer hatunla beraber cetin ceki isimli ne idüğü keltoş abimizin sunduğu, cuma akşamlarının biricik eğlencesi programdı bu...

    o zamanlar olağanın dışında gelen, "toplu müzik şöleni" tadında akan ve içinde "alican" gibi parodiler barındıran bu program çok sewilirdi, popcornlarla beklenirdi, çay-kahwe yoldaşı izlenirdi... hakikatten de "1. kanal" saltanatında en renkli programdı, babamın kaç kere programı kasete çektiğini tahayyül edemem, doludur... (bkz: kasete cekmek)
  • çetin çeki, buket dereoğlu, bir değişken eleman olan dişi ve şudur:

    "haydi toplanin televizyon başına, seyredelim birlikte alemi...
    neler neler oluyor? hayat nasıl akıyor? biraz da gülelim... eğlenelim...
    bu gece!...
    bu gece!...
    birrrrr başkaaaaaaaa geceeeeeee!"
  • mutlu günlerimden kalma hoş ve boş bir program. cuma günü okuldan gelinir, üstünde beden dersinden kalma eşofman olduğundan soyunma derdi yoktur, okul çantası, evin kapısından içeriye eğik atış metoduyla savrulur. (bi keresinde anneciğimin karnına gelmişti gülle gibi çanta, neyse). "sokağa çıkılır" *, top oynanır, kurtlar dökülür vs... bu arada baba işten gelmiştir, şansınız varsa apartman kapısında karşılaşmazsınız ki, bu da fazladan 15-20 dakika "sokak" demektir. annenin sesiyle kös kös eve dönülür nihayetinde. zaten diğer fırlamalar da evlerine dağıldığı için, mırın kırın etseniz de çok üzülmezsiniz aslında. geleneksel banyo savaşı faslından sonra, yemek yenir ve tv karşısına geçilir. haberler ve hava durumu biter ve bu salak program başlar.

    laf aramızda, sırf çetin çeki'nin yanındaki iki hatun için izlerdim. (yaş daha 10 veya 11) parodilere pek gülmesem de, pazartesi okulda dönecek aptal geyiklere fransız kalmamak için, dikkatle takip ederdim.

    neyse efendim, cuma olduğundan, saat on yataga kon prensibi geçerli değildir ne mutlu ki! program bitse de oturmaya devam edilir, hatta gerekli durumlarda uyku açmak maksadıyla gizlice yüz yıkanır ve korku filmi kaçırılmazdı asla...

    bu da böyle bir anımdır.
  • ilk klip denemeleri orada yapılırdı. samime sanay'ın seksen sekiz değişik açıdan çekilmiş görüntüleri tepetaklak olur, kare kare bölünür, uzar-kısalır-eğrilir-büğrülürdü de biz de ona klip derdik.
  • bu gece nınınım bu gece nınınınım bir başkaaa gece diye şarkısı vardı.

    bir neslin cuma gecelerini iple çekmesine, barış manço çıktığında mutluluktan evde dünyanın en abuk subuk dansını icra etmeme vesile olan, güzel çocukluk dönemi anısı.
  • özellikle doksanlarin ilk yarisinda popcular icin altin degerindeydi bu program. taze cikmis albümlerin klipleri ilk olarak bu programda yayimlanir ve bizler o günkü gazetelerin televizyon sayfalarinda "bu aksam [enter artist name here] yeni sarkilarini bir baska gece'de görücüye cikariyor" seklinde mansetler görürdük. sarkicilar ve yapimcilari bilirlerdi ki, programi hemen herkes izleyecek ve böylelikle yeni albüm haberi o aksam itibariyle tüm türkiye'ye yayilmis olacak. lakin özel televizyon kanallari ve radyolarin meydana cikip cogalmasi, klip yayimlayan programlarin türemesiyle birlikte bu program önce vazgecilmezligini kaybetti, ardindan ekranlardaki yerini.
  • zamanında bunu seyretmek zorunluluk gibi birşeydi. aynı bizimkiler gibi. hafta sonu bununla başlar, bizimkiler ile kapanırdı. arada spor stüdyosu falan.
  • ilkokul zamanlarımda okuldan eve dönünce akşam sayredebilmek için beni uyutan bir trt programı. ailede sevgi çemberi oluşmasını sağlar dı kısa süreli de olsa
  • uzun yıllar önce bir başka gece programı için ajanstan istenen stüdyo izleyicilerini ajansın bir başka gece göndermesiyle programı konuksuz çekmek durumunda kaldığımızdan dolayı bir daha program ismi vermeden konuk istemeyi adet haline getirmemize yol açan programdır.
  • bir baska gece'nin en sevdigim kismi halit kivanc'li hadi anlat bakalim'di.
    bi de sanki ebru gündes'i o prenses vari kiyafetiyle demir attim yalnizliga sarkisini söylerken ilk defa bu programda görmüstüm.
hesabın var mı? giriş yap