• --- spoiler ---

    biraz sonra hüseyin üzmez'in jüri olarak katılacağı program.

    --- spoiler ---
  • bu yarışmada, daha önce de söylediğim gibi, 9 yaşındaki bir çocuk, 3 ay boyunca annesinden ayrı tutulmuş..
    bu ne derece sağlıklı bişiy mesela bunu bi sormak lazım uzman kişilere.. ama hangi uzman kişilere, kanalın parasını bastırıp, istediği cümleleri satın aldıklarına değil..

    çocuk canlı yayına çıkarılıyo ve üstüste, "özledin mi anneni? çok mu özledin? şimdi burda olsaydı naapardın? ona ne söylemek isterdin?" gibi sorular soruluyo..
    neden?
    hem bunun üzerinden duygusal prim elde etmek, hem de çocuğun yoğunluğunu had safhaya çıkarıp, arzu ettikleri duygu patlamasını yaşatabilmek için..

    ne diyorsunuz? çocuktur.. unutur.. bundan on sene sonra aklında hiçbişey kalmaz mı diyosunuz?
    komik misiniz allaşkınıza?
    hatırladıklarımız değil, bizleri hissetmiş olduklarımız yönetiyor..

    aynı kıt mantıkla, 8 yaşında tecavüze uğramış çocuğun da 20 sine geldiğinde hiçbişey hatırlamıyor olması gerekiyor..

    çocukluk, ki yani bunu buraya bu kadar düz şekilde yazmak zorunda kalmaktan da utanıyorum, kişiliklerin temellendiği süreç değil mi?
    ha demişsiniz ki, giydiği kıyafetlere laf ediliyor...
    evet.. ben de, bir çocuğun bir yetişkin gibi giydirilmesine ve bir yetişkin gibi davranması yönünde yönlendirilmesine karşıyım..
    bütün olumsuz psikolojik etkileri geçtim, zira bunları dilediğimce düzgün anlatabilecek literatüre sahip bir otorite değilim, her şeyin ötesinde, inanılllllmaz itici ve çirkin bir görüntü sunuyor bu...

    8 yaşında bir nurhan damcıoğlu?
    ne kadar da itici..

    bu çocuklar zaten, içinde bulunduğumuz benim iğrenç bulduğum mevcut koşullar altında erkenden büyümek zorunda kalacaklar ve nerden baksanız 13 yaşında birer adriana lima, angelina jolie olmak için şekilden şekile girecekler..

    bunu, rating ve para için bu kadar erkene almak ve bu kadar suni biçimde desteklemek ne kadar kabul edilebilir bişiy?

    şöyle de bir gerçek var.. dürüst olup kabul edelim..

    göğüs dekoltesi olan bir elbise giyiyorsanız, bunun tek amacı vardır..
    karşı cinsi etkilemek..

    bana yakışıyo da ondan giyyorum da bırbır demeyin.. her kadın kendisinden etkilenilmesini ve cazibesinin bu şekilde kabul edilmesini ister ve o yüzden o dekolteyi giyer..

    işte, 9 yaşındaki bebeye siz olmayan göğüslerini gösterirmişçesine bir elbise giydirirseniz, daha cinsellik nedir karşı cins nedir bu gibi ayak oyunlarından bihaber sabiciğe, normal sürecinden çok daha hızlı ve psikolojisi için sağlıklı olmayacak bir suni süreç dayamışsınız demektir..

    gelelim bu çocuklarının herbirinin aman da ne muhteşem seslere sahip olduğuna ve ileride kimbilir türkiye'nin büyük starları olmak için olanak elde ettiklerine...

    şu dediklerinize siz samimiyetle inanabiliyor musunuz acaba?
    kim kaldı aklınızda..
    hangi bbg evinden ne isim kaldı?
    nebliyim.. bayhan naapıyor şimdi?
    ya da neydi o bi kız vardı julia roberts'a benzeyen.. adını bile hatırlamıyorum bak..

    onların o günlerdeki hallerini gözünüzün önüne getirin bi..
    nasıl da umut şırınga edilmişti her birine.. gözleri nasıl "yıldız olacağım" umuduyla parlıyordu.. nerdeler şimdi?

    onlar hadi yetişkindi ve aldıkları kararların sorumluluğunu taşıyıp, menfi müspet her sonuca katlanma yükümlülükleri vardı..

    peki bu el kadar çocuklar ne?
    ana babalarının iradesiyle içine atıldıkları bu umut sömürüsündeki konumları ne?
    kaç tanesinin adını hatırlıycaksın seneye?

    madem bu kadar düşünüyorlar ve yeteneklerine güveniyorlar yapımcılar... ve madem bu kadar iyi niyetliler..

    bu çocukların sırtlarından elde edilen, gecede milyonlarca doları bulan reklam gelirlerinin belki de beşte biri ile, neden her birisine birer güzel eğitim için fon oluşturmuyorlar?

    çocuk sesi başka bişey.. yine otoritesi değilim.. bilen çıksın anlatsın..
    ancak ses telleri ve gırtlak.. tam da bu çocukların yaşlarında kendini buluyor benim bildiğim.. ve tam da o yaşlarda, aslında hiçbi çocuğun gırtlağını zorlamaması, yüksek tonda bile bağırmaması gerekiyor.. zira tüm bir hayatına sinecek olan ses oluşumu, bunlara da bağlı biraz..

    sizce, iki ton daha fazla bağırdığında daha yüksek rating alacağını bilen yapımcılar ve ilgililer, yine de, "o notada çok bağırıyorsun çocuğum.. zorlama gırtlağını.. bak çok zararlı.." diyorlar mı?

    saf mıyızx yoksa bu kadar?
    bu çocukların, hem psikolojik, hem de fizyolojik zarar gördüklerini, idrak edemeyecek kadar mı uyuşturulduk?

    abartmayın yeaaaaeeaaa!
    diyip geçiştire geçiştire, çivisini çıkarıp elimize verdikleri şu dünyanın içinde yaşıyoruz ve bunun esas kötü tarafı, buna tamamiyle duyarsızlaşmış ve aslında doğru olmayanın, sıradanmışçasına algılamaya başlamış olmamız..

    ben, itiraf edeyim ilk izlediğimde bu çocukların bazılarını.. ayağım yastığın üzerinde, yayılmış vaziyette, elimde bir elma dişleye dişleye..
    aaa negzel sölüyo lan

    demiştim kendi kendime..
    biraz toparlanıp, iki düşündüğümde ise, izlerken hicap duymaya başladım..

    program dediğin elbette ticari kaygıyla yapılır..
    ki yapılsın..
    sonuna kadar kapitalistim.. buna itirazım yok..

    ancak, o ticari kaygı için, daha hiçbişeyi oturmamış-oluşmamış çoluk çocuğu kullanmaya kalkarsan da..
    bürşşş!
    derim..

    sizi bilmem..
    ama ben derim arkadaşım..
  • 4-5 sene oluyor buraya tasinali. komsuluk muessesesinden falan haz etmedigim icin mahalledeki cocuklari da fazla tanimam. anca yazdan yaza aksam ustu biraz nefes almaya balkona cikarsam animsarim varliklarini. ha, bide konservatuara baslamadan once internet cafede 3-5 cocuga online oyun karakterlerimi pay etmistim, arada hala "abi nasilsin?" diye sorarlar, bende param varsa gofret falan ismarlar azicik konusur kafa dagitirim. sozun ozu bu yas grubuyla iliskim bundan ibarettir.

    gecen gun finallere hazirlanayim diye kasarken bu veletlerin sesleri yukseldi. ciktim baktim, 3-5'i kolkola girmis bi sarki tutturmus avazlari ciktigi kadar bagiriyorlar. cami acip "cocuklar biraz daha sessiz olabilir misiniz?" diye uyardigimda hepsi birbirini gosterip "abi bu baariyo!" diyerek gulup saga sola kacisti. gulup iceriye, calismaya donerken aklima bu yarisma geldi...

    biraz once pencere onunde cigiran cocukla, o super yetenekli cocuk arasinda tavir olarak nasil boyle bir fark olabiliyor acaba diye dusundum...

    ikisi de 11 yasinda, ikisi de cocuk, ikisi de sarki soyluyor... tamam belli ki biri daha yetenekli (simdilik, bi sabah benim gibi uyanip tenordan bas baritona donustugunu farkedebilir her an) ama hangisi daha cok egleniyor diye sorsalar ben penceremin onundeki derdim. madem hersey ayni, neden bu programdakiler pavyonlarda matine yapiyor edasinda takiliyor???

    goren felegin sillesini yemis, acilardan aci begenip sindirmis de onun verdigi olgunlukla raki masasinda dert paylasiyor 80 milyonla zanneder. halbuki o da benim mahallemin veledi de sabah ben10 seyrediyor iste? hatta benimkisini annesi terlikle dovuyor, aciysa acinin krali cocuk icin...

    demek ki iki cocuk tipinin arasindaki asil fark yetenek degil, birinin sokakta, digerininse studyoda soyluyor olusu...

    bu bir yarisma programi degilmis, yarisanlar cocuklar degil sarkilarmis... siktir lan?! cocuk mu kandiriyorsun? yarisan sarki olsa koyarsin bir orkestra, calar soyletir sende artik mail mi atarsin, sms'e mi bogarsin ne bok yersen secersin sarkini. gerci kategorize bile etmeden neyi yaristiriyorsun o da muamma... yani gececeksin yarisma degiliz ayaklarini... ya da gecme? yarisma degilsen alelade bir sov programisin; subyani meze edinmeyi dustur edinmis yozlardan yoz bir freak show...

    herseyin kucugu guzel di mi? 22 yasindayim, benden 1,5 yas kucuk bir kardesim var. simdi ben parmagimi onun agzina soksam o da isirsa... ben de "ne isiriyosun lan ibnetor" deyip kafa goz dalsam, kim izler bunu? ama cikar iki adamdan da 19 sene, al sana "charlie bit me..."

    herseyin kucugu guzel, bide bu kucuk buyudukten sonra kuculduyse, balli lokma tatlisi oluyor millet icin. sonra gelsin reklam anlasmalari gitsin sponsorluklar... ama kimse dusunmesin o cocuklarin ne oldugunu...

    pedagoglari varmis da muzik egitimi aliyorlarmis da... lan en iyi bizim millet biliyor sohretin, sahnenin nasil mal ettigini adami? kac insan telef oldu unlu olucam ben derken, suncacik velet ne yapsin?

    o pedagog mu gerdan kirmayi ogretiyor acaba o kizlara? ya da o minicik kocaman adamlara kim anlatiyor ask acisini daha ask nedir bilemeden? lan o cocuklar hala leyleklerin hikayelerine inanirken sen arkasina sutyenli dansci koyarsan nolur hali dusundun mu hic?

    "gercek muzisyenler" egitilsin diyor bu cocuklar. benim okulumda bunun dersi var, profesorler veriyor... ama daha bir arkadasim vizede diz cokup zilgit cekmedi... o yasta bir cocuga sahne hakimiyetini bir assolist edasiyla anlatmanin altinda artniyet ararim ben...

    eger yetenek ariyorsan bul, adam gibi egit, talimli maymuna cevirme. yok illa ben cocuk cikarticam ekrana diye israr edersen gondereyim burdaki ufakliklari, kolkola bagirsinlar studyonda, hepimiz gorelim 11 yasindaki cocuk nasil sarki soyluyor...
  • başlamasıyla birlikte yeniden 'damarları çıkmış "eman eman" diyen çocuk'lara maruz kalmamızı sağlayan program.

    (ara: bi bitmediniz)
  • bana feci şekilde eski bir kehaneti hatırlatan yarışma.
    sene 1935, adamın biri* büyük buhranı da yaşamış tabii bir kitap yazıyor*, sene 1967, başka bir adam* pek seviyor bu kitabı hadi filmini* çekelim diyor. bu iki adam oluyorlar sana kriz dönemlerinde patlayan gel seni artiz yapayım yarışmalarının kahini. kahinin belası kehanet değil, inanılmamak olduğu için, onların laneti de anlattıklarının önemini siliyor, fışkırıyor kehanet ekranlardan, insanlar keyiften yerlere yatıyor. tabii zaman geçmiş eski atlar sucuk olmuş artık, atların vurulması yetmiyor insanlara. zaman tayları da vururlar zamanı.
  • programın adını "şarkı"ya mı odaklamadılar, sunucular ikide bir yarışmacılara "birinci seçilen sen değilsin şarkı" mı demediler, bir çocuğun arabesk şarkıcı havasında şarkı icra etmesiyle ilgili olarak bilirkişi sıfatıyla metin özülkü'yü çıkartıp "sözünü anlamadığımız halde yabancı şarkılarda bile hüzünlenebiliriz önemli olan duygudur" diye mütalaa mı almadılar, bir çocuğun o halde olmasının garipsenecek bir durum olmadığı konusunda seyircileri alkışlatıp destek mi almadılar....

    bu programın kendini meşrulaştırmak için sarf ettiği çabayı amerika ırak'a girişini meşrulaştırmak için sarf etmemiştir.
  • dün akşam kenan ışık'ın sunduğu dünya bir oyun sahnesi programının konuğuydu erol evgin. programı baştan sona seyredemedim ama rastgeldiğim bir bölümünde diyordu ki:

    "efendim son zamanlarda beni müthiş helecanlandıran bir proje bu. [bana da para verselerdi sunuculuk için ben de heyecanlanırdım. bu gerçek.] müthiş çocuklar var. içlerinden büyük yetenekler çıkacağına eminim. [kardeşim doğuştan yetenekli ve çalıştırılan 20-30 çocuk içinden herhalde 3-5 tane başarılı olacak çocuk çıkacaktır. bunu tahmin etmek için müneccim olmaya gerenk yok.] efendim çocukların psikologları var, pedagogları var, şan hocaları var. ay hayranım ben buna. [tabii tabii, muhakkak ki çok işe yarıyordur bu. 1-2 saat süren uyduruk konuşmalar muhakkak ki çocukların psikolojilerini müthiş düzeltiyordur.] biz çocuklara bir şey vaat etmiyoruz, onlara mutlaka eğitim alın diyoruz. [sizi bol bol tebrik ediyorum. çocukların sırtından paraları kazanın ama birşey de vermeyin. eğitim alın demek çok önemli bir şey sonuçta. buyrun ben de diyorum. çocuklar müzik yapmak için eğitim alın. hadi bakalım bunu söyledim, şimdi bana da sms gönderin oldu mu?] çocuklar yarışmıyor bizim programda, şarkılar yarışıyor zaten. keh küh keh..." [pardon ama, şarkılar yarışıyor ne demek? sonuçta bir yarışma var mı yok mu? şarkıları robotlar değil çocuklar söylüyor sonuçta. o çocuğun söylediği şarkı yarışıyorsa çocuk da yarışıyordur. birisi bana bunun arkasındaki mantığı anlatsın.]

    madem bu kadar ince düşüncelisiniz ve mükemmelsiniz. niçin durmadan sms gönderin diyorsunuz??? normalde bütün tv programları sponsorluk +reklamlar ile para kazanırken siz niye ekstradan sms ile voliyi vurma derdindesiniz?

    madem çocukların şarkı söylediği şirin bir program bu. neden akşam vakti, prime time'da gösteriliyor. başta pınar altuğ diğer sanatçılar gazinoya çıkan astsolistler gibi giyiniyor? neden cumartesi veya pazar erken saatte şirin bir ortamda yapılmıyor bu program???

    ayrıca küçücük çocukları yaşlı başlı şarkıcılar gibi giydirip, onlar gibi yapmacık hareketler yapmaya zorlayarak ve onlara ağdalı arabesk şarkılar söyleterek ne elde etmeye çalışıyorsunuz??? sms gelirleri dışında nasıl bir amacınız olabilir? çocuklara ne faydası olacak bunun??? isteyen çocuk ve aile zaten çocuğuna müzik eğitimi aldıracaktır. çocukları rezil ediyorsunuz ve hiçbir maddi-manevi katkıda bulunmadan psikolojilerini bozup kapı önüne koyuyorsunuz. siz bu arada ceplerinizi dolduruyorsunuz ama.

    yazıktır diyorum. başka da birşey söyleyemiyorum.
  • bu programın, çocukların psikolojisini etkileyemeceğini -hatta onların orada çok eğlendiğini-, belirli bir yaştan sonra yaşadıklarını hatırlayamayacaklarını dahi iddia edip, zararsız olduğu neticesine varanlar var ki sazla girişmek istiyorum onlara. ense köklerine mikrofonla ekleştirmek geliyor içimden.

    pedagog değilim, dolayısıyla olayın bilimsel yönüyle ilgili çok fikrim yok ama sıradan biri olarak dahi o çocukların ileride sorunlu vatandaşlar olacağından eminim. gördüklerimiz bunun ispatı. sömürü had safhada zaten, bir kenara koyuyorum o yüzden. koreografiye, söyletilen şarkılara, kıyafetlerine dikkat edin. rüyalarıma giriyor her biri yeminle; korkuyorum. koca koca adamların, kadınların prototipleri gibiler. küçük mahsunlar, küçük ibolar, küçük seda sayanlar..

    ya hu daha doğru düzgün eğitim almamış, bir şekilde aileye muhtaç, kişilikleri gelişme evresinde olan küçücük çocuklardan bahsediyoruz; hangi mantıkla, onların zarar görmeyeceği savını ortaya atabiliyorsunuz anlamıyorum. senin ekran başındaki 1-2 saatlik eğlencenin mezesi mi olmalılar? bu mu seni böyle düşündürten? sesleri güzelmiş, iyi birer sanatçı olabilirlermiş. piiuuv. savunmaya bak. olm bunlar daha ergenlik dönümenine grmemiş lan, neyin geleceğinden bahsediyorsunuz? bu dönemi atlattıktan sonra seslerindeki değişimin ne boyutlarda olabileceğini kestiremiyorsan, kendi lise çağına dön bir; canavar gibi çıkan sesin yankılansın kulaklarında amına koyyim.

    küçük ibo namlı şahıs daha geçenlerde çıkıp, salya sümük anlatmadı mı başından geçenleri; ne hale geldiğini; şimdiki durumunun ne olduğunu? ve daha onun gibi bi sürü örnek yok mu? bu kadar somut veriler varken elinde, götünü başını kaşıya kaşıya "yok yeaa, bişi olmaz onlara" demek, kusura bakmayın ama, sike sürülecek bir zeka taşımadığınızı gösterir.

    neyse,

    uzatmak manasız. türk televizyonculuğu çok ucuz programlar gördü; üretti ama bu kadarı yapılmamıştı. düşünenleri, hayata geçirenleri tebrik ediyorum. her gece, çekimlerden sonra evinize döndüğünüzde, aynanın karşısına geçip kutlayın kendinizi.

    büyük iş yapıyorsunuz yeminle.
  • iş kanununa göre çocukların taverna, gazino vb eğlence yerlerinde çalıştırılmaları yasaktır ve bu nedenle bu program yarışma vb adı altında çocukların eğlence sektöründe çalıştırma yöntemidir.

    ha gazinoda, tavernada 50-60 kişiyi eğlendirmiş ha tvde milyonları.!
  • el kadar çocuklara, sanki dünya üstlerine yıkılmış gibi şarkılar söyleten program.

    bu çocukların psikolojisinden falan kim sorumlu merak ediyorum. sırf para için bu yaşta çocuklarını şu olayların içine sokan ailelere de akıl fikir diliyorum.

    ve ayrıca, çok kötü lan bu çocukların sesi.
hesabın var mı? giriş yap