• ''sana seni seviyorum dersem, ben de seni deme, başka bir şey söyle. korkma de, geçti de, geldim de, gitmiyorum de.
    basit kurduğum cümleleri basit anla. yalnız kalmak istiyorum yalnız kalmayı istemektir. sana ihtiyacım var, biraz yanımda ol demektir. büyük bir şey yapmamıza, bir sırrı çözmemize, hep mutlu olmamıza bile gerek yok. biraz yanımda uyu, biraz beni anla, biraz bunun arkasında ne var diye düşünme. hep seni seviyorum diyorum ya, bunun bile ne anlama geldiğini çok bildiğim yok. belki gözlerin güzel gibi bir şey belki bütün kurduğum hayallere uygunsun gibi belki de dalgasını geçtiğimiz bütün şeylerin acısını ancak sen anlarsın gibi.

    sana seni seviyorum dersem, ben de seni deme, başka bir şey söyle. kızmadım de, ben de korktum de, anladım de.
    anlamana bile gerek yok aslında. ben kendimi bile anlamazken başkasından neyi fark etmesini bekleyeceğim.
    belki yalnız olduğumu, belki çok yorulduğumu, belki rahatsın dedikleri her şeyin aslında umutsuzluk olduğunu.

    bir gün iç sesim olmadığını fark ettim. başaramadığım her şeyin özrünü senden diliyordum. bir türlü başaramadığım bir şey vardı ve sen ancak onun altından kalkabilirsem sevecektin beni. yemek yapmak gibi değil, evi toplamak gibi değil, yazı yazmak gibi değil, para kazanmak gibi değil, başka bir şey. gelin size bir şey anlatacağım diye insanları etrafıma toplamak istiyorum bir gün. bugüne kadar kimseye anlatmadığım bir sır anlatacağım. gördüklerinizle alakam yok benim. üzülen ve haber vermeden herkese küsen biriyim. o kadar çok küsüyorum ki sırf bu yüzden hiçbir şey olmamış gibi davranıyorum.

    hep bir ağaç ev, bir gizli bahçe, bir mağara hayal ettim çocukluğum boyunca. kimsenin bilmediği ilginç ve korunaklı bir yer. sonra baktım kimsenin seni gördüğü yok, eski bir meydanda büyük bir kalabalığın ortasında da sözcük sözcük görünmeyebiliyorsun.

    sana seni seviyorum dersem, ben de seni deme, başka bir şey söyle. hiçbir şey eskisi gibi olmayacak de, belki bir daha kırılır ama olsun, yine yaparız de. kırılan hiçbir şey senden götürmez de.

    salonda uykular getirdim sana, bir kanepenin üzerine hayatımı dizdim. ne zaman bir şeylerden sıkılsam salonda uyumaya başlıyorum. birkaç kitap ve yeni bir defter alıyorum yanıma. güzel başlanılan ama sonra yazımın bozulduğu ve kenarları kırış kırış olan defterlerimin utancını hatırlıyorum yolunda gitmeyen her şeyde. ben ne zaman üzülsem yeni bir kalem alıyorum. yeni bir kalemden neler bekliyorum bilemezsin.

    beni çok tanımadığı halde evime gelirken kalem getirmişti bir kadın, kapağında eski istanbul silueti vardı. o gün hayatımın değişeceğine inanmıştım. ben sık sık hayatın birden değişeceğine inanırım. bir işaret beklerim gökyüzünden. beklediğim gün bir şey olmaz ama sonra dönüp bakınca bu da buna vesile olmuş derim. hayat hep bin parçalı puzzle benim için. bütün bunları bu yüzden yaşamışım demezsem ölebilirim...

    ...sana seni seviyorum dersem, ben seni deme, başka bir şey söyle. acele etmene gerek yok de, hiçbir şeye geç kalmadık de. olur, neden olmasın de.
    en çok yaşadığım duygu olmadı çünkü ve bir kere olmadıysa bir daha asla olmaz gibi geliyor. o kadar inanıyorum ki olmayacağına bu yüzden en çok üzüldüğüm anlar aslında sustuklarım.

    sana seni seviyorum dersem, ben de seni deme, başka bir şey söyle. inanıyorum de, kötü ne olduysa unuttum de, elimi tut, evine götür, göğsünde uyut.
    bir kanepenin üstüne sığabilir bütün hayatım, bir kitap, birkaç renkli kalem, birkaç minder ve kırışık bir defter. üstlerine tarot kartları serpebilirsiniz.''
  • --- spoiler ---

    senin bilinçaltında derin ve tutkulu bir aşk var. bu aşk bir kişiye de olabilir yaptığın sevdiğin bir şeye de. hangisi bilmiyoruz fakat sen bu her neyse ona müthiş bir tutkuyla bağlısın. son derece hassas bir insansın ayrıca. sezgilerin de çok kuvvetli. son olarak eğer şu anda biriyle birlikteysen onun hayatının aşkı olduğuna emin olabilirsin.
    --- spoiler ---

    dikkat falcı sikebilir. diye tabela koymalılar.
  • bir yazar.
  • sonradan silmek zorunda kaldığı bir entrysi.

    [http://i.imgur.com/v63qyov.png http://i.imgur.com/v63qyov.png]

    siz siz olun, emin olmadığınız konularda konuyu bilen insanlara küfürlü sözlerle aşağılayıcı cümlelerle saldırmayın. sonra söylediklerinizi işte böyle yutmak zorunda kalırsınız.
  • olayı bir de benden dinleyin, bunun anasıgil beni istemedi*.

    şaka şaka.

    öncelikle takdir ve tebrik ederim, pozisyon uzun süreli takip edilmiş ve yemeyip içmeyip her gün kontrol edilerek açık beklenilmiş. ha keza, gol de gelmiş. tabi bunda özel mesajlarına cevap vermememin katkısı da olmuş olabilir ama şimdi konumuz bu değil.

    başlamadan; buradan uzun zamandır görmediğim almanya da ki halama sevgilerimi iletiyorum. şimdi farkediyorum da ben yazmanın okuyana değil de yazana hacet birşey olduğunu* düşündüğümden yazdıklarımda hiç okunma kaygısı gütmemişim. ilk defa o duyguyu bana hissettirdiği içinde arkadaşımıza teşekkürlerimi sunuyorum. hemen hemşericilik/akraba selamı olaylarında da kusura bakmayın, bi' nevi sonradan görmelik bu bende ki. yanlış anımsamıyorsam hidayet türkoğlunun da dediği gibi ''sonradan görmek sahip olmayla aşılabilir'' hasılı.

    olayı trajik bir hale indirgemeden tamamen teknik olarak açıklamaya çalışacağım, bunun anasıgi tamam tamam. daha önce de başka başlık ve tartışmalarda da defaatle konuşulmuş bi' konu var, aslında beni takip edeceğinize 2 dk sözlük oluşumunu ve sözlük tarihine baksaydınız hiçbir kullanıcının (bkz: suser) teknik şartlar altında entry silmek zorunda kalamayacağını bilirdiniz. bu konu vakti zamanında sözlük altmetnine eklenmiş (bkz: #13635319) diğer bütün sözlük konseptlerinde de defaatle ve tekraren vurgulanmış (bkz: #13582788) sözlüğün google grubunda tartışılmış o da yetmemiş, zannı kaybetmeyen mallara istinaden ssg daha yakın geçmişte bunu tekrar vurgulamayı kendine görev edinmiştir (bkz: #52340102).*. bunlar teknik zaman ölçümleriyle 1 dakikadan fazla 2 dakikadan az bir sürede konu ile ilgili rastlaştığım şeyler. yani inanarak aranırsa bu konu üzerine daha alengirli metinlerde bulabilirsiniz.

    sonuç: ekşi sözlük genel yapısı(bkz: format) itibariyle hiç bir kullanıcısının hiç bir içeriğini silmek zorunda kalacağı bir oluşum değildir. gerekli hallerde bu silme işlemini moderatör denilen sözlükte eli sopalı yetkili zorbalar yapmaktadır zaten. bu konu da yıllar yıllar önce tartışılmış ancak tüm harcanan mesailere rağmen moderatörlük sistemine istenmeye istenmeye geçilmiştir, ha keza tahmin edeceğiniz gibi o da bu yazının konusu değildir.

    ne kaldı, küfür meselesi. küfre yaklaşım tarzım can yücel sığlığında değildir. küfrü gerekli ya da elzem birşey gibi görmem. ha keza küfür ve argo kullanımını benim dışımda çok sık tekrarlayan insanlardan da pek haz etmem. ancak bu nasıl benim dışımda ki insanların kullanmalarına engel olmuyorsa, başkalarının rahatsız olması da benim kullanmama engel değildir. yazılarımda nasıl kelimeler tercih edeceğim, hangi kelimenin yerinin neresi olacağını uygun göreceğim meselesi tamamen benim insiyatifimde olup, kimseyi de döve döve okutmadığım müddetçe* bunun etik dışı bir tercih olduğunu düşünmem. yani insanlara küfürlü ve aşağılayıcı sözlerle saldırmam da tamamen kişisel tercihimdir ve pek tabi tercih kelimesinin mukadderatından gelen tercihlerimizin sonuçlarını kabul ettiğimiz gerçeğini de içinde barındırır.

    yani; amın feryatları rahatsız oldu diye şimdiye kadar hiçbir entry'imi silmedim ya da düzenlemedim. şimdiden sonra da amın feryatlarına karşı yaklaşımımda bir değişiklik olmayacaktır.

    tam kamuoyuna duyurulur diyeceğim bi gülme geliyor, neyse saygıyla frankyfourfingers arkadaşımıza konuyu açıkladığımı zannederek gözlerinden öper, yanaklarından mıncırırım. xoxo mete kudur
hesabın var mı? giriş yap