• ilk bicimini buddha'nin uygulami$ oldugu ve sayesinde zen mertebesine ula$ildigina inanilan meditasyon teknigi.
  • zazen,zen'e ozgu,esasen pratigin canevi islevi gordugu ozel bir meditasyon cesididir.aslinda zen budacilari genelde "meditasyon budacilari" olarak bilinir.temelde zazen benligin ogrenimidir.

    buyuk ustad dogen soyle demisti:"buda yolunu calismak benligi calismaktir,benligi calismak benligi unutmaktir ve benligi unutmak on bin turle aydinlamaktir." onbin turle aydinlanmak benligin onbin turle olan butunlugunu kavramaktir.buda kendi aydinlamasiyla meditasyona oturdu.zen uygulamasi ayni meditasyon oturusuna tekrar tekrar doner.2500 yildan beri bu meditasyon nesilden nesile surdu;bu aktarilan en onemli seydi.hindistan'dan cin'e,japonya'ya,asya'nin diger bolgelerine ve sonunda da bati'ya yayildi.bu cok basit bir uygulamadir.tarif etmesi ve takip etmesi cok kolaydir.fakat diger tum uygulamalar gibi bir sira icinde gerceklesir.
  • (bkz: imakita kosen)
  • zen oturusu ya da posturu denilebilir bunun icin. insanin hem sakin hem de uyanik olmasini amaclayan posturlerdir. bu nedenle mekanin rahatligini saglayacak minder, egimlilik gibi ogelerin yaninda sirt dik oturmak gibi uyaniklilik, farkindalik veren ozellikleri de icerir..

    tam lotus, yarim lotus, elmas gibi cesitli isimleri olan farkli sekillerde gerceklestirilebilir..

    zihni dinlemekten cok gozlemlemeye yonelik meditasyon haline giris hedeflenir bu oturusta. nefesleri sakince sayarak zihni susturmakla baslar..
  • shunryu suzuki'nin zen mind, beginners mind adli eserinde ustune basa basa belirttigi bir sekilde, zen felsefesinin (aslinda yasam biciminin) olmazsa olmaz ogesi. zen demek zazen demektir. diger meditasyon yontemlerinden farkli olarak bir mantraya, belli bir dusunceye, objeye odaklanma gibi unsurlari yoktur. sadece dik, dengeli oturmak (zazen oturusu), nefes alis verise (bilincli nefes alis veris) odaklanip, zihni dusuncelerden arindirmak disinda yapilmasi gereken bir sey yoktur. basit gibi gorunse de cok disiplin isteyen bir meditasyon yontemidir. buddha'nin zamanindan beri, ustadan ogrenciye gecis yoluyla gunumuze kadar geldigi icin en saf meditasyon pratigidir.
  • (bkz: japon namazı)
  • en son 8 yıl önce entry girmiş olan üçüncü nesil yazar.
  • zazen, zen'in temelini oluşturan ve oturarak yapılan bir meditasyondur. kişisel zazen deneyimi yaşanmadan zen olmaz, yani kim ne derse desin zen zazendir (bkz: #20015946). zazen'in temeli buddha'dan da önceye dayanır (tarihi buddha figürü olarak tanınan shakyamuni prensi siddhartha gautama'yı kastediyorum). bedenin belli bir duruşunu simgeleyen zazen arkeolojik çalışmalarda ortaya çıkarılan tarihi heykel, resim ve gömütlerde de görülmektedir. m.ö. 2700'e ait hindistan'daki harrapa ve m.ö. 4000 yıllarına kadar giden eski yunan'daki cyclades uygarlığına ait kalıntılarda zazen oturuşunda figürler vardır. eski yugoslavya'da lepenski vir'de bulunmuş ve belgrad'daki güzel sanatlar müzesinde sergilenen m.ö. 6000 yılına ait zazen duruşundaki iskelet, bu öğretinin çok çok eski zamanlara dayandığını göstermektedir (link 1 ve link 2)

    zazen 3 noktaya odaklanır:

    1. bedenin duruşu
    2. nefes alıp verme
    3. akıl ve ruh hali

    1. bedenin duruşu:
    zafu adı verilen bir yastık üstüne oturulur (yastığın kalınlığı ve büyüklüğü herkesin vücut yapısına göre değişir); tam lotus oturuşunda bağdaş kurulur (sol ayağınız sağ kasık, sağ ayağınızda sol kasık üzerine, topuklar havaya bakacak şekilde yerleştirilir. bunu beceremeyenler -ki çoğu kimse beceremez- yarım lotus veya çeyrek lotus oturuşlarını deneyebilirler; yani sadece bir ayak kasık veya baldır üzerine yerleştirilir). kalça hafif dışarı çıkık, sırtınız dik olarak oturulmalı, iki dizinizde yere sağlam bir şekilde dokunmalıdır. başınızda sanki göğe destek verirmiş gibi, çene hafif içeri sokulmuş olarak, düz hale getirilmelidir. ağzınız kapalı, diliniz üst damağa dokunmalı, gözler sakin bir şekilde yarı kapalı olarak yerde 70-80 cm uzaklıktaki bir noktaya odaklanmalıdır (aslında odaklanmamalı, çünkü zazen esnasında hiç bir şeye odaklanılmamalıdır). her iki elin avuçları yukarı gelecek şekilde, sol el sağ elin parmakları üstünde yerleştirilmeli, başparmak uçları eliniz düzgün bir oval oluşturacak biçimde birbirine dokunmalıdır. eller göbek deliğini hizasında ya da biraz aşağısında tutulmalıdır. omuzlar serbest, kollar gövdeden biraz açık olarak serbest bırakılmaldır. bütün vücut kaslarının gevşek tutulması önemlidir (bu oturuşun ana noktası, yere dokunan dizler ve dik tutulan baş ile beraber vücudun dengeli ve sağlam bi üçgen oluşturmasıdır).

    2. nefes alıp verme:
    zazen'de nefes alışveriş normal nefes alış verişden farklıdır, vurgu nefes verişdedir. nefes aldığınızda hava sanki bir topmuş gibi göbek deliğiniz hizasındaki bir noktaya itilmeli, karın kaslarınız rahat olarak derin bir şekilde nefes verilmelidir. nefes verilirken karın hafifçe dışarı çıkarılır, nefes verdikten sonra kısa bir doğal nefes alışla bu tekrar edilir. işin özü, nefes alış verişinizin bilincinde olmanızdır. nefes hem fiziki hem de sembolik olarak önemli, çünkü hayat nefes alışverişle başlar. göbek kısmının önemi ise doğduğunuzda anne vücuduna göbek bağı ile bağlı olmanızdır, hayatla ilk yaşam bağınız orasıdır. göbek bağı kesilmeden önce anne vücuduyla bir symbiosis içersinde -sembolik olarak evrenle bir olduğunuz şeklinde yorumlayabileceğiniz- bir safhadasınızdır. göbek bağı kesildikten sonra doğmadan önce bulunduğunuz safha ile olan bağınız tamamen kopar.

    3. akıl ve ruh hali:
    zazen'in en zor kısmı budur... zazen süresince hiç bir şey düşünmemelisiniz, aklınız ve duygularınız tamamen sakin ve bomboş olmalıdır. ama kendinizi "hiçbir şey düşünmemeye" bile zorlamamalısınız. ama unutmayın, düşüncelerinize zincir vurmak imkansızdır, zazen esnasında da aklınıza binbir düşünce gelecektir; ister istemez iş yerindeki patronunuzu, sizi bırakan sevgilinizi, akşam ne yemek yiyeceğinizi, sabah durakta sizi beklemeden giden otobüsü, george w. bush'u, kredi kartı borcunuzu, angelina jolie'yi ya da johnny depp'i düşüneceksiniz. ama bu düşüncelere bağlı kalmamalı, ne onları yargılamalı ne de tepki göstermelisiniz. düşüncelerinizin hepsi kaynayan su kabarcıkları gibi patlayıp aklınıza gelecektir ama bunlara takılı kalmadan akıp gitmesini sağlamalısınız. hiçbir şey düşünmemek irade ile olacak bir şey değildir, bunun tek yolu duruşunuza ve nefes alış verişinize konsantre olmaktır. bırakın düşünceleriniz salınıp gitsin.

    zazen pratiği temelde budur, tek amacı vücut ve aklınıza hakim olmak, kendinizi vücut ve aklınızdan bağımsız hale getirmektir. aslında zazen ne zor ne de kolaydır, sadece yapılmalıdır o kadar. zazen tek başına yapılabilir fakat bir hocadan, yol göstericiden öğrenilmesi önemlidir. grup halinde yapılması ise tavsiye edilir çünkü zazen sadece tek başına oturup meditasyon yapmak demek değildir. meditasyon sonrası kinhin yürüyüşü veya grup halinde yapılan seshinler zen'in yaşanması açısından önemli sayılır.

    her ne kadar disiplinli bir şekilde zazen yapıp etkisi farketmek çok zor olsa da zen düşüncesine göre zazen insanın en doğal halidir, o yüzden herkes yapabilir. kendinize sorabilirsiniz; "insanın bu hayatta doğal olmakdan başka ne yapması gerekir?"... eğer zazen insanın en doğal hali ise her insan bu potansiyele zaten sahiptir.

    zazen sadece o an için olmakdan geçer. eğer entellektüel tanım isterseniz zazen hiç bir çaba göstermeden eylem yapmak, yaptığınız her eyleme saf bir şekilde konsantre olup eylem ile aranıza hiç bir düşüncenin girmesine izin vermeden eylemin kendisi haline gelmektir. bunu hayatınızdaki bütün aktivitelere uygulayabildiğiniz an zen hayata geçirilmiş demektir; yani yemek yaparken hiç bir düşünce içinde olmadan o eylem olmak, işinizi yaparken o iş olmak, sevgilinizi severken sadece sevgi olmak, yaptığınız ve söylediğiniz her şeyi tam bir saflık, olgunluk içinde yaşamaktır (yani basitçe, laf kalabalığı değil eylemdir).

    böyle bir şeyi yapmanın ha deyince olmayacağını, büyük bir disiplin, çaba ve zaman gerektireceğini de tahmin edebilirsiniz herhalde.
  • batı felsefesinin 19. yüzyılda ucundan kıyısından hissettiği bir durumun, dilin esas olarak düşünceyi belirli kalıplara sıkıştırıp zincirleyen bir hapishane olduğu gerçeğinin, doğunun çok eski arınma pratiklerindeki bir ifadesidir. (bkz: max stirner)
    bir felsefesi yoktur, olması gerekmez. saf düşünce yoluyla, akıl ve onun kendi yaratımı olan imgeleri yıkarak ruhu bağımsızlaştırmayı ve geldiği yer olan doğayla bütünleştirmeyi öngörür.
    yaygın kanının aksine hedefi egoyu yok etmeyi değil, egonun doğasıyla bütünleşip onu tam olarak hüküm altına almaktır. tehlikeli ve şiddete eğilimli tarafı da buradan gelir. tam hüküm altında ki bir benlik, gücünü istediği yerde istediği gibi kullanabilir ki bu derece büyük bir gücün bilinçaltında ki bastırılmışlıklarla birleşmesi tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
  • insanın kendine verebileceği en iyi şeydir. hayatın kendisidir. çok büyük lükstür. dünyanın en sıkıcı ve en muhteşem eylemsizliğidir.
hesabın var mı? giriş yap