• gülünüyorsa, mutluluktan
    ağlanıyorsa, dostluktan,
    susuluyorsa aşktandır.
  • keremcemin aşk bitti albümünün en yüreğe dokunan şarkısı. sözler: çetin akçan, müzik: serpil günseli, şahane düzenleme: mehmet cem tuncer, o güzel ıslık ta kimbilir kim?

    gün batıyor bak yine
    sen biryerlerde
    ben seninle
    dol içime
    öyle kal
    son seferin olsun bu sefer

    birlikte uyansak
    güneşi koklasak senle
    birlikte ağlsak bir zaman
    her zaman gülsek birlikte

    birlikte büyüsek
    yılları küçültsek senle
    birlikte yaşasak bir zaman
    gel zaman ölsek birlikte
  • olmanin 'guzel hali'. birlik kipi. icten baglanilan, sarmas dolas ortak bir hayat yaratilan, boyle "elmanin obur yarisi" hisleriyle donatilan bir iliski soz konusuysa; yapilan her eylem, edilen her muhabbet, oylece malak gibi durulan her vakit partikulu bile boyle bal surulmus kaymak tadi verir insana, kisaca tadindan yenmez.
  • tillsammans adli filmin turkce adi..
  • iki kişiden bahsediliyorsa "çıkıyorlar" manasına da geldiği olur.
  • iç içe olmak, ruh dostu olmak ile.
  • “bir” in içinde çok olmak. tekliğe çoğul anlam katan güzel kelime.
  • ahmed haşim, "gelmeden evvel" ve "geldin" şiirlerini takiben bu şiirini kaleme almıştır. günümüz lisanıyla söylemeye çalışırsak:

    vahdet yıldızlarının nakışlarıyla işlenen bir tül gibi üstünde titreyen bu gök bütün bizim içindir, gecenin dallarında şimdi açan bu ay, bu altın gül...

    bütün bizim içindir aşk ile titreyerek uyanık kalan veya uyuyan ne varsa, gülüşe alışkın geceye ait olan ne varsa, dudağımdaki sana ait buse, dudağının hiç geçmeyen kırmızılığı benim.
  • nasıl da paksın güneşten ve batmış geceden,
    nasıl da utkulu ve sınırsız beyaz istikametin,
    ve ekmekten bağrın senin, o yüksek bölge,
    kara ağaçlardan tacın, sevgilim
    ve yalnız bir hayvandaki gibi burnun, gölge ve baş aşağı
    tiransı kaçış kokan yabanıl bir koyun.
    şimdi, hangi parıltılı silâhtır ellerim,
    kemiklerinin kükürdü ve tırnaklarının zambağı mükemmel,
    ve yüzümün şekli şemali ve ruhumun kiralanması
    bulunuyor dünyasal gücün tam ortasında.

    nasıl da pak gecesel güçten bakışım benim,
    koyu gözlerden bir düşüş ve zalim işleyiş,
    benim simetrik heykelim yükseliyor ikiz ayaklarla
    her sabah nemli yıldızlara doğru,
    ve sürgün ağzım ısırıyor eti ve üzümü,
    erkek kollarım, kalaydan bir kanat gibi
    yondanın kök saldığı dövmeli göğsüm,
    güneşin derinliğine yaratılmış beyaz yüzüm,
    törenlerden, kara minerallerden yaratılmış saçım,
    bir vuruş ya da bir yol gibi içe işleyen alnım,
    saban sürecek yetişkin bir oğul gibi derim,
    şehvetli tuzdan gözlerim, hızlı düğünlerden,
    doktan ve gemiden uysal refika dilim,
    sistematik eşitliklerden beyaz bir kadran dişlerim,
    önümde buzdan bir boşluk yaratan ve ardımda
    geri dönen ve göz kapaklarıma uçan,
    ve en derin içgüdümde astarı tersine çevrilen
    ve parmaklarımda güllere doğru, çene kemiğimde
    ve ayaklarımın varsıllığında büyüyen deri.

    ve sen tıpkı bir yıldız ay gibi, çözülmez öpüş gibi,
    bir kanadın yapısı ya da sonbaharın başlangıcı gibi,
    ey kız, sen benim suç ortağımsın, benim bir tanemsin,
    ışık düzeltir kendi yatağını kara göz kapakların altında,
    öküzler gibi altın renkli, ve yuvarlak güvercin
    kendi beyaz yuvalarını inşa ediyor sende.
    külçelerce bir dalgadan yaratılmış ve beyaz maşalar
    yayıyor hiddetli elma sağlığını sonsuzca,
    karnının dinlediği titreyen fıçı,
    ellerin, unun ve gökyüzünün kızı.

    nasıl da benziyorsun en uzun öpüşe,
    onun çabalayan titreyişi galiba besliyor seni,
    ve kordan ve isyan bayrağı vuruşu
    gümbürdüyor sende ve yükseliyor titreyerek havaya,
    ve o zaman dönüşüyor kafan ince saça,
    ve onun savaşçı biçimi, kuru çemberi
    düşüyor birden eşit ipliklerde
    pala şıkırtıları ya da dumanın bıraktığı gibi.

    pablo neruda
    çeviren: ismail aksoy
    ”yeryüzünde birinci konaklama”dan
hesabın var mı? giriş yap