• lütfen bu ülkenin trafiğinde bisiklet kullanmayın. biz o seviyede değiliz. lütfen.
  • ciğerim soldu! en çok da o beş yaşındaki miniğe!

    asla hatırlamayacak annesini.

    kadıncağızın facebook profili olduğu gibi duruyor ama eşinin profili bir acayip, profil fotoğrafını değiştirmiş taziyeleri yorumlarda kabul ediyor. travma geçiriyor herhalde, yazık.

    ayrıca o yola bakmadan kapıyı açan ellerine vereyim senin!
  • bisiklet kültürü ve bisiklet yolu olmayan bir ülkede nedensizce kaybedilmiş bir candır. allah rahmet eylesin, kalanlara sabır versin.

    sürücü burada kusurlu, doğru, kapıyı açmadan önce bi bakması gerekirdi fakat anayolun ortasından araç trafiğine ayrılmış bir bölümde bisikletle seyretmek de tehlikeli ki bu noktada belediye de suçlu şehirlerde bisiklet yolu olmalı. tabi öyle bir yol olduğunda bizim medeniyetten yoksun millet araç park eder üstüne muhtemelen ama yine de güvenlik için bisiklet yolu şart.
  • gece gece paylaşılan görüntülerini izlediğim,uykuları kaçıran trafik kazası değil.

    trafik"cinayetidir" bu elim olay!

    ne zaman trafik kurallarını öğreneceğiz.çok yazık bir insan kolay mı yetişiyor.

    yakınlarını trafik kazalarında kaybetmiş biri olarak, kalan yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
  • nihal kardeşimiz hepimizi yasa boğdu. ben şahsen tanımıyordum ama eşimin çalışma arkadaşıydı.
    ben 2 yıllık ehliyet sahibi bir insan olarak bir bisikletlinin motosikletlinin yanından geçerken ödüm patlıyor. ayağımı gazdan çekip her an frene basmam gerekir diye hazır tutuyorum. o kapıyı açan ve o yoldan o hızla geçen arkadaşlar bu kızcağızın vebalini nasıl verecekler? herkes kapıyı açana yükleniyor ama en az onun kadar midibüs şöförü de suçlu. sen zaten sağ ön tarafını göremiyorsun tam olarak o yol öyle bir yol ki her an bir canlı fırlayabilir aradan nasıl duramayacak kadar hızlı gidebilirsin?

    bakın aşağıda bir video var neden şehiriçinde 50 ile gitmeliyiz diye:

    https://m.facebook.com/…56544195&id=527856317333192

    şimdi o midibüs şöförü aynı videoda olsaydı o küçük çocuk hayatta olur muydu?
  • şahıs araçtan 1 saniye sonra inse, minibüs 1 saniye erken gelse, bisikletin pedalı 1 tur eksik çevrilse belki de yaşanmayacak olaydı. sanki tüm algoritmalar hesaplanmış ve o an tüm kaçınılmazlığı ile gözler önüne serilmiş. allah yakınlarına sabır versin.
  • insan ömrü birkaç yüz bin yıl olsa hiçbirimiz bisiklet sürmezdik, hatta trafikte karşıya geçmekten korkardık, 10-15 km/saat hızı aşmazdık, muhtemelen acımızdan ölmeden yiyecek aramazdık, bezelye yemekten çekinirdik. yirmi yaşında ölümcül riskler almak 99 bin küsur sene erken ölmek demek olurdu.

    bakınız insan ömrü şanslıysan 60-70 yıl. çoğu hayatı öğrenmekle geçiyor, ya da ihtiyarlık lanetiyle acizce. sadece birkaç on yıl zinde ve aklı başında oluyor insan. o yüzden o kısıtlı zamanda sığır gibi yaşamayı değil, sakin sakin bisikletle gezmeyi, köpek gezdirmeyi, çay bahçesinde kızlarla bakışmayı, halı saha yapmayı, maça gidip tezahürat yapmayı vs seçiyoruz. hatta bezelye de yiyoruz. bir kısmımız bu uğurda ölebiliyor bile.

    bunlar hesaplanmış risk.

    ben o kazayı öyle yapmazdım mesela, park yapan o araca mesafeli geçip arkadan gelen minibüse aşırı yaklaşıp başka türlü bir risk alırdım. belki ben de ölürdüm. belki arkadan gelen kornaya abanır ve söverdi. ben de hesap hatalarını sıkça yapıyorum. sadece daha henüz ölümcül hata yapmadım. ramak kalalar ise bir sürü.

    bu olayda kapıyı açan dalgın belki daha kötüsü olayın bilincinde bile değil. vefat eden kişi de geçişte emniyet payını çok çok az bırakıyor (üzgünüm ama öyle, park eden araçlar serseri mayındır). arkadaki minibüs sıfır temkinli. sıfır.
    bisikletli kapıya çarpsa belki travmayla, köprücük kemiği kırığıyla kurtulacakken ucu ucuna çarpıp yola düşerek tamamen farklı bir durumda ölüyor.

    aynısı bana kilit pedalı eğimli kaldırımda çıkarırken oldu lan, tamamen kendi bok yemem, bisiklet eğimdeymiş, tek ayak bisiklete sabitken bam diye yola uzandım refüjden düşüp. bir apaçinin şehir içi hız sınırını önemsemeden yakınımdan geçmesiyle o an ölebilirdim. aynı refüjde kaldırım taşlarından atlarken tökezleyen dayılar ve kızlar oldu, sürdüğüm motorlu araca kafa atarcasına fırlayarak düşen ve mucize eseri sıfır mesafede durabilen insanlar.
    bunlar hesaplanamaz. şans eseri ramak kala kurtulursun, aklın varsa bir daha aynı hatayı tekrarlamamak için uğraşırsın. öyle işte. hayatta kalmanın birkaç temel ilkesi var. ölmenin sayısız farklı çeşidi var.

    özetle,
    mal gibi yaşayamayız
    zevk aldığımız şeyleri yaparak harcayacağız ömrü
    hayatın ilk amacının hayatta kalmak olduğunun farkında olmak iyi bir başlangıç
    açılan kapılar, sıfır takip mesafeleri, kör noktalar ve benzeri tehlikelerin farkında olmak iyi bir gelişim. özellikle bisiklet sürerken bu böyle.
  • allah rahmet eylesin.

    aktif bir bisiklet sürücüsü olarak bu olay beni üzdü. en korktuğum olaylardan biridir bu. karadeniz sahil yolunda bisiklet sürüyorum ve en çok yolun kenarına çekmiş tırlardan çekiniyorum. çoğu zaman akşam karanlığına kalıyorum ve bu tırların yanından geçerken farı çakar moduna alıyorum. bir de deniz kenarına gidip daha sonra hareket eden sürücüler var. bir tanesi geçen hafta yola bakmadan gaza basacakken yanı başında şoförle göz göze geldik de gaz kesti. bisiklet için şöyle orta karar bir korna bulursam mutlaka alacağım. bu durumlar için en iyisi 'airzound' isimli ürün ama fiyatı materyaline nispeten hayli pahalı.
  • çaresizliğin acımasız tarifi bu olsa gerek. kim bilir yavrusu daha iyi okusun, yemek yesin diye sabah çıktığı o evden her gün kullandığı o bisiklette can vereceği aklına gelir miydi? rahat uyu güzel anne.
  • kahredici olaydır.

    ben de istanbul beylikdüzü'nde işe bisikletle gidip geliyorum. her sabah her akşam o kadar çok orospu çocuğuna küfür ediyorum ki sayamıyorum. çok dikkat ediyorum ama malesef sürekli tehlike altındayım.

    bunun gibi kapı açan herkes kısırlaştırılıp anasının amına geri sokulmalıdır. kıyma makineleri de gayet güzel bir seçenek olabilir.

    kontrolsüz şekilde kapı açan bütün herkes, doğurduğu yaptığı piçleriyle beraber yakılmalıdır.
hesabın var mı? giriş yap