• evet, zamanında (lise 1'de miyiz 2'de miyiz neyiz. hoş artık lise 1-2 de kalmadı galiba. neise, sene 2003 falan sanırım,ama olayın seneyle de bir alakası da yok zaten. aa amma uzadı bu parantez kapan artık) evet ne diyordum, zamanında bir arkadasım sevgilisiyle ev partisine gidip boynunu iki taraftan da çocuga morarttırınca bana telefon açıp ''dasti mert 2 taraftan da acayip boynumu morartti, evdekilere yere düştüm düşerken de bir tarafı haliya sürttüm bi tarafı da sehpaya çarptı desem yerler mi sence'' diye sormuştu. dedim ki ''kızım mal mısın nesin giy bogazlı kazagını sür fondötenini otur ne sehpası halısı uzatıyorsun? hem o nası düşme lan olimpiyat düşmesi gibi, düşerken aynı sırada halıya sürtüp sehpaya çarpma dalında derece aldın mı bari he he '' dedim. bir güzel dalgamı geçtim.
    ertesi gün bahsi geçen arkadasımın evine durum kontrolü yapmaya gittim, annesi de evdeydi ve arkadaşımın boynu sanki vadiden bungee jumping yaparken kayalara sürtülmüş gibiydi. lan olm lan naaptın lan ,böyle yiyişmek mi olur lan, resmen sömürmüş bu çocuk seni, bu ne biçim insanlık dememe kalmadan annesi içeri girmiş ve su cümle ile beni bitirmişti ''dasticim bizim kızı gördün mü yere düşmüş boynunu halıya sürtmüş aynı anda da sehpaya çarpmış, yok mert yapmış diyeceğim ama (annesi erkek arkadasını tanıyordu) o morartmış olamaz -ki hiç bir insan evladı böyle bir sey yapamaz.''
    ve aynı gün tanık oldugum mert'in boynu ise başka bir entry'e konu olabilecek nitelikteydi.
  • bir arkadaşımın ev arkadaşıyla yaptığı efsane diyaloğun ana konusudur. şöyle ki ahmet'in boynunda bir morluk vardır ve mehmet kasıtlı olarak sorar;

    – m: ahmeet boynuna ne oldu? he-he-he
    – a: kapı çarptı hehe
    2dk sonra ahmet içeri gitmiştir, telefonu ahalinin bulunduğu odadadır ve çalmaya başlar.
    arayan kısmında "aşkım" yazmaktadır ve mehmet içeriye bağırır
    – m: aaaahmeeeeeet kapı! arıyooor.
  • bana muhteşem bir annemin olduğunu bir kez daha kanıtlayan geçici izdir.*

    ilk kez başıma geldiğinde* fark edip "insan biraz dikkat eder." diyerek uyarmıştı kendisi. muhteşemlik bu cümlede yatıyor.
    -kızma, azarlama, suçlama yok. bunun normal olduğunu sadece bu denli abartmamam gerektiğini, eğer olmuşsa da verdiği fondöten ile kapatmam gerektiğini öğrendim.
    -kadın-erkek ayrımı yapmadan çocuklarının özgür yaşamasına izin verdiğinin göstergesidir.
    -davranışlarımı kontrol etmeyi bana bıraktığını, sadece dikkat etmediğim noktalarda bana destek olduğunu göstermiştir.
    -bedenim konusunda sadece benim söz sahibi olduğumu öğretmiştir.

    gelecekte çocuklarına böyle davranmayı düşünenlere not : özgür, insana saygılı, her şeyi denemeye açık ve kimseyi yargılamayan insanlar yetiştireceksiniz ama o insan hayatı boyunca mutsuz olacak. çünkü onu anlayabilecek bir dünya değil burası. ama siz gitseniz bile sizi her daim seven ve muhteşem olduğunuzu düşünen bir insan yetiştirmiş olacaksınız.
  • hatunun evinin çevresine işemek yerine bunu bırakıyorum ben.

    işte bunlar hep evrim.
  • emre kongar'ın sürekli fularımsı şeyler takarak programa* çıkmasından dolayı mehmet barlas'tan şüphelendiren durum.
    aynı sorun hıncal uluç ve bir aşk insanı olan haşmet babaoğlu için de aklımı kurcalamaktadır. ama hıncal uluç'un normalde içinde civciv beslediği sarkık gıdısının programa girerken şeker renkli gömleğini kapatmaması için toplayıp fularla koynundan içeri sokup tutturması ihtimali,boynunda morluk olmasından daha büyük bir ihtimaldir.
  • bazılarının elektrik süpürgesini açıp boyunlarına hortumu bastırarak yaptıkları ve gurur duydukları morluklar.
    (bkz: ben sikiştim)
  • türküsü de var, ben yaktım.

    amanın mor boyun, gizler gelir
    yavrum boğazlıyı giymiş gelir
    amanın sadakatli yar olsa
    yavrum askılıynan çıkar gelir

    nesine de yavrum nesine
    inanmadım da bahanesine
    yavrum ben yandım birisine

    amanın mor boyun, partilerde
    içmiş birayı şişelerde
    amanın eller almış yarimi
    yavrum ben kaldım köşelerde
  • sevişme esnasında icra edilmişse bence gereksiz bir hadisedir. ha sakarlıktan ötürü olmuşsa ona bişi diyemem.
    ama yani sevişirken boyun morartmak bildiğin vampirliğe özenmektir. ne kıza ne erkeğe yapılması bence doğru değildir.
    en güzel izsiz sevişmektir. ha illa mortartcaksan başka yerler var görünmeyen.
    misal haftasonu keşan burger king'teyiz bu cocuk okumaz'la beraber, bıkmışız satır ete, köfteye ecnebi köftesi yiyelim de maabet olsun dedik gittik.
    neyse adaj biz sıra bekliyoz derken bi gürbüz delikanlı ile çıtı pıtı hafif seksi görünümlü bi kız geldi.
    belli tatilden dönüyolar, yanmışlar...
    eleman bana döndü sırada falan bi baktım boyunda var 3 morluk, ahanda belli tatilde güleş tutmuşlar bizim çıtı pıtılan...
    gürbüz gibi adamı tuşa getirmiş, habire imza çakmış bizim çıtı pıtı kız,
    sora göz uculan baktım onda bi iz var mı die,
    anaa! hatunun omuz hizasından elbisesinin içine doğru bi morluk var ki sanarsın trafik kazası geçirmiş arabada takla atmış ondan olmuş,
    yani ben kızın manitasını görmesem öle düşünürüm, ama tabi, gürbüzü görünce dedim tamaaaam bunlar güleşi bildiğin amerikan pankreasına çevirmişler...
    neyse aldık burgerleri gittik, ama kız ufak tefek ama nası gene ufalamıştır kimbilir bizimoğlanı diye de maabet yaptık yani...
    bak gördün mü bi boyun morluuu elin saplamalarına maabet yaratıyo...
    hadi bizi geçtim gören kimbilir daa neler düşünmüştür...
    dimi ama bana ne anacım senin sevişmelerinden, al ver kendi aranda millete ne malzeme vercen...
    milletin ağzı torba değil ki ağzı büzesin.
  • eski çağlardan kalma bir işaretleme yöntemi,
    sevgilin 3-5günlüğüne şehir dışına mı gidiyor,emiceksin boynunu morartıcaksın,maktül daha ne olduğunu bile anlamadan fişlencek,
    olmaz öyle şey dememek lazım,
    köpekler bile kendi bölgesini işaretliyor,işeyerek*
  • bu tur morluklara sahip kişilerin sevgilisi insan degil ahtapottur.
hesabın var mı? giriş yap