• uzun aradan sonra istanbul'a geldim. bugün kadıköy'den eminönü vapuruna bindim. hava güzel, deniz sakindi. martılar vapura eşlik ediyordu. birden salona bir kişi girdi. hızlı adımlarla yürüdü. salona hakim yerde durdu. tüm salonu dikkatle süzdü ve konuşmaya başladı. koltuğunun altında bir kaç paket gözüküyordu. elinde bir tanesini havaya kaldırdı. sözünün iyi anlaşılması için tekrar tekrar söyledi. salonun dikkatini topladığını anlayınca elindeki paketin özelliklerini saydı döktü...

    burhan pazarlama; yıllar öncesinde hafızama kazınmış bir kişilikti. o zamanlar kaytan bıyıkları vardı. zayıf, siyah saçlı biriydi. konuşmalarını vurgulu ve esprili yapardı. özellikle de; "dağların ardındaki çekik gözlülerin diyarından" söylemini hep hatırladım. fikrimin ince gülü (sarı mercedes) filmini çektiğimizde, vapurdaki bir pazarlamacıyı oynatmıştık. tabi o kendisini oynamıştı. hiç bir tekrar yapmadan tek çekimde almıştık yaptıklarını.

    gençliğimde ilgiyle gördüğüm, hafızamda yaşayandan farklı bir burhan pazarlama izledim bugün. yine esprileri vardı. sesi titrese de yine vurgulu konuşuyordu. ancak yıllara karşı duramayan bedeni oldukça kilo almıştı. göbeği sarkmış, saçları bembeyaz olmuştu. sanki o kadar emin değildi satacağından. gözleri yine de çakmak çakmaktı. umudu azalmış, bakışları süzgündü. belki ilgi bekliyordu eskisi gibi. müşteri ilgisizdi. bir zamanlar salona girdiğinde koşar adımlarla salonu arşınlar, yerinde duramazdı. hafızası zehir zemberekti. şimdi öyle değildi. ürününü çıkardığı boş kutuyu bıraktığı yeri bulabilmek için yolculardan yardım istemek durumunda kaldı. sonunda kutu bulundu. ancak hafızamdaki burhan pazarlama bir başka şeydi. bir yandan satış yapan, diğer yandan espri patlatan, diğer yandan da müşterilerin nabzını tutmaya çalışan...

    geçen zaman hakkında da bir çok şeyin farkında olan bu kişi bir ara, "66 yaşında olduğunu ve 57 yıldır bu işi yaptığını" söyledi. eskiden böyle bir söyleminin olmadığını hatırlıyorum. hep günü ve geleceği konuşan burhan pazarlama, şimdi "eskilerdenim ben" demek ihtiyacını hissediyor ve şimdi bunları söylüyor diye düşünüyorum. bu da başkaca bir şeydi. kendisini aşmak için bulabildiği yeni bir şey...

    başlangıçta satış çok iyi geçmedi. ilgisiz bir müşteri grubu vardı bugün. manikür takımı satıyordu. dayanamadım ve bir tane aldım. ne işime yarayacağını da bilmiyordum. burhan pazarlama ürün hakkında bir çok şey anlattı. hiç birisi umurumda değildi. ancak onun bir satış yapması gerekiyordu ve bunu başlatmak için yaptım. zaten bu usta satıcı bunu yıllar önce "sürü psikolojisi" diye açıklamıştı. arkası geldi satışların ve elindekilerin hepsini sattı. gözlerine baktım; daha bir keyifliydi...

    hiç bir eğitim ve öğretim almadan, sadece kendisine güven temelinde 57 yıldır pazarlamayı geliştirip, benim gibi bir çok kişinin hafızasında yer eden burhan pazarlama istanbul vapurlarının çok nadide bir çiçeğidir. rengi ve kokusu kendisine özgü...
  • 44 yildir ayni hatta oldugunu one suren, yolculara "beni siz yarattiniz, sizin sayenizde uzak doguya gittim, gezdim, dolashtim, eglendim" diyen renkli kishilik, bi sayenizde mala vurdum demesi eksik, o da olmushtur elbet, helali hosh olsun kendisine..
  • dün cnn turk'e konuk olarak pazarlama teknikleri hakkında söylesi yapmıs, "bir şey satmadan duramam, gecen cin'e mal almaya giderken, hosteslere saat sattım, lokantalarda garsonlara bir şey satmadan cıkmam" diyerek olaya noktayı koymustur.
  • akıllı ve yaratıcı olduğu inkar edilemeyecek,tez konusu olduğu duyulmuş kişi.dün vapurda önce 10 dakika içinde elindeki bütün mallarını satıp,arkasından güllüoğlu reklamı girince "amanın adam sapıttı ,karıştırdı iyice" derken , "artık sponsorum güllüoğlu bu da onların size bi hediyesi.afiyetle yiyin."diip, seçtiği bi teyzenin eline bi paket tatlıyı sıkıştırıverdi.anladım ki bu adamın sırtı hayatta yere gelmez,takdir ettim.bi de herkese gazoz gözlüm diyo bu amca.şahsıma çok kez söylenmiş bi laf olmasına karşın manası iyi midir kötü mü çözemedim henüz.
  • geçenlerde beni tufaya getirmiş kişidir yılların şanına yakışmadı. uc beş ay önce manikür pedikür takımı almıştım sadece tırnak makasına ihtiyacım olmasına rağmen neyse sonra evde baktım pense yeri boş aldıktan bir ay sonra yine burhan abiyle karşılaştım vapurda yine manikür pedikür satıyor allahtan, dedim abi bana sattığın takımda pense eksik o da bu saattıklarım küçük takım önümüzdeki haftalarda yine getireceğim o zaman halledelim dedi. sabah akşam vapur kullanan biri olarak bir iki ay geçti burhan abiyi goremedim tabi bu arada gözüme uyku girmez oldu. neyse dün akşam vapurda aynı ürünü satarken kıskıvrak yakaladım abi dedim benim pense noldu hemen ürünlerden birini açtı çıkardı penseyi verdi ve epey oldu falan dedi.. ben de teşekkür ettim. buraya kadar her şey normal sonra her zaman ki gibi kimseye bir şey satamaz bir ortam oluştu geldi abi dedi bir tane al millet görecek şekilde sonra ben geri alırım diye(bunun müşterilerle ilgili çorap söküğü inanışı vardır ondan şey etti)neyse işte adam bana ikinci manikür takımını sattı ben de masada bıraktım nasıl olsa geri verecem diye vapur yanaşıyor burhan abi yok ortalarda vesselam ikinci manikür takımını bir pense icin bana resmen kakaladı evde gizli bir yere koydum utanıyorum ortaya çıkacak diye.... yakıştı mı burhan abi ....
  • "elimde bir tek şu şemsiye kaldı, onu da alın da gideyim ben" diyerek şemsiye satmış, ulu kişilik, saygıdeğer şahıs.
  • neşeli günler filminde şener şen'in oynadığı ziya karakteri gibi bir adam.
  • bugün vapurda bi anda kendinden geçip kendi reklamını yapmaya başlayıp, herkesi kırıp geçirmiş oluşum... "olmadı akşam bakın gugıl'da, ekşisözlükte bi dolu yazmışlar benim hakkımda..." da dedi, sonrasını zaten hatırlamıyorum *
  • vapur caycilarindan biriyle girdigi diyalogda cayciyi fena halde bozmus, kocekler gibi oynatmis, yerin dibine sokup sokup cikartmistir.

    olay soyle gelismektedir;

    5 ayri marka cep telefonunu havada karada ve suda sarj edebilen bir alet tanitmakta olan kahramanimiz burhan pazarlama'nin yanina yaklasan talihsiz cayci "bi sey sorabilir miyim?" diyerekten sonun baslangicini tetiklemistir.

    burhan: buyur..
    cayci: bi sey sorabilir miyim? (2. kez)
    burhan: sor..
    cayci: ben bi sey sorabilir miyim?
    burhan: (sinirlenir) kardesim! ne sormak istiyosun ?
    cayci: bu alet beni de sarj eder mi?
    burhan: .. valla musait bi yerde seni de sarj eder!

    ardindan cayci careyi guverteye kacmakta bulur.
  • dun vapurda karsilastigim ve karsimda oturan yasli basli iki teyzenin kendi aralarinda burhan pazarlama degil mi bu? ayy ne kadar yaslanmis, gencecikti basladiginda seklinde konustugunu duyunca yarildigim daglarin ardindaki cekik gozlulerin diyarindan gelen ailemizin pazarlamacisi
hesabın var mı? giriş yap