• efendim kendisi bir empresyonist, hatta ilk empresyonist diye geçer literatürde.

    pissarro'nun cézanne ile birlikte resim yaptığı, tuallerini yan yana diktikleri söylenir. hemen aşağıdaki linkte benzer resim yaptıkları izlenmekte, hatta bırakın benzerliği aynı manzaraya empresyone* olmuşlar.(bkz:http://www.rfi.fr/…r/articles/075/article_42234.asp)

    ancak nedense cézanne'dansa pissarro daha çok sevilir. kanımca aynı eseri çizseler de pissarro amcanın daha ince fırçalarla çalışmasıdır. detaylar daha belirgindir, ağaçlardaki yapraklar, natür morttaki meyveler, evler, insanlar daha belirgindir, daha detaylıdır. cézanne ise kübistliğe kaçtığından mıdır yoksa kalın fırçayı sevdiğinden midir yoksa fakirlikten bir fırça takımını birlikte mi kullandıklarından mıdır daha az sevilir, çünkü nesnelerin ne olduğu anlaşılsa da detayları içermez, işte bu ağaç dersiniz ancak pissarro gibi aman da aman ağacın şurasında da bir çıkıntı varmış diyemezsiniz.

    biraz daha okuyalım diyenlere:
    (bkz: http://www.artchive.com/artchive/p/pissarro.html)
  • “pissarro, ressamlar arasında doğaya en çok yaklaşandır.” paul cézanne

    zamanının en önemli empresyonist ressamlarından biri olan pissarro, 1830'da st. thomas adası'nda doğmuş ve bu egzotik ada resimlerinin çoğuna ilham vermiştir. özellikle, modernist hareketin mirası içinde, 19. ve 20. yüzyıl gerçekçiliği ile soyutlama arasında hayati bir köprü oluşturan sanatçının estetik tekniğin evrimine yaptığı kişisel yatırım, 20. yüzyıl avangardında önemli gelişmelere katkıda bulunmuştur.

    saf renklere sahip fırça darbelerini tuvaline cesurca uygulayan sanatçının hem görkemli salonlarda hem de güneşli parklarda kendine kolayca yer bulabilen ilginç bir tablo portföyü vardır. görsel nesnelliği duygusal öznellikle harmanlayarak, deneyimlerini resimleri aracılığıyla paylaşır ve olağanüstü güzelliklerini ortaya çıkarmak için günlük hayatın sıradan konularını gerçekçi bir yaklaşımla ve sevgiyle yakalar.

    "her şey çok güzel, önemli olan tek şey yorumlayabilmek." c. pissarro

    the metropolitan museum of art/camille pissarro
  • son dönem tablolarında hüzünlü gerçeklik peşinde koşmuş ressam.

    özellikle bulvarlar serisinde kullanmış olduğu karmaşık, mavi, yeşil, sarı, turuncu, kırmızı ve mor karışımları aracılığıyla sokaklardaki çamurların, evlerin yüzeylerindeki yer yer oyukların, bacaların isinin, kararmış ağaçların, kurşunlu damların ve ıslanmış kalabalıkların iç karartıcı ve sönük renklerini gösterişi muazzamdır.
  • le verger (the orchard) ve bridge at bruges (1903) tablolarını görmek iin washington'a ve manchester'a ve daha nerelerse oralara diyar diyar peşinden gitmeyi arzuladığım ressam. kavram olarak hastası olduğum iki şeyi de tabloları arasında barındıran kişi. da vinci şifrem onda gizli. ah kalbim 1800 lerde kaldı sezen. ne vardı kot pantolonumla maymun terbiyeciliği bir meslek yapacağıma, pisarro'ya ilham veren kahvesini içen köylü kızı olsaydım, ahhhhhhh ah!
  • paris'te bulunan montmartre bulvarını yılın değişik zamanlarında ve günün değişik saatlerinde pek çok kez resmetmiş sanatçı.her biri de insanda en yakındaki zaman makinesine atlayıp o yıllardaki parise doğru yola çıkma isteği uyandırır. bu tablolardan üç tanesi the metropolitan museum of art,the state hermitage museum ve the national gallery ‘de bulunmaktadır.
  • paris yakınlarında pontoise'da bir süre yaşamış ve burada küçük ama çok özel bir [bugün paris'in biraz dışına çıkıyor, küçük ama empresyonizm tarihinde çok özel bir müzeyi keşfediyoruz:

    musée camille pissarro - camille pissarro müzesi / pontoise

    http://www.pariste.net/…sarro-camille-pissarro.html müzede] eserleri sergilenen ressam.

    (bkz: camille pissarro müzesi)
hesabın var mı? giriş yap