• sanki ertesi gün ölecekmiş gibi yaşamak, her anın, her insanın tadını çıkartmak, gününü gün etmek, amı götü dağıtmak.
  • senin ben yapacağın felsefe gibi kafanı sikeyim emi.
    ''carpe diemmm ;))))'' miş.
    ay sonu faturalar geliye yalnız karper beyin? geçen yıldan birikmiş borçlar var maliyeye. eski sevgili rüyasında görmüş, müstakbel görümcen burma değil zincir takacakmış?
    ha yiğidim? carpe diyorduk?
    dünü yarını olmayan adamdan adam mı olur olm?
    masaya çık, !!!karpe diyem!!! ha oldu ağzını yidiğim. an dediğin de bizi çok seviyordu zaten. misal bak şu an anı yaşıyorum. bu mu lan yapacağın felsefe? bu mu özlü sözün?
    ay ne yemişler bizi de ya of.
    karpe evet. diem. haydi gidip mercimek çuvalını avuçlayalım şimdi de <3
    yaşasın hayat gibi amına koduğumunun.
  • türkçe çevirisi olan "anı yaşa" yanlış vurgulandığı için yanlış anlaşılır bu söz.

    genellikle an kelimesine vurgu yapılır, anlam sapar, ve insanlar bu söylemi "o an hissettiklerinle yaşa, geçmişi unut - geleceği takma" olarak algılar.

    halbuki doğru telaffuzu vurgunun yaşa sözcüğü üzerinde olan halidir.

    nitekim bu şekilde vurgulandığında anlaşılır ki bu vecizin asıl anlatmak istediği; beynin, bedenin ve ruhun aynı anda aynı yerde olması gerektiğidir. yani insanın içinde bulunduğu anı yaşaması, farkında olması*.

    eve iş getirmemek gibi.

    biriyle konuşurken gerçekten onu dinlemek gibi

    (bkz: farkındalık)
  • olu ozanlar derneginin vermek istediği mesaj.ayrıca bunun "anlamı yarın için plan yapma" anlamında almamak lazım.bence "yaşadığın anı dolu dolu yaşa" olarak anlamak lazım.
  • zamanında carpe diem diyerekten paramın tümünü harcayıp sonra pişman olduğum insanı gaza getiren kelime
  • the summer of katya'da geçen, "ben geleceği hep, yığınlar halinde 'bugün' olmayı bekleyen yarınlardan oluşmuş görürüm." cümlesi en güzel tanımıdır.
  • ölü ozanlar derneğinde bolca geçerdi, günü yakala, yapmak istediği yap...
  • bağdat caddesinde bir kafe (idi eskiden). bir arkadaşımla beni içerisi bomboş olmasına rağmen "rezervasyon olmadan almıyoruz . lütfen çıkabilir misiniz" şeklinde içeri almayan yer. eğer saçınız uzunsa veya komik şapkalar falan takıyorsanız veya da bol pantolon falan giyiyorsanız size de aynı tepkiyi vereceklerdir. tipiniz içerinin "klası"na uymuyo ne de olsa...

    edit: bu entry'nin yazılmasının üzerinden 6 yıl geçmiş ve bu mantaliteyle işletilen cafe'nin akibeti beklendiği gibi oldu. ilgilenenlere duyurulur. yerine şimdi caddebostan'daki cafe crown açıldı.
  • kendini iyi sanan kötü insanların felsefesi.
  • "seneye de giysin" diye iki numara büyük ayakkabılarla koştursunlar seni çocukken, sonra da anı yakalamanı beklesinler.
    olmaz, alışmadık götte don durmaz.
hesabın var mı? giriş yap