• ben 3 yaşında filan iken, içinde bi sürü köpek olan bi çizgi film vardı.
    birinin adı galiba "dük" idi. yanılmıyosam "dolly" diye de dişi bi köpek vardı.
    ben o dişi köpeğe aşıktım.
    sonra düşündüm ki,belki de dublajda ona ait olan kız sesine aşık olmuşumdur.
    ya da ben haybeye yaşıyorum bu heteroseksüel model içinde,bi daha sorgulamam lazım kendimi!
  • tabii. ben red kite aşıktım mesela. onun o mülayim tavırları, parlak kahkülü, ince mizah anlayışı, sonunda hep iyilerden yana olacak olmasına rağmen iki tarafı da dinlemesi, düldülle aralarındaki seviyeli muhabbet, her fırsat bulduğunda küveti köpük köpük doldurup içinde girmesi ve şipşirin rintintinin onu nereye gitse bulabilmesi büyülü gibiydi benim gözümde.
  • ninja kaplumbağaların arkadaşı olan april pek çok çocuğun aşkı olmuştur eminim. televizyonda çalışan diğer elemanlardan hatta kaplumbağalardan bile kıskanılmıştır, yine eminim.

    yalnız değilim biliyorum, destek bekliyorum. *
  • ben seker kiz candy'deki terry'e gerçekten aşık olmuştum..
    o ne yakışıklı çocuktu öyle*..
  • dünyanın en bahtsız karşılıksız platonik aşk durumlarından biridir. johnny depp'e ya da edward norton'a asik olmak bundan cok daha makul birer harekettir. web ile ilk tanıştığımda kendimi yana yakıla seker kiz candy sitelerini ararken bulmustum. bunun sebebi cocukluk askim terry'yi yeniden gorebilmekti. bir yandan da aklimdan bir zorum mu var acaba diye soruyordum. sonra fan fiction uzerine bir forumda bir rus universite profesorunun little mermaidin japon versiyonuna asik olmasi uzerine yazdigi bir yaziya denk geldim. profesorumuz esini yeni kaybetmisken seyrettigi bu cizgi filmde ariel'den oyle etkileniyor ki onu ruyalarinda görmeye basliyor. ne yapacagini bilemeyen profesor ust uste sinemaya gidip defalarca seyretmekten baska care bulamiyor once. sonra bu karakteri yaratan cizerin gercek bir kadindan esinlenmis olmasi gerektigini dusunuyor ve bunu arastirmaya basliyor ancak ne yazik ki bir sonuca ulasamiyor. o da son care olarak fan fiction'a basliyor, ariel'in resimlerini cizdikce yanıp tutuşan kalbinin biraz olsun huzur buldugunu soyluyor. asik oldugu kadinla iletisim kurmanin tek yolunun bu olduguna karar veriyor cunku. bu hikayeyi okudugumda manyak sadece ben degilmisim diyerek rahatlamistim, bu baslikla karsilasinca ve ozellikle terry'nin ne kadar da revacta oldugunu gorunce iyiden iyiye banallik sinirlarinda dolastigima karar verdigimi soyleyebilirim.
  • (bkz: mamoru chiba)

    bütün çocukluğum ona aşık halde geçti. o güller, smokinler, kendini feda etmeler falan beni benden alıyordu resmen. usagiyle olan aşklarına hep imrenmişimdir yani. ay savaşçısının her bölümünde onun çıkacağı yeri sabırsızlıkla beklerdim. kendimi usaginin yerine filan koyardım.
  • animeleri de işin içine katarsak (bkz: l)

    onun dışında

    (bkz: gambit)*
    (bkz: arnold)*
    (bkz: peter parker)
    (bkz: fry)*
    (bkz: peter pan)
    (bkz: ash)*

    ve tabi ki
    (bkz: zuko)

    bir de adını hatırlayamadığım bir çizgi filmdeki bir karakter var. insan değildi kurt gibi bir şeydi. bulana kadar bana rahat yok.

    çocuklar için oldukça normal bir durum, ama eşek kadar olunca hala devam etmesi garip sanırım.
  • ben "alaaddin"deki lamba cinine aşık olmuştum, çok nefis espriler yapıyodu, kocaman bişeydi ve çok neşeliydi
  • seker kiz candydeki anthony tum masum cocukluk hayellerimi suslemisti. ancak, anthony olup* de candy terry'e asik oldugunda anthony'nin anisina ihanet ettigi icin onu hic affetmemistim. zira, takintiliydim o donemlerde, buyudukce gecti neyse ki
  • ben tarzana vurulduydum.

    (bkz: ayidir mayidir kocam idi ya)
hesabın var mı? giriş yap