• yaklaşık bir saattir hakkında araştırma yaptığım uçak. her şey şirketten bi arkadaşla “la çok ses çıkıyodur binilmez buna amk!” diyerek başladı. kısa kısa bilgiler derledim. bizim zamanımızda uçmasaydı, hiç videosu olmasaydı falan muhtemelen "efsane! hiçbir zaman uçmadı bu!" diyebilirdik müzelerde falan görsek bile. öyle de bir uçak lan bu.

    - fransa ve ingiltere desteğiyle imalatına başlanıyor.
    - ilk süpersonik ticari uçak olarak üretiliyor. (tupolev tu-144 bundan arak)
    - ilk uçuşunu 1969 da yapıyor.
    - 100’den fazla sipariş alıyor.
    - ancak 20 tane üretiliyor (1973’deki petrol krizi sebebiyle)
    - sadece british airways ve air france tarafından kullanılıyor.
    - ilk ticari uçuşunu 1976’da yapıyor.
    - ilk uçuşlarda zarar edilince ceo emriyle yolculara yapılan bir anket yapılıyor. “sizce ne kadar fiyat ödediniz”. yolculuk yapan çoğu aşırı zengin biletlerini kendi almadıkları için tarife fiyatının 3-4 katı tahmin ediyor. cevaplar sayesinde fiyatlar 4 katına çıkarılıyor da biraz nefes alıyolar…

    - mach 2,02 hızıyla seyrediyor. (deniz üzerinde)
    - jet türbinlerinde afterburner teknolojisi var.
    - kanatları çok düşük kaldırma kuvvetine sahip (dolayısıyla sürtünme direncine), bu sebeple yüksek açıyla kalkış ve iniş gerçekleştiriyor. iniş plotajı en zor uçaklardan diye kabul ediliyor. kalkış, iniş .
    - afterburnerlar kalkışta birkaç dakika açık kalıyor ve kapatılıyor. deniz üzerindeyken tekrar açılıyor ve süpersonik hıza çıkılabiliyor.
    - 18.000 metre yüksekten uçuyor, türbülans nedir bilmiyor. (bkz: stratosfer)
    - seyir esnasında diğer ticari uçaklarda buzlanma yaşanırken, konkordumuzda sürtünmeden kaynaklı ısınma yaşanıyor.
    - hatta bu ısınma o kadar önemli ki uçak 25~30 cm genleşmeye uğruyor.
    - küçük bir tübe sahip, 2+2 oturma düzenli tek koridorlu üretiliyor. 100 yolcu, 9 mürettebat taşıyor.
    - konfor sıfır (mış).
    - kendinden 2,5 kat fazla yolcu taşıyan ortalama bir uçaktan 4 kat yakıt tüketiyor. (yolcu başına 10 kat diyebilir miyiz? evet)
    - mach hızını geçince yolcular dışarıdan ses duymuyor (bkz: doppler etkisi), sadece yapıda oluşan vibrasyonun içeriye etkilerini duyabiliyorlar. (actionary’ye selamlar)
    - zaman koridorunda uçabildiğinden örneğin yeni yıl saatler boyunca yaşanabilir(di). bunu tur haline getirmişlikleri de var ama link bulamadım.
    - kendine ait marşı olan tek uçak.

    - 1986 yılında türkiye’ye uğruyor.
    - 2000’de ilk ve son kazası gerçekleşiyor.
    - ayrıca 2000’de düşen uçak, alain delon ve george kennedy'nin airport'79 filminde kullandığı ve düşürdüğü uçak(mış).
    - 2003’te son tarifeli uçuşunu yapıyor.
    - son tarifeli uçuştan bir ay sonra ünlü yolcularla son kez uçuyor.
    - dünyanın en karizmatik uçağıdır (bence amk!).

    teknoloji ve görselliğin geriye doğru gittiği iki teknolojiden biri olan uçak sanayini ve bizi bu görsel keyiften mahrum bırakanları kınıyoruz. diğeri için (bkz: yıldan yıla otomobillerin tipini sikmek)
  • bir de b modeli varmış bunun, ama hiç bir zaman üretilmemiş. prototip olarak kalmış. üretilseymiş, mevcut concorde ile aynı süpersonik seyir hızına ve performansına sahip olacakmış, ama bunun haricinde şu artılara da sahip olacakmış:

    - daha az yakıt tüketimi
    - daha uzun menzil
    - daha üstün subsonic uçuş performansı
    - havalimanı çevresine daha az gürültü yayma.

    buyrun burada da ayrıntısı: http://www.concordesst.com/concordeb.html

    geliştirilebilseydi, bugün daha da üstün bir süpersonik jetimiz olacaktı. ancak, eski concorde'un ellerinde patlaması nedeniyle bunu üretime geçirmeye cesaret edememişler anlaşılan.

    bu da benim concorde'a yazdığım mektuptur:

    "
    sevgili concorde,

    umarım yattığın yerde rahatsındır; sana iyi bakıyorlardır. sen gittin gideli buraları çok değişti. bir süpersonik yolcu jetimiz tabii ki yok artık; mig'lerin bir yolcu jetini kovalayıp da yakalayamaması hikayeleri, kalkıştan daha önce varış, bunlar tatlı bir anıdan öteye geçemiyor. seninle uçma fırsatını asla yakalayamadım. ve biliyorum ki, sen benim ömrümün sonuna kadar var olsan bile seninle uçma fırsatını asla yakalayamayacaktım. hiç farketmez; bil ki bütün bunlara rağmen sen varken havacılık dünyası başka bir güzeldi. şimdi millet 550-800 yolcu taşımasıyla övünen, ancak arkadan rüzgar ittirmedikçe 0.9 mach'ın üstünü asla göremeyecek olan hantal bir şişkonun peşinde koşturmakta. ben ise o şişkoyla hiç ilgilenmiyorum; sadece seni anıyor ve senin yasını tutuyorum. kendine iyi bak. sen bir tanesin.

    sevgiler,
    elbik.
    "
  • rolls royce snecma olympus 593 motoru kullanan ve kullandığı motorunda kendine ait bir hikayesi olan uçak.

    1947 yılında ilk defa sesten hızlı uçulduğunda sivil havacılığın ilerleyen yıllarda süpersonik hızda uçaklarla yolcu seferleri yapabileceği düşünülmüştü. küçük çaplı da olsa çalışmalar yapılmış. yıllar geçtikten sonra teknolojinin de gelişmesiyle süpersonik yolcu uçağı üretme isteği ortaya çıkmaya başladıkça sesten hızlı yolcu uçağı uçurabilecek motor çalışmaları da derinlik kazanmış. bu şekilde snecma olympus 593 motorunun geçmişi concorde' un ilk uçuşundan 14 yıl daha eskiye dayanmaktadır.
    concorde ile uçuşlardan önce vulcan bombardıman uçağının (bkz: avro vulcan) bomba yuvasına hava girişi ile birlikte yerleştirilerek uçuş şartlarına karşı verdiği reaksiyon gözlemlenmiş ve çeşitli deneylere tabi tutulmuş. 1969 daki ilk uçuştan sonra concorde' un servise girip yolcu seferlerine başlamasından sonra da olympus motoru vulcan' ın bomba yuvasında test uçuşlarına bir süre daha devam etmiştir.

    https://qph.fs.quoracdn.net/…d0ec50239317163a5dc578

    concorde ile yolcu taşımaya başlamadan önce motor atlantik aşırı uçuşlarda ve deneylerde türlü dayanıklılık testlerine maruz bırakılmış ve toplam 1000 saatlik uçuştan sonra cıvatalarına kadar sökülerek tüm parçaları tek tek kontrol edilip komponentlerin durumlarının çok iyi olduğu görüldükten sonra onay alabilmiştir. tabi bu onaydan sonra testler devam etmiş. 1976 yılına gelindiğinde 28000 saati concorde nin üzerinde olmak üzere 55000 saatlik bir toplam çalışma süresine ulaşılmış. bu toplam sürenin 8200 saati süpersonik uçuş ile yapılmış.
    bu yıllara yayılan çalışmanın sonucunda, ses hızının iki katında 18.000 metre irtifada yakıt almadan 6750km mesafe gidebilecek bir motor ortaya çıkmış.

    https://static.wixstatic.com/…d82cc47b8a617a437.png

    https://commons.wikimedia.org/…ine_(7181572686).jpg

    bu motorun en kötü yanı gürültüsü. hatta concorde sadece hızı ile değil gürültüsüyle de meşhur. motorlar özellikle kalkışlarda çok yüksek gürültü çıkarmaktaydılar. uçağın daha yepyeni olduğu 1976 yılında yapılan ölçümlerde (pndb / perceived noise decibels sistemi ile) 129 db ölçülmüştür, zaman içinde yıpranmaya bağlı olarak gürültünün de arttığını hesap edersek geçtiği yerlerde kilometrelerce alana gürültüsünü yayan bir makine haline geldiğini düşünebiliriz. bazı yerlerde yasaklanmasının sebebi bu. bu arada kıyaslama açısından roketler fırlatılış anında ortalama 180 db ses çıkarırlar.

    ilk uçuşunu yaptığı 1969 yılından son uçuşunu yaptığı 2003 yılına kadar teknik sicili sapasağlam ve hiç düşmemiş ama eninde sonunda çok alakasız bir sebep yüzünden film senaryosu gibi bir kazaya karışıp emekli olmuştur.

    bu uçakla yapılan bir uçuş var ki, 1973 yılında güneş tutulmasını gözlemlemek için afrikayı bir uçtan bir uca sesten hızlı olarak uçmuş ve ay tutulmasını 74 dakika boyunca takip ederek içindeki bilim adamları ve gözlem heyetinin bu tutulmayı gözlemlemelerini sağlamıştır.
    (bkz: şahit olmayı çok isterdim denen tarihi olaylar)

    uçuşu merak eden arkadaşlar için bir link: https://www.vice.com/…and-the-longest-solar-eclipse

    edit: imla
    edit 2: güneş tutulması olarak düzeltme yapıldı. uyarısı için canopia' ya teşekkürler.
  • iki gun sonra* aktif gorevini tamamlayip gelecek kusaklari muzelerde karsilayacak olan supersonik efsane. bir zamanlarin en fiyakali ucagiydi, dunyanin en buyuk sirketlerinin baskanlari, ceo'lari hep onunla ucmayi tercih ederdi, ozellikle londra-new york hatti cok meshurdu. lakin 90li yillarla birlikte agirlasan dunya ekonomisi bircok sirketin ucak seyahati butcelerini kismasina neden oldu, savaslar krizler birbirini izledi, yakit fiyatlari hizla artinca bir boeing 747'den ortalama 4 kat daha fazla yakit harcayan concorde'un beli kirilmaya basladi. gittikce de yaslaniyordu concorde, 40'ina merdiven dayamisti ve bakim masraflari diger yolcu ucaklarina gore hayli yuksekti. tum bunlarin uzerine 2000 yilinda gerceklesen o elim kaza concorde'u resmen bir daha dogrulamayacak sekilde yikti, bunun yuzunden o gune kadar concorde'u hala birakmamis olan birkac hatiri sayilir musterisi de artik onun yaninda degildi. bundan sonraki gunlerde, rotarlar, motor arizalanmalari pesisira gelmeye basladi, artik o efsanenin en ufak bir imaji kalmamisti. bu yilin* baslarinda, bugune kadar concorde'un herseyi olan, ona her turlu teknik destegi veren airbus da artik onunla ilgilenmeyecegini soyledi, bunun hemen uzerine mayis ayinda ilk olarak babasi (air france) terketti concorde'u ve bir daha onunla sefer yapmayacagini acikladi. artik concorde'un yaninda bir tek annesi (british airways) kalmisti, fakat o da ancak ekim'e kadar ogluna bakabilecegini soyledi ve o da iki gun sonra terkedicek concorde'u... artik bir supersonik ucagimiz olmayacak... ama biz onu, new york'a, manchester'a, barbados'a, seattle'a ve bristol'e yolumuz dustugunde ebedi istirahatgahinda ziyaret edicez...
  • concorde'un diğer uçaklardan önemli bir farkı da şudur: diğer uçaklarda yaz olsun kış olsun hiç farketmez, normal uçuş yüksekliğine ulaşmış bir uçakta klima değil kalorifer çalışır, yani uçak ısıtılır. çünkü, -50 dereceden daha düşük sıcaklıklarda uçulur. concorde ise yaz kış hiç farketmez, her daim soğutulur. çünkü hava sürtünmesi nedeniyle uçağın gövdesi çok ısınır, bu da içerideki yolcunun bunalmasına yol açar.
  • hakkinda soyle bir diyalog da gecmistir.

    passenger: mach 2 feels no different.
    engineer : yeah... that was the difficult bit.

    yolcu kisisi : yahu mach 2 de uctuk bi' fark goremedik
    muhendis abi : evet. zor olan kismi da oydu zaten.
  • okuduklarımdan anladığım kadarıyla kendine özgü uçuş ritüellerine sahip olan uçak.

    uçağın motorları afterburner sistemine sahip. bu sistemin kullanılmasında temel olarak sesustu hizlarla ucabilmek icin gerekli gucun saglanması amaclanmis olsa da, baska kullanım alanları var. anladığım kadarıyla uçağın delta kanatları sesüstü hızlarda düüşk sürtünme sağlamak için optimize edilmiş ama normal kanatlarla kıyaslandığında düşük hızlarda daha düşük kaldırma kuvveti sağlarken daha yüksek sürtünmeye yol açıyor. ayrıca uçağın gövde tasarımı nedeniyle diğer uçaklara göre daha dik bir açıyla tırmanması gerekiyor. böylece, diğer uçaklarla kıyaslandığında havalanabilmek ve tutunabilmek için daha yüksek bir hız ve daha dik bir açı tutturabilmesi gereken bu uçak, bir de daha yüksek sürtünme kuvvetine maruz kalıyor. bu da çok daha fazla motor gücü gerektiriyor. bu sebepledir ki, kalkıştaki concorde'ların kıçından hep alev çıkar; yani pistte koşma ve havalanma anında afterburner'lar devrededir. bu da daha büyük bir ivme, ve hem dışta hem de içte daha yüksek gürültü demektir. nedendir bilmem etmem ama kalkıştan tam 1 dakika 16 saniye sonra afterburner'lar kapatılıyor. bu da birdenbire ivme kaybı ve tırmanma açısının azalması demek ki bu ritüelleri bilmeyen biri rahat rahat "ahanda motorlar gitti" diyerek kendisi fücceten gidebilir. bu yüzden de pilotlar bu durumu açıklarlar güzelcene.

    daha sonra uçak okyanus kıyısına varana kadar transonik hizlara ulaşır; ve ses hızını aşmak için afterburner'lar yine çalıştırılır. daha sonra da ses hızı aşılır ve yola devam edilir.
  • kuğu gibiydi. yapılmış en güzel uçaklardan, ayrıca en güvenlisi. 25 yılı geçen geçmişinde sadece bir kere düştü o'da kendi hatası degildi. kendinden önce kalkan dc-9'dan düşen adi bir motor parçası tekerini parçaladı, teker paçaları kanadını deldi ve yakıt deposu tutuştu.

    herşey 120 saniyede bitti, böyle olmamalıydı.
  • hic bir ticari amac güdül(e)meden, ülkelerin birbirine(özellikle de abd'ye) hava atmak ve "bak işte bizde bunu üretiriz" demek için hayata geçirdikleri; üretim maliyeti, işletim maliyeti olarak mantıksızlık abidesi; ama saygı duyulası merhum yolcu uçağı modeli.

    hani insan salak mısınız ulen diyo da, sonra da hayatı maliyet muhasebesi tarafından bakarak yaşamanın ne boka yarıcağını düşünüyor.

    banane ulen!
    benim hayatımdan burnu havaalanına inerken saygıdan eğilen, milleti rahatsiz etmemek için hep deniz üzerinden uçan sivri bir teyyare geldi geçti. patates tipli boeing 747ler kilometrede daha az benzin yakıyor diye adam gibi eli yüzü düzgün uçak göremicez mi.

    aferin fransızlar, ingilizler; ukalasınız, kibirlisiniz ama bazen işe yarıyorsunuz.

    saygıyla anıyor, torunlarımıza anlatıyoruz.
  • günümüzde yapılamıyor muymuş yoksa yapılabilecekken ekonomik sebeplerden yapılmıyor muymuş, zerre kadar sikimde olmayan uçaktır. tek bir gerçeklik vardır o da şudur: günümüzde concorde gibi bir uçak yoktur. londra - new york arası 90'lı yıllarda (çok zenginler için de olsa) 3.5 saatte alınabilirken günümüzde alınamamaktadır. havacılık bu bakımdan ileriye değil, geriye gitmiştir. bunun tercih mi zorunluluk mu olduğu kısmı önemli değil.
hesabın var mı? giriş yap