• izleyiciyi aptal gibi diziyi izlemeye sevk eden, hadise içinde hiç düşünmesine izin vermeyen, olayı beraber çözme hissini seyirciye aktaramayan bence çok başarısız bir dizi.. bu tip dizilerden nefret ediyorum bu nedenle.. seyircinin yaptığı hiçbir şey yok.. adamlar orda çalışıyor, biz salak salak izliyoruz.. kameranın aldığı planda bir bok görmüyoruz, elemanlar çalışıyor orda.. sonra içlerinden biri yine planda olmayan bir bölgeden bir şey buluyor.. inceliyorlar, ipuçları arka arkaya gelmeye başlıyor.. yok efendim ölünün midesindeki balık yumurtasının markası bulunuyor, o markanın gönderildiği otellerin listesi geliyor hemen.. yine otel çarşafının o zincirin hangi otellerinde kullanıldığı bulunuyor dokusundan.. tamam yaptıklarınızın sınırı yok, elemanın midesindeki öğütülmüş besinlerden bile suçu çözme yeteneğine sahipsiniz, ama biraz da izleyiciye merak ve olaya katılma hissi verin be adamlar.. siz her boku yapabiliyorsunuz ben de geçmiş televizyonun karşısına dur bakalım hangi kıl, tüyden olayı çözecekler diye izliyorum.. e 4-5 bölümde bayıyor tabi..

    dediğim gibi ciddi anlamda başarısız bence..
  • saplantı olabilecek derecede muhteşem ve sürükleyici bir dizi, bir yerden sonra bir tanesi yetmez oluyor csi-miami ve kanıt peşinde $eklinde 3 doz olarak alınma mecburiyeti doğuyor, daha ilerleyen safhalarda ise seyreden ki$i kendini git gide mac taylor olarak görmeye başlıyor ve "bi yerlerde bi olay çıksa da çözüversem" moduna giriyor. misal ben sırf bu diziler sayesinde eve gelen gazetelerin eksik eklerinin esrarını çözmüş akabinde ise i$i ilerletip kur$un kalem ucundan parmak izi alma tozu yapmı$tım bu sayede devamlı benim üstüme kalan "di$ macununu ortadan sıkma" suçunun gerçek sahibini ortaya çıkarabilecektim, ama gerek maymun i$tahlı olduğumdan gerekse de parmak izi database'ine sahip olmadığımdan elimde bulunan üstün "adli tıp" yetenekleri körelmeye yüz tutmuştur. biri elimden tutsaydı da "al root ahanda bu kana sıkılınca mora dönüşen sıvı" diye bana o mucizevi spreyden vermiş olsaydı $u an türkiye'de faili meçhul olay kalmazdı.büyük kayıptır bu.
  • senaryo yazım ekibinin başındaki herifçioğlunun bulduğu formülle yazılıyor muhtemelen.
    adam sayfaya kutular açıyor, her kutunun başına ilgili sahnenini başlangıç cümlesini yazıp kalanını ekibe bırakıyor. başka türlü olmaz.

    - jenerik öncesinde cesedin başında heyecan ve muamma tetikleyici cümlenin sarf edilme mecburiyeti var. dedektiflerden herhangi biri bunu yapabilir. örneğin g.tüne kazık sokularak öldürülmüş bir adam bulsunlar central park'ta. kazık da transilvanya çamından imal edilmiş olsun. işte o an taylor ya da bonasera diyecek ki:
    "ya tesadüf ya da aradığımız milenyumun yeni kazıklı voyvodası" (nanın.mı)

    - olay örgüsünü aydınlatacak detay göze mertek gibi sokulacak muhakkak.
    diyelim dedektifler olay yerinde inceleme yaparken taylor'un gözüne karşı apartmanın 3. katında camın önüne dikilmiş,slip donuna elini daldırıp maslahatını kaşıyan bir adam ilişiyor. o an konuyla,olayla,olayların akışı ile zerre kadar ilgisi olmayan bir sahne bu. sonra taylor diyecek ki:
    "bu mevsimde evinde donla dolaşan adam ya iyi bir klima sistemine sahip olmalı ya da hipotermi glisemiya * hastası. bu failin dna'sında rastladığımız hastalığın belirtisi"

    - uzmanı olmayanın, kat'iyen anlamını bilemeyeceği bir kavramın ya da terimin ikinci cümlede izahı:
    " maktül orforinxia vermoza hitulimuska fiksasyonuna maruz kalmış"
    " sadece arap çöllerinde yaşayan bir tür bakterinin yol açtığı basur çeşidi bu. evet basur çeşidi"

    - ekibin nerdeyse tamamı (özellikle de taylor) her konu hakkında bilgi sahibi olduğu için herşeyi bilecek. tarih, makro ekonomi, inkılâp tarihi, millî coğrafya hepsi.
    " bu tür örgü 17 . yüzyılın ikinci çeyreğinde gelinlik kızların gerdeğe girmeden önce bellerine doladıkları, atlastan dokunmuş bir tür kuşakta kullanılırdı. evet gerdekte, bele bağlanan kuşakta"

    artık iyice eziyet olmaya başladı.
  • bugün izlediğim bölümünde kızın gözyaşını sildiği mendili laboratuvarda inceleyip gözyaşındaki potasyum cart curt oranına bakıp hanımkızımızın duygusal gözyaşı dökmediğini anlatarak vay babayın kemiğine dedirtmiş dizidir.. *
  • abi tamam güzel dizi izliyoruz falan ama bilgisayarlarında işlem yaparken çıkan o sesler yok mu, deli ediyor arkadaş. ulan bi' parmak izi taraması yapacaklar, iki saat, ciiiuuv miiuuv cırttt cıtırttt, türü sesler duyuluyor. ben gerçekte böyle bir şey olacağına zerre ihtimal vermiyorum, sikmeyin bizi. evet.
  • 6 sezondur, sette osurup kaçan şüpheli ya da şüphelileri bulamayan ekibin bilimum cinayeti aydınlatmasıyla gönülleri fetheden yapım.

    --- spoiler ---

    (bkz: gary sinise kim osurdu bakışı)

    --- spoiler ---
  • bu dizide oynayan lindsay adli ablamiz, diziye "güzel kadin" kontejyanindan girmis, nuyorklu abimizin kapamasi olduktan sonra diziyi izleyen tüm badaklarin gözünden düsmüstür.. o yüzden simdi veryansin yapicam..

    arkadas bir sac yapmis kendisine, bendeniz'in zamanında yaptigi, charlie brown a hasta olan sally nin sac modelinden bir sac.. bir de gercek yasamda yaptigi dogumun etkisiyle kilo almis.. kilo aldikca almis.. hatta kilo almayi durduramamis.. dizinin 4. dakikasinda n kilodayken 27. dakikada n+2 kilo falan oluyor.. samanyolu'nun cicek acma belgeselleri gibi gorebiliyorsunuz bu kilo alma olayini an be an..

    her neyse.. işte o sac modeli, belli bir yasta birakilmali bence.. bu yas da "leon" izlerken "artik mathilda olacak yasta degilim" dediginiz yasa tekabul ediyor.. bu yasta o saci yapinca, bir de kilo alinca, o model sac bombe yapior arkadas.. hayatimda boyle kotu sacli bir kadin oyuncu gormedim velhasil..

    tüm bu laf kalabaligini, kadinin sacina bok atmak için yaptim rabbime şükür ki.
  • the 34th floor isimli sezon başlangıcıyla 7. sezona sıkı girmiş dizidir.
    stella'nın eksikliğini çok hissettim. sadece lindsay'e bir hediye göndermiş, patron olmak çok zor, çok çalışıyorum diye bir not eklemiş. o kadar gidişiyle ilgili başka da bişi denmedi, bozuldum, onca stella lı senelerin hatrına biraz güzellik yapılabilirdi.
    ama yeni gelen jo danville isimli seksi dedektif hatun da umut vaad ediyor.
    velakin açık ara en iyi csi dizisidir nazarımda.
  • --- spoiler ---

    5. sezon 22. bölüm "yahrzeit"

    yıllardır dizi-film falan izlerken bu kadar ağladığımı hatırlamıyorum. hüngür hüngürün anlamını bilir misin? nasıl anlatayım, hani gözyaşın yanağında bile durmaz da şapır şapır yere dökülür ya hızla. heh öyle işte.

    nazi-soykırım-yahudi temalı bir bölüm. ama sanki farklı bir bam teli bulmuşlar da... bilemedim. ne ağladım arkadaş. gidip 3-5 nazi öldürmek istiyorum şu an ayrıca.

    --- spoiler ---
  • cinayetleri çözerken gerçekten çok abartı ipuçları üzerinden gidip gerçeklik hissini fazlasıyla kaybettirse de,dizinin başında kurban görüldükten sonra katile ve cinayet sebebine dair insana kendi kendine tahmin oyunu oynattıran dizidir. tabi bir de danny messer ve don flack isimli yeme de yanında yat tarzında dedektifleri sayesinde daha da izlenir bu dizi.
    her diziye en az iki adet taş adam koyup tv keyfimi iyice güzelleştiren yapımcıları seviyorum.burada danny ve don, prison break'te scofield ve sucre, the tudors'ta henry ve charles. yapmayın böyle.
hesabın var mı? giriş yap