• çveneburi müslüman gürcüler için söylenir kartveli ise hristiyan gürcüler için söylenir.en azından biz türkiye'deki gürcüler öyle söylüyoruz.
  • gürcüce "bizden", "bizim dilimiz" veya "bizim dilimizde" anlamındaki sözcük.

    turkiye gürcüleri, gürcüce ve gürcü anlamında kullanırlar bu sözcüğü. yani turkiye'deki gürcüler, gürcistan'daki gibi kendilerine sakartvelo demezler, yerine bu kelimeyi kullanirlar.
  • bir gurcu "cveneburi khar?" diyorsa "sen de mi gurcusun" diyordur.
  • çveneburiler kendilerine gürcü- sakartvelo değil gürcüce '' bizden '' anlamına gelen çveneburi derler. anadolu'da toplamda 3 milyonu aştığı tahmin edilmektedir .

    bu topluluk 19. yy ve devamında, özellikle 93 harbi sonrası 2. abdülhamit döneminde batum'un ruslar tarafından ele geçirilmesi üzerine dini ve sosyolojik baskı görmeleri nedeniyle anadolu'nun çeşitli illerine (artvin, ordu, samsun, kısmen giresun, sinop, tokat, düzce, sakarya, izmit, balıkesir, bursa, yalova, diyarbakır, istanbul şile, vs unuttuğum varsa bildirin) göç ettirilen sünni müslüman gürcülerdir. anadolu’ya uyum sağlamakta pek zorlanmamışlar ancak örneğin yalova’ya yerleştirilmesi istenen bir grup gemilerden indirilirken rumlar’ın taşlı sopalı saldırısına uğramış,bu grup mecburen gemilere sığınmış, saldırganların tutuklanması ile iskan gerçekleştirilebilmiş. bu gibi birkaç olay haricinde uyumda bir sıkıntıları olmamış ancak anadolu’ya geldiklerinde yanlarında hiçbir şeyleri olmadığı için uzun süre geçici alanda tutulmuş, yerel yönetimlerin yardımları düzenli olmadığı için açlık sefalet çekmişler. açlığın uzun sürmesi nedeniyle bazıları bu yüzden rusya’ya geri dönme talebinde bulunmuş, hükümetin bunu öğrenmesi üzerine muhacirleri ikna çabaları sürdürülmüş. gürcülerin bir kısmı anadoluda özellikle orman vasfında olup tarıma elverişli olmayan yerlere yerleştirilmiş ki bu toprak işlensin tarıma katkısı olsun. ki öyle de olmuş.

    anadolu'ya göç etmeleri için özellikle bir dönem çürüksulu ali paşa'nın kapı kapı gezerek insanları ikna ettiği, bu paşanın ardından halen kötü anıldığı, adına türküler söylendiği bilinmektedir. örneğin anadolu’ya yerleşen ilk dedemiz de çürüksulu bir teğmen ancak aile kütüğüne baktığımda asla ali adı görülmüyor. buna hep şaşırmışımdır ali adını vermekten özellikle kaçınmışlar gibi nedeni bu muydu merak etmiyor değilim. ayrıca batum göçmenlerinde asker kökenliler çürüksulu galiba, o dönem o kasabayı özellikle askeriyeye yönlendirme durumu olabilir. çürüksulu bilinen birçok paşa ve asker var.

    çveneburiler göç ettikleri bölgelere göre ayrıca isimlendirilirler. '' maçaheli '', ''acareli'' ve ''çürüksulebi''. maçahel halen bir kısmı artvin köylerinin içinde yer aldığı bölge, acara batumun iç kesimleri, çürüksu ise kobuleti'nin osmanlı yerleşimi iken aldığı adıdır. kobuleti ise sahil yerleşimi olduğundan şu an turizm bölgesi olarak bilinmekte.

    çveneburilerin müslüman olmaları topluluk olarak daha geç olduğu için halen eski ortodoks adetlerini farkında olmadan uygularlar. özellikle annanem bunun tipiki örneğidir. ( ekmeği haç şeklinde dilimlemeleri, günlük işlerini yaparken kendi takvimlerini takip etmeleri ve şu gün evet et girmez, şu gün ot girmez gibi olan eski adetleri uygulamaları gibi) genelde bu topluluğun aslında türk olduğu iddiaları söylense de asla inanmamaktayım. bir insanın ana lisanı, evinde konuştuğu dil ne ise etnik kökeni de odur. tip olarak da asya ile bağlantısı da görülmüyor.

    tip demişken çveneburiler bence tipik değil. 2 tip desek daha doğru. ya sarışın renkli gözlü ya da da kumral. hayatımdaki katıksız 2 gürcü dedem ve annanem. dedem hayatında bir kere bile kumral olamamış lakabı sarı, tipi sarışın, yeşil gözlü uzun bir adam. annanem dedeme göre esmer ( türkiye şartlarında kumral ) minik bir kadın. bu yüzden bence geldikleri bölgeye göre değişiyor bu tip meselesi.

    aile isimleri ise halen ayrıca kullanılmaktadır. aile isminizi biliyorsanız batumdaki akrabaları bulmak zor değil. bazı çveneburiler soyadı kanunundan sonra taşrada halen gürcü soyadları ile bilinirler.

    isimlerine ekleme yaparak konuşurlar. örneğin ayşe den bahsederken ayşelay, meryem’den bahsedeceklerse meryemay derler. gürcüceleştirdikleri isimler vardır. fethiye ismi pati/ patiye olmuştur.

    aile içi evlilik yaygın değildir. ancak gürcüler eskiden gürcüler diğer gürcü sülaleleri ile evlenmeyi tercih ederlermiş. şimdi kimse evlenmediğinden böyle bir beklentiye giremiyorlar bile.

    yemek kültürleri sebze ağırlıklı olsa da kısmen et de var. malahto, zetiyani, gürcü kavurması, haçapuri, lobiye, gürcü lahanası, cadii en bilindikleri. yemeklerde ceviz, fındık, ekşi sos, zaprana (bunu aktarda bulamıyoruz, sadece kendimiz yetiştiriyoruz türkçesi ne bilmiyorum), kinzi, reyhan, mısır özellikle kullanılır. salça kullanılması gibi bir alışkanlık yoktur. mesela bargolobiyade yağ bile yoktur. haçapuri artık yapılmıyor gibi bir şey. annanemler yapması zor olduğu için zamanla unutulduğunu söylüyor.

    müzik ve dans. özellikle darbe sonrası ailelerin çocuklarına öğretmediği, topluma adapte olunsun diye geride bıraktığı şeyler. salamuri(flüt benzeri) , panduri (sazlı çalgı) ve garmon(akerdeon benzeri). anneannemin ailesi garmon çalmayı bilirken gürcü horonu, diğer tüm acareli dansları da bu enstrüman ile zamanla bırakılmış devam eden nesile öğretilmemiş. müziği ise diğer geleneksel müzikler aksine çok seslidir. bireysel değil topluluk halinde söylenir. nasıldır merak edenler yutupta acharuli, gandagana, erti nahkvit, mohevis kalo gibi aramalar yapabilir.

    dil. gırtlaktan konuşulan, sonradan öğrenmesi zor bir dil. ama müzikte, konuşmada çok keyifli. gürcülerde f harfi yoktur. ama çocuklarına fatma, fethiye, faruk adı vermekten çekinmezler. bazı isimleri söylemek zor geldiğinden aslından uzaklaşılabilir. çveneburiler arasında yetişen biri sadece konuşmasından birinin çveneburi olduğunu anlayabilir.

    şu zamanlarda aile soybağına merak saldığım için işbu entry girilmiştir. zamanla ekleme gelebilir, şimdilik bu kadar.
  • turkiye'ye gocmeleri rus baskisi sebebi ile oldugu icin, turkiye'deki gurcu koylerinin neredeyse tamami (bildigim tek bir istisnasi var, o da bati karadeniz'de, akcakoca'da) dag koyleridir, deniz kenarinda degildir.

    bu insanlar "ruslar gelip bizi kesecek" korkusu ile denizden uzaga kacmistir.
  • özellikle türkiye'de yasayan gürcülerin cikardigi dergi ki, yaysat tekelini kirmis olmasi hasebiyle tüm bayilerde bulunabilecek, üc ayda bir yayınlanan, gürcülerin meseleleri dışında, lazistan ve özellikle artvin menşeili konular ele alan, yirmi yilin üstünde bir gecmise sahip, bölücülük yaptiklari iddiasiyla bir süre yayına ara da verdirilmiş, kültürel neşriyat.
  • babamın da ait olduğu grup.

    bazı yemekleri muhteşemdir. yaşlıları çok tatlı bir aksanla konuşur türkçe'yi. "p" ve "f" harfleri dışında, "ö" ile de dertleri büyüktür. vatanperver ve çalışkan olurlar. sülalemizden, ülkemize büyük hizmetleri olmuş pek çok kişi çıkmıştır. hiçbir zaman, kendilerine kucak açan topraklara ihanet etmemişlerdir. bir zamanlar vatanlarını ellerinden alan ruslara karşı; sonraki savaşlarda, türk tarafında savaşmışlardır.
  • borçka'lı gençler tarafından iki yıl önce kurulan müzik topluluğunun da adıdır.
  • nerde duysam kulak kabarttığım sözcük... sıcak gelir, iyi gelir, " batono, şenac çveneburi khar?" diye sorasım gelir.
hesabın var mı? giriş yap