• fransızcasından poivre çevirisiyle türkçe sözleri aşağıdaki gibidir:

    ağlarken
    duvara karşı
    şehir duruyor

    ağlarken
    ve başka hiçbir şey yok
    ölüyorum belki de
    ah! neredesin?

    düşlerken
    duvara karşı
    şehir yanıyor

    düşlerken
    nefes alamadan (soluksuz)
    seni seviyorum aşkım
    seni seviyorum aşkım

    dua ederken
    duvara karşı
    şehir yıkılıyor

    dua ederken
    azize marie
    azize marie
    azize marie

    ölürken...
  • off. hayatın gerçekleri ile karşılaştıran şarkı.

    lhasa de sela'yı ilk bu şarkı ile dinlemeye başladım ben. çok sevdim. nasıl göründüğünü, kaç yaşında olduğunu bilmedim. dinledim. hatta işyerimde dinlettim, o da olmadı sözlüğe yazmaya çalıştım "llasa" olarak -kaç yıl önce-, kimsenin yazmadığını gördüm, isminin "lhasa" olduğunu farkettim. dinlemeye devam ettim. sonra bir gün eve geldim, öldüğünü öğrendim. suretini gördüm, ne kadar genç olduğunu fark ettim, hayat kısa dedim, hepimiz için üzüldüm, senin için, kendim için.

    acımasız.
  • ilk dinleyişte vurulup dinleye dinleye aşındırdığımız lhasa de sela şarkısı.. size yaşananları "tempolu" anlatmayı denemiş. lhasa'nın sesi, bağımlılık yapıyor. dans ederek "nerdesin" diyor. bir iki adım atıyor yine "nerdesin ah!" diyor.. böyle hayal ediyordum..

    "ağlarken
    ve başka hiçbir şey yok
    ölüyorum belki de
    ah! neredesin?"

    imiş sözleri.. şaşırmadım.
  • hayat garip, hiç tanımadığın bir dilde sözleri olan bir besteyi dinlerken duygulanmak, hiç görmediğin bir kadını sesiyle sevmek ve ölümüne hiç görmesen de kalpten üzülmek.. istanbul konserini kaçırmanın hüznünü tekrar tekrar pişmanlıklar içinde yaşamak, bundan sonra gelmeyecek şarkıların hayalini kurmak ve hayatına gıptayla baktığın bir insanın hayatının sonlandığını görmek..
    hayat garip evet, lhasa nın öldüğünü bilmeden 2 ocakta sarfedilen ; bi daha konseri olursa ölsem kaçırmam! denilen kadının aslında bir gün önce ölmüş olması kadar garip hemde.
  • gönül yarası filminde bir sahne vardı. arkada incir ağacı çalıyordu. o sahnede şener şen ve meltem cumbul'un bir diyaloğu vardı. aynen aktarıyorum ;

    şş : kürtçe biliyor musun?

    mc: hayır.

    şş : o zaman niye ağlıyorsun?

    mc: abi bu türküye ağlamak için kürtçe bilmem mi gerek?

    işte. bu şarkıyı dinlediğimde hissettiklerim aynen böyleydi. gerek ispanyolcadan gerek fransızcadan tek kelime anlamamama rağmen, bu şarkı aptala çevirdi beni. şimdi bir de türkçe çevirisini okudum. daha bir sevdim. özetle harika şarkı. dinlememiş olanlar dinlesin, dinlemiş olanlar yaysın bir zahmet.
  • lhasa sen çok yaşa diyeceğim şarkı. hızlı yürüyüş ritminde, birazdan sıcak duşa girecek gibi.
  • kime dinletsem " oha ! bu ne lan " tarzı tepkiler verdirtmiş lhasa de sela şarkısıdır. şakası yoktur, kamyon gibi çarpar insana .
  • bugün ikinci kez kemanla çalıyordum rüyamda bu şarkıyı.
  • her lhasa şarkısı gibi, yorgun geçen bir günün ardından içilen kahvenin yanında en güzel mezedir...
  • iyi şarkı.. güzel şarkı.. hoş şarkı..
    vokalin tuhaflığı ve güzelliği de cabası..
hesabın var mı? giriş yap