• ortalama amerikalının vietnam ruhu doruk noktadayken çekilmiş amerikan sağının orijin filmlerinden biri olan dirty harry'nin kardeş filmi. harry, üstlerinin ve bürokratların suça ve suçluya karşı yumuşak tutumuna karşı çıkıp suçluları kendi tarzına göre harcayan bir polisken death wish'in paul kersey'si aynı motivasyonla yola çıkan ama polis bile olmayan sıradan bir vatandaştır. her iki film de bir müddet sonra 5 bölüme kadar ilerleyecek bir serinin ilki olsa da her iki seride de sadece ilk filmler kalitelidir. her iki film de yine sağ sinemanın ikon isimleri clint eastwood ve charles bronson'la çekilmiştir.

    death wish, dirty harry'ye göre daha fazla psikolojik profil çıkarmaya meyillidir. anlattığı konu yalnızca suç oranının artmasında devletin çaresiz kalışı ve sıradan bir insanın sokak serserilerini öldürmeye başlaması değildir. sıradan insanın ilk suçunu işledikten sonra o suça karşı bağımlı hale gelmesidir. bir müddet sonra paul kersey de tıpkı uğraştığı serseriler gibi sokaklar için bir tehlike haline gelmiştir. polis takibinde olduğunu bile bile sokağa çıkıp cinayet işlemeye çalışması da onun bu bağımlılığının göstergesidir.

    death wish'in öncesinde ve sonrasında da sık sık charles bronson'la çalışan yönetmen michael winner'ın kendine has, buram buram 70'ler kokan bir tarzı vardır. her sahne geçişinde bir telefon sesi ya da tren sesi ya da bir anons çığlık atar. klasik yönetmenler gibi simetri tutkusu vardır. filmin her karesine gazeteler, dergiler, afişler yoluyla filmin ana fikrini serpiştirir. sergio leone kadar olmasa da her cinayetten sonra bir yakın plan çekim alarak, baştan sona bir adamın psikolojisiyle bezeli filmine laboratuvar nüveleri taşır. filmin bir başka şansı ise müzisyen koltuğunda büyük isim herbie hancock'ın oturmasıdır. hancock'ın bu film için hazırladığı tüm o tekinsiz müzikler yeşilçam'da da bolca kullanılmıştır.

    filmin türkiye'deki adı yara'dır ama daha sonra televizyon gösterimlerde orijinal isim kullanılarak -doğrusu da budur- öldürme arzusu adı verilmiştir. o yıllarda film isimlerine bizim dağıtımcıların böyle sansasyonel isimler vermesi komiktir. çünkü bu film, özellikle adındaki o "arzu" takip edilerek izlenilebilir. yara mara hikayedir.
  • 1974 ve 1994 tarihleri arasında 5 adet çekilen charles bronsonun önüne gelen kanun dışıyı harcadığı seri filmlerin ismi.
    death wish (yön: michael winner) 1974
    death wish2 (yön: michael winner) 1982
    death wish3 (yön: michael winner) 1985
    death wish4 the crackdown (yön: j.lee thompson) 1987
    death wish5 the face of death (yön: allan a.goldstein) 1994
  • bronson ın aile babasını canlandırdığı nadir filmlerden zaten ailesi filmin başında hemen imha ediliyo-jeff goldblum a dikkat. geriyede bronson a bir vur, öldür ama acıma dolu maacera senaryosu kalıyo. karısı öldürülen bir koca, hunharca ırzına geçilip bir daha iflah olamayan zırdeli bir kızın babası ve saygın bir mimar(tahmin edilebileceği gibi pek yakışmıyo) olarak derberdere dönüyo sonunda yaptığı bir texas ziyaretinden hediye bir altıpatlar ediniyo..karanlık arka sokaklarda yem halinde volta atıp yolunu kesme gafletinde bulunan, geneli zenci veya göçmen olan iti,uğursuzu delik deşik edip bir nev-i terapi haline getirir sonra bu bir tutku halini alır ve rağbet görür halk ve temsilcileri basın ona şövalye unvanı vermekte gecikmezler, polisler opersyona kalkıp geri otururlar.. bronson eyalet değiştirp daha rahat avlanabileceği texas eyaletine iltica eder ve hava limanında varız yaşıyoruz diyen bir guruha elini silah yapıp ateşler bu en en iyi numarasıdır..öldürme ve gece sokak sahneleri muazzamdır taxi driver dan önce temizliğe başlaması önemli bir noktadır..
  • charles bronson'un başrolünü oynadığı film serisi. paul kersey adlı karakterin yaklaştığı, ilişkisi olan kadın karakterler mutlaka ölüyor ve hikaye bu şekilde başlıyor. serinin ilk filmi sonra çekilenlere göre daha farklı bir seyirde gider. ilk filmde paul kersey tesadüfen, nefsi müdafa yaparken katil olur ve devamını getirir fakat serinin diğer filmlerinde adeta soğuk kanlı bir katil gibi arayıp bulur ve öldürür. bu seride legal ve illegal iç içedir. polis teşkilatının paul kersey'nin katil olduğunu anlamalarına rağmen yakalamayı bırak, iş birliği içine girmesi başka bir ilginç nokta. serinin 1982 yapımı olan 2. filmi death wish 2'de laurence fishburne tecavüzcü serseri olarak rol almakta.

    ayrıca bruce willis'in bu filmi tekrar çekmesi ancak sylvester stallone'nun çektiği remake get carter'ının ötesine geçemez.
  • vizyon tarihi 16 mart. artık türkiye'de 2 ya da bilemedin 3 salonda gösterime girer. o da istanbul'da. boşuna beklemeyin o yüzden. o vakte kadar bkm belçim'e 7-8 tane film yapar onlara bakarsınız.
  • bruce willis reyizin silah dükkanına gittiği sahnede, pulp fiction'a göz kırpan film.
  • bruce willis'in başrolde olduğu yeni versiyonu bence güzel ve izlemeye değer bir film, ama başrolde charles bronson'ın oynadığı 1974 yapımı orjinal versiyon bence çok daha iyi.
    zaten orjinal versiyon gösterime girdiğinde new york'ta o dönem yüksek olan suç oranının filmin etkisiyle gittikçe düştüğü de o zamanlar epey konuşulmuş.
    ayrıca 1974 versiyonundaki film müzikleri de yeşilçam'da cüneyt arkın, tarık akan ve kemal sunal filmlerinde ve daha birçok filmde zaman içinde bol bol kullanılmıştır.
  • eli roth yönetmenliğinde başrolde bruce willis'in olacağı yeniden çevriminin çekimleri tamamlanmıştır. sene içerisinde vizyona girmesi bekleniyor. ben amerika'da vizyon şansı ya da özellikle oradaki sinemalarda yaygın gösterime girme ihtimalinin bile düşük olduğunu tahmin ediyorum. son yıllarda para için üçüncü sınıf filmlerde oynamaya başlayan willis büyük prodüksiyonların tercih etmediği bir aktör artık. yönetmen eli roth da ilk çıktığından beri ucuz gerilim filmleri çeken kötü bir yönetmen ve ısrarla aynı çizgide devam ediyor. film çöp olacaktır büyük ihtimalle ama kafamı kurcalayan tek şey paramount pictures'ın neden böyle bir projeye para yatırmış olduğu.
  • charles bronson'lu klasik olanı sinemalarımızda "yara" adıyla gösterilmişti görsel 80'lerde trt'de "gecelerin yargıcı" ismiyle izlemiştik.
  • filmde suçlular dışında hemşireler, polisler, hastane çalışanları ve diğer görevliler dahil olmak üzere belirli statü sahipleri hem beyazlardan hem de siyahlardan oluşur. intikamcı paul kersey de hem beyazları hem de siyahları öldürür. belki fazladan birkaç siyah öldürür. ama üst rütbelilerin tamamı beyazlardan oluşur. kersey de beyaz adamın ruhudur ki bir western filmi çekimine katılarak ilham alır. ataları gibi sıkı bir katile dönüşür.
hesabın var mı? giriş yap