• son 4 yildir,hollanda da yasayan biri olarak , deus soyle guzel bir tura ciksa da yakaladigimiz konserlerine gitsek seklinde isteklerimiz cevaplandirilmis, deus 2005 yilinin eylul ayinda avrupayi kapsayacak 3 aylik bir tura niyetlendigini duyurmustu. konser tarihleri belli olunca hemen kostum , bana yakin olan amsterdam , rotterdam ve utrecht konserlerine aylar evelinden biletimi kaptim ve vaktin gecmesini beklemeye koyuldum. zaten o konserler de biletler satisa ciktiktan 2-3 gun sonra , bir deus klasigi olarak sold out oldu.
    gidecegim konserler sirasiyla 16 ekim de utrecht teki tivoli , 18 ekimde amsterdam - paradiso , sonuncusu ise rotterdam daki nighttown idi. aylar evelinden alinan biletlerle , tum planlar bu konserler uzerine yapildi , cikacagim senelik iznimin tarihi bile bu konserlere gore hesaplandi , gun be gun geriye sayiyorum.
    16 ekim gunu geldi catti , istanbul daki tatil bitirilip 16 ekim sabahi ucaga atlanip ucar adim hollanda ya giris yapildi.bu detaylari ne icin veriyorum? 16 ekim aksami konser salonuna gittigimde kapida karsilastigim durumda ne kadar buyuk bir hayal kirikligi yasadigimin tarifi olsun diye. evet , hollandaya giris yaptim , evime geldim , dinlendim temizlendim , suslendim , puslendim ve utrecht e dogru yola koyuldum. tabii ki tivoli nin web sitesine de sayisiz kereler girerek konserin o aksam oldugunu , bir aksilik falan olmadiginin da konfirmesini aldim. ama gel gor ki konser salonuna vardigimda , ortalikta bir sessizlik , kapida sira yok , disarilara tasmis ,ellerinde bira tutan mutlu hollandali genclik yok??bir terslik var , evet... gene de elimde bilet , kapidan iceri gireyim diye yeltendim ve oradaki bayan tarafindan uyarildim : tom barman hastaydi , sesini kaybetmisti ve bu aksamki ve yarin aksamki konserleri bir hafta sonrasina ertelenmisti. bu konser icin baska bir sehirden gelen ben, yillardir sevgiyle baglandigimiz tom a kizamadigimdan "hay allah olur boyle seyler" diyip hayalleri parcalanmis olarak ama yine de gruba kizamadan evime dondum.(gecen sene bunun bir benzerini snow patrol , vokalisti gary lightbody hastalandigi icin yapmisti. amsterdam konserini son dakikada iptal eden gruba olumcul emailler dosemis ve tabii bir cevap alamamistim.) neyse , tom a olan sonsuz sevgi sebebiyle, nefret emaili de nedemek, sehriye corbasi yapip, bol limon sıkıp kendi ellerimle yedirmek isterdim..
    ayin 18 i geldiginde tom a corba hazirlayacak kadar dusunceli kimse olmadigini tahmin ettigim icin iyilesme ihtimalinin cok dusuk oldugunu biliyordum. zaten deus.be sitesine baktigimda gordum ki 21 ekime kadar olan tum konserler ertelenmisti.
    deus konseri icin yan ulkelerden gelen birkac kisiyi tivoli kapisinda gormustum. toplam 4 ertelenmis konser, kimbilir kac boynu bukuk deus hayrani yapar diye dusunmemek elde degil.
    neyse efendim , 21 ekim gunu geldiginde web sitelerini kontrol ettim. o gunku konserin vuku bulacagi, tom un sesine kavustugu belirtiliyor.aksami zor ettim. aslinda benim icin turun son konseri olmasi gereken , ilk konserine kosar adim gittim.

    ( 21 ekim 2005 rotterdam nighttown konseri )

    saat 8 gibi rotterdama vardim. kapilar daha acilmamisti. nighttown un yaninda bulunan , mekanin kendi kafesi olan yere girdim, 'corona'mi soyleyip ortami suzerken belcikali oldugunu soyleyen 2 cocuk yanima geldi. belcikadaki tum deus konserleri sold out oldugu icin bunlar da kalkip buraya gelmisler bir ihtimal belki bilet buluruz diyerek. benim cepteki bilete de fahis fiyatlar teklif ettiler. vaziyet buyken biletime daha siki yapistim tabi..ben bu belcikalilarla muhabbet ederken kafeye diger belcikali dostlarimiz tom barman ve mauro pawlowski geldiler. mauro sagolsun , beni gorup sahsimi taniyip selami cakinca , o cebimdeki bilete birak 100 euro , bir ferrari versen ben gene degismem artik(ya da teklifin ciddiyetine gore durumu gozden gecirebilirim). deus basta olmak uzere , diger belcikali gruplarda sevdigim bir ozellik var. konser oncesi ve sonrasi konser mekanlarina girip insanlarla muhabbet ediyorlar, tanisip kaynasiyorlar ve sonraki konserlerde de seni unutmayip , gelip muhabbet edip gonlunu aliyorlar. bilemiyorum , belki sadece belcikada ve hollanda da boyle yapiyorlardir. sonucta kendi evlerinde gibiler ve gencliklerinden beri bu barlara girip cikiyorlar , unlenmeden evel bu barlarda bu kafelerde oturup sosyallestiklerinden , simdi sadece backstage de takilmak sacma geliyordur belki. neyse, deus grubunu kafede espresso(!) icerken birakip tanistigim birkac kisiyle artik acilmis olan konser salonuna girdim ve konserin baslamasini beklemeye koyuldum.
    turnenin hollanda ayagi icin alt grup olarak absynthe minded isimli , belcika cikisli super gereksiz bir grupla anlasilmis.ben sahsen deus un biz hayranlarina boyle bir kazik atmayacagini dusunuyorum , plak sirketi ile alakali bir anlasma olmali. ne olursa olsun, tum konserlere bilet almis benim gibi birkac manyaga yapilabilecek en kotu saka. gercekten kotu muzik icra ediyorlar. neyse efendim , saat 9 da absynthe minded sahneye cikti ve bana atalarimiz gavur iskencesi derken ne kastettiklerini ogretti. diger arkadaslarla , alt grup bitene kadar arkada barda takilmaya karar verdik. alkol ve tuvalet 3-4 metre uzaginda. en mantiklisi.
    6-7 parca sonrasi absynthe minded sahneyi terkettiklerinde tekrar one , biraktigimiz yere geldik ve heyecan icersinde deus un sahne almasini beklemeye koyulduk. saat 10 da mauro pawlowski li deus buyuk bir tezahurat esliginde sahneye cikti. bu tur pocket revolution i tanitmak maksadiyla oldugu icin o albumun uzerine duser ve diger albumleri, bizlere deus u tanitan ve sevdiren diger parcalari es gecerler diye korkuyordum. sahneye cikan deus da direk pocket revolution la baslayinca hafif bir stres yasadim ama hemen ardindan gelen instant street ile kendime geldim , yuzumde ferahlamanin ve mutlulugun ifadesi , kocaman bir gulumsemeyle konsere kendimi verdim.
    konserin ilerleyen anlarinda da gordum ki yeni ve eski parcalari gayet birbiriyle uyusur bicimde oturtmuslar ve deus u deus yapan hicbir parcanin hakkini yemeden hepsini ortaya dokuyorlar. o aksam calinan parcalar , konser sonu ele gecirdigim setlist e gore su sekilde: pocket revolution, instant street , fell of the floor man, stop start nature, the real sugar, worst case scenerio, if you dont get what you want, via , turnpike , roses , assault on magnus, nothing really ends, sun rah, serpentine, bad timing, 7 days 7 weeks, little arithmatics, suds n soda, what we talked about, nightshopping, magic hour, magdalena, cold sun of circumstance, include me out, jigsaw you
    son 4 senedir kendilerini sayisiz kere izlemis biri olarak sunu soyleyebilirim ki, tom sahneyi cok seven bir adam.sahne karizmasi denen seyden nasibini fazlasiyla almis. o hopladikca 2bin seyirci dehopluyor , izleyiciyi avucunun icine aliyor , buyuluyor. bu konserinde bir fark vardi ki , daha evelki konserlerinde elinden sigarasi asla eksik olmazken , herhalde hastaligindan olsa gerek tum konser boyu sadece bir sigara icti. az sigaranin getirisi olarak da daha az catalli bir sesle karsimizdaydi(olsun).
    tom u gecip mauro lu deus a gelelim. mauro pawlowski su gune dek pek cok projeye imza atmis yetenek kupu bir muzik adami.deus a birseyler katacagini ve deus un daha sert bir havaya burunecegini dusunuyordum. yanilmamisim.bazi parcalarda , aslinda orada olmayan cigliklar ve gitar sololari ile karsilastik. bu solo ve cigliklarin altinda mauronun oldugunu dusunuyorum. cunku stef kamil carlens vaktiyle " bir rock parcasi yapardik ve tom a sunardik ama tom ne yapar ne eder orasina onu burasina sunu ekler ve o rock u yumusatir , onumuze pop olarak geri getirirdi" demisti. sahnedeki sert rock grubu bizim eskiden bildigimiz deus degil de onlarin updated modeli olmus adeta. sahneyi , asagi yukari her konserinde yaptiklari gibi suds n soda ile terkederlerken bu konser de burda bitti diye agitlar yakmam icin cok erkendi. daha evel iptal edilen utrecht ve amsterdam konserleri onumuzdeki 4 gun icinde vuku bulacakti. bu dusunce ile , elimde setlist , mutlu mesut , damarlarda adrenalin , evimin yolunu tuttum.

    (23 ekim 2005 utrecht tivoli konseri)

    gecen hafta ertelenen konser ayni saatte ayni mekanda yapilacak. atladik gittik tivoliye. mekan olarak 2 katli , altta 2bari , ust katta tek bari olan sirin seker biryer. akustigi de iyi. tuvalet 50 cent ama mekana giris ucreti diger hollanda barlarinin aksine burada mevcut degil. diger konser salonlarinda , elinde konser biletin bile olsa 2 euro gibi bir ucret odeyip de giris yapiliyor. tivoli bu uygulamasi olmadigi icin sempati besledigim bir yer. yalniz , sahne cok yuksek ve 2 gece onceki konserin son 2 parcasinda seyirciyi kendi elleriyle tutup sahneye cikartan tom , minik ve yuksek sahneli tivoli de bunu yapamayacak, hay allah ..
    saat 2015 te alt grup olarak tekrar absynthe minded sahne aldi , yanimda duran , tum absynthe minded parcalarina eslik eden fotografci cocuktan ogrendigim kadariyla belcikanin 'gent' kentinden geliyorlarmis(zaten anlamistim damarlarinda antwerp kani akmadigini) , konserler boyunca otelde degil , hollanda da arkadaslarinin evlerinde kaliyorlarmis, kendi albumleri varmis , sevilip sayilan bir grupmus. neyse efendim , sıkıcı bir a. minded performansi sonrasi saat 2130 da cigliklar esliginde deus sahnedeki yerini aldi. set list asagi yukari ayniydi. aslinda hazirlanmis setlist tum konserlerde ayni ama seyirci istekleri ya da kendi ruhsal durumlarina gore araya bir iki birsey katiyor ya da cikariyorlar anladigim kadariyla. deus , tivoli konserlerinde , 2 gun oncesine nazaran daha canli tom ise daha kivrakti . ictigi sigara sayisini da 2 ye cikartti, catal ses yavas yavas yerine geliyor. konser boyu tom pek cok kereler gitariyla cilgin danslar sergilemeler (hatta bir ara popo ustu kolonlara dustu ama kimse gormemistir galiba seklinde kalkip devam etti.) , sigarasini havaya 3 metre firlatip agziyla yakalamalar(boyle de super bir insanim seklinde) olarak siralayabilecegimiz ilginclikler yapti.ilk konserde , setlist te olmasina ragmen calmadiklari magnus parcasi olan assault on magnus u da calarak beni resmen ihya ettiler. konser bitimi sahneye 2 kere geri donduler ve ikinci donuslerinde , yine ilk konserde calinmayan little arithmetics i de calarak arkalarinda mutluluk sarhosu bir dinleyici kitlesi biraktilar. konser esnasinda tanistigim fotografci cocugu da kotu emellerime alet edip , ilk 3 parca sonrasi resim cekmesi yasak olmasina ragmen , konser boyu sunu cek bunu cek seklinde kendisini yonlendirdim.sevgili ozel fotografcim nico konser sonrasi bana 300 adet resim cekmis oldugu mujdesini vererek gecemin nesesine nese katti. hatta sahne arkasina giren nico , resimleri gruba gosterip tom barman kisisinden bir adet email de alip o resimleri gruba yollama sozu de vermis durumda.

    (25 ekim 2005 amsterdam paradiso konseri)

    konser salonuna girince ,artik benim gibi deus manyagi olup her konserine gelen suratlari taniyorum , hatta 2-3 tanesiyle selamlastik , gulumsestik falan , sendemi gene burdasin seklinde.
    degisebilen sahne yuksekligi ozelligi olan paradiso bu aksam icin sahnenin yuksekligini 2 metreye yakin tutmus.boyu benim kafami geciyor. en onde olup grubun ayakkabilarini izlemektense 2-3 metre arkalarda olan merdivenlere cikip tum kafalarin uzerinde yerimi aliyorum. oh pek sahane. paradiso nun havasindan olsa gerek , absynthe minded bile guzel bir performans sergiledi.ya da sahnede sadece 25 dakika kaldiklari icin ben minnet doldum ve oyle hissettim. aksam 21.15 gibi kahramanlarimiz sahneye ciktilar. setlist asagi yukari ayni zaten. hangi parcadan sonra ne gelecegini biliyorum artik. ben de tam bi parca bitiyor , arkadaki parcanin adini haykirip sanki kendim icin istemis gibi yapiyorum. instant street diye bagiriyorum , onu caliyorlar , roses diye bagiriyorum , roses caliyorlar. bundan ne elde ettin ki simdi diyebilirsiniz , 1 hafta icinde 3 kere ayni grubu izlerseniz, artik bi sekilde kendinizi oyalayacak , sicak tutacak birseylere ihtiyac oluyormus , bu hafta ben bunu ogrendim. hem de tam benim talebimden sonra roses calinmasi sebebiyle kisisel tatminin doruklarina tirmandim , o da baska bir boyutu olayin.
    turnpike baslarken giren intro yu deus hayranlari bilir. bu konserde o intro basladiginda seyirciler ona gore sallanmaya basladi , grup parcaya girmek icin hazirlandi , fakat intro bitmek bilmiyor , araliksiz devam ediyor , grup da eller gitar telinde bekliyorlar , tom en sonunda dur isareti yapip yandaki tonmaster a donup "daha ne kadar boyle devam edebileceksin ki?" diye sorup hislerimize tercuman oldu. komik bir andi. neyse intro tekrar basladi , tam yerinde grup parcaya girdi , ortam senlendi.
    yaklasik 2 saatlik performans, tum isteklerin karsilanmasi , saf mutluluk esliginde 3. deus konserimi de tamamladim. tom un " bir yere ayrilmayin, after party de gorusuruz" seslenisine bile kulak asamayacak kadar muzige doymus bunye konser tisortunu satin alip eve dogru yollandi. grup uyelerinin de katilacagi after party yi bile sallamadigimdan anladim ki damarlarima asiri dozda deus almisim , artik tasiyor... fakat soyle de birsey var , yarin yine konser versinler , ben gene giderim :)
    hollanda turnesini tamamlayan deus 1 haftalik dinlenmenin ardindan birlesik krallik a dogru yollanacak oradaki hicbir konserinin sold out olmamasindan dolayi da ingiliz gencligine karsi biraz bozugum ben sahsen. neyse o onlarin derdi. ben bu yaziyi hazirlarken ogrendim ki deus subat ayinda amsterdam da 'heineken music hall' da bir konser icin anlasmis bile . biletimi aldim , konser gununu bekliyorum.

    bu konserlerle ilgili birkac fotograf gormek isteyenler icin nico sagolsun linkimiz de hazir , hatta begenen arkadaslardan mail de beklemekte

    absynthe minded icin:
    http://www.casadirocco.nl/…/thumbnails.php?album=27

    deus icin:
    http://www.casadirocco.nl/…/thumbnails.php?album=29
  • ispanyolca ve portekizce'de de "tanri" anlamini ta$ir.
  • zeus un nifak komsu kızın kara melekden olma adi kardesi
  • gölge bar'da raindog'un coverladığı, solist yusuf demirkol'un gülleri yola yola söylediği for the roses parçasıyla tanıdığım belçikalı grup.
  • 20-21 mayıs'ta salon iksv'de 2 konser verecek belçika'lı grup.

    http://www.deus.be/
  • 6. stüdyo albümleri keep you close'u 19 eylül'de çıkartacak olan belçikalı grup.
  • nothing really ends derler ama oyle bir derlerki dans ederken aglarsiniz.

    you lost that feeling
    you want it again
  • yunanca zeus'dan gelen latince tanrı anlamına gelen kelime. fransızca dieu, ingilizce deity, deuce, litvanyaca diawas, sanskritçe dyaus gibi. hepsinin aslında ''parlayan'' gibi bir anlamı vardır. kökünün div, dyu olduğu düşünülmektedir. sanskritçe dyu gökyüzü anlamına gelirken, veda dilince dyaus parlak gökyüzü demektir. veda dininde en soylu, ulu, koruyan, kuşatan ve her şeyi saran gökyüzü anlamına gelen tanrı ise varuna'dır. yunanca uranus ile özdeştir. buradaki kök ise ''var'' olsa gerek, kapatmak ve örtmek anlamına gelir. hinduizmde ateş tanrısı olarak bilinen agni'nin laitnceye ateş anlamına gelen ignis sözcüğüyle geçmesi gibi farklı bağlantıları bulmak zor değil.

    (bkz: hint avrupa dilleri)
  • antwerp'den cikma ikonik rock grubu. haftasonu best kept secret 2022 festivalinde dinledim babalari. takriben 10-15 metre onumde caldilar. malum belcika ve hollanda'da fanlari cok oldugu icin yikiliyordu ortalik. gurultulu ancak kaliteli. basta sona doksanlar havasi var. vokal ve grubun kurucusu tom barman ayri bir karizma. performansindan hic bir sey kaybetmemis. bir ara stage diving yapacak sandim. ama neyseki yeltenmedi. denk gelirse kacirmayin. tam bir canli perfirmans grubu.
  • the ideal crash albümlerinin 20. yılı şerefine düzenledikleri avrupa turnesi kapsamında 13 haziran'da zorlu psm'de sahne alacak belçikalı grup.
hesabın var mı? giriş yap