• sayid: you used that/her* to recruit me into killing for you
    doktor jivago çevirisi: senin için adam öldürüyor olmamı kullandın.

    yapma güzel arkadaşım, etme.

    *: hangisi anlamadım.

    edit: bu entry ile alakalı olarak çevirmen'den şöyle bir mesaj ulaştırıldı:

    --- özel mesaj ----

    sevgili lumina obscura, öncelikle hatalı çeviri için özür dilerim. ancak azami dikkat göstermeme rağmen çeviriyi bir an önce yetiştireceğim diye kastığım için istemeden böyle yanlışlıklar oluyor. inan o cümleye bir daha bakmadım ancak senin entryini görünce doğrusunu gördüm... çevirinin doğrusu: "senin adına adam öldürmem için onu kullandın" şeklinde olacaktır...
    bu arada son bölümü çevirirken sürekli iki adet bebeğin gürültüsü de üstüne tuz biber ekmiştir

    --- özel mesaj ---

    ne özrü efendim estağfurullah. neticede çeviri için para pul veriyor değiliz.

    bu tavrı kendisinin nezaket sahibi bir insan olduğunu gösteriyor.
  • kendisi hakkında bir kaç gün önce bir eleştiri yazdım ekşi sözlükte. olabildiğince objektif yazdığım o entrynin zamanımın ötesine ışınlanması çok uzun zaman almadı elbette. bugün olan olaylar üzerine, kendisine ulaştım. eğer yazdığım entry'de canını sıkan bir şey varsa, düzeltebilirim hatta isterseniz silebilirim dedim. aldığım cevap sonucunda diyebileceğim tek bir şey var, o da adam gibi adamdır.

    ricası üzerine bana verdiği cevabı buraya da yazıyorum, herkes de sakince, galeyana gelmeden okusun, karşısındaki insanı da anlamaya çalışsın :

    "golden merhaba;
    öncelikle mail atıp meramını dile getirme inceliğini gösterdiğin için teşekkür ederim. uzun zamandır hasretini çektiğimiz bir davranış...

    sözlüğe yazdıklarını silmene ya da yumuşatmana gerek yok. nihayetinde -hakaret olmadıktan sonra- kimsenin aklından geçenlere ipotek koyacak değilim. adam gibi eleştiri yaptıktan sonra herkes dilediğini söylemekte özgür...

    sözlük yazarlarından biriyle müşerref olduğuma göre ben de meramımı anlatmak isterim;
    söylediğim gibi, insanlar doğru düzgün eleştiri olduktan sonra istediklerini söylemekte özgür elbette ama, tanımadıkları biri hakkında (yani ben) bu kadar net hüküm verebilmelerine şaşırıyorum. benim nasıl bir insan olduğumu, nasıl bir hayat sürdüğümü, çevremde nasıl tanındığımı bilmeden böylesi kesin yargılara varabilmek neyin nesidir anlayamıyorum ve buna üzülüyorum. biri benim için "her devrin adamı" diyor, ben de (doğal olarak) kendimi savunuyorum. ama kendimi savunmama bu sefer "mahalle kabadayılığı" olarak mukabele ediliyor. oysa şundan eminim ki, hakkımda tuhaf tuhaf entryler giren arkadaşlarla yüzyüze konuşuyor olsam, birbirimizi daha iyi anlardık... şu an tam anlamıyla kör dövüşü yapılıyor...

    kendine konduramıyorum böyle şeyleri. benim ısrarla kaçındığım bir tavır var; kendimi asla iyi bir çevirmen olarak görmedim hiçbir zaman (piyasaya da çeviri yapıyorum, yani bu işi profesyonel olarak da yapıyorum). çeviri yapmanın sonu olmayan bir süreç olduğunu savundum. bu işte ustalaşmak "tamam, ben oldum" demek mümkün değil. bu görüşlerimi divxplanet'teki muhtelif topiklerde her fırsatta belirttim. öte yandan lost sayesinde bu kadar çok tanınmayı ben istemedim. sözlük'te hakkımda bir şeyler yazılmasını da ben istemedim. birileri benim hakkında bir şeyler yazdı, adım duyuldu, sonra nedenini anlamadığım bir şekilde kötülenmeye başladım. oysa benim yaptığım işin büyütülecek bir yanı yok. oda sıcaklığında füzyon yapmış değilim. lost'u kim çevirseydi o tanınacaktı. ayrıca çevirilerde hata da yapıyorum. yapmıyorum diyen yalan söyler buna karşılık her seferinde yaptığım çevirilerdeki hataların bana bildirilmesini istemişimdir. hata yaptıysam bunu nasıl savunabilirim? şunu da belirtmek isterim ki, karşılığında hiçbir şey almadığım çevirilerde hata yapmak kadar da bir ayrıcalığım olsun.

    lost çevirisini ve hatta divx çevirisini neden bıraktığıma gelince;
    kısa sürede anlamsız ve haketmediğim bir şekilde bu kadar tanınmam, gerçek anlamdaki çeviri ustalarına büyük haksızlıktır. ikincisi bu işten çok huzursuz oldum. çok göze battım. sonuçta fikir ve sanat eserleri kanunuyla korunan eserlerin bir kısmını değiştiriyoruz. yani ucundan da olsa yasadışı işlere giriyoruz. tabii bu ikinci derecede etkili oldu divx çevirisini bırakmamda. "şöhreti kaldıramadı" gibi saçma sapan, beni güldüren, aslı astarı olmayan iddialarla ilgisi yok bu işin. ben bir garip ademim... arkadaşın şöhret dediği şey fezaya giden ilk türk olmam değil, kıçı kırık divx çevirisi yapmak...

    ezcümle, kendimi bu işin olabildiğinde dışında tutmaya çalıştığım halde, anlamsız bir şekilde kötü eleştiriye maruz kalmayı hakettiğimi düşünmüyorum."
  • rahmetli yavaş ama temiz çevirirdi, ebenin örekesi seviyesine indirmeyelim. çok biliyorsan o altyazıyı kullanmazsın zaten. koca dizide anladığın şey bir kıçıkırık son of a bitch olsun, sonra jivago şöyle jivago böyle. byte israfı işler.

    mevzusu açılmışken buradan söyleyeyim; konu hız ise, pınar da oldukça yavaş. son 1, bilemedin 2 saat içinde çıktı altyazısı. yani bu dizi türkiye'de sabahın köründe yayınlanmış oluyor. madem bu işi ciddiye alıyorsun, madem bu iş ciddi prim yapan bir iş (böyle olduğunu şuradaki entry'lerden öğrendim ben doğrusu); o halde yayınlanınca uyanırsın, dakikalar içinde nete düşen rip'ten, iki kupa kahve ile sabah 7-8 gibi, bilemedin 9 gibi, hadi yabancı değilsin 10 gibi altyazını vermiş olursun. 550-600 satır dizi, abartılacak bir şey yok. söz konusu hız ise yani, komple bir yavaşlık söz konusu. jivago'ya mal edilmemeli. bu işi "yapıyorum" diye üstleniyorsan, hızla çevireceksin. sabah 06.00'yı başlama saati olarak alsak, 12 saat sürecek iş değil. bu, saatte 45 satır civarı yapar, ki bu da bir lise öğrencisinin elinde sözlük ile lost çevirisi yapma hızından yavaştır muhtemelen. henüz pınar'ın çevirisiyle izlemiş değilim, jivago kadar temiz mi bilmiyorum; ama bir hızdan bahsediyorsak, değişen bir şey yok eet, jivago kadar yavaş.

    bir de değinmeden geçemeyeceğim; burada emeğe saygı ık pık diye ağlıyorsunuz ama, dördüncü sezondan 3 bölüm çevirip yedincigemi ile kafa kafaya buradan linkini vermiştim de, hayvan gibi kötülenip zamanımın ötesinin başköşesine yerleşmişti. "vay fıtratını sikeyim, ebelerine sövüyoruz sanki" deyip bırakmıştım ben de. jivago'da iyi sabır varmış, bi kez daha tebrik ettim. şahsen teşekkür ediyorum ben bugüne kadarki çevirileri için.
  • gereksiz saldırılmış insan. ayrıca iki süper site arasında gereksiz gerginlik yaratma malzemesi.

    bir de şunu görmek lazım:

    o adam orada gönüllü bir iş yapıyor; hızı seni ilgilendirmez, istemiyorsan kullanmazsın bu hizmeti; yapıyor ve iyi yapıyor.

    buradaki adam ise oturduğu yerden havaya laf sallıyor, çamur atıyor ve sanıyor ki daha yararlı bir iş yapıyor. acaba?
  • gereksiz yere bok atılan çevirmen. hakkında girilen entryleri görünce insan ister istemez sinirleniyor. kaç kişi meğersem mükemmel ingilizceye sahipmiş, ne kadar çok kişi taşlamak için adam arıyormuş. ulan madem mükemmel ingilizceniz var zaten altyazıya ihtiyacınız yok gidin ingilizce olarak izleyin. ne bu gürültü patırtı yani ?

    neymiş efendim çok yavaşmış, neymiş efendim son of a bitchi farklı çevirmiş. türkiye'de lost ne demek bilmeyen adamlar için çeviri yaparsın gün gelir devran döner x sebebinden dolayı işi bırakırsın teşekkür yerine yüzüne tükürülür. malesef türk insanının en klasik özelliklerinden biridir teşekkür etmek yerine küfür etmek.

    evet belki çevirileri mükemmel değildi belki son of a bitchi yanlış anlamda çevirdi ama tüm bunlara rağmen harcadığı emeklere böyle teşekkür etmek ayıptır. eleştiri her zaman yapılabilir, yapılması da gerekir ki insanlar yanlışlarını görsün ama hakaret edipte efendim biz eleştirdik eleştiri kaldıramıyor gibi abuk bir kılıf uydurmak kişinin kendi acizliğini gösterir. doktor jivago olmasa belki başkası çevirecekti lostu ki yeni çevirmen pınar isimli bir şahıs sanırım durum onun içinde pek farklı olmayacak. çevirecek ama arkasından bir ton hakaret ve şikayet edilecek. sanırım bu insanlara iyi veya kötü hizmet etmeye çalişan herkesin kaderi.

    kendisinin kişisel avukatı falan olmasamda bunca emeği için teşekkür edilesi insan. teşekkürler iyi yada kötü tüm çevirileri için.
  • "aslında ben en iyisini yaparım ama ne uğraşıcam ya benim çok önemli işlerim var, her gün dünya'yı kurtarıyorum zaten" mottoları ile empatiden aciz insanların vicdansız hakaret ve çamur atma(eleştiri diyorlar kendileri) faaliyetleri sonucu zaten gönüllü yaptığı bu işi, bu insanlar yüzünden tiksinerek bırakmıştır.

    doktor_jivago nihayetinde gönüllü bir çevirmen ve insandır. illa ki eleştirebiliriz. fakat empati kurarak ve biraz da elimizi vicdanımıza koyarak bu eleştirileri dozunda ve doğru şekilde yapmak gerekir. adam karşılıksız üretiyor senin için? niye kaybedelim bu gibi insanları?

    önce hakkını teslim et. teşekkür et, onun da saygı ve sevgi gösterilmesine ihtiyacı var. sonuçta çevirmen bir insandır ve en önemlisi bir sanatçıdır. çeviri bir sanattır. her sanatçı, alkışa ihtiyaç duyar. sonuçta senin için yapıyor bu adam bu işi... adamın hakkını verdin mi, onore ettin mi? tamam. bundan sonra rencide etmeden, kırmadan yaz "acaba ben mi yanlış biliyorum şunu", ya da "şu şu hataları sanki biraz fazla yapıyor gibi" de. eleştir adamı, ama hevesini kırma... para vermedin ki paranın karşılığını isteyeceksin...

    bir ufak hatasını buldun diyelim. bunu yerçekimi kanununu bulmuşsun gibi bağıra çağıra afişe etmenin ne anlamı var? özel mesaj atarsın, düzeltir ya da gerekli cevabı verir. sen bu özel mesajla uyardın da seni tersledi mi? küfür mü etti? "aman ne uğraşcam ya" mı dedi? o zaman yaz herkesin okuyabileceği şekilde, eleştir.

    amaç üreten insanı desteklemek değil midir? hem de bu işi gönüllü yapıyorsa... yoksa kendin beceremiyorsun diye kıskançlığından mı yapıyorsun bunları?
  • radyo odtü' de konuk olduğu, modern sabahlar programı vasıtasıyla, bonus olarak dinleme şansına da vakıf olduğumuz, altyazı tanrısı. dipnot olarak şunu söyleyebilirim ki, sesi inanılmaz derecede rafet el roman' ın sesine benzemekte. bir süre sonra, ''aaaaaaşk bir kalbin içinde ağlıyor aaaaaaşk'' şeklinde bir giriş yapacak diye o kadar çok korktum ki anlatamam.
  • @javelin *lost çevirisini bırakmasını şu şekilde açıklamıştır.yani açıklamadan öte duyurudur.

    "sevgili arkadaşlar, lost çevirilerinde bir değişiklik sözkonusu oldu. çevirileri 3. sezon sonundan beri yapmakta olan doctor_jivago arkadaşımız, bundan sonraki bölümleri bir başkasının üstlenmesi gerektiği düşüncesinde olduğunu söyledi. kendisine bugüne kadar gösterdiği özveri için teşekkür ediyoruz...

    lost çevirileri bundan böyle pınar tarafından devam ettirilecektir. alışılmış hız ve kalite fazlasıyla devam edecektir. pınar arkadaşımıza dizinin bundan sonraki bölümlerinin çevirisinde kolaylıklar dilerim."
  • gurbet ellerde mac seyredecez diye sekilden sekilde girerken soyle bir seyle karsilastiydik: vatandasin biri stream yapilabilen sitelerden birinden maci yayinliyor elinden geldigince, baglantisi da muhtemelen cok iyi olmadigindan arada kesiliyor goruntu ses falan. ama iyi ama kotu izleniyor iste, kisacasi bir sekilde izleyebildigimiz icin duaciyiz. yanda da millet birbirine rahat rahat kufur edebilsin diye bir chatbox koymuslar, aha oraya goruntunun gittigi bir anda baltanin biri sunu yaziyor: "canli yayin nerde lan pezevenk ?".

    bu altyazi isine ara vermek kendi akil sagligi acisindan hayirli bir karar olmus bence.
  • biraktiktan sonra bile hala ottan boktan elestiriler almaya devam eden cevirmen. sen sagda solda adama altyazilari icin dumduz giderken birsey olmuyor, adam cevap hakki dogup, cevap verince tu kaka oluyor. oh, ne ala memleket anasini satayim. netekim olan olmus, giden gitmis. bu saatten sonra ne desen bos. son olarak;
    (bkz: yeter artik vurmayin adam oldu)
hesabın var mı? giriş yap