• popçu. çatlamış çöl toprağında klip çekmeye bayılır.
  • izmir'de erkek çocuklarına en çok koyulan isim. 3 erkek çocuğundan birinin adı mutlaka ege' dir. diğeri için;

    (bkz: efe)
  • eşeğe doğru evrilen sıpam, arkadaşım, canım, can yoldaşım;

    bugün daha bir anladım büyüdüğünü. ben sanıyordum ki ailede benden başka kimse mitolojiye bu denli aşık olmayacak. ama değil mi ki saatlerce sıkılmadan hatta büyük heyecanla dinledin okuduğum kitabı; inan bana nurullah barıman da en az benim kadar sevindi bu duruma.

    deli egeos'um benim. adına layık bir merakın oldu bugün o efsunlu dünyaya. inan bana, midas'ın hikayesini ben de en az senin kadar gülünç, dafni'ninkini hüzünlü, narkissos'unkini de aptalca bulmuşumdur. henüz sekiz yaşındasın, ama ben kimsenin gözünde sendeki ışığı yakalayamadım mitolojik hikayeler hususunda. bu konuda yalnız olduğumu düşünürdüm yıllardır. sonra işte bir gün, bugün, sen çıkageldin. çok değil, sekiz sene önce bir hemşirenin kucağında, yeşil bir örtü içinde cılız çığlıklar atan bebekle aynı kişi misiniz siz sahiden? ah miniğim, şimdi adımların büyüklerin dünyasına doğru hızla koşuyor. ben bir çocuk nasıl herkesten, her şeyden, hatta kendinden bile fazla sevilir; senle öğrendim. sonra derinos'la devam etti bu gelenek.

    şimdi hayatımın merkezi, derin bir ege'ye ait. öyle derin ki, bazen boğulacak gibi oluyor insan bu sevgiden.

    seni çok seviyorum ilk göz ağrım, yol arkadaşım, minik adamım.
  • zeytinyağı, kekik, mis kokulu domatesler, taze nane ve beyaz peynirin leziz bileşimidir çoğunlukla denize karşı*.
  • aslında türkçede ege denizine hep akdeniz denmiştir. (bkz: ordular ilk hedefiniz akdenizdir ileri) sonra sonra sonra ege demeye başlamışız.

    ege adı, ege denizi'nin batı yakasında yaşamış aigeus adlı bir yunan kralından gelir. bu kralın isminin verilmesine sebep olan olay da özetle şöyledir:

    bu kral oğlunu bir canavarı yenmek için yollar. oğluna da tembih eder: "giderken siyah bayrağı çek. eğer yenilirsen dönüşte de onu indirme ki akibetini anlayayım. yok eğer kazanırsan o zaman da beyaz bayrak çek."

    oğlan gider, canavarı yener ama zafer sarhoşluğu içinde beyaz bayrak çekmeyi unutur. uzaktan gelen geminin siyah bayrağını gören aigeus da kendini burçlardan denize atarak intihar eder.

    ondan sonra o denize aigus'un adı verilir.
  • biri tunceli'den diğeri istanbul'dan kalkmışlar okudukları üniversiteleri bırakıp tekrar sınavı kazanıp ege'nin bu yakasının en güzel şehri izmir'e gelmişler.

    aşık olmuşlar kordon'da, aşık olmuşlar kordon'a. rakı içmişler ege'ye karşı, duygulanmışlar öbür yakanın müziğini dinlerken, anmışlar gitmek zorunda kalanları.

    en güzel yıllarını ege de geçirmişler. sonra bir değil iki bebekleri birden olunca, biri kapkara biri sapsarı çıkınca, karanın adı güney olup bir ad bir bebeğe bu kadar yakışınca

    diğerinin adı ege'den başka ne olabilirdi ki?
  • daracık sokaklarda beyaz duvarlı evler, evlerin lacivert boyalı pencereleri, nazar boncuklarının mavileri. deniz, kimi yerde lacivert, kimi yerde yeşil, boz, turkuaz, mavi. üzerinde beyaz beyaz dalgalar, kıpır kıpır tekneler. dumanı tüten çayla karışık deniz kokusu... arnavut kaldırımı sokaklarda kuyrukları durmadan sallanan sürüyle köpek. balık çalmaktan boyu belime yaklaşmış kısa tüylü, çirkin, sulu ve her daim baston kuyruklu kediler... rakı- balık muhabbetleri, dertleşmeler.
    kışın yağmurda parlaklaşan renkler, burun kızartan rüzgarlar...
    baharda bulutlar koyu gri, dağ taş koyu yeşil... yeni yeni açmaya başlayan gelinciklerin kırmızısıyla koyu yeşil otlar, monet tablosu gibi... bademlerle kayısıların çiçekleri açmış, her yer pembe-beyaz.
    üzerine aldığın incecik şal dalgalanır rüzgardan. saçların dağınık topuz, içinde şile bezinden bir gömlek...
    ve huzur dolu sabahlar, aydınlık. yeşil zeytin yiyerek başlamak güne, zeytinyağına kekik döküp ekmeğini banmak.
    "dünya güzel" dedirten yerdir ege, "yaşamak güzel"...
  • ege üniversitesi hastanesinde doğdum. ege'nin incisinde yaşıyorum. ege edebiyat mezunuyum. annem ege tıptan emekli; babam ege gübre'den. yazlığın bulunduğu sitenin ismi ege ile başlıyor. yeğenimin adı ege. tanıdığım birçok çocuğun adı ege.

    burada hayatın göbek adı ege!
  • zamanında albüm satışları 5.000.000'u bulmuş olan şarkıcı/yorumcu... akustikten vazgeçmediği için piyasada kendisine yer bulamadığını söylüyor... twitter vb teknolojinin uzağındayım diyor... bu kadar büyük satışlara ulaşmış olmasına rağmen ve bir dönem çok popüler olmasına rağmen öyle çok büyük paralar kazanamadığını 2 ay çalışmasa borçların sıkıştırmaya başladığını söylüyor...

    ülkemizde zamanında bu kadar ünlü olmuş bir müzisyenin bile durumu buysa müzik piyasasının hali içler acısıdır ve telif olayı hala oturmamış demektir...

    ege de ne yapmış zeytin yağı işine girmiş... bir albümün maliyeti 100.000 dolarmış... ve günümüzde albüm satışları maliyetini karşılayamıyormuş... ondan sonra yeni ve yaratıcı albümler neden çıkmıyor diyoruz...
  • '' ankaralı turgut'un kasedi benden daha çok satıyor ama ben de sting'den daha çok satıyorum.insanların müzik anlayışları çok tuhaf!'' şeklindeki demeciyle bugün beni ağlatmış * olan popçu.
hesabın var mı? giriş yap