265 entry daha
  • sanırım 20 yıldır gidip geliyorum. ilk senelerde "nereden olursan ol yine gel, yeter ki züppe olma" diye isimlendirebileceğim bir kesimle birlikte tatil yapıyorduk. olimpos sınırlarından girince bikiniyi altımıza geçirip, yemek sırasında bahta ne çıkarsa yeyip, istediğimiz köşelerde tombik efes içip, carettaları rahatsız etmemek için azami hassasiyet gösterip, plajda veya herhangi bir yerde gürültü etmeyip, gece plaja inmeyip, hep birlikte fakir ve basit tatiller peşinde koşuyorduk. (o sıralar efes tombik şişe 1.5 tl galiba)
    pansiyoncular (hemen hemen hepsi akraba, araziler miras yoluyla bölüne bölüne pansiyon çeşitleri artıyor) parası kalmayan turistlere yatakhanede yatacak yer gösterip kalma bedeli olarak temizlik falan yaptırıyorlardı. böyle bir kitle.
    tabii ki bitli turistten hoşlanmamaya başladılar. bitli turist, bir tek geliyor az biraya para harcıyor, onun dışında öğlen sahilde sabah kahvaltısından cebine koyduğu yumurtayı yiyor falan. adamların kazancı yatak ücreti ve bira. o da bakkalda da var. şehirde satılandan az pahalı bakkalda satılıyor, bakkaldan az pahalı pansiyonda satılıyor, haliyle herkes bakkaldan alıyor. ha bu arada tabii ki tıklım tıkış ortalık yatacak yer bulmak için pansiyon pansiyon geziyorsun, adamlar bitli turistte inanılmaz bir doluluk sağlıyorlar. duşlu oda çok lüks, koğuş veya duşsuz bungalow var. hiç yer yoksa zorunluluktan az daha fazla para verip duşlu oda tutuyorsun.
    hah ne diyorduk, sevmediler bitli turisti, az daha paralısı gelsin istediler. bir öküz bar vardı, orange vardı, bir de turkmen'in bir barı vardı, onun dışında gece hayatı yoktu falan, istediler ki etkinlikler şunlar bunlar olsun, barlar artsın, antalya ve yöresinden insan aksın, azıcık daha tanınsın yahu orası, belki biraz daha paralı turist gelir.
    hakikaten iç turizmde bir popülerleşme görüldü, o arada artık pıtrak gibi özel üniversiteler meslek yüksek okulları falan açılıyor civar illere, türk gençliği buraya akmaya başladı. 2007 civarları falan, derviş paketlerinin ekmeğini yiyen toplum parayı toparlıyor, az daha zengin yaşıyoruz falan, çıralı ekoturizmi gelişiyor, odalar orada çok daha pahalı, olympos da özenip butikleşme çabasına giriyor. e gençlerde para da var. bira 5 lira falan olsa gerek o arada. yani bizim gençler daha az bira içiyor tabii ama öğlen oturup yemekler yiyorlar, kahvaltıyı kaçırıp omlet sipariş ediyorlar falan, yatak + mutfak + az bira fena kazanmamaya başlıyorlar. bitli turist o sırada başka yerleri keşfetmekle meşgul. zaten olympos artık onlar için pahalı.
    ok iyi güzel. yine özgür gençlik, yine güzel gençlik. pansiyoncular beğenmiyor. gençler yatmak bilmiyor. gençler çok gürültülü. gençler sakin sakin oturmuyor. bira içip sapıtıyorlar. sapıtan var, hastanelik olan var. yani pansiyoncu yeni kitleden de memnun değil. yeni kitle zahmetli.
    2010'ların ortasına geldik, en son gidişim 2017 galiba. bitli turist hiç yok. gençliğin cebinde para yok. genelde gelenler ailece uygun fiyatlı tatil yapmaya gelenler. bir tür organik sağlıklı tatil peşindeler. ama çıralı çok pahalı. çünkü ceplerde vallahi para yok. bir de hafta sonları antalya'nın tofaş'lı gençleri var, müzik açıp vadi boyunca volta atıyorlar. hala bazı gençler var, onlar zaten ya kadir'de, ya orange'de falan kalıyorlar, son kurtarılmış bölgeler. diğer pansiyonlarda giydiğine falan dikkat etmek zorundasın. aile pansiyonu olmuş hepsi. pansiyoncuyla konuşuyorum, adam şikayetçi. akşam bira içen yok. yatak parası kazanıyor, aileler aktivite peşinde oldukları ve plaj uzakta olduğu için çocuklar karnı acıkınca öğlen çıralı'da gözleme yiyor, akşam yemeğinden sonra iki kazan çay beleş içiliyor ama bir tane bira içen allahın kulu yok.
    yani benim bu değişimine tanık olduğum profiller ve pansiyoncuların yaklaşımından anladığım parayı getirecek her şeye fitler, ve şu anki halde en kötü ekonomik durumlarını yaşıyorlar. zaten pansiyoncuların çoğu olympos'ta yaşamıyor, civar yerlerde evleri var, buraya iş olarak gelip gidiyorlar. husumet o kadar fazla ki bir köklü bağlılık hissi yok. cruise gemisi gelse mutlu olacaklar. her sene sel yaşanıyor, ağaç evler haşat oluyor, onun yerine şöyle adam akıllı bir beton otel olsa işleri çok daha kolay olacak. falan filan.
    olmypos'un sevenleri ile sahipleri maalesef aynı kişiler değil.
57 entry daha
hesabın var mı? giriş yap