türk köylüsü
-
o, topraktan oğrenip,
kitapsız bilendir.
hoca nasreddin gibi ağlayan
bayburtlu zihni gibi gülendir.
ferhad’dır
kerem’dir
ve keloğlan’dır.
yol görünür onun garip serine,
analar, babalar umudu keser,
kahbe felek ona eder oyunu.
çarşamba'yı sel alır,
bir yar sever
el alır,
kanadı kırılır
çöllerde kalır,
ölmeden mezara koyarlar onu.
o, yûnus-u biçare'dir,
baştan ayağa yaredir,
ağu içer su yerine.
fakat bir kere bir dert anlayan düşmeyegörsün önlerine,
ve bir kere vakt erişip
"gayrık yeter!.."
demesinler.
ve bir kere dediler mi,
israfil surunu urur,
mahlûkat yerinden durur.
toprağın nabzı başlar
onun nabızlarında atmağa.
ne kendi nefsini korur,
ne düşmanı kayırır,
dağları yırtıp ayırır,
kayaları kesip yol eyler, ab-ı hayat akıtmağa"
(bkz: nazim hikmet)
(bkz: memleketimden insan manzaralari)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap