4 entry daha
  • d. sokrates'le uzlaşısı ve muallaklık

    thrasymakhos için ilk başta sokrates'le uzlaşının imkanı yok gibiydi. ama daha sonra devlet'in 1. kitabının sonunda adalet - erdem tartışmasıyla birlikte sokrates'in seri sorularına karşılık sadece "evet-hayır" şeklinde cevaplar verebilmiştir (en azından ilk baştaki "savaşçı" kimliğinden artıke ser yoktur sofistimizin). sokrates bunu alaycı bir şekilde dile getirmekten geri durmamıştır: "bakıyorum da thrasymakhos, sadece 'evet', 'hayır' demekle kalmıyorsun, harika cevaplar da veriyorsun. hoşuma gidiyor bu." (351c) oysa thrasymakhos'un uzunca bir süre sokrates'in ironi dolu soruları karşısında çaresiz kaldığı aşikardır, sokrates'e burada bunu söyleten thrasymakhos cevabı şuydu: "senin dediğin gibi adillik yanıklık ise, adalete başvurmak zorundadır; fakat benim dediğim gibi ise, sadece haksızlıkla işi yürütebilir." bu söylemle birlikte şu ortaya çıkıyor: her birinin adil olmadığı bir hırsızlar, haydutlar grubunu, bünyesindeki her askerin adil olmadığı bir orduyu düşünün; üyelerin birbirlerine karşı da haksızlıklar yapmaları durumunda grup olarak emellerine ulaşmada başarılı olabilirler mi? thrasymakhos ile sokrates'in uzlaşısına göre, başkalarına karşı adil olmayanlardan oluşan grubun kendi içinde birbirlerine karşı adil olmaları gerekir. zira sokrates bu durumu şöyle açıklıyor: "adaletsizlik insanlar arasında ayrım, kin ve kavga yaratır; tersi ise insanlar arasında birlik ve dostluk yaratır"; thrasymakhos şöyle onaylıyor bunu: "haydi öyle lsun bakalım, seninle tartışmak istemem sokrates" (351d).

    devlet'in 1. kitabı bir platon klasiği olarak muallakta sonlanıyor, bunu sokrates'in itirafında görüyoruz: "...yine de tam tadını çıkaramadım bu durumun. ama bu senin değil benim hatam. önüne konan yemeklerden birini bırakıp diğerine saldıran ve en nihayetinde hiçbirinin tadını tam olarak alamayan açgözlü oburlar gibi daha başta aradığımız şeyi, adaletin özünü bulamadan daldan dala atladık durduk... bütün tartışmamız sonucunda yine ben aslında hiçbir şey bilmediğimi anlamış oldum."

    kimi kritikçilere göre devlet'in 1. kitabının bu şekilde sonlanışı, aslında platon'un bu ilk kitabı diğer 9 kitap için bir giriş olarak (ki platon 2. kitabın başında, 357a'da "bu konuşmaların ardından tartışmamızın sonuna geldiğimizi sanıyordum, yanılmışım. meğer hepsi bir 'giriş'miş" der) veyahut onlardan tümüyle bağımsız düşünerek yazmış olmasıyla alakalıdır. ancak bu tezi kuvvetlendirecek kitabın kendisi haricinde başka delilimiz yok (andrea tschemplik, the republic: the comprehensive student edition, p.9, rowman & littlefield 2005). veysel atayman ile cenk saraçoğlu'nun çevirisinde ise bu durumla alakalı düştükleri not ise şöyle: "bu son sözlerle diyalog platon'un ilk dönem diyalogları gibi bir 'aporie', çaresizlik, ne yapacağını bilmezlik durumu çıkartıyor karşımıza... cevap açık kaldığına göre sonraki bölümleri beklemek durumundayız. böylece bu ilk kitap bir giriş olma özelliğine de kavuşuyor." (platon, devlet, sf.145, bordo siyah yay., 2006)

    genel itibariyle şöyle bir değerlendirme yapmak mümkün, devlet'in 1. kitabında çizilen thrasymakhos profili, açıkça sofistleri simgelemektedir. araştırmacıların çoğu bunu thrasymakhos'un kavgacı ve paraya düşkün tavrına bağlamaktadır (bakın: 337d). hatta kimi kritikçilere göre platon'un burada okuyuculara gösterdiği thrasymakhos kişisine söylettirdikleri sadece hayal ürünüdür, gerçekte yaşamış olan thrasymakhos adalet üzerine bu kitaptaki gibi konuşmazdı (terence irwin, classical philosophy: collected papers, volume 3 plato's ethics, p.21, a garland series, taylor & francis). aslında bu da çok önemli değil, gerçekte yaşamış olan sokrates'in bile neyi "gerçekten" söyleyip söylememiş olduğu bile belli değilken platon'un thrasymakhos'a biçtiği gömleğin önemli olduğunu sanmıyorum. bütünlük çerçevesinde, devlet'in bir eser olarak sunduğu "ideal ülke" düşüncesine -şöyle bir giriş niyetine- thrasymakhos heyecan katmaktadır. bana kalırsa, bu açıdan değerlendirildiğinde thrasymakhos, platon'un en renkli simalarından biridir. ayrıca kendisinden sonra sokrates'le tartışmaya girişen glaukon'la karşılaştırın: #13691328.
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap